Selamın aleyküm arkadaşlar. Raf ne kadar sakin . Kitap incelememi bırakıp kaçıyorum buradan. Beyhude ömrüm kitap incelememde bir soru bıraktım. Sadece bir kişi cevap verdi. Sanki insanlar buradan soğumuş gibi. Rafa ilk katılınca ki neşesini bulamıyorum. Sizce de öyle değil…devamıSelamın aleyküm arkadaşlar. Raf ne kadar sakin . Kitap incelememi bırakıp kaçıyorum buradan. Beyhude ömrüm kitap incelememde bir soru bıraktım. Sadece bir kişi cevap verdi. Sanki insanlar buradan soğumuş gibi. Rafa ilk katılınca ki neşesini bulamıyorum. Sizce de öyle değil mi?
"Bu kitap fakirin ilk göz ağrısıdır. Şüphesiz birçok eksiği, gediği vardır ama yazarken heyecan duymadığım tek bir satır bile yoktur." ön sözü ve Oğuzhan Saygılı hocamızın imzalı kitabını okumaya, merakla başladım. Kendisi Türkiye genelinde kitap okuma seferberliği düzenleyen Türkiye'nin her…devamı"Bu kitap fakirin ilk göz ağrısıdır. Şüphesiz birçok eksiği, gediği vardır ama yazarken heyecan duymadığım tek bir satır bile yoktur." ön sözü ve Oğuzhan Saygılı hocamızın imzalı kitabını okumaya, merakla başladım. Kendisi Türkiye genelinde kitap okuma seferberliği düzenleyen Türkiye'nin her iline kitaplar gönderen değerli bir öğretmenimiz. Böyle bir proje başlattığı için kendisine ve Kitap şuuruna gerçekten müteşekkiriz. Kitabın ilk bölümünde " Başarı hikayeleri" ismiyle sizler, azim ve kararlılıkla ulaşmak istediğimiz her neyse okurken şevk alıyorsunuz.Biliyormusunuz ben de istediği ışığa dokunmak için meşakkatli yolda yürüyen insanların hayatını her zaman merak etmişimdir.Ve bunlar benim her zaman rehberim olmuştur. Ki iyiki de öyle oldu.
Kitapta değerli iş adamlarımızın, Mucitlerimizin, Sakıp Sabancı gibi...
Edison, Graham Bell, Hayrettin Karaca, Nuri Demirağ ve daha niceleri sabırla yürüdükleri zahmetli yolu başarıya nasıl ulaştırdıklarını okuyorsunuz.
Kitabın diğer bölümleri biraz tarih biraz da hiç tatmadiğımız kitapları okuyucuya sohbet ediyor edasında tanıtıyor.Onlardan küçük küçük alıntılar sunuyor. 41 farklı kitabın hepsini okumuş gibi hissediyorsunuz. Kitaplarla ilgili bilginiz oluyor. Sol ayağım kitabı mesela bende okuma arzusu yarattı.
Kitapta bilmediğim tarihle devletimizle ilgili şeylerde ilgimi çekti.
Bir kitabı okuduğumda bana birşeyler katabiliyorsa ben o yazara teşekkürü bir borç bilirim. Teşekkür ederim.
Okuyucuya devlet, millet, bayrak, din, tarih sevgisi aşılayan yazarların çoğalması niyetiyle . Tıpkı Oğuzhan Saygılı hocamız gibi...Ve bunları okuyan kendini bunlarla aşılayan okur sayısının artması temennimiz...
Kitapla kalın..
Saraylarda süremem Dağlarda sürdüğümü. Bin Cihana değişmem. Şu öksüz Türklüğümü... Vaktiyle bir Atsız varmış; Var olsun !... Atsız atamızı yazdığı mektuplarla bile taniyabilirsiniz. Kitapta onun kendi kaleminden alıntilanmış 33 farklı kişiye 139 mektubunu okuyacaksınız. Atsız' ın yazı dili o kadar…devamıSaraylarda süremem
Dağlarda sürdüğümü.
Bin Cihana değişmem.
Şu öksüz Türklüğümü...
Vaktiyle bir Atsız varmış;
Var olsun !...
Atsız atamızı yazdığı mektuplarla bile taniyabilirsiniz. Kitapta onun kendi kaleminden alıntilanmış 33 farklı kişiye 139 mektubunu okuyacaksınız. Atsız' ın yazı dili o kadar samimi, şakacı, nahif ki okurken Atsız atanın keşke bana da mektup yazsaydı demeniz muhtemeldir. Ki ben böyle birşeyi isterdim.
Karşınızda değerli bir büyüğünüz var.Ve o size geçmişte olanlardan bahsediyor. Sabahattin Ali' ye hapse girdiği dönemde mektup yazmış. Ona neden Nazım Hikmet' e uyduğu konusunda sitem edip, öğütler vermiştir.
" Yine deliğe girmene canım sıkıldı. Sen deliğe girdin diye değil, yine bu budalaca işi tekrar ettiğin için. Ben seni zeki bir insan tanırım. Budalaca hareketleri sana yakıştıramam. Hele senin gibi bir dâhi namzedenin Nazım Hikmet gibi, falan gibi iki satılık herife inanıp ta kendi memleketinin aleyhine neticeler verebilecek fikirlere iştirakini senin zekanla kabil- i telif bulmam."
Burasını ilgiyle okudum, diyebilirim. Atsızın düşüncelerini, siyasi olaylara bakış açısını, milliyetçi kimliğini kitapta göreceksiniz. Türk milletinin bölünmez bütünlüğünü yazdığı her mektubun sonunda
" Tanrı Türk'ü korusun" sözüyle mektubu sonlandırmış. Bizde o halde yorumumu
" Tanrı Türk'ü korusun" temennimizle sonlandıralım.
Kitabı bana hediye eden Ali Dayı abime Teşekkür ederim.
Kitapla kalın...
Köyde mi yaşamak isterdiniz, yoksa şehirde mi? Cevaplarınızı bekliyorum. Kitap yorumuma başlamadan önce bu soruyu sormadan edemeyeceğim.Köy yaşamını; çiçek, böcek, meyve, ağaç, gelenek, görenek, şive, hasat, tarım, memleket hasreti hepsinden bol bol bulabileceğiniz bir kitap Mustafa Kutlu eseri Beyhude Ömrüm...Kalemi…devamıKöyde mi yaşamak isterdiniz, yoksa şehirde mi? Cevaplarınızı bekliyorum.
Kitap yorumuma başlamadan önce bu soruyu sormadan edemeyeceğim.Köy yaşamını; çiçek, böcek, meyve, ağaç, gelenek, görenek, şive, hasat, tarım, memleket hasreti hepsinden bol bol bulabileceğiniz bir kitap Mustafa Kutlu eseri Beyhude Ömrüm...Kalemi o kadar sade ve akıcı ki kitaba bağlanıyorsunuz.
Köydeki insanların İstanbul şehir sevdasını ve göçüp gidenlerin köyü yanlızlığa terkettiği konusuna değinilmiş.
İnsanoğlu dünyaya niçin gelir?
Herhalde bir bahçe kurmaya gelir.
Bu düşünceyle gülümsüyorum.
Dünya dediğimiz de bir gurbet değil mi?” (syf.70)
Kitabı okurken kendi köyümde de benzer şeyler yaşandığı için kitabı benimseyerek okudum. Köydeki insanların şehirde yaşama isteği, şehirdeki insanların köye hasretini Mustafa Kutlu kalemiyle okuyorsunuz.Hani köyde ki insanın köye kız vermemesi.Kızımızı köye vermeyelim aman rahat etsin.Aynısı hemen hemen tüm Anadolu'da vardır, İstanbul'un taşı toprağı altın misali ...
Gençlerimizin şehir aşkı...
Köyde ki yaşlılarımızın köyünden başka bir yerde ömür sürdürememesi . Baba , ata toprağında yaşama ve ölme arzusu...
Eeee nede olsa eski toprak...
Beyhude ömrüm, aslında bir tutku hikayesi...
Biliyor musunuz ben de memleketim hariç hiçbir yerde yaşayamıyorum. Hayat şartları ne gösterir bilemem ama memleketim sınırları hariç olmuyor, yapamıyorum. Sanırım bunu da kendinden örnek vererek eklemeden edemeyeceğim. :)
Kitap hoşuma gitti. Beğenerek okudum.
Kitabı bana hediye eden Muhammet ÇAKAS arkadaşıma çok teşekkür ederim.
Kitapla kalın...
Kitap buram buram Anadolu kokuyor...
İnanmazsanız okuyun lütfen. :)
Anadolu' nun temiz saf sevgisi, güncel dizilerde ve filmlerde illaki adına aşk dedirten toplumu aşkın yalın halini unutturan tüm yapımlara örnek bir dizi. Hem güldüren hem ağlatan hem de insanlığa güzel örnekler veren muhteşem bir dizi Gönül Dağı... Bu konuda…devamıAnadolu' nun temiz saf sevgisi, güncel dizilerde ve filmlerde illaki adına aşk dedirten toplumu aşkın yalın halini unutturan tüm yapımlara örnek bir dizi.
Hem güldüren hem ağlatan hem de insanlığa güzel örnekler veren muhteşem bir dizi Gönül Dağı...
Bu konuda TRT ' ye teşekkür etmek gerekli son zamanlarda Masumlar Apartmanı ve Gönül Dağı, Tv'lerde görmek istediğimiz masumiyeti, saflığı ekranlara yansıtıyor.Ailecek izlenecek bir yapım.
Çoğu dizi filmlerde hep şunu görüyoruz ya zengin oğlan fakir kız, bu dizide topluma güzel örnekler veriyor. Genelde kabul etmesekte toplumumuzda bir zengin olsun hayali tutkusu vardır.Kız mühendis oğlan sıradan bir işçi ama aşklarına engel değil.Cumartesi akşamları TRT ' de gönlümüze özlediğimiz sıcaklığı veriyor güzel oluyor.Oyuncularda rolünün hakkını veriyor hani, amcaogulları falan tam Anadolu insanları.Yozgat yöresine dizi hayat veriyor.Şiveleri bizim memleketi de andırıyor . Özellikle "Ellam" heralde' şivesi diziyi severek, sahiplenerek seyrediyorum.:)
Tv' lerde ağır abilerden mafya dizilerinden bıkmıştık.Bizim böyle samimi, sıcak aile dizilerine ihtiyacımiz var .Emeği geçen herkese teşekkürler. 🥰
Sadece dizide "amcaoğlu" yerine "emmioğlu" deseler daha güzel olurdu sankim.
X_ Men serisini, biraz önce ilk defa seyrettim.Yorum yaparken buna dikkat ederseniz sevinirim.Film yorumlarınıza baktımda genelde filmi beğenmemişsiniz.Bence o kadar da kötü değildi.Çerezlik bir film diyebilirim.Dijital efektler gözlerimi kamaştırdı.Jean Grey güçlü bir mutand yıkım gücü en fazla karakter.Uzaydaki görevinden sonra…devamıX_ Men serisini, biraz önce ilk defa seyrettim.Yorum yaparken buna dikkat ederseniz sevinirim.Film yorumlarınıza baktımda genelde filmi beğenmemişsiniz.Bence o kadar da kötü değildi.Çerezlik bir film diyebilirim.Dijital efektler gözlerimi kamaştırdı.Jean Grey güçlü bir mutand yıkım gücü en fazla karakter.Uzaydaki görevinden sonra kendini daha güçlü hisseden Jean güçlerine hakim olamayarak arkadaşları X_ Men takımına zarar vermeye başlar.X_ Men bir kahraman takım ama sadece Jean karakterine hayat vermişlerdi filmde.
Dünyayı uzaylılardan kurtarmak için görevlendirilen x_men tüm güç Jean karakterine verilmişti.Genel olarak aksiyon filmlerini severim.Filmide çerez çayla keyifle seyrettim.🥜🍿☕
Kitabı her iki kitap uygulamasında da ilk ben okuyup yorumlayacağım için biraz heyecanlıyım sankim.Umarım yorumumu beğenip, sizde okursunuz.🙆🌺 Pamuk Kafes aşk ve musikinin harmanlandığı akıcı, müthiş bir kitap.Ayşen ciğerlerinde P.A.M rahatsızlığı olan güzel ve müzik aşığı bir kız, İstanbul'a konservatuvara…devamıKitabı her iki kitap uygulamasında da ilk ben okuyup yorumlayacağım için biraz heyecanlıyım sankim.Umarım yorumumu beğenip, sizde okursunuz.🙆🌺
Pamuk Kafes aşk ve musikinin harmanlandığı akıcı, müthiş bir kitap.Ayşen ciğerlerinde P.A.M rahatsızlığı olan güzel ve müzik aşığı bir kız, İstanbul'a konservatuvara girmek için geliyor.Ayşen'in insanların üzerine titrediği, pamuk kafese bağlı hayatı aşkla özgürlüğüne kavuşuyor.
Ayşen' in bir hayalide ceviz ağacı altında oturmak, sebebi ceviz ağacının kökleri sülfür gazı salgıladığı için insanların ciğerlerine zararlı olması.Ki Ayşen zaten ciğerlerinden hasta bir kız...Ceviz ağacı onun için imkansız.
Konsevatuvar hocası Çetin ve Ayşen birbirlerine aşık oluyorlar.Fakat ikiside birbirlerine söyleyemiyorlar.Ayşen hastalığından ötürü söyleyemiyor.Çetinde aralarındaki yaş farkından ve Ayşen' in hocası olduğu için aşklarını gizli tutuyorlar.Ayşen 18 yaşında Çetin 40 yaşında ama burada gerçekten aşk yaş, engel dinlemiyor.Çetin aslında geçmişi pek iyi olmayan çapkın birisi, aşk onun kendini sorgulamasına vesile oluyor.
Çetin Ayşen' i arkadaşlarıyla birlikte pikniğe davet ediyor.Piknikte Ayşen' in ceviz ağacı altında uyuya kalması onun ciddi düzeyde rahatsızlanmasına sebep oluyor.
Daha sonrasında kitabın ilerleyen bölümlerinde Ayşen' in ciğerleri tamamen bitiyor ve organ bağışı yapılıyor.Ayşen sağlığına kavuşunca Çetinle evleniyorlar.Evlerinin bahçesine boy boy ceviz ağaçları dikiyorlar.
Kitabın sonu çok güzeldi.Çetin keman eşliğinde Ayşen söylemişti elbet. Beste yapıp albüm hazırladılar.🎼🎶🎵
Bir gün ikisininde gönül şehirlerine bir yabancı gelir...
Ve Pamuk kafesin dışında, birbirlerine doğru bir yolculuğa çıkarlar...
Sevmek, sevilmek, müzik, ceviz ağacı, aşk ve organ bağışı hakkında bir hikaye başlar🌴🌴🌴
Bu kadın(!) kısa ve öz olarak, Türkler'in milletimizin sesi. Eserleriyle esir Türklerin sesi olmuş, "kavga günleri"nde; her Türk evlâdı gibi, amansız bir mücâdeleye girmiş, kalemini silah edip vatanını cephe cephe savunmuş mümtâz bir şâhsiyet. Emine ışınsu Türk Milliyetçiliğine ismini yazdırmış…devamıBu kadın(!) kısa ve öz olarak, Türkler'in milletimizin sesi. Eserleriyle esir Türklerin sesi olmuş, "kavga günleri"nde; her Türk evlâdı gibi, amansız bir mücâdeleye girmiş, kalemini silah edip vatanını cephe cephe savunmuş mümtâz bir şâhsiyet.
Emine ışınsu Türk Milliyetçiliğine ismini yazdırmış dava insanı.
Otobiyografi romanında,
çocukluğundan,hayatından ülkeye vermiş olduğu mücadelesinden bahsetmiş.
Adnan Menderes'in ihtilalle asılmasından tutun da dönemin siyasi meselelelerinden hepsinden bahsetmiş.Milleti adına verdiği mücadele takdire şayan.
Ben milletini seven insanların kitaplarının okunması taraftarıyım.Okuduğum ilk kitabıydı.İnşallah devamı da gelecek.
🌺🌺🌺
" Bir Güney Azerbaycan Romanı" Kitabı okumadan evvel Azerbaycan Türklerinin İran' da yaşadığını bilmiyordum.Kitabı okurken duygulanmamak elimde değildi.Azerbaycanlı kardeşlerimiz neler çekmişler orada.Nutkum tutuldu.Tüylerim ürperdi.Onlara yapılanlar kanıma dokundu. Devrim adı altında işkencelere maruz kalmışlar.Devrimler her ne kadar saf amaçlara, ideolojilere hizmet…devamı" Bir Güney Azerbaycan Romanı"
Kitabı okumadan evvel Azerbaycan Türklerinin İran' da yaşadığını bilmiyordum.Kitabı okurken duygulanmamak elimde değildi.Azerbaycanlı kardeşlerimiz neler çekmişler orada.Nutkum tutuldu.Tüylerim ürperdi.Onlara yapılanlar kanıma dokundu.
Devrim adı altında işkencelere maruz kalmışlar.Devrimler her ne kadar saf amaçlara, ideolojilere hizmet etmek maksadıyla başlatılmış olsalar da yarı yolda hakimiyet sevdasına satılırlar.
Kitap bizlere,1979 İran Şah yönetiminin devrilip, Şii sistemin getirilmesi olayından bahsediyor.Humeyni döneminde yapılan işkenceleri kitapla okumuyorsunuz.Adeta yaşıyorsunuz.
Hürriyet ve bağımsızlık için en ağır bedeller ödeyen Güney Azerbaycan Türklerinin öyküsünü anlatıyor.
Rejim adına çalışan bir memura bir Pantürkisti sorgulama görevi verilmesi ve sorgulayacağı kişinin çocukluk aşkı Raziye olması kitabın can alıcı noktasıydı.
Memur Seyit zorla sevdiği kıza işkence yapmak zorunda kalıyor.Fakat Raziye çocukluktan birbirlerinden ayrıldıkları için Seyit'i tanımıyor.Seyit, Raziyenin önünde kahrından her gün ölüyor.Raziye' ye idam kararı alındığı gün Seyit herşeyi Raziye' ye itiraf etmişti.Raziye ne kadar vefalı bir kız ya okurken ağlıyorsunuz.Kitabın sonunda gözyaşlarımı tutamadım.Raziye 41 yaşında yıllarca sevdiğini bekleyip, evlenmemiş.Yıllarca çocukluk aşkının taktığı yüzüğü saklamış.Kavuşmaları ise çok acıydı.Kavuşma değil de sonsuz ayrılıktı bu.Raziye idam edildi.Seyit halka Raziye' ye zulüm edenlerin intikamını aldı.Bu olayın o dönemlerde yaşanmış olması beni derinden etkiledi.
Allah oradaki Azerbaycanlı Türk kardeşlerimize yardım etsin.Kendi milli haklarına kavuşabilsinler.Acı günler geride kalsın.🤲🇦🇿🇹🇷
Sürükleyici bir kitaptı.Kitabın sonunu gözyaşlarıyla okudum.Gerçekten okunası bir kitap.Kitap bana hediye geldi.Ne güzel bir hediyeydi.
Tavsiye ederim.