Raf Yorumu: bloomnblod (@bloomnblad)

Bozkırkurdu, modern toplumun birey üzerindeki etkilerini ve kişinin içsel çatışmalarını isleyen bi kitaptir. Romanın ana karakteri Harry toplumdan yabancılaşmış entelektüel bir karakterdir. Bir yanda bireysel özgürlüğü ararken, diğer yanda toplumsal normlar ve beklentilerle çatışma içindedir. Haller, kendi içindeki bozkırkurduna karşı…devamıBozkırkurdu, modern toplumun birey üzerindeki etkilerini ve kişinin içsel çatışmalarını isleyen bi kitaptir. Romanın ana karakteri Harry toplumdan yabancılaşmış entelektüel bir karakterdir. Bir yanda bireysel özgürlüğü ararken, diğer yanda toplumsal normlar ve beklentilerle çatışma içindedir. Haller, kendi içindeki bozkırkurduna karşı bir mücadele içindedir; bu, onun hem vahşi hem de medeniyetten uzak doğasını gösteriyor bize. Aynı zamanda Hermann Hesse bu romanında benlik çatışmaları, yalnızlık, ikiyüzlülük ve intihar gibi kavramları işlemiştir. Birçok romandan farklı olarak -arastirsigimda bu yöntemin pek yaygın olmadığını gördüm- kitap üç katman şeklinde işlenmiştir -yani 3 farklı anlatıcı- aslında bu benim için en ilgi çekici kısımlardan yalnızca birisiydi. İlk katmanı 'Yayıncı Önsözü' kısmında bulunur, bu bölümde yeni geldiği şehirde bir oda kiralamak isteyen Harry adındaki adamı ilk defa gören ev sahibinin yeğeni tarafından anlatılır. Bölümün sonunda da Harry'e ait notlar bulunmaktadır. İkinci katmanı kendisini 'Bozkırkurdu' diye nitelendiren Harry'nin Bozkırkurdu üzerine yazılmış notlarını okuruz. Bu bölümde Bozkırkurdu'nun ağzından kişinin iç dünyasına derin bir yolculuk ve inceleme yapılır. Üçüncü ve son katman ise Harry'nin sokaktaki bir adamdan aldığı 'Bozkırkurdu Üzerine Bir Inceleme (Yalnız Deliler için)' adlı kitabı okuduğu bölümdür. Ayrıca döneminin savaş etkisinin esintilerini taşıyan roman Hesse'in hayatından parçalar da bulundurdugundan yarı otoportre de sayılabilir. Romanın sonu belirsiz kalmış olsa da Harry'nin kendisiyle yuzlesmesini ve kendi içinde benliğini kabul ettiğini hissettirmistir Sonuç olarak kitap bireysel varoluşsal krizleri ve modern toplumun birey üzerindeki etkilerini ele alırken, yazarın derin psikolojik ve felsefi anlayışını da bolca yansıtır. Roman, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir anlam arayışını anlatıyor ve bu da çokça düşündürücü ve yoğun okuma sürecini yaratıyor. Kitap sakin kafayla okunması gereken bir eser bence, gerçekten anlayarak ve dikkatini vererek okumak gerekiyor -benim incelemesini yazmak için bile bir süre kafamı toplamam gerekti-