(@) - Raf

Her gün bir film izliyorum: 4. gün Filmin başında çok komik bir olay yaşadım. Önce yanlışlıkla bir sitede dublaj olarak açmışım. Sonra değiştirdim hemen altyazılıya döndüm. İngilizce ilerlerken bir anda Türkçe sesler geldi dedim noluyor hani altyazılıydı bu? Sonra başka…devamıHer gün bir film izliyorum: 4. gün Filmin başında çok komik bir olay yaşadım. Önce yanlışlıkla bir sitede dublaj olarak açmışım. Sonra değiştirdim hemen altyazılıya döndüm. İngilizce ilerlerken bir anda Türkçe sesler geldi dedim noluyor hani altyazılıydı bu? Sonra başka başka iki üç tane sitede açtım yine olmadı. Neyse hadi dublaj olsun diye keyifsiz keyifsiz izlerken fark ettim ki meğerse olay Almanya'da geçtiği için bazı sahnelerde Türkçe konuşan Türk insanlar oynatmışlar bu da o sahnelerden birisiymiş 😅. Jetonumun biraz köşeli çalıştığını anladım ve kahkahalarla izlemeye devam ettim. Hiç bilmediği bir ülkeye sempozyuma giden bir bilim insanı olan Martin Harris havaalanında unuttuğu bavulunu bulmak için taksiye biner ama daha sonra taksiyle feci bir trafik kazası geçirir. 4 gün komadan sonra ayaklanır ve karısını bulmaya gittiğinde kişiliğini başka birisinin kaptığını fark eder. Sonra olanlar olanlar... Filmi beğendim. İzlenebilir güzel bir ters köşeydi. Aşırı bir şaşkınlık yaşatmadı. Yine de tatmin ediciydi. Aksiyon sahnelerine bayıldım, araba içinde aksiyon zaten en sevdiğim şeydir. Bir de oyunculuklar çok güzeldi. Filmde hafif bir yurdum havası geçmesi de çok hoştu. Bazı kısımları çok ama çok saçmaydı. Mesela bir insan 4 gün komadan sonra nasıl hiçbir şey olmamış gibi ayaklanabilir? (SPOILER YAZACAĞIM DİKKAT) Ya da madem Liz karısı değildi neden uçakta ve takside birbirlerine o kadar sevgi dolu davranıyorlardı? Her şey bittikten sonra nasıl o polisler onları bıraktı ve gitmelerine izin verdi? Bu ve benzeri birçok saçma sahne vardı. Nedense ters köşeler anlatmaya hiç gelmiyor. O yüzden biraz kısa bir inceleme oldu. Yine ben ve yine bir tutarsızlık. Dün inceleme yazmak istemediğimi söylemiştim ama hem @birkedigillerden 'in sözleri hem de Raf günüm adına izlediğim bu filmi öneren @mmusa için yazmaya karar verdim. Kusurlarım affola. Filme puanım 8/10

bbluecactuss 8 months ago

Merhabalaaar. Bugün Raf'taki 2. yıldönümümüm 🥳. Burayı ne kadar sevdiğimden uzun uzun bahsetmeyeceğim bunu zaten herkes biliyor diye düşünüyorum. Tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum benimle beraber burada oldukları için. Tek tek yazarsam unuttuklarım olur haksızlık olmasın. Hepinizi çok seviyorum, dikenlerimle sımsıkı…devamı

bbluecactuss 8 months ago

Geceyarısı Güneşi

Scott Speer

59 Gönderi

Her gün bir film izliyorum: 3. gün 17 yaşınızda nasıl bir gençtiniz? Bence verilecek cevapların çoğu benzerdir. En sosyal olduğumuz yaştır belki de 17. Hayatımızın en güzel yaşıdır. Ergenlikten yavaş yavaş çıkıyor, yetişkinlik ne demek anlıyor, özgürlük nedir ilk o…devamı

bbluecactuss 8 months ago

Summer Ghost

Loundraw

10 Gönderi

Her gün bir film izliyorum: 2. gün Evet evet farkındayım, iki gündür film diyip anime izliyorum ama bugün eve 1 saat önce geldim ve zincirimi kırmak istemediğim için hemencecik x2 ile izleyip bitireceğim kısa bir şeyler olsun dedim. Uzun zamandır…devamı

bbluecactuss 8 months ago

Kelimelerin Bahçesi

Makoto Shinkai

31 Gönderi

Her gün bir film izliyorum: 1. gün @ilay23 'ün sayesinde böyle bir işe kalkıştım. Gidebildiği yere kadar da götüreceğim. Hadi bakalım sonumuz hayrolsun. Dün izlediğim ağır filmden sonra böyle kısa hoş bir anime izlemek iyi gelirse diye düşündüğüm için açtım…devamıHer gün bir film izliyorum: 1. gün @ilay23 'ün sayesinde böyle bir işe kalkıştım. Gidebildiği yere kadar da götüreceğim. Hadi bakalım sonumuz hayrolsun. Dün izlediğim ağır filmden sonra böyle kısa hoş bir anime izlemek iyi gelirse diye düşündüğüm için açtım film not defterimi (evet böyle bir defterim var, film dizi kitap üçü de ayrı defter) gözüme ilk çarpan bu oldu. İsmi de çok hoş zaten. Baktım süre de 45 dakika. Başladım izlemeye. Önce çizimleri hakkında iki kelam etmek isterim. Muhteşemdi. Daha sonra ufak bir araştırmamda çizimlerin gerçekten Tokyo'yu birebir yansıttığını gördüm ve şok oldum. Çizim değil de fotoğraf gibiydi. Çizen kişinin ellerine sağlık diyorum ve artık yoruma geçiyorum. Animeyi beğendim. Ama neden beğendim? Şimdi arkadaşlar karakterlerimizden kadın olanı 27 yaşında erkek olanı ise 15. Olmamalı; aşkın yaşı yok derler ya hani, hayır aşkın yaşı vardır. Bu durum tam tersi bir şekilde olsaydı herkes tepki gösterirdi. O zaman buna da tepki gösterilmeli diye düşünüyordum en başta. Sonra fark ettim ki ikisi arasındaki ilişki böyle bir şey değil. Sadece yağmurlu günlerde aynı bankta oturup sohbet eden, birbirlerinin ismini bile bilmeyen iki yabancılar. Çocuk aşık oluyor tabi, yaşı gereği bence. İtiraf edelim hepimiz ergenken kendimizi birine kaptırırız. Onun gibi bir şeydi bu da. Daha sonra güneşli günler geldiğinde görüşmeleri anında kesiliyor. (Çocuk sadece yağmurlu günlerde okulu asıyor.) Ve kadın onsuz ne kadar da yalnız olduğunu düşünüyor ama bu bir aşk değildi. Sadece yalnızlığını başka kimseyle gideremediği içindi. Filmin ortasında bir şekilde tekrar karşılaşıyorlar. Nasıl olduğunu söyleyemem spoiler olmasın diye. Ama işte sonra olanlar olanlar... Üzücü bitti bence. Keşke böyle olmasaydı. Ama aralarındaki bu seviyeli ilişki belki de böyle kalmazdı işte. İçimde bir burukluk oldu. Bence vakit geçirmek için izleyebilirsiniz. Ufak bir gülümseme bırakacak yüzünüzde. Filme puanım 8/10

bbluecactuss 9 months ago

Oppenheimer

Christopher Nolan

230 Gönderi

Selam! İlk kez IMAX izlemenin heyecanını yaşadığım bu film hakkındaki görüşlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım keyifle okursunuz. IMAX'in büyük bir ekran olduğunu biliyordum ama bu kadar büyük olacağını düşünmemiştim. C sırasındaydım ama eğer alırsanız daha ortalardan almaya çalışın, F gibi…devamıSelam! İlk kez IMAX izlemenin heyecanını yaşadığım bu film hakkındaki görüşlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım keyifle okursunuz. IMAX'in büyük bir ekran olduğunu biliyordum ama bu kadar büyük olacağını düşünmemiştim. C sırasındaydım ama eğer alırsanız daha ortalardan almaya çalışın, F gibi mesela. Bir de bir süre sonra sesler çok fazla geldi, patlama sesleri özellikle. Bunu da göz önünde bulundurun. İzlemeden önce YouTube'dan Evrim Ağacı'nın yayınladığı videoyu izleyip gittim ve çok yararı oldu. Film ağır bir konuyu işlediği için anlamakta sıkıntı yaşayabilirsiniz bu yüzden o videoyu izleyip gitmenizi tavsiye ederim. Gelelim filme. Çok büyük bir beklenti ile gittim ben de, herkes gibi. Ama araya kadar olan kısım beni o kadar hayal kırıklığına uğrattı ki anlatamam. Çok sıkıldım, keşke gelmeseydim bunu internette de izleyebilirdim dedim. Çünkü fazla siyasi olay geçiyordu, biyografi ağırlıklıydı. Ama aradan sonraki kısımda ba-yıl-dım. Oppenheimer ile birlikte çektiğim vicdan azabı, oha yani bu kadar da olmaz diyişlerim... Her şeyiyle mükemmeldi. Oyunculuklar hakkında pek bir şey söyleyemeyeceğim. Hepsi de birbirinden harikaydı. @katilhalit yazısında demişti Cillian Murphy demiyorum dikkat ederseniz, çünkü rolünü resmen yaşamıştı diye. Buna çok katılıyorum. Benim için Oppenheimer artık yüz olarak Murphy oldu. Yaşadığı manevi olayları o derece bizlere geçirebildi çünkü. Robert Downey peki... Bir an bu adam ne ara bu kadar yaşlandı diye çığlık atacaktım sinemanın ortasında 😅. En son Avengers'ta izlemiştim bu halde değildi. Zaman acımasız diyelim neyse. Einstein'ı oynayan kişi pek olmamıştı makyaj açısından. Onun haricinde başka bir kusur yoktu. Yani filmi izleyin arkadaşlar. Ve imkanınız varsa IMAX izleyin. Nolan'ın çok daha iyi filmlerini izledik hepimiz evet. Ama bu da yabana atılacak türden değildi. Buraya kadar okuduysanız teşekkürler 😇. Filme puanım 7/10

bbluecactuss 9 months ago

Değersiz Bir Hayat

Hanya Yanagihara

21 Gönderi

Merhabalar. Hayatımda okuduğum en ama en ağır bir o kadar da derin kitap ile karşınızdayım. Öncelikle bu kitabı okumak için araştıran kişi. Lütfen 18 yaşından küçüksen, psikolojik olarak kendini iyi hissetmiyorsan bu kitabı okuma. Çünkü kitabın içinde ağır derecede şiddet,…devamıMerhabalar. Hayatımda okuduğum en ama en ağır bir o kadar da derin kitap ile karşınızdayım. Öncelikle bu kitabı okumak için araştıran kişi. Lütfen 18 yaşından küçüksen, psikolojik olarak kendini iyi hissetmiyorsan bu kitabı okuma. Çünkü kitabın içinde ağır derecede şiddet, kendine zarar verme, intihar, pedofili, cinsel istismar, ruhsal bunalım ve daha sayamadığım kadar kötü şeyler var. Hazırsak yoruma geçelim. Çok zor. Kitap hakkında konuşmak çok zor. Okumadan önce çok araştırmıştım ve beni yaralayacağını az çok biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Kitabı çok beğendim. O kadar beğendim ve o kadar ağladım ki bir ara odama giren babam sitem etti "Yeter artık ağlama gözlerine yazık ver şu kitabı bana" dedi ama ben vermedim tabi. (Haklı ama hala gözlerim batıyor.) Bazen de sayfayı çevirirken "Yok artık, daha neler, bu kadarı da olmaz, bu kadarını yaşayıp da hala hayatta kalamaz." dediğim çok oldu. Kitap 4 üniversite arkadaşının arasında geçiyor demişler hatta kitabın arkasında da yazıyor ama öyle değil. Asıl önemli olan karakterler Harold ve Andy geri plana atılmış gibi geldi biraz. Kitabın 860 sayfa olması benim için önemli değildi ama çok fazla betimleme ve birbirini tekrar eden olay vardı bu yüzden belki de 500 sayfaya indirilebilirdi, belki de kendini tekrar etmesi gerekiyordu Jude'u anlayabilmemiz için... Jude aslında çok güçlüydü çünkü bu kadar şey yaşayan bir insanın hayatına devam etmesi çok büyük bir başarıydı bana göre. O yüzden Jude'u kendini kestiği için hiç suçlamadım, kendini yaktığı için hiç suçlamadım, JB'ye küstüğü için hiç suçlamadım , kimseye anlatamadığı için hiç suçlamadım... Belki bu kitap gerçek değildi ama dünyada bu gibi durumlar yaşayan çocuklar olduğunu bilmek, düşünmek o kadar acı verici ki... En sevdiğim kitaplar arasına girmekle beraber herkese öneremeyeceğim bir kitap oldu başta belirttiğim nedenler yüzünden. Kitaba puanım 10/10 Bir kitapkurdu olarak profilimde çok fazla kitap eleştirisi olmaması beni çok rahatsız etti. O yüzden bu güzel kitap hakkında naçizane fikirlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Eğer buraya kadar okuduysanız teşekkürler, keyifli okumalar 😇.

bbluecactuss 10 months ago

Cinnet

Stanley Kubrick

157 Gönderi

Hepinize iyi akşamlar. Sınavdan sonra yavaş yavaş kendime gelebiliyorum bu yüzden aylar sonra izlediğim ilk film hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Filmin konusundan bahsetmeyeceğim çünkü her yerde bulabilirsiniz zaten bir de ben anlatıp vaktinizi çalmak istemem. 1980 yılında Stephen King'in…devamıHepinize iyi akşamlar. Sınavdan sonra yavaş yavaş kendime gelebiliyorum bu yüzden aylar sonra izlediğim ilk film hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Filmin konusundan bahsetmeyeceğim çünkü her yerde bulabilirsiniz zaten bir de ben anlatıp vaktinizi çalmak istemem. 1980 yılında Stephen King'in aynı adlı eserinden uyarlanan film, Stanley Kubrick'in muazzam bir çalışması olmuş. İşlediği o ince detaylar, her sahnesinde gösterdiği özen gerçekten ilk bakışta bile fark ediliyor. Affınıza sığınarak söylüyorum, bence adam tam bir manyak ama bu manyaklığı bu kadar zekice işleyen bir yönetmen olması onu sıradışı yapan yönü. Filmi izlemeden önce Filmograf'tan (YouTube kanalı) film hakkında bilgi alırsanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Ben genelde filmleri tek oturuşta bitiririm ve bölmem. Ama o kadar gerildim o kadar gerildim ki bir an kendimi filmin içinde hissettim. Bu yüzden yarısını izledikten sonra ertesi yarın olsun diyip bıraktım. Hiçbir şey fark etmedi, yine aynı gerilimi hissettim. Film sizi sürekli olayın içinde tutuyor zaten. Hiç sıkılmadan izleyebilirsiniz. Ama sakin bir kafayla, filmin sesini çok açmadan izlemenizi tavsiye ederim. Zira filmdeki ses efektleri o kadar ürkütücü ki bir anda kendinizi titrerken bulabilirsiniz :) Oyunculuklara gelecek olursam bana göre başrolümüz Jack Nicholson bu iş için biçilmiş bir kaftanmış meğer. Her sahnede bir kez daha hayran oldum. O mimikler, o ses tonu... Resmen yaşamış rolü. Bana da fazla bir söz düşmez bu yüzden. Henüz 6 yaşında olan Danny'nin performansı da efsaneydi,çok beğendim. Filmden sonraki ufak araştırmamda öğrendim ki oynadığı filmin korku filmi olduğunu bilmiyormuş ve Kubrick bu çocuğu 5000 çocuk arasından seçmiş. Wendy'ye gelecek olursam biraz yavan buldum oyunculuğunu. Mimikler donuktu, istediğim gibi bir korkuyu sezemedim onda. Gerçi belki de böyle olması gerekiyordu çünkü pasif bir karakteri canlandırıyordu. Genel anlamda filmi beğendim. Sonu da beni tatmin etti. Zaten aksi bir şey olsaydı şu an biraz kafayı sıyırmış olabilirdim 😅. Buraya kadar okuduysanız teşekkürler 😇. Filme puanım 8/10 Filmi bana öneren @hmmmmm, sana da çok teşekkür ederim 😇.

bbluecactuss 1 year ago

20th Century Girl

Woo-ri Bang

86 Gönderi

Hepinize 2022'nin son filmiyle selam! Her ay sonunda kendime verdiğim 1 film ödülünde bu sefer kafayı yormayacak, sade bir film izlemek istedim. İyi ki de bu filmi seçmişim. Çok beğendim; o sıcacık hikayesi, mükemmel arkadaşlıklar, gençlik aşkları hepsi birbirinden güzeldi.…devamı

bbluecactuss 1 year ago

Ceset

Oriol Paulo

112 Gönderi

Oriol Paulo fanı olmaya başlıyorum sanırım... The Invisible Guest ilk filmimdi ve çok beğenmiştim. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra bu filmini de izlemeye karar vermiştim ve tam şu anda bitirdim. O anki aklım, seni seviyorum. Bir anda dedim ki…devamı