Raf Yorumu: batuhanbbgl (@batuhanbbgl)

📺:KİMYA 🎯:Film ⏲️:89 dakika 🎰:6/10 --------------------------------------------- Kalabalıklar içindeki yalnız olmak... Bulunduğun hayata, bulunduğun aileye, bulunduğun çevreye sığamamak... Kendine hazırladığın konfor alanında bir parçan rahattır; lakin büyük parçan kalıpları kırmak ve nefes almak ister. Nefes alarak enerjini doldurmak istersin. Kimsenin seni…devamı📺:KİMYA 🎯:Film ⏲️:89 dakika 🎰:6/10 --------------------------------------------- Kalabalıklar içindeki yalnız olmak... Bulunduğun hayata, bulunduğun aileye, bulunduğun çevreye sığamamak... Kendine hazırladığın konfor alanında bir parçan rahattır; lakin büyük parçan kalıpları kırmak ve nefes almak ister. Nefes alarak enerjini doldurmak istersin. Kimsenin seni anlayamadığını düşünürsün, bulunmak istediğin yerde olmadığının aydınlanmasını yaşarsın. Garip; ama yenileyici ve sonunda rahatlatıcı bir süreçtir. Yolları kesişen iki yalnız insanın hikayesini ekrana taşıyan "Kimya", yönetmen Umut Evirgen'in ikinci filmi... Umut Evirgen'in değişik çekim metodlarıyla ağızlara bir parmak bal çalan yapım, alt metninde size bambaşka bir İstanbul gösteriyor. Bu yönüyle oldukça başarılı! Bir olayın değil durum hikayesinin anlatıldığı film, ilk kez 37. Varşova Film Festivali'nde gösterilmesinin ardından platformda prömiyerini 18 Ekim'de yaptı. Dram türünde adledebileceğim filmin senariatliğini de Umut Evirgen üstlenmekte! Oyuncu kadrosunda Melisa Şenolsun, Levent Üzümcü, Belçim Bilgin, Bora Akkaş gibi isimler yer alırken onlara yan rollerde İrem Sak, Necip Memili, Alican Yücesoy, Müge Bayramoğlu, Celil Nalçakan, Esra Ruşan ve Gürberk Polat eşlik ediyor. Umut Evirgen'in teknikleri ve oyunculuk performanslarıyla yapım, ortalamanın bir tık üstüne yükseliyor. 50'li yaşlarında, beyaz yakalı, evliliğinde mutsuzlukları görmeye başlamış ve ailecek yakın arkadaşlarıyla yemek yiyen bir adam... 20'li yaşlarında, hayatın onu çabuk büyüttüğü, her şeyden çabuk sıkılabilen, sevgilisinde aradıklarını bulamayan, çılgın ve özgür bir kadın... Filmin ana odağına oturttuğu bu ikili, birbirine kebapçının önünde sigara içerken denk geliyor. İkisi de bir hayli yalnız ve bunalmış. E göz göze gelmeleri ve birbirlerini yalnızlıklarından tanımaları da kaçınılmaz bir gerçek... Çok konuşmadan, birbirlerinin isimlerini öğrenmeden bir motora atlarlar, İstanbul gecelerinde uzun bir tur onları beklemektedir. Yüzlerce kişilik partilerden denizin ortasındaki sandala, gözleri rahatsız eden ışıklı ortamlardan sadece siyahın belli olduğu izbe ormanlara kadar geçen sürede adam ve kadın, birbirlerinin yalnızlıllarını keşfetmeye ve sarmaya çalışır. Bu film, benim için oldukça farklı bir deneyim oldu.