Hangi serinin mangası okunmalıdır? 📖 Hangi serinin animesi izlenmelidir? 🎥 Hangi versiyonu daha iyidir? Bunu tartışmak isterim. Hem koleksiyon yapmak isteyenler boşa cilt almamış olur. Ben başlayayım: Berserk'in mangası okunur.
Hiç Raf buluşması yapanlar oldu mu? Deneyimlerinizi anlatın lütfen. Böyle şeyler egzotik gelmiyor mu ya? . . . . . . . . . . . . . . . . . . Popülere çıksın diye böyle bir şey yaptım.
Ya Raf gerçekten ölmüş ya da hiçbir konuda fikri yok insanların. Bir film izleyince beğendim beğenmedim demek değildir film izlemek sadece ya. Aynısı diğerleri için de geçerli. Çok direndim ama başka bir platform arayacağım kendime.
Spoiler içeriyor
" Burada çok derin bir metafor okuyorum, Japonya'daki avarelerin ailelerinin olmaması yüzünden saygınlıklarının olmadığı düşünülür. Serinin başındaki ninenin baş belası oğlunu evlendirmek istemesinin nedeni de buydu hatta, o nine Japonya'daki geçmişe ait insanları ve toplum baskısını temsil ediyor. Sadece özgür…devamı" Burada çok derin bir metafor okuyorum, Japonya'daki avarelerin ailelerinin olmaması yüzünden saygınlıklarının olmadığı düşünülür. Serinin başındaki ninenin baş belası oğlunu evlendirmek istemesinin nedeni de buydu hatta, o nine Japonya'daki geçmişe ait insanları ve toplum baskısını temsil ediyor. Sadece özgür olmak isteyen Mushashi’yi suçlaması ve rahat bırakmaması da bu yüzden. Kadının en büyük korkusu oğlunun Mushashi gibi bir avare olması. Çünkü toplumu temsil eden kadının gözünde, erkekliği olan ancak ailesi (karısı) olmayan her erkek, başkalarının karıları yani aile ve toplum için bir tehdittir. Bu gözle baktığınızda erkekliği olmayan bir avarenin ne denli tehlikeli olacağını kestiremezsiniz ancak (tam da böyle biri olan Kohei) birkaç bölüm önce, küçük bir kız çocuğuna bakmak için en büyük düşmanından merhamet diledi. Mangaka ataerkillik üzerinden toplumu çok güzel eleştirmiş. "
Arınma Gecesi... Tamam, fikir güzel. Oldukça yaratıcı şeyler çıkabilirdi. Dallanıp budaklanabilirdi. En iyi potansiyel psikolojik gerilim filmi olabilirdi. Ancak gel gör ki beklentimi karşılayamadı. Üzerinde düşünülmemiş bir senaryo. Ancak fikir kimden çıktıysa tebrik ederim. Hatta bana göre fikir kadar iyi…devamıArınma Gecesi... Tamam, fikir güzel. Oldukça yaratıcı şeyler çıkabilirdi. Dallanıp budaklanabilirdi. En iyi potansiyel psikolojik gerilim filmi olabilirdi. Ancak gel gör ki beklentimi karşılayamadı. Üzerinde düşünülmemiş bir senaryo. Ancak fikir kimden çıktıysa tebrik ederim. Hatta bana göre fikir kadar iyi ki bir kült olabilirdi. Ancak korkmadım. Sadece fikir ürperti verdi. Düşüncesi bile ürpertici bir fikir. Ahhh ahhh...
Hatta bu gece yaşananların yol açtığı olaylarla ilerleyen bir dizi olabilirdi. Hani bazen vurgulanır ya 'o gün' 'o geceden sonra' . Neyse.
Bu yaratıcı konunun ziyan olmasından daha büyük bir hayal kırıklığı yaşayamayacağımdan filmdeki saçmalıklara girmiyorum. Filmin sonunda vardığım kanı, konunun sahip olduğu potansiyelin gerçekleştirilemediği. Breaking Bad'den öğrendiğim bir şey varsa o da şudur ki bu hayattaki en kötü şeylerden biri gerçekleştirilemeyen potansiyeldir. Senaristi, yönetmeni kınıyorum. Potansiyel ancak böyle heba edilebilirdi.
Spoiler içeriyor
Başarılı. Serideki en cani insan olmasına rağmen en üzüldüğüm insan Walter White'tır. Kendisi bir kimya dehasıdır. Zekidir, zekasının karizması vardır. Ancak talihe bak ki potansiyelini bir lise öğretmeni olarak harcamış, milyar dolarlık şirket payını 5.000 dolara satmış. Hayatının fırsatını kaybetmesi…devamıBaşarılı.
Serideki en cani insan olmasına rağmen en üzüldüğüm insan Walter White'tır. Kendisi bir kimya dehasıdır. Zekidir, zekasının karizması vardır. Ancak talihe bak ki potansiyelini bir lise öğretmeni olarak harcamış, milyar dolarlık şirket payını 5.000 dolara satmış. Hayatının fırsatını kaybetmesi bu adamı buralara getirmiştir. Bu bir nevi intikamdır. Hiçbir şeyi ailesi için yapmamıştır. Potansiyeli ile hayatını tekrar kazanmaya çalışmıştır. O yüzden onu anlıyorum. Kızamıyorum. Üzgünüm.
Ha bazen kendimi Walter White gibi hissediyorum. Ortamlarda aniden alakasız veya hitap ettiğim kişilerin anlamayacağı türden konuşmaya başlıyorum. Walter'a baktıkları gibi çarpılmış gibi bakmaya başlıyorlar.
Skyler sana diyecek söz bulamıyorum. Kimya dehası adam, öğretmenlik yaptığı yetmezmiş gibi bir de senelerce oto yıkamada çalışmış. Hayır nasıl yaşamayı düşünüyordunuz? Duvarları falan mı kemirecektiniz? Kanserli adam, kundakta yenidoğan bir bebek, evde engelli oğlan, utanmadın mı batık patron bozuntusuyla yatarken vefasız kadın. Derdin ne senin yo!
Kocasıyla yaşadığı ilk sorunda soluğu başka bir adamın koynunda bulan kadınlar üzerinden güçlü muhabbeti döndürmek çok ucuz.
Ama benim açımdan o herifle yatması dışında problem yok. Çünkü o herifle yatmadan önce vergi kanununa usulsüz işleri imzalamıyordu. Sonra imzalamaya başladı ve başı belaya girmesin diye kocasının 622 bin dolarını Beneke'ye verdi.
Bu kadına duyulan fazla nefretin nedeni bence böylesine aksiyon dolu eril bir dizide sürekli o alık bakışları, uzun çenesiyle attığı tripleriyle araya girmesi. Diziyi bölüyor resmen. Onu görmek istemiyor ki kimse. Ya sabır.
En sinir bozucu karakter Jesse Pinkman'dır. Ne yaptığı belli olmayan, akılsız, fevri bir keş. Her başı sıkıştığında çizgisini koruyamıyor ve ot içiyor. Jane bu pislik yüzünden öldü.
Dizinin en karakterli insanı Hank'tir. En ayıp edilen kişi Gale. Yazık oldu.
Dizi ve filmlerde fazla ağlamayan biri olarak Walt'un kızı ile vedalaştığı sahnede göz yaşlarımı tutamadım.
Hank'in Walt'u yakaladığı sahne de çok saçmaydı. ".... other W.W. " bu. Senaristlerden daha yaratıcı bir şeyler beklerdim.
Kısaca pis işlere bulaşırsanız pislik içinde ölürsünüz. İşler asla istenildiği gibi gitmez. Gustavo Fring kazandığı onca paraya rağmen on yıllık Volvo sürerek bir tavukçuda yaşadı. Öyle de öldü.
Dünyalar tatlısı bir çizgi diziye hazır olun. 🍭🧁 Spy × Family'ye başlamadan önce Breaking Bad ikinci sezonunu izliyordum (hala izliyorum). Hiçbir sorun yokken bir animeye başlamak istedim. Ama keyifli bir şey olmasına dikkat ettim. Nedenini bilmiyordum. Şimdi anlıyorum ki kasvetli…devamıDünyalar tatlısı bir çizgi diziye hazır olun. 🍭🧁
Spy × Family'ye başlamadan önce Breaking Bad ikinci sezonunu izliyordum (hala izliyorum). Hiçbir sorun yokken bir animeye başlamak istedim. Ama keyifli bir şey olmasına dikkat ettim. Nedenini bilmiyordum. Şimdi anlıyorum ki kasvetli her şeyden kaçmaya çalışıyorum.
Bilinçaltım bu arayışa girmişken.....
Veeeee karşıma bu pembe pamuk şekeri yeme hissiyatı veren, çilekli sakız kokulu şey çıktı.
İzlerken kurgusal, felsefî derin kaygılar taşımayın. Öyle bir amacı yok. Her şey öyle olmak zorunda da değildir zaten. Kafa dağıtmak için tasarlanmış, üzerine fazla düşünülmemesi gereken bir yapım bence. Bir şeylerin üzerine düşünmekten bîtâp düştük zaten. Sizi izlemek daha güzel Forger Family!
Olaylar çok komik, absürt; çizimleri ise inanılmaz sevimli ve şapşal. Herkes ne kadar masum çizilmiş, kızamıyor insan. Sakuralı kurabiyeler sizi. 🍥 Wit Stüdyo'yu bir daha tebrik edelim.
Ben pek gülen biri değilim. Ama gülüyorum buna! ☺️ Bence kesinlikle animesi izlenmeli. Seslendirme, ses efektleri çok başarılı.
Bal damlıyor bal. 🍯
"Sana yolun kenarında bulduğum bu yaprağı verebilirim." 😼🙄
- Anya-chan.
ŞU ANA KADAR OKUDUĞUM EN UZUN KİTAP! Doğru şeyleri yapmaya çalışıyorsunuz, hakikati haykırmak istiyorsunuz, hakkı savunuyorsunuz ama sizi bastırıyorlar, inanmak istemiyorlar, öyle işlerine geliyor. Dilinizi kesiyorlar, mecburiyetlerinizden faydalanıp sonunda sesinizi kısıyorlar. Ne kadar kıdemli, hak eden, potansiyeli olan insan var…devamıŞU ANA KADAR OKUDUĞUM EN UZUN KİTAP!
Doğru şeyleri yapmaya çalışıyorsunuz, hakikati haykırmak istiyorsunuz, hakkı savunuyorsunuz ama sizi bastırıyorlar, inanmak istemiyorlar, öyle işlerine geliyor. Dilinizi kesiyorlar, mecburiyetlerinizden faydalanıp sonunda sesinizi kısıyorlar. Ne kadar kıdemli, hak eden, potansiyeli olan insan var yok ediyorlar. Liyakati, hakkı söküp alıyorlar -zaten umurlarında da değil- . Siz bağırıyorsunuz ama gırtlağınızdan ses çıkmıyor. Ağzınızın açıklığına şaşırıp 'ben ne yapıyorum' diyip size layık gördükleri ine çekiliyorsunuz. Ve kendi pis bulanık akıntılı düzenlerini kuruyorlar. Ama akmayı devam ettikçe dolup taşıyor. Sonunda sebep oldukları pislik kendilerini de boğuyor...
Bu yazılanlar gerçek hayat hikayelerinden alınmıştır. Umbridge, Fugde, Percy karakterleri çok tanıdıktır. Gözlerinden tanırım onları. Göz bebeklerinden. Aptallar, beceriksizler, liyakatsizler, korkaklar ama güç onlarda.
Bu eserin üzerimde bıraktığı etki gerçekteki düzene benzemesiydi. Gerisi zaten diğerleri gibi tekdüzeydi. Hep eleştirdim yine eleştirecektim..
Spoiler içeriyor
..... Bir kadın olarak bu cildi okumak rahatsız ediciydi. Tecavüzün bir kadının ruhunun dehlizlerindeki etkisinin tasviri çok başarılıydı. İşte bu başarı, ürkütücüydü. Ciltlerdir oluk oluk kan aktı. Vahşet, korku, kan birbirini götürdü. Ama hiçbiri tecavüze uğrayan kadınlar kadar etkilemedi. Ruh,…devamı.....
Bir kadın olarak bu cildi okumak rahatsız ediciydi. Tecavüzün bir kadının ruhunun dehlizlerindeki etkisinin tasviri çok başarılıydı. İşte bu başarı, ürkütücüydü. Ciltlerdir oluk oluk kan aktı. Vahşet, korku, kan birbirini götürdü. Ama hiçbiri tecavüze uğrayan kadınlar kadar etkilemedi.
Ruh, ucu bucağı olmayan bir okyanus. O okyanusta insanların farklı suretlerde görünmesi de beni hep etkilemiştir. Küçük Casca'nın korkudan titremesi, Farnese'nin ona şefkatle bakarak çok tatlı demesi, tabutun içindeki kırık dökük oyuncak bebek, tabutu çaresizce çeken saldırgan bir köpek...
Kentarou Miura, bir kadını tasvir ediyor. Cansız bir heykelmişçesine erkeklerin cinsel arzularıyla kullanıp atılan kadınların, atıldıkları köşelerde ne derin yaralar aldıklarını, açılan yaraları kaldıramayarak bir çocuk kadar saf olma isteklerini (Casca'nın bu yüzden aklını yitirdiğini düşünüyorum) çizimleriyle çok çarpıcı bir biçimde ortaya koymuş. Diyecek söz bulamıyorum. Kifayetsiz kalıyor. Çok başarılı bir manga serisi....
Bir Griffith'in ekibe bak bir bizim ekibe 😅 Bir sadist, bir deli, bir elf, bir velet (sikidro), bir psikopat. Ne ararsan var. Güldüm bu ciltte doğrusu.