Raf Yorumu: liardviter (@liardviter)

Hüseyin Rahmi'den okuduğum dördüncü kitap. Hüseyin Rahmi batıl inançları, yanlış batılılaşmayı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini eleştiren kalemi güçlü bir yazar. Özellikle de kadının toplumsal hayattaki yeri hakkındaki görüşlerini cesurca belirtmesinde döneminde yazarlardan daha ön plana çıkıyor oluşu oldukça önemli. Hüseyin…devamıHüseyin Rahmi'den okuduğum dördüncü kitap. Hüseyin Rahmi batıl inançları, yanlış batılılaşmayı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini eleştiren kalemi güçlü bir yazar. Özellikle de kadının toplumsal hayattaki yeri hakkındaki görüşlerini cesurca belirtmesinde döneminde yazarlardan daha ön plana çıkıyor oluşu oldukça önemli. Hüseyin Rahmi Dirilen İskelet romanında batıl inançları irdeliyor, bilim ve fenin yanlış batılılaşma ile bir araya gelirse Türk toplumuna hiçbir yarar getiremeyeceğini güzel bir dille anlatırken aynı zamanda Osmanlı toplumundaki kadınların ne derece hüzün verici konumlarda olduklarını kelimelere dökerek bugün hala uğraştığımız bu sorunlara Türk toplumu yüz sene önce nasıl bakıyormuş ve nasıl çözümler üretme gayesi içindeymiş görmemizi sağlıyor. Geçmişe bir pencere açıyor. Romanın içeriğine de kısaca değinmek istiyorum. Hüseyin Rahmi romanlarında batıl inançlar etrafında şekillenen bir garip olay tasarlar ve romanın sonunda bunları okuruna mantıksal bir çerçevede açıklar. Bu roman mezarlık kazıp iskelet oluşturma merakına düşmüş Tayfur isimli bir paşa oğlunun küçük dünyasında geçiyor. Paşa oğlu babasından kalan mirası yerken zayıf tabiatı ve gevşek karakteri yüzünden hayattan keyif alamamaya başlıyor. Bu sebeple, yanlış batılalaşmanın da etkisiyle, iskelet merakına tutuluyor. Tabii burada yolları Banu isimli bir kadınla kesişiyor. Bir kez gördüğü kıza delicesine aşık olacak ve sadece onu düşünecek kadar zayıf bir karaktere sahip olan Tayfur bey bu durumu masum bir aşk olarak görüyor. Sonrasıysa tam bir entrika ve karmaşık ilişkiler yumağı. Bundan sonrasına pek değinmeyeceğim ama erkeklerin kadınlar üzerinde kolayca hak iddia edebilmeleri, kadınları tatlı sözlerle kandırma çabaları, onları kullanmak ve geçici ihtiraslari uğruna harcamaktan tereddüt etmeyişleri kitabı okurken canımı öylesine sıktı ki defalarca kez ara verdim. Hüseyin Rahmi'nin bu kadar gerçek bir konuyu bu kadar derinlemesine işlemesini de taktir ettim.