Sallanan bir beşikte, sersem sepelek seyrederken alemi, hepi topu diş çıkarmayı filan beklerlerdi. Sonra ne zaman çıkarırlardı dünyaya dişlerini? Ne ara bilerlerdi? Ne vakit başlarlardı bile isteye incitmeye diğerlerini? İlk gerçek günahlarını ne zaman işlerlerdi? Nermin yıldırım
İnsan habis mi doğardı? İlle de öyle mi ölmek zorundaydı? Yeni doğmuş sabileri düşünüyordum mesela. Ne hasenata hayrata, ne falsoya fesada mecali olanları.
Madem ölecektim, neden bunca eziyete katlanıyordum? Madem ölecektim, neden bir gıdım daha yaşama hevesiyle zehirleniyordum? Madem ölecektim, neden yaşıyordum? Ah işte hep o gizli sevdanın, umut martavalının hatırına!
“Ruhunuzu ele geçiren zifiri karanlığa diri diri gömülmeye niyetiniz yoksa kendi ölümünüze fazla kafa yormaz,o kapınızı çalmadıkça bizzat gidip hatırını sormazsınız…” Nermin Yıldırım