Gerektiği değeri görmediğini düşündüğünüz filmler var mı? Ama sizin için özel olan değil de gerçekten objektif olarak da oyunculuklarıyla, senaryosuyla, sinematografisiyle falan çok iyi olduğunu düşündüğünüz. Ama hakkı verilmeyen.
Muhtemelen cevap bulamayacağım ama aranızda Antalya’da yaşayan kitap gurmeleri var mı? Nerelerden kitap alıyorsunuz burada, uygun fiyatlı satan yerler var mı?
Film izlemek baydı bu aralar ya. Hep benzer kalitede filmler izleyip 7,8,9 veriyorum. Belli bir süre izlemeyip özlemek istiyorum. Ya da kötü filmler izleyip biraz iyi filmlerin değerini hatırlayabilirim. 3 saat bir şeyin başında sabit kalmak da yorucu geliyor.
Bu benim anlatabileceğim bir film değil. Saf bir sanat. Huzurun tanımı. Yalnızlığın şiiri. Filmin nasıl olduğunu merak ediyorsanız önce izleyiniz sonra da adının ilk kelimesine bakınız. 9/10
Spoiler içeriyor
Bi dakika bi dakika… Bu filmin çok kötü olduğunu mu düşünüyorsunuz? Gelin o zaman beni dinleyin. Öncelikle bir Arabalar hayranıyım. İlk film benim favori şeylerimden biridir. Diğer iki filmi de gayet beğenirim. Şimdi fanboy olduğum için bu filmi çok sevdiğimi…devamıBi dakika bi dakika… Bu filmin çok kötü olduğunu mu düşünüyorsunuz? Gelin o zaman beni dinleyin.
Öncelikle bir Arabalar hayranıyım. İlk film benim favori şeylerimden biridir. Diğer iki filmi de gayet beğenirim. Şimdi fanboy olduğum için bu filmi çok sevdiğimi düşünecek olanlar olabilir. Yüzde yüz haksız değilsiniz. Ama bu filmin iyi yaptığı şeyler var bunların konuşulması gerek.
Başlarsak eğer, bu film kötü bir film değil, doğru yapılmamış bir film. Peki bu ne demek? Şu demek ki bizim beklediğimiz film bu değildi diyebilirim. Bir ajanlık-gizem hikayesi anlatılmak istenmiş. Bu durum için de Mater ön plana alınmış. Bizim istediğimiz ise McQueen’in ön planda olduğu bir yarış filmiydi. Ama bu tercih edilmemiş. Ve söylediğim gibi bu kötü bir tercih değil, isabetsiz bir tercih. Hatta bana bir ajan hikayesi anlatmak istemişler de yedirecek bişey bulamayınca Arabalar 2’de anlatalım demişler gibi geliyor. Garip tarafı şu ki bu çok kaliteli bir hikaye.
Sir Axlerod adlı “külüstür” bir araba (bana ismi Axl Rose’u anımsatıyor) yavaş yavaş elektrikli araba çağına geçildiği zamanlarda büyük bir petrol rezervi keşfediyor. İnsanlara elektrikli arabaların veya yakıtların kötü olduğunu göstermek için kendisi de elektrik motoruna geçtiğine dair insanları kandırıyor ve Allinol adını verdiği aslında benzinin değiştirilmiş bir versiyonu olan bir yakıt üretiyor. Dünya çapında yarışlar düzenleyip yarışçılara Allinol kullanmayı zorunlu tutuyor ve kamera ışınlarıyla Allinol’ü etkileştirerek arabaların motorlarını dağıtmasına sebep oluyor. Böylece amacı herkesin petrole dönmesini sağlamak.
Elbette hükümet, arkasında Sir Axlerod olduğunu bilmeden bu işin sırrını çözmek için ajanlar görevlendiriyor ve bu ajanların yolu Mater ile bir şekilde kesişiyor. Finalde Mater, suçlunun Sir Axlerod olduğunu buluyor ve film bitiyor.
Şimdi, cidden bu kaliteli bir senaryo değil mi? Bir live action filmde, sevilen bir yönetmen çekseydi ayakta alkışlardık ki daha bir sürü detaya girmiyorum.
İlk filmde de olduğu gibi bu filmde de bir sürü erdeme değiniliyor. Mater ve McQueen arasından dostluğu, “külüstür” arabalarla sürekli dalga geçilmesinden saygıyı, göçükleri kapatmama muhabbetinden anıları, hatta Francesco, Guido ve Luigi üzerinden memleket sevdasını bile anlatıyor. Daha ne olsun.
Görselliğe girmiyorum bile zaten Pixar’ın prime dönemleri. Tek eleştirim McQueen’in tasarımında değişikliğe gidilmesi. Oldum olası beğenmedim. Ama yarışların çekimleri çok iyi.
Türkçe dublajından bahsetmeye gerek yok sanırım en iyi işlerden biri. Filmden beğendiğim birkaç detayı aşağıya bırakıp bitiriyorum.
-İntrodaki logonun harika animasyonu
-İnanılmaz müzikler (bu konuda serinin en iyisi)
-Casus teknolojilerinin arabalara harika uyarlanması
-İlk filmde kapalı olan jant hoteli işlek bir şekilde görmek
-Tabi ki Cem Yılmaz-Francesco ikilisi
-Bir Volkswagen Karmann Ghia’da radyatör yoktur. Çünkü onlar hava soğutmalıdır.
Yanlış anlaşılmasın başyapıt bir film olduğunu düşünmüyorum. Beklediğim film olmaması puan götürüyor. Ama asla bu filmi kötü yapmaya yetmez benim gözümde.
8/10