"Bizler dünyanın gerçeklerini, bize sunulduğu kadarıyla kabulleniriz. Olay aslında bundan ibaret." Ben de kendi hayatımın simülasyonunun çıkış kapısını bulmak istiyorum.. Olur ya belki görüşemeyiz, iyi günler iyi akşamlar ve iyi geceler
Zaman geçsede geçmeyen yenilenemeyip yinelenen kadının toplumdaki yeri ve toplumun kadına olan bakış açısıyla yüzleştiğmiz bu kitap da dönemin kadına bakış açısını görüyoruz. Toplumda yer edinememelerini, söz sabihi olamamalarını, yüzyıllardır ne sanat da ne okulda ne de toplumda ataerkil düşünceyi…devamıZaman geçsede geçmeyen yenilenemeyip yinelenen kadının toplumdaki yeri ve toplumun kadına olan bakış açısıyla yüzleştiğmiz bu kitap da dönemin kadına bakış açısını görüyoruz. Toplumda yer edinememelerini, söz sabihi olamamalarını, yüzyıllardır ne sanat da ne okulda ne de toplumda ataerkil düşünceyi nasıl yıkamadığmızla yüzleşiyoruz bence. Kadın, toplumu doğuran organizmanın ta kendisi bu yüzden toplumun da ta kendisidir gücünü ve potansiyelini bilmemek hayata yenik başlamaktır.
"Kütüphanelerini istediğin kadar kilitle; zihnimin özgürlüğünü ne bir kapı, ne bir kilit, ne bir sürgüyle kısıtlayabilirsin. "
Hür ve özgür olduğumuz yarınlara..
Keyifli okumalar dilerim
Günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü Ruhumun yalnızlığı hissettiği bi gecede açıp yeniden okuyunca buraya da bunun üzerine bir şeyler yazmak istedim Zeze ruhu yalnız, yüreği büyük yalnız çocuğum.. Kitabı her okuduğumda zezenin ruhunu yalnızlığını sessiz çığlığını kendimde…devamıGünün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü
Ruhumun yalnızlığı hissettiği bi gecede açıp yeniden okuyunca buraya da bunun üzerine bir şeyler yazmak istedim Zeze ruhu yalnız, yüreği büyük yalnız çocuğum.. Kitabı her okuduğumda zezenin ruhunu yalnızlığını sessiz çığlığını kendimde hissediyorum. Kendi küçük ama dünyası çok büyük olan bir çocuk Zeze, bence herkes okumalı dünyada ki her çocuk sevgiyle sevilerek büyümeli kalbinizde bi yerlere dokunması dileğiyle..
"... Neden benim gibi yapmayı öğrenmiyorsun?"
"Sen ne yapıyorsun ki?"
"Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum."
“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?” “Gider gibi yaparız.”
Keyifli okumalar dilerim
Madak Zamanının içindeki eril hakimiyet döneminde bulunan ve sesini çıkaran şairlerimizden Didem Madak 'Bir zamanlar meydan okumak isterdim Kaç meydanını okudum da bu hayatın Yalnızca iki harf öğrendim A H!' Ah...Sesin tonuna göre pişmanlık,öfke,özlem,beğenme gibi duygular anlatır. Şairle tanıştığım ilk…devamıMadak
Zamanının içindeki eril hakimiyet döneminde bulunan ve sesini çıkaran şairlerimizden Didem Madak
'Bir zamanlar meydan okumak isterdim
Kaç meydanını okudum da bu hayatın
Yalnızca iki harf öğrendim
A
H!'
Ah...Sesin tonuna göre pişmanlık,öfke,özlem,beğenme gibi duygular anlatır. Şairle tanıştığım ilk kitap kendisini çok severek ve hissederek okudum yüreğinin
ağırlığını, çocukluğuna ve annesine duyduğu özlemi hissediyoruz dizelerinde
Annem çok sevinmelerin kadınıydı, sıcak yemeklerin.
Başına diktikleri o taş,
Ne zaman dokunsam soğuktur oysa.
Ben okşadığımda ama ,ısınır sanki biraz.
İç ses! Bu bahsi kapa!
Bir de 64. sayfadan küçük bi alıntı daha eklemek istiyorum:
'Bazı yaralar yaralıdır buna inan,
Bazı yaraların ortasından küçücük bir el,
Sanki geçmişine çiçek uzatır,
Bazı yaralardan sızan kanla
Tüm geleceğin yıkanır '
Yani biz de diyoruz ki acıdan geçmeyen şarkılar hep biraz eksiktir yaşamak nihayetinde. Keyifli okumalar...
Anılarımın katili gibiydi diyebilirim Diziyi ancak yeni bitirebildim ve o da yarım kalmasın diye sürüne sürüne denebilir maaalesef ki dizi boyunca bi olmamışlık hakimdi bu benim ön yargımdan mı bilemiyorum ama benim için vasat bi sitcomdu Keyifli seyirler dilerim..
Günday sekiz yıl sonra yeniden kalemini tazeledi. Ben Zamiri yaklaşık bir buçuk yıl kadar bekledim eminim ki daha da uzun süredir yazarı bekleyenler vardır. Kadın oldukları için öldürülmüş tüm o kadınlara.. Yazar kitabına bu cümleyle başlayıp buna ithafen yazmış. "Hepimiz…devamıGünday sekiz yıl sonra yeniden kalemini tazeledi. Ben Zamiri yaklaşık bir buçuk yıl kadar bekledim eminim ki daha da uzun süredir yazarı bekleyenler vardır.
Kadın oldukları için öldürülmüş tüm o kadınlara.. Yazar kitabına bu cümleyle başlayıp buna ithafen yazmış.
"Hepimiz aynı yöne baksak bile birbirimizin farkında değilsek ne faydası var?" Zamir'in zorluklarla kaos içinde geldiği dünya sistem içerisinde kendini bulma çabasına eşlik ediyoruz. Kitap içinde mültecilikle başlayan hikaye ırkçılık savaş bir çok politik konu ele alınmış benim için güzel bi hikayeydi yer yer gerçekliğiyle.
🪐 Bardağı taşıran o son damla gibi.. Hiçbir zaman bardağa ait olmamış ve gelişiyle her şeyi altüst etmiş o damla gibi hissediyordum kendimi
🪐Etrafımdaki herkesin acelesi vardı
...
Acele etmeye bağımlı oldukları ve acele etmeden nasıl yaşanır bilmedikleri için Çünkü bu çağda her şey acildi
🪐İnsan nerde olursa olsun, dünyanın öbür ucundaki bir trajedinin sonuçlarına bir gün elbet maruz kalıyordu
🪐Bu dünya üzerindeki bazı enlem ve boylamlarda bazı erkekler vardır ve onlar kadın etiyle beslenir
🪐Tuttukları dilek için bile para verir insanlar. Havuzlara kuyulara para atarlar. Dileğini bile satın almaya alışmış birine barış hediye edilmez satılır
🪐Çünkü bazı sırlar insanın kafatasına sığmıyordu
🪐"İnsanlar sürekli, istanbulda olabilecek büyük bir depremden söz ediyordu. Hatta çok şiddetli depremlerde Marmara denizinde bir tsunami oluşanileceği anlatılıyor. Ama ben o tsunamiyi başka bir yerden bekliyordum. Arkamdaki o beton denizinden! Sanki o binalar her an dev bir dalga gibi yükselip üzerime yıkılacak, sonra da beni yutacakmış gibi geliyordu. Üstelik bir deprem bile olmadan! Sırf istanbulun canı beni yutmak istediği için! "
Günday kalemi ve Saylak perspektifi, kadro Önerin oyunculuğu benim için çok güzel bi çalışma olmuş bayıla bayıla izledim diyebilirim. Dizi boyunca birden fazla metaforla karşılaşıyoruz özellikle Avrupanın en büyük cezaevi vurgusu, sis, hapishane, bize gösterilen kitaplar benim için ayrıntı kaçırmak…devamıGünday kalemi ve Saylak perspektifi, kadro Önerin oyunculuğu benim için çok güzel bi çalışma olmuş bayıla bayıla izledim diyebilirim. Dizi boyunca birden fazla metaforla karşılaşıyoruz özellikle Avrupanın en büyük cezaevi vurgusu, sis, hapishane, bize gösterilen kitaplar benim için ayrıntı kaçırmak istemiyceğim kadar zevkliydi biraz da Günday'a olan aşkımdan tabi. Dizi boyunca hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını defalarca kez görüyoruz, dış görünüşüyle iç dünyası bir olmayan insanlar, zaman içinde başkalaşmış aile kavramı, insanların sahteliği herbirinin sakladığı farklı dünyalar ve hikayeleri benim için dizideki en gerçek karakter Eceydi.
En sevdiğim karakterse Oktay Avrupanın en büyük cezaevi için tasarlıycağı hapishane belkide kendi hapis hayatını o sıkıştırılmışlığı yansıttığını düşünüyorum ben severek izledim size de keyifli seyirler..
"Evde ki kabloların hiçbiri ortada değil, hiçbiri görünmüyor. Hepsi de gayet düzgün. Gizlenmiş bir yer de duruyor. O açıdan bir sorun yok. Ev iyi.”
“Olmuş olmak değil, olma yolculuğu aslında bütün mesele. Yani insan kendine, pırıltısına değil de işine aşık olmalı diye düşünüyorum ben.” Av ve avcının hikayesi Başarı basamaklarındaki o taht kavgasını, kuşak farkını, linç kültürünü ve sosyal medyanın gücünü yansıttıkları güzel bi…devamı“Olmuş olmak değil, olma yolculuğu aslında bütün mesele. Yani insan kendine, pırıltısına değil de işine aşık olmalı diye düşünüyorum ben.”
Av ve avcının hikayesi
Başarı basamaklarındaki o taht kavgasını, kuşak farkını, linç kültürünü ve sosyal medyanın gücünü yansıttıkları güzel bi iş olmuş. Birce, Lale Kıran rolüne çok yakışmış aurası enerjisi tamamıyla örtüşmüş ve Nejat İşlerin anlatımında sesini duymak harikaydı Benim en sevdiğim sahne Lale ve Aslı'nın kavga ettikleri sahne oldu bence tam olarak kuşak çatışmasının metaforuydu z kuşağının emek vermeden şöhret olma hırsını dizide çok iyi yansıttıklarını düşünüyorum.
keyifli seyirler..