Bu dünyada intihar etmek isteyen çocuklar vardı. Her gece yok olmayı dileyen gençler...
Çocuklarının bütün hayatını üniversite sınavına bağlayan ebeveynler vardı mesela; kızı veya oğlu o fakülteyi kazanmazsa dünyanın sonunun geleceğine inanıyorlardı. Bir de o çocukları hayatta tutanlar vardı biliyor…devamıBu dünyada intihar etmek isteyen çocuklar vardı. Her gece yok olmayı dileyen gençler...
Çocuklarının bütün hayatını üniversite sınavına bağlayan ebeveynler vardı mesela; kızı veya oğlu o fakülteyi kazanmazsa dünyanın sonunun geleceğine inanıyorlardı. Bir de o çocukları hayatta tutanlar vardı biliyor musunuz, onlara çok saygı duyuyorum. Her şeye rağmen tüm şarkılarını o gençlere armağan eden, kulaklıklarında 'her şey güzel olacak, pes etme' diyen hayran olduğum insanlar vardı. Dünyanın herhangi bir yerinde onları anlayan birileri vardı işte. O en sevdiği yazar onun için yazmıştı o kitabı biliyordu, işte o zaman o satırlarda evi hissedebiliyordu. Dünya'nın bir ucunda ki o grup şarkılarıyla onun elinden tutmayı başarıyordu işte, kelimelerle ve melodilerle sıkıca sarılabilirdiniz birbirinize.
Bu kadar kolaydı aslında onları mutlu etmek. Ellerinden tutup, sıkıca sarılmaya ihtiyacı vardı bu gençlerin. Bu gençleri öyle yalnız bırakmışlardı ki gece kollarını kendine doluyor sıkıcı sarılıyordu kendine, onu saracak başka kimse yok çünkü.
Oysa yara bandını sıkıca yapıştırmıştı o çocuk. Onu ruhsuz, duygusuz, kayıtsız yapmayı becermişti bu toplum ve o da çokça kanattıkları dizlerini sıkıca bantlamıştı ama bazen yağmurlu o gecelerde yara bandı ıslanıp kalkıyordu. Ve tekrar görüyordu o, çocukta olsa gençte olsa bundan yıllarca sonra bile bu yaralar hiç kabuk bağlamayacaktı.
Onlar hep bu çağın ruhu serseri o kayıp çocukları olacaklardı. Bir sürü yıl sonra da siz onları öylesine bir kaldırımın başında hala eskitemediği o şarkıları mırıldanırken bulabilirsiniz. Kendileri gibi hissettikleri tek yerde o şarkılarda bile özgür bırakmadıkları o çocukların nasıl seslerini kestiklerini görebilirsiniz. Artık sadece o şarkıları mırıldanıyorlar, söyleyecek güçleri kalmadı. O satırları gizli gizli okuyorlar, kitabı açık bırakırlarsa birileri onları fark edebilir. Ayak seslerini dinle. Geliyorlar yine çalmak için bir şeyleri.
(Yazdığım kurgumdan alıntıdır. Biraz uzun bir alıntı oldu okuduysanız teşekkür ederim.)