alper caner (@alperc)

Disney+ Atatürk dizisinin ilk teaser'ını yayınlamış geçtiğimiz günlerde, çok kısa bi kesit olduğu için bi şey söylemek güç ama en azından kostümler ve atmosfer güzel olmuş gibi geldi. Benim burda bir şikayetim var ama. Şu ana kadar pek çok atatürk'ü…devamı

alperc 2 years ago

Güneş Ülkesi

Tommaso Campanella

6 Gönderi

Spoiler içeriyor Tek oturuşta bitirdiğim bi kitap oldu, öncekinden sonra da ilaç gibi geldi vallahi. Yalnız ben bu kitabı Koridor Yayınları'ndan "Güneş Kent" olarak okudum, bu versiyonunun çevirisini bilmiyorum ama kendi okuduğumu tavsiye ederim. Betül Parlak Cengiz çok güzel çevirmiş emeğine sağlık.…devamıTek oturuşta bitirdiğim bi kitap oldu, öncekinden sonra da ilaç gibi geldi vallahi. Yalnız ben bu kitabı Koridor Yayınları'ndan "Güneş Kent" olarak okudum, bu versiyonunun çevirisini bilmiyorum ama kendi okuduğumu tavsiye ederim. Betül Parlak Cengiz çok güzel çevirmiş emeğine sağlık. 1602'de yazılmış bir kitap, ütopik bir dünyayı anlatıyor. Çevirmenin önsözünde değindiği bazı tatlılıklar var kitabın çıkış hikayesiyle ilgili ama onlara burda girmiycem. Sadece önsözünü en beğendiğim kitaplardan biri oldu o yüzden fazladan +1 puanı aldı benden. Her ne kadar bu kitap Güneş Kent'i, bi ütopyayı anlatsa da dünyasının daha öncesinde okuduğum distopik eserlerdeki tasvirlerle oldukça fazla ortak noktası var. Okurken bu noktaları gördükçe yüzümde hafif tebessümler oluşmuştu, çünkü bence harika bi ironi. Oldukça benzer prensipleri biraz farklı uygulayıp farklı kişilerin bakış açısından anlattığımız zaman sanki birisi ütopyaya, diğeri distopyaya dönüşmüş gibi 😊. Bunlara da yer vericem biraz. Mesela ilk göze çarpan özellik bu iki dünyanın da aslında kapalı kutu içerisinde olması. Okuduğum distopyalar "Biz, Cesur Yeni Dünya ve Fahrenhit 451" ve bu üçünde ve bu kitapta ortak olan en çarpıcı nokta da bu bence. Dış dünyadan izole, 'tehlikelerden' uzak, kapalı, çalışan bir sistem. Kimisinde özel bir camla kapanır bu sistem, kimisinde mecazi anlamda kapalıdır, ya da burda olduğu gibi bir ada üzerinde bulunur bahsi geçen dünya. Ve bu dünyada 'her şey ortak.' Tanıdık sanki di mi, 'her şey herkes içindir.' Ekonomi yok, kendi kendine yeten bir sistem, insanların hepsi mutlu; mutlu olmayanlara kendilerinden değillermiş gibi davranıyorlar zaten. Böyle böyle kimi daha küçük kimi bunlara benzer çok güzel ortak noktalar var, insanı "ideal yaşam" gibi konularda sorgulamaya iten. Çünkü birazcık değiştirdiğinizde istediğinizden tam tersi sonuçlar alabildiğinizi de görüyorsunuz; dışardan başka birisi olarak baktığınızda, sanki sizin olmasını istediğiniz şeyi sağladığınızı zannettiğinizi de. Ufuk açıcı buldum o yüzden bu kitabı, ama eksiklikleri de yok değil tabi ki. Şöyle bir durum var ki çok temel bir problemi çok yüzeysel çözmüş yazar burda. Herkesin iyi kalabilmesinin nedenini vatan sevgisine bağlamak ne kadar inandırıcı, benim açımdan hiç. Kanunların işleyişinden, ceza sisteminden, sisteme uymayan kötü insanlardan bahsediyor sayfalarca, ama sonra o kısmı "ama burası mükemmel bi yer olduğu için böyle vakalar yok denecek kadar az" noktasına getiriyor. Tahminim şu yönde, burası yaşayan cennet olduğu için her konuda olduğu gibi hukuk/adalet konusunda da mükemmel, dolayısıyla da hırsızlık, kötü gözle bakma, sarkıntılık, aç gözlülük, tembellik, itaatsizlik, cinayet vb her türlü suça karşı en adil cezayı veriyorlar. Ama yine şöyle bir şey var ki burası yaşayan cennet olduğu için bu suçların işlenme oranı çok çok az. Yazar dünyayı anlatırken bu iki taraftan da doruk noktasında olmasını istemiş ama bi tarafta öyle bi anlatıyo ki zannedersiniz it kopuk da oluyo yani her şehirde olduğu gibi. Ama yok onları sadece adaleti övmek için anlatmış aslında yokmuş. Kendiyle çelişiyo demicem ama okurken tuhaf gelmişti bana. Toparlayalım hemen, bu kitabı okuyun. Özellikle öncesinde ya da sonrasında bir iki klasik distopik eseri de okursanız daha verimli olacağına inanıyorum. O sonda bahsettiğim hata da benim gözüme çarpan hata, ki o da devede kulak kalır. Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum, ince bir kitap zaten. Koridor Yayınevi'ni de önericem buraya o baskısı burda yok.

alperc 2 years ago

Babil'in En Zengin Adamı

George S. Clason

4 Gönderi

Spoiler içeriyor İlk defa bi kitabı yarıda bıraktım. Sıkıcı olduğundan değil de tekrara dayalı olduğundan dolayı. Temel ekonomi ve bütçe yönetimi üzerine bir kitap ve bunu öykü metoduyla anlatıyor ki sıkıcı bilgi kitabı olmasın. Ancak bi sıkıntı var ki her öykü aynı…devamı

alperc 2 years ago

Ozark

Bill Dubuque

35 Gönderi

Spoiler içeriyor Ozark 1. Sezon/3. Bölüm Yeni başladım diziye ve bu bölüm elime telefonu aldırdı. Sadece bu bölüm özelinde bir yazı olacak çünkü bu dizide zaman zaman filmlerin bile yapamadığı şey var. Konu bütünlüğü ve doluluk. Öyle güzel yapmışlar ki diziyi... Bölümlerle…devamıOzark 1. Sezon/3. Bölüm Yeni başladım diziye ve bu bölüm elime telefonu aldırdı. Sadece bu bölüm özelinde bir yazı olacak çünkü bu dizide zaman zaman filmlerin bile yapamadığı şey var. Konu bütünlüğü ve doluluk. Öyle güzel yapmışlar ki diziyi... Bölümlerle sadece ana hikaye ilerlemiyor. Aynı zamanda her bölümün kendi mini hikayesi var. Böylece bi şeylerin başlayıp bittiğini hissettirirken aslında ana hikaye ilerlemeye devam ediyor. Dediğim gibi daha 3 bölüm izledim ama benim bu diziyi insanlara önermem lazım. Öyle bir dizi. Şimdi bölüm incelemesine geçiyorum. -SPOILER- Bir Damla Uyku Bir önceki bölümden buraya bağlanan kısım babanın çocuklarıyla arasının bozulması. Kızı uykuya dalmadan önce babanın her zaman yaptığı bir iyi geceler dileği var, aralarındaki özel bir seramoni gibi. Ancak bu bölümde kızının araya mesafe koyması(ki bu tamamen babanın hatası) bu ilişki bozukluğunun nedeni. Neyse efendim bölüm başlıyor. İlk dakikalarda babanın motele gittiğinde gece uyuyamadığını belirttiğini görüyoruz. İşleri bi şekilde yoluna koymaya başlamış gibi görünüyor ancak adam hala huzursuz. Bir projesi var, 3 ayda ulaşması gereken bir hedef. Hayat memat meselesi bir durum, bu yüzden de adam gece gündüz demeden çalışmayı sürdürüyor. Ancak bölümün ortalarında artık halisünasyonlar görmeye başlaması beni bi gerdi. Başka bi yandan adamın sırrını bilen kızın tehdit edip zorla yanında çalışmaya başlaması. Evin önünde her gün ölü hayvanlar olması... Evet ortam gergin, ben durumun ciddiyetinin farkındayım ama adam değil gibi. Uykusuz geçen bir gecenin ardından adam tabi ki çalışmaya devam ediyor. Gün bitiyor gece oluyor ama adam uyumak istemiyor. Aksine uyanık kalmaya çalışıyor. Öte yandan babayı tehdit eden kızın suç ortakları(böyle diyim artık) kendisinden habersiz absürt ve saçma "yatırımlar" yapmaya devam ediyorlar. Kız gergin, baba gergin. Derken bir gece yine babayı uykusu tutmamışken, bahçede öylece manzaraya bakarken bu sefer kızını da uyku tutmamış. Baba kız yan yana otururken babanın kendince özür dilemesi ve kızının da tatlı bi tebessümle affetmesi, ardından babanın kızının omzuna yaslandıktan sonra her zaman yaptığı iyi geceler dileği ve kızından karşılığını alması. Ve baba sonunda mışıl mışıl uykuya dalar... iş stresi de, omuzlarındaki yük de bi anda uçuverir. Bölüm ise babayı tehdit eden kızın, suç ortaklarını yaptıkları salak "yatırımdan" dolayı bi kafese kapatıp "İyi uykular." dileğiyle biter. Ama sanki bölüm kendi adıyla başlamış, ve kendi adıyla bitmiş gibidir. -SPOILER BİTTİ- Bu dizi çok güzel, bitirince genel bi inceleme yazar mıyım bilmiyorum ama bu bölüm özel ilgi hakediyo gibi hissettim.

alperc 2 years ago

Kapışma

Guy Ritchie

43 Gönderi

⚫️Her zaman bir hikaye anlatıcısı olması ✔️ ⚫️Harika koreografili dövüş sahneleri ✔️ ⚫️Aksiyon/komedi absürtlüğü(?) ✔️ ⚫️Hikayenin sadece ana karakter etrafında dönmemesi ✔️ ⚫️Garip olaylar sonucu her hikayenin sonuca bağlanması ✔️ Evet bu bir Guy Ritchie filmi. Ah Guy Ritchie ah.…devamı

alperc 2 years ago

Arcane

147 Gönderi

Arcane. Bir oyun dizisi. Öncelikle, oyunu oynamamış olanlar için çok önemli değil belki ama aslında önceden belli olan bir şey var. Karakterlerin A ve B durumları. A durumu dizi başladığında gördüğümüz karakterler, B durumu ise onların bugünkü halleri. Ve dediğim…devamıArcane. Bir oyun dizisi. Öncelikle, oyunu oynamamış olanlar için çok önemli değil belki ama aslında önceden belli olan bir şey var. Karakterlerin A ve B durumları. A durumu dizi başladığında gördüğümüz karakterler, B durumu ise onların bugünkü halleri. Ve dediğim gibi oynamamış olsanız da bu karakterler oyundan olduğu için, karakterlerin B durumu çoktan yazılmış vaziyette, dolayısıyla bu bir "olaylara göre gelişen karakterler" serüveni değil, A'dan B'ye yolculuk. Örneğin ben Jinx'in deli olduğunu biliyordum, ama bunun nasıl olduğunu bilmiyordum. Konuyu anladınız siz. Bir çizgi dizi olduğu için önce çizimler. Çoook güzellerdi. Tercih edilen renkler, o renklerin canlılığı, dekor, arka plan gibi etmenlerden, sanat açısından da gözüm doydu gitti. Peki ne anlatıyor bu dizi? Öncelikle dünyasına bakalım, Piltover bölgesinde geçen bir hikaye. Alt şehir ve üst şehir olarak ikiye bölünmüş, ve bu bölünmenin bütün kültürü etkilediği bir ülke. Öyle ki zengin ve fakir halk oldukça kalın bir çizgiyle birbirinden ayrılmış. Bir haneye ait olan kesim -burjuva olarak düşünebiliriz- üst şehirde yaşarken, soylu olmayanların alt şehirde hayatta kalmaya çalıştığını görüyoruz. Bu iki şehrin farkını hem sanatsal açıdan hem de dosdoğru biçimde bize gösteriyorlar. Özellikle ilk bölümlerde, dizi daha karanlık havaya bürünmemişken, üst şehri sürekli günün en aydınlık saatlerinde görmemiz, alt şehre ise güneş bile doğmaması güzel bir anlatım. Ayrımcılığın, sınıf farkının çok net yaşandığı ve bunun bize çok güzel gösterildiğini görüyoruz. Dizi ise bize alt şehirde yaşayan bi grup çocuğun hayatını anlatıyor. Ama bu çocuklar sıradan çocuklar değil elbette, Piltover'ın kaderini değiştirebilecek çocuklar. Hikayesi oldukça duygusal, derin ve bi o kadar da eğlenceliydi. Ya karakterler? Yan karakterinden ana karakterine, arka planda bir saniye bile gözükmeyen figüranlara kadar her karakter bir şey anlattı ve hiç biri boş değildi. Çok küçük bir sahne örneği vermek istiyorum, alt şehrin kirli havasından dolayı üst şehirliler geldiğinde maske takıyolar di mi? Bir sahne geçişinde yarım saniye anca gözüken zengin bir alt şehirlinin nargile çeker gibi temiz hava çektiği bir sahne var. Dediğim gibi yarım saniye bile sürmeyen sahnede bu karakter bile bize bir şey anlatıyor. Yan karakterlerden özellikle Mel, Silco ve onun sağ kolunun çok iyi yazıldığını düşünüyorum.(Mel❤) Ana karakterler zaten oyunda bizzat varolan karakterler ve söyleyecek söz yok. Çok güzeller. Çekim açıları ve kullanılan çekim teknikleri de ayrıca maşallah dedirtir insana. Sanki üç boyutlu film çeker gibi çekmişler diziyi, kameranın ise olayın merkezinden ve içinden ayrı ayrı sahneler göstermesi hoştu. Ya bi de tuhaf bulduğum bir şey var, bu adamlar oyun şirketi. Ama en başarılı bulduğum departmanı müzik departmanı yeminle :D. Açın arcane albümünü dinleyin, yatırım tavsiyesidir. Yalnız ufak bi problem var, bu arkadaşlar bu diziyi toplamda 6 yılda çekmişler. Böylesine bi sezon finalinden sonra umarım bizi 2 yıldan uzun bekletmezler. Sayın yapımcı, ilk sezonu unutmadan getirin ikinci sezonu da izleyelim.

alperc 2 years ago

Bir Rüya İçin Ağıt

Darren Aronofsky

184 Gönderi

Spoiler içeriyor ... ... BİR RÜYA İÇİN AĞIT. Tema müziği hala daha kulaklarımda çınlarken sıcağı sıcağına incelemeye çalışayım. Uyuşturucu. Dört hayat. Dört drama. Filmin anlatısına geçmeden önce hızlıca oyunculukları ve o mükemmel çekim tekniğine değinelim. Her bir oyuncu, sanki ertesi gün oyunculuk…devamı... ... BİR RÜYA İÇİN AĞIT. Tema müziği hala daha kulaklarımda çınlarken sıcağı sıcağına incelemeye çalışayım. Uyuşturucu. Dört hayat. Dört drama. Filmin anlatısına geçmeden önce hızlıca oyunculukları ve o mükemmel çekim tekniğine değinelim. Her bir oyuncu, sanki ertesi gün oyunculuk dersi verecekmişçesine oynamışlar. Filmin sesini kısın ve rastgele bir noktasına ilerletin, sonra da oyuncuların performanslarına bakın. Ne hissettiğini çok çok iyi anlayabilirsiniz. Kullanılan çekim teknikleriyle de bu performanslar kovayla üzerimize boşaltılmış. Filmin en parlak yönlerinden biri olan 'oyunculuk'un cilası olmuş resmen. Bir tane bile uzak çekim yok, kamera aktörlerle hareket ediyor, çevreyi değil aktörleri ve onların baktığı yeri gösteriyor. Teknik açıdan şölen gibiydi film. Gelelim filmin hikayesine... Film kendini mevsimlere bölmüş, ben de incelememi mevsimlere bölüyorum. YAZ(BEREKET) Harry'nin ve annesi Sara'nın rüyalarını gördüğümüz kısım. Bütün karakterlerin yüzü gülüyor, annesi başarılı bir oğlu olduğu için gurur duyuyor ama aynı zamanda da yalnız bir kadın. Bir yanda rüyası gerçekleşeceği için mutluyken diğer yanda hüzünlü bir yalnızlığa gömülmüş. Ve dramanın ilk başladığı yer. Oğlundan aldığı o ilk söz. "Yalnız kalmıycaksın, ara ara uğrarım." SONBAHAR(ÇÖKÜŞ) Ty L'nin ve Marion'un rüyasını gördüğümüz kısım. Sonbahar mevsimin sembolize ettiği bir çok metaforu karakterlerimizin en gerçek haliyle yaşadığı kısım. Ayrılık, umutsuzluk, karamsarlık. Yazının başında da değindiğim gibi oyunculuklar ve kamera açıları o kadar iyi ki, hepsi ekrandan size geçiyor. KIŞ(KITLIK) Uyuşturucunun etkilerini hat safhada gördüğümüz kısım. Yüzü gülen tek insanlar o gerçek olmayan insanlar, o şov programındaki rol yapanlar. Kendinden nefret eden bir kadın, davranışlarından bin pişman -ama telafi etmesi imkansız- bir genç, rüyasının asla gerçekleşmeyeceğini farkeden gencin en yakın arkadaşı, uyuşturucu yüzünden deliren anne... Dramanın hat safhaya çıkışı. İzlerken benim içimde "önümüz bahar, işler kötünün iyisi olacak şekilde yoluna girmeli." düşünceleri. Bu kısmın sonunda karakterlerin çöküşünün son raddesini görmemiz, "UYUŞTURUCU KULLANMAYIN!" kamu spotunun en nihai haliydi bence. Hepsine değinmeyeyim ama kendinden nefret eden kadının cebindeki uyuşturucuya bakıp gülümsemesi, bunlardan sadece biri. İLKBAHAR(UMUT) Gelmedi... Evet, ilkbahar gelmedi. Umut gelmedi, işler yoluna girmedi, kötünün iyisi gerçekleşmedi. Uyuşturucu bu dört karakteri aldı, yok etti ve öylece bıraktı. Ben de izleyici olarak o epik/dramatik müzik eşliğinde film biterken öylece kalakaldım. Çok, çok iyi bir filmdi, izlemesi zor bir filmdi. Ama izlemeye başladıktan 1 saat 43 dakika sonra sizi bir nebze de olsa değiştiren bir filmdi. Olaylara bakış açınızı bile değiştirebilir. Gerçekleşmemiz rüyalar için bir ağıt.

alperc 2 years ago

The Wheel of Time

Amanda Kate Shuman

30 Gönderi

Hani böyle yeni bi diziye başladığın zaman daha ilk bölümden diziye bağlanıp -tabiri caizse köpeği olup-, 24 saat içerisinde bitirirsin ya o diziyi. İşte bu dizide ben bunu yaşamadım. İlk bölümü izlediğimde "ortam mortam fena değil ama klasik orta çağ/fantastik…devamıHani böyle yeni bi diziye başladığın zaman daha ilk bölümden diziye bağlanıp -tabiri caizse köpeği olup-, 24 saat içerisinde bitirirsin ya o diziyi. İşte bu dizide ben bunu yaşamadım. İlk bölümü izlediğimde "ortam mortam fena değil ama klasik orta çağ/fantastik dünyası bi kafaymış, hazır boş vaktim de varken izlerim ben bunu." demiştim. Öncelikle bu yanılgıya düşmemenizi rica ediyorum. İlk bölüm vasatın biraz üstü diyebileceğimiz; kostümlerin, dekorların tatlı olduğu bir 'hikayeye giriş' bölümüydü. "DÜNYANIN SONU GELECEK", "YOK MU BİZİ KURTARACAK BİRİLERİ", "SİZ O OLABİLİRSİNİZ, BENİMLE GELİN". Bakın ben bunu yeni izledim ama yapımın çıktığı 2021 yılında da biz bu sözlere doymuştuk, hala da tokuz. E dizi de böyle başlayınca bu sonuçları çıkarmak bana helaldir. Neyse ilk bölümün hakettiği muameleyi ona verdiğimi düşünüyorum. Şimdi gelelim dizinin geri kalanına. Her geçen bölümde biraz daha beni içeri çekmeyi başardı bu dizi. Hiç bir bölüm bi öncekinden kötü değildi ve hikaye dallandıkça içerik kalitesi de arttı. Farklı farklı olaylardan bahsedip, bunu beni hikayeden koparmadan yapabilmesini de bu yüzden takdir ediyorum. Sürekli kafama yeni bi şeyler atarken bunları sindirmeme izin vermesi ve bütününde ana hikayeyi bağlaması önemli bi nokta fantastik evrenlerde. Hele ki benim gibi yapıma tamamen yabancıysanız. Kitaplarını okumuş bi kimse değilim çünkü. Mekanlardan bahsetmezsem olmaz çok güzellerdi. Yeşil perdede at koşturmaktansa gerçekten oralara gitmek atmosfere kapılmayı kolaylaştırıyor neticede. Zaten ey sevgili yapımcılar, yüksek bütçeniz yoksa fantastik dizi çekmeyin. Valla bak. Para harcananla harcanmayan arasındaki farkı biz izleyiciler 10. dakikada söyleyebiliyoruz. Gelelim sıkıntılı yanlarına. Aslında bütün sıkıntılar aynı kapıya çıkıyor. O 5 köylü gence. Dizide her şey çok güzelken, karakter ilişkisi yazmayı nasıl beceremediniz anlayamadım. Moiraine ve muhafızı olmasa elde kalıcaklar yeminle. Neden her seferinde bu gençleri 2 bölüm kavga ettirip 2 dakikalık bi sekansta barıştırıyosunuz ki? Dümdüz bu karakterler olmamış demiyorum bu arada. Bu karakterlerin birbiriyle ilişkileri olmamış. Oldu bittiye gelmiş aralarındaki muhabbet. Dediğim gibi neyse ki Moiraine var. Benim gözümdeki bi çok kritik noktada taşıdı diziyi helal olsun. Fantastik evrenleri seviyosun ve henüz bu diziyi izlemedin mi? Ne duruyosun helva yapsana 🤐

alperc 2 years ago

Love, Death & Robots

David Fincher

159 Gönderi

Bu yazı sadece 3. cilt, 2. bölümle alakalıdır. Milisaniyeler önce bitirdim bölümü ve elime hemen telefonu aldım. "Düşündüklerimi yazıya dökmeliyim." David Fincher gibi bir efsanenin yönettiği yaklaşık 19 dakikalık bir kısa film. Bu bir antoloji dizisi olduğu için direk ve…devamı

alperc 3 years ago

Aşıklar Şehri

Damien Chazelle

187 Gönderi

Huh. Film bittikten sonra verebildiğim tek tepki, koca bir huh. Çünkü final sahnesi boyunca nefesimi tutmuşum. Evet efendim, filmimiz La La Land, izlediğim en iyi aşk filmleri arasında yerini aldı bile. Yalnız lütfen romantizmle ya da romantik komediyle karıştırmayınız, türkçe…devamı