Raf Yorumu: Utku K. (@vit0ria)

İlk filmini severek izlemiştim Terrifier’ın. Hatta yönetmenin daha önceden yaptığı kısa filmler ve denemeler de çok hoşuma gitmişti. Ama bu film beni çok arada bıraktı. Film, önceki filmde ortalığı darmaduman eden Art the Clown’un minik bir aradan sonra cinayetlere devam…devamıİlk filmini severek izlemiştim Terrifier’ın. Hatta yönetmenin daha önceden yaptığı kısa filmler ve denemeler de çok hoşuma gitmişti. Ama bu film beni çok arada bıraktı. Film, önceki filmde ortalığı darmaduman eden Art the Clown’un minik bir aradan sonra cinayetlere devam etmesini bu esnada da babası ölmüş, kardeşi ve annesiyle yaşayan Sienna’nın Cadılar Bayramı serüvenini anlatıyor. Tabi katil palyaçomuz Sienna başrolde olduğu için o ve etrafındakilerine focuslanıyor. Film öncelikle slasher türünde bir film için aşırı uzun olmuş. 2 saati geçtiğini gördüğümde izlemeden önce çok şaşırmıştım. Ama gelgelelim ki bu süreyi iyi kullanmış mı. Amacınız sadece kesip biçme, organ parçalanması sahneleri için izlemekse 2 saatte bunu fazlasıyla görüyorsunuz yani amacınıza ulaştınız. Ancak bunun yanında senaryonun aklınıza oturması ve düzgün bir giriş gelişme sonuç istiyorsanız işte film onu iyi yapamamış. Senaryo filmin bir kısmından sonra kopuyor ve artık tamamen Art the Clown’un saçmalıklarına dönüyor. Yönetmeni bir yandan takdir ediyorum çünkü gerçekten elindeki bütçeyle harikalar yaratmış. Önceki filmlere oranla daha sağlam bir emek olduğu belli ve bu konuda hakkı yenmez. Oyunculuklar oldukça sıradan. Bir ekstra yok. Palyaçomuz yine manyak ve ürpertici. B movie havasını çekim ve renklerden oldukça alıyorsunuz. Müzikleri de genel olarak beğenmekle beraber retro korku teması da yer yer kulakları gıdıklamış. Genel olarak dehşet, katliam sahnelerini ve atmosferini çok beğensem de süre uzunluğundan dolayı hikaye bir yerden sonra saçmalamış. Tek hayal kırıklığım bu oldu. Yine de türünü sevenler muhakkak göz atsın. Bu arada filmle alakalı birkaç güzel bilgi de var. Filmi ünlü korku yazarı Stephen King Twitter’dan övmüş. Hatta bunu birkaç kez yapmış. Ünlü amerikan güreşçisi, müzisyen ve oyuncu Chris Jericho da filmde kendine minik bir rol kapmış. Son olarak film ilk birkaç hafta sinemada yayımlanmıştı ve bu süre zarfında sinema salonlarında filmi izleyen bir kitlenin fazla kandan dolayı kusup salonu terk ettikleri söyleniyor 🙄