İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlıyayım derken, Var olan aşnıyor azar azar zamanla ... Bazen düşünür müsün sen de Başka bir şeymiş gibi kendini? Kendi kendini gören bir Göz gibi oldun mu hiç. İçe dönük bir…devamıİnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlıyayım derken,
Var olan aşnıyor azar azar zamanla
...
Bazen düşünür müsün sen de
Başka bir şeymiş gibi kendini?
Kendi kendini gören bir
Göz gibi oldun mu hiç.
İçe dönük bir göz gibi?
Gözünün bebeğinden
Kaç fersah gördün içini?
...
İşte böyledir gülüm bazı şeylerin
Hiç hissedilmez varlıkları ama,
Yoklukları bir uçurum kadar derin
Baş döndürür kıyısında nasıl da
...
Kalakaldım
birbaşıma
ıslıksız
ışıksız
kaldım
hiçim
işte
...
Kıyamet çoktan koptu
Haberiniz yok.
Siz hâlâ güneşin
Her sabah doğuşuna güvenin
...
Bir kaçıştır bu;
Çünkü en az ölüm
Kadar korkar insan
Yaşamaktan.
Karıştırır puslu düşü
Katı gerçeğe.
Düşü biraz gerçek,
Gerçeği de düş yapar,
İnanır bilinmeyene
Bilinen kadar.
...
Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli;
Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli.
Bir başka yaşamda karşılaşmalıyız, havada buluşmalıyız, Sen ve ben ... Sonunda bir dakika var Bir dakika, bir kırağ tanesi. Ne kadar uzak? Öyle küçük ki Gideceğim yer, bu engeller niye peki ... Dibi bilirim, diyor. En büyük kökümden bilirim onu:…devamıBir başka yaşamda karşılaşmalıyız, havada buluşmalıyız,
Sen ve ben
...
Sonunda bir dakika var
Bir dakika, bir kırağ tanesi.
Ne kadar uzak?
Öyle küçük ki
Gideceğim yer, bu engeller niye peki
...
Dibi bilirim, diyor. En büyük kökümden bilirim onu:
Seni korkutur.
Ben korkmam oradan: oraya gittim.
...
Ölmek,
Her şey gibi, bir sanattır,
Bu konuda yoktur üstüme.
...
Gök gürültüsü ve toplar.
Ateş var aramızda.
Havanın orta yerinde olsun
Yok mu huzurlu bir yer söyle.
El değmemiş ve el değmez.
...
Hem zaten ben kazara hayattayım
İyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile, ziyan etmez. Hâlbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse, saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. Günün asıl…devamıİyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile, ziyan etmez. Hâlbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse, saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. Günün asıl faydalı kısmını on saat addetsek, yüz seksen milyon saniye eder. Bir günde yüz seksen milyon saniye yani üç milyon dakika; bu demektir ki günde elli bin saat kaybediyoruz. Hesap et artık senede kaç insanın ömrü birden kaybolur. Hâlbuki bu on sekiz milyonun yarısının saati yoktur ve mevcut saatlerin çoğu da işlemez. İçlerinde yarım saat, bir saat gecikenler vardır. Çıldırttıcı
bir kayıp... Çalışmamızdan, hayatımızdan, asıl ekonomimiz olan zamandan kayıp.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü / Ahmet Hamdi Tanpınar
Sevgili Anneciğim Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda Kocaman bir dağ lalesi gibi Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran. Şimdi mucizevi bir yerdeyim Muc'un ucuz evinde Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem Duvarlara hep senin resmini çiziyor Dili…devamıSevgili Anneciğim
Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda
Kocaman bir dağ lalesi gibi
Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran.
Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Muc'un ucuz evinde
Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem
Duvarlara hep senin resmini çiziyor
Dili geçmiş zamanda birçok resim,
Hep gülümsüyorsun
Aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi
Ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında
Durmadan soluyormuş gibi.
Hatırlar mısın?
Mavi saçlı bir Tanrı gibi severdim Burdur gölünü
O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü
Vişne bahçeleriyle dolu,
Neşeli bir şehre benzerdi senin sesin.
Bazen ölmek istiyorum.
Beni yeniden doğurman için
İri, ekşi bir vişne tanesi gibi
Kışbaşında bir ton kömür yığarlardı kapıya
Bazen görülen rüyalar gibi kapkara
Bir ton rüya çıtırdarken
Sen kar yağmadan önce başkaydın,
Kar yağdıktan sonra bambaşka.
Sanki hep buluğ çağındaydın.
Kuşlar zaptederdi sonra her yeri, sabahları
Binlerce kez söylerlerdi, söyleyeceklerini.
Bizim hiç anlamayacağımız bir şeyi.
Senin şarkıların aç kuşlara buğday saçardı.
Kediler yusyuvarlak dururdu karın ortasında
Kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi
Gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar...
Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı.
Ben bu eve Muc'un ucuz evi diyorum.
Yokluğunda böyle oldum.
Mucize öldükten sonra, buraya taşındım.
Ve inan
Muc bu evi bana ucuza verdi.
Yaşasaydın, hayatının ortasına
Güller yığan bir adam olsun isterdim babam.
Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
diye başlayan bir çocuk romanında...
Şalına sarınırdın, toprağa sarınır gibi
Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için,
bu acımasız ölü anne sesini.
Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burda
Ve çok ağır ilerliyor.
Yüzümdeki çillerden başka
İsyan eden biri yok hayatımda.
NOT: Ölen her kadın için bir şiir yazdım.
Onları Muc'a evin karşılığında verdim
Çok ucuza.
Artık bütün üzgün oluşlarımın adı:
Anne.
Her insanın korkularıyla, acılarıyla, tüm geçmişiyle ve gerçeklerle yüzleşmesi gerekir. Bunu ne kadar geç yaparsa kendisindeki değişimi de o kadar geç fark eder. Acıyı ve üzüntüyü paylaşmak daha da yakınlaştırır insanları. Yüz yüze konuşamadıkları şeyler olsa da birbirleri için ne…devamıHer insanın korkularıyla, acılarıyla, tüm geçmişiyle ve gerçeklerle yüzleşmesi gerekir. Bunu ne kadar geç yaparsa kendisindeki değişimi de o kadar geç fark eder. Acıyı ve üzüntüyü paylaşmak daha da yakınlaştırır insanları. Yüz yüze konuşamadıkları şeyler olsa da birbirleri için ne kadar önemli olduklarını bilirler her zaman. Ne istediğini bilenler daha hızlı yol alır, daha çabuk çıkar düştüğü kuyudan. Ne olursa olsun yalnız olmadığını bilmek ister insan, üzerinde durduğu ayakları ne kadar güçlü olursa olsun, birinin elinden tutmasını ister. kendisiyle yüzlestikten sonra bile hayatında hiçbir şey değişmez bazısının. Onların hayatında değişime yer yoktur her şey olduğu gibi kalsın isterler. Kimininse kendisiyle yüzleşmeye hiç mi hiç ihtiyacı yoktur. Birine tüm geçmişini anlatmak ona seni seviyorum demekten daha zordur aslında. Bazıları işte bunu yapar, sevdiğini söyleyemez belki ama alır tüm geçmişini avucuna bırakır. Bazen de bir yüzleşme hiç de iyi bir sonuç vermez. Ve ne olursa olsun insan yüzleşmeli kendisiyle hatalarını görebilmeli, yaptığı her hatadan ders çıkarabilmeli çünkü hata insan içindir ve insan...
Burak Aksakallı / Leyla ile Mecnun
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık…devamıSevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
İnsanları, eski karıma yapmış olduğum gibi, büyük bir boşluk içinde
bırakmasaydım. Kendimden de kaçıyorum gibi beylik bir ifadenin içine
düşmeseydim. Bu mektubu çok karışık hisler içinde yazıyorum gibi basmakalıp sözlere başvurmak zorunda kalmasaydım. Ne olurdu, bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım; ya da bazı sözleri hiç söylememek için kesin kararlar almamış olsaydım. Sana diyebilseydim ki, durum çok ciddi Bilge, aklını başına topla.
Ben iyi değilim Bilge, seni son gördüğüm günden beri gözüme uyku girmiyor diyebilseydim. Gerçekten de o günden beri gözüme uyku girmeseydi. Hiç olmazsa arkamda kalan bütün köprüleri yıktım ve şimdi de geri dönmek istiyorum, ya da dönüyorum cinsinden bir yenilgiye sığınabilseydim. Kendime, söyleyecek söz bırakmadım. Kuvvetimi büyütmüşüm gözümde.
Oğuz Atay / Tehlikeli Oyunlar
Anne ben geldim, üstüm başım Uzak yolların tozlarıyla perişan Çoktan paralandı ördüğün kazak Üzerinde yeşil nakışlar olan Anne ben geldim, yoruldum artık Her yolağzında kendime rastlamaktan Hep acılı, sarhoş ve sarsak Şiirler çırpıştıran bi adam Kurumuş kuyunun suyu, incirin sütü…devamıAnne ben geldim, üstüm başım
Uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan paralandı ördüğün kazak
Üzerinde yeşil nakışlar olan
Anne ben geldim, yoruldum artık
Her yolağzında kendime rastlamaktan
Hep acılı, sarhoş ve sarsak
Şiirler çırpıştıran bi adam
Kurumuş kuyunun suyu, incirin sütü çoktan çekilmiş
Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
Ayrık otları, dikenler bürümüş
Kapıdaki çıngırak kararmış nemden
Atnalı ve sarmısak duruyor ama
Oğlum, mektup yaz diyen
Sesin hala kulaklarımda
Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
https://youtu.be/VWhANeVGs-0
7 Numara dizisinden bazı alıntılarım: Sııfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o…devamı7 Numara dizisinden bazı alıntılarım:
Sııfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.
sana dese ki biri, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle" yine değeri sıfır mı olur senin için?
...
-çok isterdim aslında.
+birinin elini tutmayı mı?
-hayır, aşık olmayı. ama öylesine gelip geçici bir şey değil. ben hep büyük bi’ aşk düşledim, sonsuza kadar sürecek özel bir aşk. ancak öyle birinin elini tuttuğumda dünyanın renkleri değişir benim için. ne gözler ne sözcükler. aşkı,aşkı ancak öyle birinin eli elime çizebilir gibi geliyor. yani, yani sahici bir aşkı ellerimle anlayacakmışım gibi geliyor sanki bana. anlıyor musun beni?
...
kitap fiyatlarının aya kadar yükseldiğini duyunca, bir türk genci olarak, göğsümüz gururla doldu. aya insan göndermesek de fiyat gönderebiliyoruz.”
artık galaksi dışına bile yollamışızdır o fiyatları diye düşünüyorum.
...
bütün zayıflıklarınızı bilen; ama onları asla size karşı kullanmayan kişi, doğru insandır.
...
Ben normal olanı yapıyorum. Normal olana iyilik diyen anormallere bakma sen.
Tutunamayanlar dizisinden bazı alıntılarım: Aslında hepimiz kendi dünyalarımızda farklı zamanlar yaşıyoruz, kalbimizin ritmine göre ilerleyen bir saatimiz var ve empati yaparak birbirimizin ritmini yakalamaya birbirimizin zamanına dahil olmaya çalışıyoruz. Başaranlar ayını anın içine dahil oluyor ve aynı anının içinde buluşabilenler…devamıTutunamayanlar dizisinden bazı alıntılarım:
Aslında hepimiz kendi dünyalarımızda farklı zamanlar yaşıyoruz, kalbimizin ritmine göre ilerleyen bir saatimiz var ve empati yaparak birbirimizin ritmini yakalamaya birbirimizin zamanına dahil olmaya çalışıyoruz. Başaranlar ayını anın içine dahil oluyor ve aynı anının içinde buluşabilenler birbirlerini sevebilirler.
...
Benden olmadı ya... Başaramadım. Eksik hissediyorum. İçimde geçmeyen bir sıkıntı var... Keskinlestiren değil başka türlü bir huzursuzluk. Ben... Başarısızım...
...
Kelimelerin kederli ya da sevinçli insanları ikna etme gücü yoktur. Kederin ve sevincin son anlatım hali sessizliktir.
...
Dünyanın en büyük en ferah mutluluğuyla en derin acısı en kasvetli açısının iç içe geçti bir lezzet gibi düşün
...
Burası gerkçek dünya buz gibi şimdiki zaman. Böyle gel zaman git zamana benzemez üzlerler seni burda yıpratırlar.
Ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata. İnsan olmuştum ilk o zaman. Ya da bozmuşlardı beni yenidoğandan. Kendimi acıya teslim ettiğimde hatırladım, ölünmüyordu, hatırladım. Ölünmüyoooooorrrrrrrrdu. ... Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum Yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya…devamıBen zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata.
İnsan olmuştum ilk o zaman.
Ya da bozmuşlardı beni yenidoğandan.
Kendimi acıya teslim ettiğimde hatırladım,
ölünmüyordu, hatırladım.
Ölünmüyoooooorrrrrrrrdu.
...
Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
Yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
Ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.
...
Yenildim ben, unutuldum ve üzgün
değilim inan.
Büyüktü çünkü onların dünya arzusu
Benim otların sesiyle kaplı kalbimden
Söktüm atımı söğüdün gölgesinden
Şimdi yol benim yeniden
...
Şimdi bir masaldan bir peri
Sessizce dinlesin beni,
Alsın yorgun başımı
Alsın cümlemi
Usulca kalbine koysun.
Benim cümle taşıyacak halim
yooooooğğğğğğğ.