N. (@merlinnn)

Hepimiz az çok polisiye kitapların belirli özelliklere sahip olduğunu biliriz. Hayatında ciddi travmalar yaşamış, yalnız, kaybedecek bir şeyi olmayan ve bu yüzden de korkusuz olan bir cinayet masası dedektifi ve seri cinayetler işleyen bir katil. Bu katilin belirli bir düzeni…devamıHepimiz az çok polisiye kitapların belirli özelliklere sahip olduğunu biliriz. Hayatında ciddi travmalar yaşamış, yalnız, kaybedecek bir şeyi olmayan ve bu yüzden de korkusuz olan bir cinayet masası dedektifi ve seri cinayetler işleyen bir katil. Bu katilin belirli bir düzeni yani ritüeli vardır ve dedektif en sonunda bu düzenin içindeki gizlenmiş karanlık düzensizliği ortaya çıkarır ve cinayet çözülür. Peki bu işin içine doğaüstü bir durum girerse ne olur? İşte bu kitapta olduğu gibi çok keyifli bir okuma deneyimi sunar. Burada Ciddi Suçlar Başdedektifi Kate Messenger, erkek egemenliğinin olduğu bir ortamda çalışan oldukça güçlü bir karakter. Bir gün bir ailenin hatta ailenin köpeğinin bile öldürüldüğü bir davayı alır ve çözmeye çalışırken yolu bir ikiliyle kesişir. Gözleri kör ve konuşamayan bir çocuk ve ona koruyuculuk yaptığını iddia eden bir adam. Kate bir yandan bu olayla uğraşırken diğer yandan kendini daha farklı, aklının almakta zorlandığı olayların içinde bulur. Yeni sorunu ise kendisine '' Canavar'' denilen bir adam. Acaba kimdir ve onunla bağlantısı nedir okuyup öğreneceğiz. Okurken sanki film izliyormuşsunuz gibi hissettiren, acaba sinemaya uyarlansa nasıl olur diye düşündürten bir kitap oldu benim için. Oldukça sürükleyici olduğu için elimden bırakamadım. İnsanı yormayan ama aynı zamanda meraklandıran çok iyi düşünülmüş bir kurguya sahip. Yazarın dili de oldukça basit. Ama çevirisi gerçekten çok sorunlu. Cümleler düşük ve kelimelerin çoğu yanlış yazılmış. Bu o kadar çok ki neden dikkat etmemişler anlam veremedim. Diğer bir husus da katilin tahmin edilebiliyor olması ki kitaptaki esas konu bu değil aslında. Bu sadece kitaba bir girizgâh yapılabilmesi için oluşturulmuş bir olay olduğu için çok bir öneminin olduğunu düşünmüyorum. 7 kitaplık bir seri ve ülkemizde 2 tanesi basılmış. Umarım devamı gelir. Gelmeli de. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar.

merlinnn 1 year ago

Lanetli Ev

Peter Cornwell

4 Gönderi

Bu filme gerçekten bayıldım. İzlerken bazı yerlerde ağladığımı itiraf etmeliyim. Korku filminde de ağlanır mı demeyin, izlediğiniz zaman sizin de gözlerinizin dolacağına eminim. Çaresizliği, elinde olana tutunmayı, fedakârlığı, birlikte güçlü olmayı, sevgiyi o kadar güzel işlemişler ve bunu korkuyla o…devamı

merlinnn 1 year ago

Evil Eye

Elan Dassani

1 Gönderi

Film Hintli bir annenin kızını evlendirmek istemesiyle başlıyor. Kızı 29 yaşında ve Amerika'da tek başına yaşıyor.Annesi internetten sürekli Hintli damat adayları bulup kızıyla buluşma ayarlıyor çünkü kızının astrolojik haritasına göre kızı eğer 29 yaşında evlenmezse daha da evlenemeyecek gibi bir…devamı

merlinnn 2 years ago

Son Durak

James Wong

25 Gönderi

Korku sinemasında film serileri içinde önemli bir yer tutan kült bir film diyebileceğimiz türden bir serinin ilk filmi. Diğer korku filmlerinde ne yapar ne eder en azından bir karakter kurtulur ama bu filmde istisnasız herkes ölüyor hem de günlük başımıza…devamı

merlinnn 3 years ago

Alive

Il Cho

87 Gönderi

Zombi filmlerini hep çok sevmişimdir. Çünkü ekstrem koşullar altına insanların nasıl değiştiğini yani karakter dönüşümlerini net bir şekilde görebiliyoruz. Ayrıca "Ben olsam bu durum karşısında ne yapardım?" sorusunu film boyunca kendimize sorduğumuz için filmin içine daha kolay girebiliyoruz. Filme gelecek…devamıZombi filmlerini hep çok sevmişimdir. Çünkü ekstrem koşullar altına insanların nasıl değiştiğini yani karakter dönüşümlerini net bir şekilde görebiliyoruz. Ayrıca "Ben olsam bu durum karşısında ne yapardım?" sorusunu film boyunca kendimize sorduğumuz için filmin içine daha kolay girebiliyoruz. Filme gelecek olursak ; Film sabah Oh Joon- woo adlı teknoloji delisi bir gencin uyanmasıyla birden başlıyor. Etrafta birden insanlar kaçmaya ve ayrıca birbirlerine saldırmaya başlıyor. (Filmde zombi kelimesi kullanılmıyor.) Enfekte olan insan sayısı gittikçe artarken, ana karakterimiz evde tek başına hayat mücadelesi vermeye başlıyor. Tabii ki hayatta kalmak ve sesini duyurmak için teknolojiden faydalanmaya çalışıyor ama o da bir yere kadar. Çünkü ne kadar teknolojik olarak donanımlı olursan ol bir yerden sonra normal bir insanın yerini hiçbir şey tutamaz oluyor. Ve karşı apartmanda bir kızla tanışınca Kim Yu-Bin) işler değişiyor. Öncelikle filmde çok eksik noktalar var. Özellikle insanlar virüs mutasyonuyla enfekte oluyor ama bu nasıl bir virüs? İnsanlara nasıl bulaştı? Filmde enfekte olan insanlar için görme, işitme ve koku yönünden gelişmemiş diyor ama en ufak sesi bile algılayıp topluca karakterlerimizin peşine düşüyorlar. Ve çok hızlılar. Maraton koştursan soluksuz koşarlar. :) Oh Joon-woo kendini korumak için buzdolabını kapının önüne itiyor ama arada mesafe var ve herhangi bir kablo da gözükmemesine rağmen buzdolabı çalışır vaziyette. İçinin ve üstünün ışıkları yanıyor. Diğer esas kızımız hakkında da hiçbir bilgi yok. Ailesi vb. gibi. Ama birkaç güzel sahnesi vardı. Özelikle sonlara doğru bir sahne dikkat gerektiriyordu. Sonuç olarak bu filmden : Teknoloji yaralıdır ama asla reel bir insanın yerini tutamaz. Ailelerimizle zamanımız varken bolca vakit geçirmeliyiz. Çünkü bir sabah uyandığımızda her şey için çok geç olabilir.

merlinnn 3 years ago

Kaybedenler Kulübü

Tolga Örnek

93 Gönderi

Cevabı olmayan herhangi bir şeyin sorusu da olmaz zaten sayın dinleyen. Sorular sadece cevabı duymak isteğiyle var olurlar. Yine sabah olacak, yine yeni bir gün başlayacak ve ben yine öleceğim.

merlinnn 3 years ago

Merdiven Altındakiler

Wes Craven

2 Gönderi

Bazen "içerisi" dışarısıdır. Gerçek bir olaydan esinlenilen bu film bence Wes Craven'in başyapıtlarından biri. İyi bir gerilim filmi olmasının yanı sıra içerisinde mizahi ögeleri de barındırıyor. Oldukça sürükleyici. İzlerken nefesinizi tutuyorsunuz ve filmin nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Özellikle filmdeki iki…devamı

merlinnn 3 years ago

Akıl Oyunları

Ron Howard

199 Gönderi

Şizofreninin en kötü yanı, gerçekle gerçek dışını ayırt edememektir. Bir düşünün: Tanıdığınız kişilerin, bildiğiniz yerlerin, sizin için en önemli anların hiç bir zaman sizi terketmediğini, ölmediğini fakat zaten hiç bir zaman da varolmadığını aniden öğrendiğinizi hayal edin. Bu nasıl bir…devamı

merlinnn 3 years ago

Sıcak Kalpler

Jonathan Levine

54 Gönderi

Şimdi eve dönecek, ortama uyum sağlayacak ve çok fazla düşünmeyi bırakacağım. Onu unutacağım. Tıpkı diğer her şeyi unuttuğum gibi. Hayatım neyden ibaret ki? Çok solgunum. Dışarıya daha çok çıkmalıyım. Daha sağlıklı beslenmeliyim. Berbat haldeyim. Daha dik durmalıyım. Daha dik durabilseydim…devamı

merlinnn 3 years ago

Amerikan Sapığı

Mary Harron

109 Gönderi

Bir Patrick Bateman düşüncesi var. Bir tür soyutlama, ancak ben gerçekte yokum. Sadece hayali bir varlıktan ibaretim. Soğuk bakışlarımı gizlemeyi başarsam da sizinle tokalaşırken elinizi sıkan eti hissetseniz de ve hatta yaşam tarzlarımızın birbirine benzer olduğunu zannetseniz de ben aslında…devamı