son gün gelen asırı yüksek zeka ile tüm slaytları ve konuları tekte anlama kabiliyeti.. madem böyle şeylerin var niye normal zamanda kullanamiyorsun diye sorarlar adama
Kıymık kıymık batıyor her duygu, boğazıma değil ruhuma atılmış o düğüm. Yutkunamayışlarım hissedemeyişlere dönmüş, ben sadece yutkunamamışım insanlar ise adına soğukluk demiş. Kendimi görmezden gelmişim, tek kişilik bir tiyatro oynamışım adına da yaşam demişim. Perdelerden haberim yokmuş ama izleyen de…devamıKıymık kıymık batıyor her duygu, boğazıma değil ruhuma atılmış o düğüm. Yutkunamayışlarım hissedemeyişlere dönmüş, ben sadece yutkunamamışım insanlar ise adına soğukluk demiş. Kendimi görmezden gelmişim, tek kişilik bir tiyatro oynamışım adına da yaşam demişim. Perdelerden haberim yokmuş ama izleyen de benmişim alkışlayan da. Şuurlu bir bilinçsizlikle belki de tercih edişle olmuş ne olmuşsa. Kıymık kadar ufalanıp canımın her zerresine batana kadar susmuşum. Farkedişlerim suskunluğumu endişelendirmiş çünkü tiyatronun en önemli oyuncusu kaybedilmek istememiş. Sesimle ve sessizliğimle en önemlisi güvensizliğimle kıymık kıymık olmuş, ben yine de susmuşum.
Kuşlar gökyüzüne aittir ama uçan bir kuş izlediğinizde amaçsızca kanat çırptığını hemen anlarsınız. Oradan oraya savrulurlar, konmak için bir dal ararlar. Nasibine düşeni bulmak ve aç karnını doyurmak için de yeryüzüne inmek zorundalar. Özgür hissedeceğim diye kanat çırpmaya çalıştığım her…devamıKuşlar gökyüzüne aittir ama uçan bir kuş izlediğinizde amaçsızca kanat çırptığını hemen anlarsınız. Oradan oraya savrulurlar, konmak için bir dal ararlar. Nasibine düşeni bulmak ve aç karnını doyurmak için de yeryüzüne inmek zorundalar. Özgür hissedeceğim diye kanat çırpmaya çalıştığım her şey böyle boş mu acaba? Suni kafeslere konulmamak için hayatın doğal kafesinin içerisinde mi çırpınıyorum? Kendime ait kıldığım, tabiatım bu dediğim şeyler içerisinde ben de bu kadar tezat mı gözüküyorum?
meyletme gönül sende devamını getirecek cesaret ve güç yok, sen seyyah bir ruhsun bakar geçersin. uzaktan izler heves edersin, yakınına gelince tutunmak nedir bilmezin. sen kendi hayallerine bile ait değilsin. sınanırsın, sınandığını bile bilmezsin. bakarsın ama görmezsin. hüzündür kalbi kalp…devamımeyletme gönül sende devamını getirecek cesaret ve güç yok, sen seyyah bir ruhsun bakar geçersin. uzaktan izler heves edersin, yakınına gelince tutunmak nedir bilmezin. sen kendi hayallerine bile ait değilsin. sınanırsın, sınandığını bile bilmezsin. bakarsın ama görmezsin.
hüzündür kalbi kalp yapan, nefesi anlamlı kılan. neşe bir avuç avuntu, yetmiyor. yetiremiyorsun kendine, ruhuna, nefsine. o yüzdendir kendini hüzünlü satırlarda, arabesk şarkılarda, kederli sahnelerde buluşun. dünyanın düzeni değil mi bu? üzüntü, acı, göz yaşı, ölüm ve keder. dünya bunlarla dönmüyor mu da hayattan beklentin biraz daha mutluluk biraz daha neşe ve biraz daha tebessüm.
mütevazı yaşamıyorsun gönül, yetinmeyi bilmiyorsun. bir tutamına her şey sığabilecekken bahçelere talipsin. tövbeden yana dönmeli dilin, günahtan dedikodudan ve haramdan yana dönüyor. sen değil şeytanını konuşturuyorsun. bir tutam aydınlanmış ruhunu karanlık sokaklara peşkeş çekiyor özünü kaybediyorsun.
meyletme gönül sınanırsın diyorum dinlemiyorsun. sen kaybediyorsun. her gün yavaş yavaş azalıyor ve kayboluyorsun. sıkı sıkı tutunmuyorsun, tutunduğunu sandığın o ip bir gün kopacak. incecik kaldı, görmüyorsun.
gör artık ve meyletme. günah, harama, dünyaya meyletme.
haftanın ezber günü, normalde söylenerek huysuzluk etmem gerekiyordu. sorumluluklarımdan bıktım diye birçok kişiyi darlamam lazımdı. yapmadım ve yapmayacağım ama bu benim için gerçekten eğlendiğim bir rutin ve bir yere yazmasaydım sıkıntıdan da çatlayacaktım.. daha düzgün rutinler edinmeliyim, içeriği huysuzluk olmayan.
Bazen tükeniyorum, ruhuma dokunacak birinin varlığını arıyorum. Uzun uzun sohbetler kurabileceğim, gülmekten yanaklarımın uyuşacağı, zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağım birini istiyorum. Senin seveceğini düşündüm diye alınmış bir kitabı okumak istiyorum, sen seversin diye atılmış bir şarkı dinlemek istiyorum. Bu herhangi biri…devamıBazen tükeniyorum, ruhuma dokunacak birinin varlığını arıyorum. Uzun uzun sohbetler kurabileceğim, gülmekten yanaklarımın uyuşacağı, zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağım birini istiyorum. Senin seveceğini düşündüm diye alınmış bir kitabı okumak istiyorum, sen seversin diye atılmış bir şarkı dinlemek istiyorum. Bu herhangi biri olabilir. Yakın bir arkadaş veya bir sevgili. Kim olduğu önemli değil, sadece düşünülmek istiyorum.
Duygularımı paylaşarak görünür olmak istiyorum ama içimde inanılmaz bir sessiz kalma isteği var. Kendi kabuğuma çekilmek ve bir süre kimseyle iletişim kurmamak iyi gelecek, yaralarımı saracak.
(...) ve eğer biz bir filmin son sahnesi olsaydık, bir kibritin hiç yanmayan tarafının da kül olduğu tüm izleyicilere gösterilirdi. hatırlarda sigara dumanı değil o son yanışın ince sisi kalırdı.
dil öğrenmenin keyif verdiği, kitapların her zamankinden çok daha güzel şeyler fısıldadığı, ders videolarının bile daha iyisini yapabilirsin diye motive ettiği dönemler. hayatın her zamankinden daha berrak ve daha akıcı olduğu tatlı günler..