Animasyonların özellikle de Disney'in klasiği olmuş, Oldukça keskin kuralları olan ülkede, şehirde, komünde ya da ailede tüm bu kurallara aykırı olan bir birey. Bu temel konuyu izlemekten gına geldiği için Mulan'a da o kadar istekli bakmamıştım. Kaldı ki "Ataerkil" toplumda…devamıAnimasyonların özellikle de Disney'in klasiği olmuş, Oldukça keskin kuralları olan ülkede, şehirde, komünde ya da ailede tüm bu kurallara aykırı olan bir birey. Bu temel konuyu izlemekten gına geldiği için Mulan'a da o kadar istekli bakmamıştım. Kaldı ki "Ataerkil" toplumda "prenses" olmayı red eden/başaramayan kadın figürü üzerine çok fazla kurgu tüketince artık yeni tüketim kurgusunu beğenmek için haliyle üst düzey olmasını bekliyor insan. Mulan da bana yapıldığı seneyi ve disneyin yeni yeni parıldamasını hesaba katacak olursam başarılı geldi. Ekstra iyi disney filmi olmasa da gerçekten "Kültlerden" olmasını hak ettiği fikrindeyim.
Bu ve benzeri kurgulardaki gibi "Toplum" ve "Topluma Aykırı birey" olgusu çok hızlıca anlatılıp hemen sindirilmeyi beklemiş. Finalde ise aykırı bireyin kabul edilmesi çok kolay oluyor. Bu bana realist gelmiyor. Tabii çocuklara mâl edilen bir çizgi filmi böyle eleştirmek saçma lakin Disney'e yıllardır hayranlık duyduğumdan hep en iyisini bekliyorum sanırım.
Her şeyi geride bırakırsak izlemekten zevk aldığım, keşke çocukken izleseydim de Mulan'a özenerek büyüyen bir kız olsaydım dediğim bir yapım oldu. Bulduğum teknik sorunları hesaba katmanın mantıksız olduğunu düşünüp 4/5 veriyorum.
Tarih, biyografi, otobiyografi vb. kurguları izlerken, okurken bin defa düşünüyorum, ne kadar doğru aktarılıyor acaba? diye. Bu hafiften benim paranoyamdan kaynaklanıyor olsa da büyük ölçüde haklıyım. 2. Dünya savaşındaki Amerika'nın tutumunu ingiliz bir yönetmenden izlemek bayağı bir tedirginlik vericiydi. Her…devamıTarih, biyografi, otobiyografi vb. kurguları izlerken, okurken bin defa düşünüyorum, ne kadar doğru aktarılıyor acaba? diye. Bu hafiften benim paranoyamdan kaynaklanıyor olsa da büyük ölçüde haklıyım. 2. Dünya savaşındaki Amerika'nın tutumunu ingiliz bir yönetmenden izlemek bayağı bir tedirginlik vericiydi. Her neyse, doğruluk payının yüksek olduğunu bilsem de yine de 99 farklı kaynaktan daha araştırmak en mantıklısıdır diyorum.
Sinema değeri açısından bakacak olursak, gayet başarılı bir yapımdı. Başarılı olma sebebi de bana kalırsa, kurgu yönetiminin, sinematografinin ve kesinlikle oyunculukların mükemmele yakın olmasıydı. Açıkçası Nolan hayranlığım fazla yoktur, prestij filmi dışında aman aman bir sevdiğim filmi de yoktur, daha dogrusu yoktu Oppenheimer'a kadar. Tabii kendisinin, vizyona girmeden önce filmi tepelere çıkardığı kadar bulmadım ama başarılı bir film olduğu su götürmezdi. Lakin bu yorumlarım, sinema değeri hakkında. Tarih bilgileri saptırılmadan anlatıldı mı? Sorusuna yanıt verecek kadar detaylı bilgim yok. Sadece kabataslak 2. Dünya savaşında yaşananları ve fizikçileri biliyordum.
BELKİ MİNİK SPOİLER:
Filmden biraz da koparak tartışma konusu açmak istiyorum, Oppenheimer'ın atom bombasını dünyaya barış getireceğine inanarak yapması ne kadar dürüstcçeydi? Dünyanın en kuvvetli silahını yapıyorsun ve bunu amerika gibi diktatör bir devletin eline veriyorsun ve bunun barış getireceğine inanıyorsun... Tartışılır. Tabii bu soruyu sorarak ahlak bekçiliği yapmak niyetinde değilim çağ üzeri bir buluş olduğunun ve Oppenheimer'ın da saygı duyulması gereken bir fizikçi olduğunun farkındayım ki son haftalarda kendisinin kara delikler hakkındaki teorilerini merakla araştırıyorum.
Dan Brown'un okuduğum ilk kitabı oldu, kesinlikle devamını getireceğim için siftah diyorum. Bazı bölümlerde sırf kitap uzasın diye aynı durumun bir başka versiyonu anlatılmış gibi gelse de bir sayfa içerisinde birden fazla bilgi içeriyordu ve bu da her anını okumaya…devamıDan Brown'un okuduğum ilk kitabı oldu, kesinlikle devamını getireceğim için siftah diyorum.
Bazı bölümlerde sırf kitap uzasın diye aynı durumun bir başka versiyonu anlatılmış gibi gelse de bir sayfa içerisinde birden fazla bilgi içeriyordu ve bu da her anını okumaya zevk katıyordu.
Kitapta geçen birkaç hatta dürüst davranayım birçok bilginin komplo teorisi üzerine abartılarak aktarıldığını düşünsem de bana birçok yeni şey öğretmesi kitabın en sevdiğim kısmı oldu.
Genel olarak akıcı bir kitaptı özellikle de başında ve sonunda kitabı bırakamayıp gecelediğim oldu. Nice.
SPOİLER:
Anlamadığım bir kısım var. kohler, isveç muhafızlarının yüz başını birkaç gün önce Camerlengo hakkımda uyardığını ve onun planlarını anlattığını söylüyor. Lakin yaşanan olaylar serüveni sadece 1 gün içerisinde yaşanıyor. Kaldı ki Kohler'in kendisi, Dr. Vetra'nın karşı madde buluşu hakkında papa'ya bilgi verdiğini olaylar döngüsü olduğu gün içerisinde öğreniyor. O halde nasıl birkaç gün önce uyardı?
Filmde teknik olarak beğenmediğim çok durum var, bunlardan en büyüğü ise karanlık bir atmosfer yaratmaya çalışırken göz yoran bir bir siyah ekran yaratılması oldu. Gerilim figürleri olarak 1-2 sahnesi dışında çok da gerildiğim söylenemez lakin bunu çok fazla gerilim filmi…devamıFilmde teknik olarak beğenmediğim çok durum var, bunlardan en büyüğü ise karanlık bir atmosfer yaratmaya çalışırken göz yoran bir bir siyah ekran yaratılması oldu. Gerilim figürleri olarak 1-2 sahnesi dışında çok da gerildiğim söylenemez lakin bunu çok fazla gerilim filmi izleyip bağışıklık kazanmama yoruyorum.
Lakin en nihayetinde bu filmi tekniksel olarak ele almak istemiyorum, anlam ve derinlik olarak gerçekten çok etkilendim. "Azrail" sembolizmi de etkileyici bir unsur olmuş. Gerçekten deprem olgusunu derin bir alegori üzerinden ele almış ve birkaç nebze de olsa başarılı olmuş.
Yönetmenin "Doğa karşısında insanın acizliği" ilkesi her ne kadsr filmde başarılı bir şekilde işlenmiş ve maraş depreminde de bunu derinlerimize kadar anlamış olsak da pek savunmadığım bir düşünce. Dünyanın birçok yerinde depreme dayanıklı evlerle doğaya karşı çıkmayı bir şekilde başarmışlar. Her neyse bunun filmle pek alakası yok, ayrıca uzunca tartışmaya açılabilecek bir konuyu da konuşmak istemiyorum sadece belirtmek istedim.
Son olarak da belki de filmden bu kadar etkilenme sebebim 6 şubat depremini maraşta yaşamamdı, bilmiyorum.
Tam da kuantum fiziğine ilgi duyup araştırmaya başladığım bir dönemde okumuş oldum. İçeriğini bilmiyordum biraz tesadüfen oldu okumam. Kitabı yorumlayacak olursam, kuantum fiziğini ve paralel evren teorisini boş bir kalıba oturtmuş, kitapta yaşanan paralel evren geçişlerinin pek bir mantıklı dayanağı…devamıTam da kuantum fiziğine ilgi duyup araştırmaya başladığım bir dönemde okumuş oldum. İçeriğini bilmiyordum biraz tesadüfen oldu okumam.
Kitabı yorumlayacak olursam, kuantum fiziğini ve paralel evren teorisini boş bir kalıba oturtmuş, kitapta yaşanan paralel evren geçişlerinin pek bir mantıklı dayanağı yok. Lakin amaç bilimsel doğrulukta bir kitap yazmak olmadığı için pek üzerinde durulamaz bu hatanın tabii. Lakin psikolojik açıdan da pek derin bulmadım daha çok 13-14 yaşlarında okuduğumuzda etki yaratacak bir kitaptı.
Tabii genel olarak okuması hoştu, sıkmadı aksine merak ettirdi. Belli bir düzlemden sonra tekrara düşülmüş olsa da keyifli bir okuma sundu. Ortalama, tatlı/ekşi bir kitaptı.