(@) - Raf

Uzun zamandır dizi yorumu yapmıyordum finali izler izlemez koştum buraya. Ongoing izlediğim bir diziydi öncelikle. Dizi anneleri tarafından size emanet edilen çocukların dnkdldçdşdş Bu diziyi ne zaman anlatmaya çalışsam bu replik geliyor aklıma o yüzden bununla açılış yapmak istedim. Şimdi…devamıUzun zamandır dizi yorumu yapmıyordum finali izler izlemez koştum buraya. Ongoing izlediğim bir diziydi öncelikle. Dizi anneleri tarafından size emanet edilen çocukların dnkdldçdşdş Bu diziyi ne zaman anlatmaya çalışsam bu replik geliyor aklıma o yüzden bununla açılış yapmak istedim. Şimdi ciddileşiyorum tamam djkdşdşsid. Dizi anneleri tarafından yalnız bırakılmış çocukların kaderin de bir oyunuyla adeta bir arada yaşamasını konu alıyor. Adının hakkını veren bir dizi. Aile olmak için kan bağı gerekmediğini zaten bir çok dizi bize göstermiş olsa da bu dizi bu konuda bambaşkaydı. İki baba ve üç çocuktan oluşan bir aile gibiydiler. Gibisi fazla hatta. Aynı binada altlı üstlü yaşayan iki adam. Birisi eşini kaybetmiş kızıyla birlikte yaşarken diğeri eşi tarafından oğluyla birlikte terk edilen bir adam görüyoruz. Alt kattaki bir adam bir şekilde bir çocuğu daha yanına alıyor ve aile oluyorlar. Bu yönüyle içi sıcacık yapan bir diziydi. Mommy issues bir dizi olsaydı bu dizi olurdu. Çünkü üç çocuğun da anne yönünden bir sorunu vardı. Biri annesini küçük yaşta kaybetmiş, diğer ikisi annesi tarafından terk edilmiş çocuklardı. Kızın babası olan adam kızını anne yokluğunu hissettirmeden yetiştiren, aynı şekilde yanına aldığı çocuğu da bir oğuldan farksız bir şekilde yetiştiren melek gibi bir babaydı. Gerçekten onların aile ilişkileri her bölümde kalbimi yumuşacık yaptı. Dizi hakkında söylemek istediğim bir diğer şey de tam bir duygu roller coasterı oluşuydu. Kahkahalarla izlerken bir anda ağlamaklı olduğum sonrasında tekrar kahkaha attığım ve tekrar tekrar duygulandığım sahnelerle doluydu. Her bölümü heyecanla bekledim ve heyecanla izledim. Pek çok yönüyle beni kendisine çekti. Özellikle başroldeki üçlünün ilişkisini izlemek inanılmaz keyifliydi. Sanırım dizide beni tek rahatsız eden şey dizideki romantik ilişkiydi. Bir yönüyle anladığım ama diğer yönüyle rahatsız edici olduğunu düşündüğüm bir şeydi. Çünkü kardeş gibi büyümüşlerdi, her defasında bunu söylediler. Bir yandan Sanha karakterinin bunu diğerlerinden daha az dile getirdiğini düşünsem de bir yanıyla yanlış hissettiriyordu. Ama yine de büyük ölçekli bir rahatsızlık hissetmedim. Sadece etik olarak içimi gıcıklayan bir noktaydı. Dizi boyunca aile olmanın kan bağı gerektirmediğine değinirlerken ve kardeş gibi büyümüşlerken bu şekilde olması içimi gıcıklayan bir noktaydı. İkisinin de bir noktada içten içe birbirine duygular beslediğini düşünüyorum ve o şekilde biraz daha az rahatsız oldum. Yine de her şeye rağmen ben kimyalarını sevdim sanırım. Diğer yandan yan çiftin ilişkisi dizinin güzel yerlerinden biriydi. Bir yanda içten içe Haejun'dan hoşlanan bir kız, diğer yanda bunun asla ve asla farkında olmayan Haejun. İkisinin ilişkisi çok derin bir yerden gelişti. Dal duygularının farkında olsa da Haejun bundan bihaber hep ona koştu adeta. Haejun'un gizli sığınağı gibiydi bence. Aynı şekilde Haejun da Dal için öyleydi. Bu yüzden onların sahneleri hem derin hem de çok tatlıydı. Kısacası bu dizi beni her yönüyle alt üst etti ve derin bir bağ ile kendine bağladı. Çok çok sevdiğim bir dizi oldu. Çoğu bölümü çevirisi gelir gelmez izledim ve her hafta yolunu gözledim. Her şeyiyle buna değdi. Sıcacık, yumuşacık, tatlı mı tatlı bir dizi. Herkese de öneririm.

ayygjm0913 5 months ago

The Judge from Hell

Park Shin-hye

15 Gönderi

Merhabalar... Yeni dizi yorumumla buradayım. Öncelikle yarısını ongoing izlediğim bir diziydi. Bölüm beklemek zevkliydi bu dizide. Dizi cehennem yargıcının yanlış bir karar vermesi sonucu ceza olarak insan bedeninde 10 katili cezalandırmasının istenmesi ve sonrasında bunu yaparken karşılaştığı polisle aralarında geçen…devamıMerhabalar... Yeni dizi yorumumla buradayım. Öncelikle yarısını ongoing izlediğim bir diziydi. Bölüm beklemek zevkliydi bu dizide. Dizi cehennem yargıcının yanlış bir karar vermesi sonucu ceza olarak insan bedeninde 10 katili cezalandırmasının istenmesi ve sonrasında bunu yaparken karşılaştığı polisle aralarında geçen ilişkiyi anlatıyor. Bedenine girdiği insan da bir yargıç ve insan dünyasında görevine devam ediyor gibi adeta. Öteki taraftaki yargıyla dünyadaki yargının karşılaştırılmasını içeriyor. Cehennem yargıcının cezasını kesmesini yaşattıkları acıları katillerin deneyimlemesini sağlamasını izliyoruz. Dizi hakkındaki en sevdiğim şey de bu yargı sahneleriydi. İç soğutucu bir yanı vardı. İntikamın en güzel hali gibiydi. Ayrıca bu yargı sahnelerinde arkada çalan OST dizi hakkındaki diğer sevdiğim şeylerdendi. Çok severek izledim. Kang Bitna aka Justitia k drama tarihinin en havalı karakteri olmaya adaydı. Benim şahsi fikrim kendi izlediğim k dramalar arasındaki en havalısıydı. Gerek giyimi olsun gerek tavrı olsun büyüleyici biriydi. Kendi içindeki adalet anlayışı, dizi boyunca gördüğümüz karakter gelişimiyle beni kendine hayran bıraktı. (Ve tabi ki birçok izleyeni de öyle.) Sonlara gelirken dizi bitmesin istedim. Hatta bu yüzden final bölümünden önceki hafta gelen bölümleri izlemedim ve son 4 bölümü art arda izledim. İyi ki de öyle yapmışım, art arda izlemek de aşırı zevkliydi. Her karakter her olay oldukça güzel işlenmişti bence. Ayrı ayrı davalar farklı perspektifle gösterildi. Kang Bitna'yı oynayan Park Shinye'nin aurasıyla mükemmel sahneler ortaya çıkmış. Güçlü kadın görmeyi zaten seviyorum, burada güçlü kadını geçtim dobra bir kadın gördük. Bu ikisi birleşince ayrı bir havası oluyor dizinin. Hotel del Luna da böyleydi. Aurası yüksek, güçlü ve dobra bir kadın bu tarz dizilere çok yakışıyor. Tabi erkek başrol karakterimizi de unutmamak lazım. Polis olan başrol erkek karakter Han Daon da aşık olunası, içinde intikam hırsı olan, yeri geldiğinde kibar, iyi ve havalı, kadın karakterle güzel uyum sağlayan biriydi. Saf ve tatlı bir yanı vardı. Bitna ve o yin yang gibilerdi. İkisi çok farklı karakterler olmasına rağmen birbirlerini güzel tamamlıyorlardı ve aralarındaki çekim... Enerjilerini çok sevdim. Birbirlerine aşık oluş süreçleri Bitna'nın başta polisin dikkatini çekme çabaları falan... Ekrana bağladılar beni. Bunun dışında Justitianın şeytanlardan oluşan ekibi de çok iyiydi. Özellikle ana yardımcısı olan karakter dizideki en güldüğüm kişiydi. Temizlik ekibi çok tatlıydı. Justitianın hayranı olan kıza sinirlendiğim yerler olsa da dizideki güzel ayrıntılardandı bence. Tamamlayıcı bir görevi vardı. Tıpkı Gabriel gibi. Ve ayrı bir parantez de Bael'e açmak istiyorum. Bael de inanılmaz çekici bir şeytandı bence. Karakterler iyi olunca dizinin kötü olma ihtimali azalıyor zaten. Hele de konusu iyiyse. Ve bu dizinin hem karakterleri hem de konusu iyiydi. Yani uzun lafın kısası güzel bir diziydi. Etrafımdaki herkese önerdim, size de öneririm. Seyir keyfi yüksek bir dizi. İzlediğime asla pişman değilim. ***SPOILER*** Sadece açık uçlu bitmesi konusunda ne hissediyorum bilmiyorum. Bir yanım aşırı gıcık olsa da diğer yanım diziye uygun bir sondu diyor.

ayygjm0913 6 months ago

Love in the Big City

Oh Hyun-kyung

2 Gönderi

Spoiler içeriyor Bugün attığım yorumu aynen kopyalıyorum. Gelmiş çünkü. Öncelikle o kadar Kore'nin homofobikliğinden dolayı yaşanan şeylerden sonra sonunda izleyebildiğim için mutlu olsam da sonu hayal kırıklığıydı. Kötü sonlandığı için değil iyi bir finaldi bence ama o kadar zorluktan sonra daha güzel…devamıBugün attığım yorumu aynen kopyalıyorum. Gelmiş çünkü. Öncelikle o kadar Kore'nin homofobikliğinden dolayı yaşanan şeylerden sonra sonunda izleyebildiğim için mutlu olsam da sonu hayal kırıklığıydı. Kötü sonlandığı için değil iyi bir finaldi bence ama o kadar zorluktan sonra daha güzel bir bitiş istiyor insan. İlk serzenişim bu yönde. Dizi boyunca ana karakterimizin depresyonunu izliyoruz. Etrafa karşı çok güler yüzlü enerjik olan ama içten içe uzun yıllardır depresyon içinde olan bir karaktere benziyordu. Bunun hiç dizide bahsi geçmedi ama hissettirildi diye düşünüyorum. Türlü zorluklarla karşı karşıya kalmış içten içe aşkın peşinde olan ve hatta aşk romanları yazan bir karakterdi. Ayrı ayrı insanlarla olan ilişki sürecini izledik. Hepsiyle ilişkisi ayrı ayrı özeldi. Her karakter de öyle bu arada. Ama bence dizideki en güzel şey ana karakterin yani Young'un arkadaşlarıyla ilişkisiydi. Ve yine özellikle ev arkadaşı olan Miae ile olan ilişkisi çok iyiydi. En büyük hayal kırıklığım da onu bir bölümden sonra neredeyse hiç görmememizdi sanırım. Zaten arkadaşları dışındakiler hep bir anda puf oldular. Her ne kadar tatmin olamamış olsam da gerek kamera açıları gerek müzikleriyle gerek de konusuyla sevdiğim bir dizi oldu. Biraz festival filmi tadı da vardı bence. O yüzden sonu da anlaşılabilir geldi hatta. Sonundan nefret etmemiş olma sebebim de bu zaten eğer başka dizide olsa nefret ederdim bu dizide sadece tatmin olamadım ve hayal kırıklığına uğradım. Şimdi bir de ayrı ayrı birlikte olduğu adamlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle fotoğrafçı olan adamla baştan beri kimyası iyi olsa da ortak yönleri o kadar azdı ki yürütemediler. Adam güzel sevdi bence, biraz saplantılı gibi olsa da saplantısı rahatsız edici boyuta ulaşmadığı için sorun değildi. Beni en çok üzen yerlerden biri de onun ölümüydü. Şok oldum resmen ve kalbim kırıldı resmen. Üzücüydü. İkinci olarak diğer sevgilisi yorumcu muydu öyle bir şeydi sanırım mesleği onun felsefi bakış açısıyla olan yaklaşımı düşündürücü yerlerdendi. Biraz da güldüm açıkçası komik geldi. Bence Young'a katkıda bulunan karakterlerden en güçlüsü oydu. Ondan önceki ilişkisinden sonra belli açılardan benzer şeyleri kendisinin yaşadığı bir ilişkiydi. Bu ikisi arasında da biri vardı o da aynı şekilde bu arada. Dışarıya homofobik görünen ama kendisi homoseksüel olan ve sanki kendisi en büyük acıları yaşıyormuş gibi davranan ve apaçık korkak bir karakterdi. Ve açıkçası inanılmaz sinir oldum bu karaktere. Ama onunla ilişkisi cidden ateşli bir ilişkiydi. Seyir zevki güzeldi ama işte sadece kapılar ardında güzellerdi. Kapı dışına çıktıkları andan itibaren sürekli etraftaki insanlardan çekindiği için zorlayıcı bir ilişkiye dönüşüyordu. O süreçte ana karakterin yaşadığı zorluklarda arkadaşlarının desteğini görmek iç ısıtıcıydı. Ve bu zorlu ilişkiden sonra karşılaştığı en iyi erkek olan Gyoho ile olan ilişkisi sonunda düzgün birini buldu dedirtti. Onunla tanıştığından beri bütün dileğim sonunda onunla olması oldu. Kavgaları olan ama bir şekilde hallettikleri çok gerçek hissettiren yaşamdan hissettiren tatlı bir ilişkileri vardı. Onları mahveden şey kylie oldu. Gyoho için sorun olmasa da Young için muhtemelen yük gibi hissettiren bir şeydi. Ve sonunda neden ayrıldıklarını da anlıyorum. Ki onunla gitmeme sebebini söylememesinden belli zaten. Young'un da en özel hissettiği yanında en kendi olabildiği ve gerçekten aşık olduğu tek kişi Gyoho'ydu. Young'un da diyorum çünkü benim için de öyleydi. Çok saçma bir şekilde ayrıldılar yaa... Yazık oldu o ikisine. Ah o kylie olmasa... Bence depresyon sebebi de bu kylie zaten. Yanında birileri olsa da hep yalnız bir karakterdi Young. İşte bunun da kylie yüzünden olduğunu düşünüyorum. Kendini özellikle yalnızlaştıran biriydi. Bu çok kalp kırıcıydı. Ve en son karşılaştığı ve şahsen en seksi olduğunu düşündüğüm ilişkisindeki Habibi bence Young'a kişilik açısından en çok benzeyen kişiydi. Yine de kendini bulmasını sağlayan kişi de oydu. Gyoho'yla ilişkisinin ne kadar özel olduğunu bile onun sayesinde anladı. Karakter gelişiminin tamamlayıcısı oldu. Sonunda en hoşnut kaldığım şey o evden kurtulması oldu. O ev yalnızlığının besleyicisi gibi olmuştu ve sonunda taşındığında rahat bir nefes aldım. Gyoho'yla tekrar birlikte olmasını umsam da olmadı. Bu yüzden şu an tek temennim ikinci sezonun ya da özel bölümün gelmesi. O ikisine yazık oldu. Çok saçma bir şekilde ayrıldılar, mutlu olmayı hak ediyorlardı. Her şeye rağmen sevdiğim bir dizi oldu. Uzun süre atlatamayacak gibiyim.

ayygjm0913 6 months ago

A Shoulder to Cry On

Jaehan

3 Gönderi

Dün gece bitirdim. Bitirdiğim sıra çok uykum geldiği için yorum yazmadan yattım ve o yüzden dün gece aklımda kalanlardan yazmaya çalışacağım. (Balık hafızalı olduğum için hemen unutuyorum.) Normalde bl'lere çok yorum yazmıyorum ama bu diziyi o kadar sevdim ki yorum…devamı

ayygjm0913 6 months ago

W: Two Worlds

Song Jae-Jung

95 Gönderi

Merhabalar yeni dizi yorumumla geldim. Listemde falan olmamasına rağmen şak diye başladığım bir diziydi ve açıkçası büyük bir beklentiyle başlamadım o yüzden. Ama beklentimin üstüne çıktığını söyleyebilirim. Şimdi öncelikle dizinin konusu en ilginç yanıydı. Çizgi roman yazarı bir babanın kızı…devamıMerhabalar yeni dizi yorumumla geldim. Listemde falan olmamasına rağmen şak diye başladığım bir diziydi ve açıkçası büyük bir beklentiyle başlamadım o yüzden. Ama beklentimin üstüne çıktığını söyleyebilirim. Şimdi öncelikle dizinin konusu en ilginç yanıydı. Çizgi roman yazarı bir babanın kızı olan başrol karakterimiz bir anda kendisini çizgi romanın içinde buluyor. Ve dizi bunun üzerinden ilerliyor. Bir orada bir burada. Bu yüzden adı muhtemelen two worlds. Çünkü bu iki dünya arasında geçiyor. Aksiyon, romantik komedi, gerilim, fantastik ne ararsanız vardı dizide. İki dünya arasında geçtiği için bir dünya gösterilirken acaba şimdi diğerinde neler oluyor diye düşündürüyor. Çoğu sahneyi sabırsızlanarak izledim. Ve sanırım iki günde bitirdim. İzlemeden duramadım. Mantık hatası olan yerler de vardı ama bu dizi hakkındaki en büyük endişem sonunun güzel bağlanıp bağlanmayacağıydı. Çünkü k dramalarda böyle bir sorun var. Özellikle bu tarz dizilerde. Ama bence güzel bir sondu. Memnun kaldım baya. Bir yandan da sürekli birilerini kurtarma çabası beni yordu. Son bölümleri 1.5x te izledim, artık bi sona bağlansın istediğim için aynı zamanda da sonunu gerçekten merak ettiğim için. Ama dediğim gibi sonunu sevdim. Soru işareti bırakmadı. Biraz da karakterlerden bahsedecek olursam başrol ikilinin kimyası güzeldi. Her karakterin diziye bir derece katkısı vardı. Benim favori karakterim w hayranı olan doktordu ama açık ara. O adamın da her şeyi öğrenmesini istemiştim ama hiç bir şeyden haberi yoktu cidden. Bir de çizgi roman başrolü olan Kang Chul karakterinin sağ kolunu da çok sevdim. Daha çok görmek isterdim onu. Sahnesi nispeten azdı. Başrollere gelecek olursam ikisini de sevdiğim oyuncular canlandırıyordu. İkisinin oyunculuğunu da beğeniyorum zaten. Yine güzel oynamışlar. Başrollerin arasındaki hikaye gelişimi de dizideki beni eğlendiren yerlerdendi. Yani kısacası küçük mantık hataları ve bazı gereksiz sahneler dışında sevdiğim bir dizi oldu.

ayygjm0913 6 months ago

Big Mouth

Young Chul Jang

42 Gönderi

Spoiler içeriyor Bu dizi için spoilerlı yorum yapacağım ama spoiler olan yeri işaretleyeceğim. Spoiler almak istemeyenler o kısma kadar okuyabilirler. Öncelikle dizinin İngilizce adı da Big Mouse olmalıydı bence. Big Mouth'dan çok Big Mouse geçti çünkü. Neyse çok önemli değil Korece yazılışındaki…devamıBu dizi için spoilerlı yorum yapacağım ama spoiler olan yeri işaretleyeceğim. Spoiler almak istemeyenler o kısma kadar okuyabilirler. Öncelikle dizinin İngilizce adı da Big Mouse olmalıydı bence. Big Mouth'dan çok Big Mouse geçti çünkü. Neyse çok önemli değil Korece yazılışındaki telaffuzu aynı çünkü. Dizinin konusuna gelecek olursak kazanma yüzdesi düşük olan bir avukatın şüpheli bir davayı almasından sonra yine şüpheli bir şekilde geçirdiği kaza sonucu kendini hapiste bulmasıyla başlıyor dizi. Bu avukat bir anda büyük bir dolandırıcı çetesinin başı olan Big Mouse olmakla suçlanıyor. Dizinin ilerleyişi de biraz bunun üzerine. Uzun bir süre Big Mouse kim acaba diye düşündürüyor. Aynı zamanda da avukatın kendini aklama çabası ve hapishanede yaşadıklarını konu alıyor. Etrafındaki dostlarıyla birlikte sürekli olayları çözme ve kanıt bulma peşine düşüyorlar. Dizi baştan sona bilmecelerle ve akıl oyunlarıyla doluydu. Araya siyasetin ve büyük oranda ilerleyen kirli oyunların çevresinde ilerledi. Sürekli bir iniş çıkışa sahipti. Bu tarz akıl oyunları konu alan dizileri sevenler bence beğenirler diziyi. Evet spoilersız yorumum bu kadardı. Şimdi asıl kişisel düşüncelerime geçiyorum. *****SPOILER***** Şimdi öncelikle Big Mouse ikinci tahminimdeki kişi çıktı. İlk tahminim Big Mouse delisi olan Changho'nun koğuş arkadaşı ve sağ kolu olan kişiydi. Bir yerde onun olmadığını kabullenmiştim tabi. Her ne kadar tahmin etsem de o kişi çıkınca şaşırmadım diyemem. Bir de bir anda oldu yani. O konuda çok tatmin olamadım. Daha iyi veya nasıl desem daha havalı bir çıkış beklerdim ama arka planda o kadar çok olay dönüyordu ki hadi Ko Miho'ya noldu onu gösterin modundaydım biraz. Ve Big Mouse'un kim olduğunu öğrendikten kısa bir süre sonra ölmesi üzücüydü. Daha fazla görmek isterdim. Ama Changho hrm Big Mouse rolü yaparken hem de gerçekten Big Mouse olduğunda o kadar havalıydı ki benim kafamdaki Big Mouse hep o olarak kalacak. Sonra yakın karakterlerden birinin de Big Mouse'un adamlarından olduğu tahmin edilebilirdi bence. O beni şok etmedi. Dizi hakkındaki temel memnuniyetsizliğim de bu sanırım. Aslında gerçekten oha dedirtebilecek bir konusu varken her şey o kadar dolu anlarda oluyordu ki çok umursayamadım. Mesela doktorun karısını öldürmesi en ilgi çekici olaylardandı bence. Ama yani o bile çok havada kaldı. Ölümler arasında en üzüldüğüm de seri katil olmakla suçlanan ama aslında haksız yere hapis yattığını öğrendiğimiz o karakterdi bu arada. Seri katilin de adı geçti yüzünü bile görmedik. Her şey son 10 dakikaya sığdırılmış gibiydi zaten. O kadar izledikten sonra herkesin hak ettiği cezayı alışını doya doya izlemek isterdim. Bu hali kötü olduğu için demiyorum ve bu kadar memnuniyetsiz olduğuma da bakmayın. Çok sevdim diziyi. Soluksuz ve merak içinde izledim. Tahmin etmek, tahminlerimin doğru olup olmadığını merak etmek güzeldi. Konusu çok iyiydi. Sadece işte bu kadar güzel konusu varken olaylar daha güzel bağlansın isterdim. Bu üzücü biraz bana göre. Aile ilişkileri kurulan dostluklar falan izlemesi eğlenceli olan şeylerdendi. Ko Miho'nun güçlü karakterini ve açığa çıkarmak istediği şey uğruna sonuna kadar çaba göstermesini çok sevdim. Çok cesur ve kararlı bir kişiliği vardı. Karı koca ikisi favorimdi. Karakterine yakışır bir ölümü oldu. O kadar araştırmada hem de böylesine radyasyonla ilgili olan bir araştırmada buna yakalanmaması daha az inandırıcı bir şey olurdu. Yaşamasını tabi ki isterdim ama bu şekliyle daha çok aklımda kalan bir karakter olacağına eminim. Çoğu karakter de aklımda kalacak gibi. Hepsinin kendine özgü akılda kalıcı anları vardı. Eleştirdiğim noktaları saymazsak gayet güzel bir diziydi. Eğlenerek izledim. Gerilimi yüksek olan bir dizi olsa da sırıtarak izlediğim yerler de oldu. Finali de daha uzun olmasını istesem de tatmin ediciydi. Bazı küçük noktalar dışında her şeyi güzeldi.

ayygjm0913 6 months ago

I Hear Your Voice

Park Lee Hoon

7 Gönderi

Merhabalar... Listemdeki dizilerin raftaki yorumlarına bakıyordum ve bu dizideki yorumlardan birinde bol mahkeme sahneli olduğunu görmem üzerine başladım. Bir aralar böyle mahkemeli dizi arayışındaydım o konuda haklılarmış mahkemelere doydum diyebilirim. Dizinin konusu yaşadığı bir kaza sonucu insanların düşüncelerini duymaya başlayan…devamı

ayygjm0913 6 months ago

Love Next Door

Ha Eun Shin

31 Gönderi

Sonunda bugün finalledik. Her hafta sabırsızlıkla bölüm beklediğim bol arkadaşlık temalı tatlı bir diziydi. Konusundan bahsedecek olursam anneleri arkadaş olan iki kişinin çocukluk arkadaşlığından aşka dönüşüşünü anlatan bir dizi. Kadın karakterimiz Amerika'daki işini ve ilişkisini bir anda bırakıp Kore'ye aile…devamı

ayygjm0913 6 months ago

No Gain No Love

Hye Young Kim

15 Gönderi

Merhabalar yine ben... Ve yine taze bitirip yorumumla geldiğim bir dizi. Dizi bir kadının şirketindeki evlilere verilen avantajlarfan faydalanmak istemesi sonucu sahte evlilik yapmaya karar vermesiyle başlıyor. Ve sürekli gittiği marketteki çalışana evlilik teklif ediyor. Bu ikisinin arasında geçenlerin yanı…devamı

ayygjm0913 6 months ago

Twinkling Watermelon

Su-wan Jin

38 Gönderi

Selamlaaarrr... Yine taze bitirdiğim bu güzel dizinin yorumuyla karşınızdayım. Öncelikle ilk 2 bölüm ittire kaktıra izledim ama sonraki bölümler o kadar iyi ilerledi ki o ilk iki bölümdeki memnuniyetsizliğimi çok rahat kapattı. Kah güldüm kah ağladım. İçim gençlik heyecanıyla doldu…devamıSelamlaaarrr... Yine taze bitirdiğim bu güzel dizinin yorumuyla karşınızdayım. Öncelikle ilk 2 bölüm ittire kaktıra izledim ama sonraki bölümler o kadar iyi ilerledi ki o ilk iki bölümdeki memnuniyetsizliğimi çok rahat kapattı. Kah güldüm kah ağladım. İçim gençlik heyecanıyla doldu taştı. Ve sonunda da bitirdim. Dizinin konusu bir gitaristin babasıyla ufak bir tartışma yaşadıktan sonra kendini bir anda 1995 yılında bulmasını anlatıyor. Karakterimiz Ha Eungyeol bu yaşadığı zaman yolculuğu sonrası babasıyla karşılaşıyor ve 2023 yılında sağır olarak bildiği babasını gayet duyabiliyor ve konuşabiliyorken karşısında buluyor. Ve sonrasında da babasıyla müzik yapmaya başlıyorlar. Konu bu olay üzerinde dönüyor. Bu dizi konusundan dolayı acaba bunu ben yaşasam genç yaştaki anne babamla nasıl bir ilişkim olurdu acaba?yı düşündürttü. Çok ilgi çekici bir konusu vardı bu yönden bence. Aynı zamanda kendi ergenliğini yaşayan ve çeşitli sorunlarla boğuşan Ha Eungyeol anne babasının da 18 yaşında çok da kolay bir hayatı olmadığını görüyor. Bu açıdan ilham vericiydi de. Şimdi bize ailelerimiz hiç genç olmamış gibi geliyor belki. Hep anne baba olgunluğundalarmış gibi. Bu dizide tam olarak onu gördük. 2023teki yaşantısında gayet olgun olarak bildiği babasıyla 1995 yılında yaşadıkları ergen ergen çatışmaları izlemek çok tatlıydı. Bunun yanında çok duygusal olan yerler de vardı. Özellikle sonlara doğru hıçkıra hıçkıra ağladığım yerler oldu. Dizi her şeyiyle gençlik duygusunu içinde hissettirdi. Çok tatlı bir his bıraktı içimde. Daha önce bu dizi hakkındaki yorum ve editleri gördüğüm için seveceğime emindim ve yanılmadım. Beklentimin de üzerinde çıktı belki de. Zaman zaman kriz geçirdiğim ve çaresizlik anlarını içinde hissettiğim ekran başından dellendiğim anlar da oldu tabi. Özellikle duymayan birinin seslerden soyutlanmanın ne demek olduğunun empatisini kesinlikle yaptıran bir diziydi. En gerekli anlarda sesini duyuramanın çaresizliğini hayal bile edemiyorum. Dizideki en sevdiğim yön bu bilinçlendirme sanırım. Bunların dışında Watermelon Sugar grubu uzun süre aklımdan silinmeyecek bir his bıraktı içimde. İyi ki onları tanıdım. Onların enerjilerini hissettim ve şarkılarını dinledim. Dizi hakkında aklımda kalan (2023e döndükten sonra olacaklar hakkında özellikle) boşlukları hayal dünyamla doldurmaya gidiyorum şimdi. Viva la vida 🍉