🇹🇷🎬 Şüphesiz ki hayatta birçok zorluk var:
🔹Kritik bir maçta panenka penaltısı atmak,
🔹USB belleği ilk seferde doğru yönde takmak,
🔹Sınavda 2 şık arasında kalıp doğruyu bulmak,
🔹Misafir evinde başparmağı yırtık çorabı gizlemek,
🔹3 kez üst üste "şarkı şeklinde söylemeden"…devamı🇹🇷🎬 Şüphesiz ki hayatta birçok zorluk var:
🔹Kritik bir maçta panenka penaltısı atmak,
🔹USB belleği ilk seferde doğru yönde takmak,
🔹Sınavda 2 şık arasında kalıp doğruyu bulmak,
🔹Misafir evinde başparmağı yırtık çorabı gizlemek,
🔹3 kez üst üste "şarkı şeklinde söylemeden" mermermerve demek,
🔹Cebinde 21 milyon doları varken meyve suyu almak,
🔹Obsesif kompulsif bozukluğu varken balon falan yalamak,
🔹Zırhlı aracı iyi taramak/gevşek taramamak...
Fakat hiçbiri çok sevilen/kült bir sinema filmini, üzerinden belli bir süre geçtikten sonra tekrar çekmek kadar zor değil.
Öyle bir süreç ki ne yaparsanız ilk filmle karşılaştırılacak, ilk filmden dolayı sizi çok sevenleri bile karşınıza almanıza sebep olacak, birileri muhakkak "Tuttu ya hemen bokunu çıkarın." eleştirisi yapacak.
Jason Bourne, Tobey Maguire'lı Örümcek Adam, Buz Devri, Yıldız Savaşları, Indiana Jones, Zor Ölüm, Matrix gibi efsane başlayan seriler bile uzunca bi ara verildikten sonra çekilen devam filmleriyle beklenti altında kaldığı gerekçesiyle eleştirildi.
Ölümlü Dünya 2; karşı karşıya olduğu bu kaçınılmaz sorunun üstesinden belli oranda gelmiş, önemli ölçüde tekrara düşmemiş, ilk filmdeki tutan şakalara yer yer başvursa da farklı güldürü anları da oluşturmuş.
Bence filmin en aksayan yönü, Doğu Demirkol'un oynadığı Zafer ile Feyyaz Yiğit'in oynadığı Serbest gibi ilk filmdeki en taşıyıcı 2 karakterin hiç yan yana sahnesinin olmaması. Bu, "İki oyuncu arasında sorun var." temalı haberlerin gerçek olduğunu düşünürdü bana filmi izlerken. (Biraz da magazin)
Oysa -illa bir kaçırılma senaryosu olacaksa- babanın kaçırıldığı ve lidersiz kalıp babayı bulmaya çalışan ekibin bol bol saçmalayıp yanlış kararlar aldığı bir seçenek oldukça eğlenceli olabilirdi.
Az miktar daha detaya girmek gerekirse...
---Spoiler---
Ambaş Süleyman'ı tanıyamama sahnesi, roketatarlı döner kapı sahnesi, hastanedeki anons sahnesi, Maestro'yu yakamama sahnesi, seçim otobüsü sahnesi Ölümlü Dünya standartlarını yakalayan ve çok eğlendiğim sahneler oldu.
---En spoiler---
"Bakın bu zabıta, bakın şu zabıta, bakın zabıtalar aslında ne kadar hoş." (Dündar Dinç)
---Spoilerların hazin sonu---
Velhasıl izlediğime asla pişman olmadım, sevdim, cebimizdeki paraya değil de yüzümüzdeki gamzeye talip olduğuna (şahsen) ikna oldum.
İlk filmle karşılaştırma hastalığına yakalanmayanların çok, bu hastalığa muzdarip olanların da kararınca keyif alacağı bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.
İyi seyirler...