Derdini sayıkla dur Ayıkla dur bu ne biçim iş Kendini avutma dur Savunma dur bul şu yerini Lan ben sana neyledim dünya Dur dedim dur dedim Bu bağrıma vurma Peyk-Derdini Bul🎶
"Dünyanın mutsuzluğuna yalnızlar ağlar- ağladıklarını da kendilerinden başka duyan olmaz" "Bütün eylem adamları esasında enerjik ve iyimserdir, çünkü hiçbir şey hissetmezsiniz mutlu olursunuz." "Hiçbir insan ötekileri anlayamaz. Şairin dediği gibi, hayat okyanusunda birer adayız; aramızda bizi tanımlayan, birbirimizden ayıran deniz…devamı"Dünyanın mutsuzluğuna yalnızlar ağlar- ağladıklarını da kendilerinden başka duyan olmaz"
"Bütün eylem adamları esasında enerjik ve iyimserdir, çünkü hiçbir şey hissetmezsiniz mutlu olursunuz."
"Hiçbir insan ötekileri anlayamaz. Şairin dediği gibi, hayat okyanusunda birer adayız; aramızda bizi tanımlayan, birbirimizden ayıran deniz vardır."
"Bir taşta, bir toz tanesinde tekrar dünyaya gelsem- ruhum bu arzuyla ağlıyor."
"Aralarından bir yabancı olarak geçtim, ama hiçbiri öyle olduğumu anlamadı."
"Toplumsal hayatın zamanın sürekliliğini hapsetmek için yarattığı manastır hayatıdır saat, soyutun içindeki sınır, bilinmezliğin içindeki huduttur."
"Tanrı beni çocuk yaratmış, ömrüm boyunca da çocuk bıraktı beni. İyi ama, öyleyse Hayat’ın beni hırpalamasına, oyuncaklarımı elimden almasına, narin ellerimle gözyaşlarından sırılsıklam olmuş önlüğümü buruşturarak beni okul bahçesinde bırakıp gitmesine niçin izin verdi? Şefkatsiz yaşayamayacağım halde, niye şefkati benden esirgedi? Ah! Ne zaman sokakta ağlayan, ötekilerin sürgün ettiği bir çocuk görsem ıstırap duyarım, çocuğun çektiği acıdan çok, erimiş yüreğime yumruk gibi inen o korkunç şok yüzünden. Dolu dolu hissettiğim varoluşun bütün şiddetiyle her yerimi ağrıtır, önlüğün ucunu burup duran eller benimdir, gözyaşlarıyla bükülmüş o samimi dudaklar da benimdir, bu zayıflık, bu yalnızlık benimdir; yoldan geçen yetişkin milletinin gülüşleri, yüreğimin hassas dokusuna sürtülmüş kibrit ateşleri gibi yaralar beni."
Öncelikle, sadece ilk sezonunu izleyebildim. Çünkü bu ilişki dinamikleri, çalkantılı durumlar benim için izlenmesi zor olan konular. Ama merakıma yenilip başladığım için en azından ilk sezonu bitirmek istedim. Dizinin işleyişine gelirsek, konuyu ele alış biçimi etkileyiciydi.Toz pembe romantik kıvılcımların ortada…devamıÖncelikle, sadece ilk sezonunu izleyebildim. Çünkü bu ilişki dinamikleri, çalkantılı durumlar benim için izlenmesi zor olan konular. Ama merakıma yenilip başladığım için en azından ilk sezonu bitirmek istedim.
Dizinin işleyişine gelirsek, konuyu ele alış biçimi etkileyiciydi.Toz pembe romantik kıvılcımların ortada dans ettiği aşk ve dram dizilerinin aksine, ilişkileri gerçekçi bir şekilde ele almasını beğendim. Bu yüzden can sıkıntıma biraz daha sıkıntı eklese de, bir sonraki sezona kendimi hazır hissetmesem de izlediğim için pişmanım diyemiyorum. İzleyin yanisiii.. İzleyin, sonra düşünün bakalım hanginiz Deniz hanginiz Barış. Ben düşündüm... Sonuç olarak, herkesin Deniz'le veya Barış'la empati kurduğu dizide bula bula Gün'ü buldum anlamak için.
Biliyoruz kimse, denizlerin, deryaların, okyanusların dalgalarında çırpına çırpına boğulan yorgun biçarelerin avunma durağı olmak istemez. Hiç kimse geçmişin hayaletiyle, kaybedeceği en başından belli olan bir yarışa girmek istemez. Ve yolun sonuna gelince keşke ilk bakıştan anlasaydım, yolun sonunu görseydim diye yakınmak da istemez. Ama kim ilk bakışta çözebilir ki insan bulmacasını?
"Benim bildiğim, nesnelerin insana dokunmaması gerekir (...) Oysa bana dokunuyorlar." Her zaman dokunuşlarımızın- söz konusu nesneler olduğunda- tek taraflı olduğunu varsayarız. Çoğumuz bunun üzerine düşünmemiştir bile. Sorgulamaktan uzak duracak kadar "normal" gördüğümüz bu durum gerçekten sandığımız gibi midir? Fizikteki etki-tepki…devamı"Benim bildiğim, nesnelerin insana dokunmaması gerekir (...) Oysa bana dokunuyorlar."
Her zaman dokunuşlarımızın- söz konusu nesneler olduğunda- tek taraflı olduğunu varsayarız. Çoğumuz bunun üzerine düşünmemiştir bile. Sorgulamaktan uzak duracak kadar "normal" gördüğümüz bu durum gerçekten sandığımız gibi midir?
Fizikteki etki-tepki yasasını ele alalım: İki nesneden biri diğerine etki kuvveti uyguladığında diğer cisim de tepki kuvvetiyle karşılık verir. Bu durumda, dokunarak temasta bulunduğumuz bir cismi her dokunuşta belli bir etkiye maruz bıraktığımız varsayılırsa bu, dokunduğumuz nesnenin de tepki kuvveti uygulayacağı, bir nevi bize dokunacağı anlamına gelir. Dolayısıyla her nesne ona dokunduğumuz kadar bize temas etmektedir.
Biri tarafından belirtilmediği sürece bu ve benzeri noktalara aldırış etmeden yaşar gideriz. Oysa nesnenin bize dokunuşu onun var olma biçimi değil midir? Önemsiz görülen fakat bir kez farkına varıldı mı kronik hastalık gibi peşimizi bırakmayan bir durum bu, var olmanın farkındalığı. İnsan bir kez düşünmeye dursun, bu farkındalık meyveyi içten kemiren kurt gibi zihni yiyip bitirir. Çünkü birbirinden habersiz süzülen varlıkların hızlı akan yaşamlarına nispet yapar gibi, eylemsiz kalışları peşinden getirir. İnsan durup, düşünür. Düşündükçe kendi varlığını kendinden uzaklaşmak pahasına keşfeder. Daha çok var olmak adına daha çok durmaya meyleder ve eylemlerin gölgesinde ilerleyen yaşam sekteye uğrar. İnsan, kendini bulmak adına kendine yabancılaşır.
"Benim, varım, düşünüyorum öyleyse varım, varım çünkü düşünüyorum, peki niçin düşünüyorum? Düşünmek istemiyorum artık; var olmak istemediğimi düşündüğüm için varım düşünüyorum... çünkü...uff!" Ve insan yorulur.
"👩🏽💼: Evet sayın seyirciler canlı bağlantıya geçiyoruz, bir yaratığın uzay aracına gideceğiz. 👽:Dünya halkı, barış için aranızdayım. Benden korkmanıza gerek yok, amacım zarar vermek değil. Yine de önümüzdeki 24 saat içinde birçoğunuz hayatını kaybedecek, hayatta kalanlarsa esir edilip kobay olarak…devamı"👩🏽💼: Evet sayın seyirciler canlı bağlantıya geçiyoruz, bir yaratığın uzay aracına gideceğiz.
👽:Dünya halkı, barış için aranızdayım. Benden korkmanıza gerek yok, amacım zarar vermek değil. Yine de önümüzdeki 24 saat içinde birçoğunuz hayatını kaybedecek, hayatta kalanlarsa esir edilip kobay olarak kullanılacak. Bunların hiçbirini kişisel olarak algılamayın, bu sadece bir iş. Yani özetlersek, barış için geldim, amacım zarar vermek değil ama hepiniz öleceksiniz."
Birkaç yıl önce izleyip unutmuştum, iyi ki yeniden izleyeyim dedim.Çok eğlenceliydiii💃🏽💃🏽Son sahneye kadar gülümseyerek izledim. Canınız sıkılıyorsa koşun izleyinn🦥
"Yakında öleceğimi hissediyorum. Beni kim gömecek? Kim tabutumun peşinden gelecek? Kim benim için üzülecek?.. Ve işte, belki de, yabancı bir yerde, yabancı bir evde, yabancı bir köşede öleceğim!.."
"Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilmemektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar." "Ya da insana yolunu şaşırtır." "Bütün yolların sonucu aynı noktaya çıkar, biricik Gladys." "Ya o nedir?" "Hayal kırıklığı."
Güzelsen güzelsin yok mu benzerin Goncadır ilk hali bütün güllerin Aklımda kalmazdı yüzün, ellerin Ah bu şarkıların gözü kör olsun -Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun
Önce evi yapar, sonra ısıtır, en sonunda yakar ve hâlâ o evde kalmanı ister. Yansan kül olsan kime ne. Ateşte dön dur ama gitme, nefessiz kal ama ölme. Bencilim diyemeyip de senciyim diyenlerin arasında elini uzat bir yerlere, kimse tutmayacak…devamıÖnce evi yapar, sonra ısıtır, en sonunda yakar ve hâlâ o evde kalmanı ister. Yansan kül olsan kime ne. Ateşte dön dur ama gitme, nefessiz kal ama ölme. Bencilim diyemeyip de senciyim diyenlerin arasında elini uzat bir yerlere, kimse tutmayacak ama olsun sen yine de gitme. Nasıl gidersin?
Gittin mi evi sen yıkmış olursun. Her şeyi sen yakmış olursun. Sen neler neler yapmışsın meğer?
Artık açtıysan gözlerini, bu kez de kendine sor soruları. Seni yanıp küle dönmüş viranenin kapısında tutan ne?
Ne işin var bunca bencilliğin arasında, bu eğriliklerin içinde veya kıyısında? Bir umut, son bir hevesle kapısını çaldığın evden geriye sade zil sesinin yankısı kalmışken hâlâ o eski sıcak evin hayalinde ne işin var?