Sana bakmak ve kalması her şeyin. Öyle işte diye biten muhabbet yeniden başlamaz. Suskunluğa nerede iyi bakılır bunu geçirir için. Yatağından kaldırılmış uykusuz bir ırmak konuşurken aklına gelir, bunu demek istemedim. Başının üstünde taşır kırgınlığı, bir bulut. Neden hevesi kırılır…devamıSana bakmak ve kalması her şeyin. Öyle işte diye biten muhabbet yeniden başlamaz. Suskunluğa nerede iyi bakılır bunu geçirir için. Yatağından kaldırılmış uykusuz bir ırmak konuşurken aklına gelir, bunu demek istemedim. Başının üstünde taşır kırgınlığı, bir bulut. Neden hevesi kırılır babasız büyümüş evlerin. Her şeyden bir anlam çıkarıyordu ucuza kapattığım ses geçirmez öfkem. Beni sevebilirsin bunu bir yerlere dağ olarak sakladım….
Diyebilirim ki bizzat iyilik dahi ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir. İnsanlar size inanırlar, inanırlar yine size inanırlar fakat menfaatlerine dokunmamak şartıyla...
İnsan ruhunun dünya okulundan devşirmesi gereken yegâne duygulardan biri olan merhamet, ruhsal bir yetenektir. Sonradan öğrenilmez çünkü merhamet toprağa aittir. Güdüsel, saf ve yabanidir. Başkasının ıstırabını deneyimlemeye gerek duymaksızın o ıstırabı hissedebilme mucizesidir. Kaç kişi diyebiliyor senin kalbini durduran üzüntü…devamıİnsan ruhunun dünya okulundan devşirmesi gereken yegâne duygulardan biri olan merhamet, ruhsal bir yetenektir. Sonradan öğrenilmez çünkü merhamet toprağa aittir. Güdüsel, saf ve yabanidir. Başkasının ıstırabını deneyimlemeye gerek duymaksızın o ıstırabı hissedebilme mucizesidir. Kaç kişi diyebiliyor senin kalbini durduran üzüntü hepimizin nabzında atıyor şimdi diye. Kendinden bir tabiat yeni bir ağaç, yeni bir dil, yeni bir şefkat, yeni bir hayret, yeni bir son meydana getirmeyenlerin yapış yapış kibri. Kibrin bu en sinsi hali kelimelere takla attıran ulu orta tevazu gösterisiyle perdelenmiştir. Kibrin gizli seremonisi başladığında sadece müziği açın, göreceksiniz mecburen dans etmek zorunda kalacaklar...
İnsanlar ya arayan ya kaçan olarak doğar. Kaçanlardan olmak en büyük lütuftur. Arayanlar da olmaksa insana sadece acı ve mutsuzluk verir. Her kapıyı zorlarsın. En karanlık boşluklara dalarsın...
Demişti Yaşar Kemal, epey bir yüreğime bastırmıştım bu sözü...
Yay esnektir ama bu esnekliğin bir sınırı vardır. Kapasitesinin ötesinde bir güç uygulanırsa kırılır ya da kendisini tutan elin gücünü tüketir. Hep demezler mi önemli olan yolda olmak diye. Okçunun asıl öğrenme süreci okçunun yoluna dair kuralları unuttuğunda ve yalnızca…devamıYay esnektir ama bu esnekliğin bir sınırı vardır. Kapasitesinin ötesinde bir güç uygulanırsa kırılır ya da kendisini tutan elin gücünü tüketir. Hep demezler mi önemli olan yolda olmak diye. Okçunun asıl öğrenme süreci okçunun yoluna dair kuralları unuttuğunda ve yalnızca içgüdülerine uyarak hareket ettiğinde başlar yolu. İnsanın niyeti de ok gibi kusursuz, sağlam ve odaklı olmalıdır. Hedefiyle arasında bulunan mesafeyi aşarken kimse tarafından engellenmemelidir. Attığın her ok yüreğinde bir iz, bir hatıra bırakacak ve bu hatıraların bileşimi sayesinde her atışın bir öncekinden başarılı olacaktır. Okun yola çıkması gereken her an; yayın, okçunun ve hedefin kainatla aynı noktada buluştuğu andır. Buna ilham adı verilir. Yayın bilinci yoktur. Okçunun elinin ve arzusunun bir uzantısıdır. Öldürmeye de yarayabilir, derin düşüncelere dalmaya da. Dolayısıyla niyetinin ne olduğu konusunda şüpheye düşmemelisin. Amaçsız bir dua yaysız bir oka benzer. Duasız amaç oksuz bir yaya benzer...
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir. A177