(@) - Raf

" Dönemeçte belirdiler; bir sürü genç kızdılar. Şarkı söylüyorlardı yürürken; sesleri de çok neşeliydi. Kim olduklarını bilmiyordum. Onları, özel bir şey hissetmeden, uzaktan uzun süre dinledim. Yüreğim burkuldu. Acıdığım gelecekleri miydi? Bilinçsizlimleri mi? Belki doğrudan onlar değildi - ama kim…devamı

bunbulama 1 year ago

Can Dostum

Olivier Nakache

205 Gönderi

"Do you remember the 21st night of September? Love was changing the minds of pretenders While chasing the clouds away Our hearts were ringing In the key that our souls were singing As we danced in the night Remember how…devamı"Do you remember the 21st night of September? Love was changing the minds of pretenders While chasing the clouds away Our hearts were ringing In the key that our souls were singing As we danced in the night Remember how the stars stole the night awaay Eylül'ün ilk gününden itibaren aklımda dönüp duran şarkı vesilesiyle tekrar izledim çünkü beni "September"-yukarıda bir bölümünü yazdığım şarkı- ile (aynı zamanda Ludovico Einaudi ile de) bu yapım tanıştırdı. Bu parça dışında da neredeyse her sahnenin kullanılan müzikle dikkat çeken bir uyumu var. İzleyiciye bir dostluk hikayesinden daha fazlasını sunduğu buradan bile belli oluyor. Aynı ülkede yaşayan iki farklı kesimin iki kişi üzerinden yansıtılması, arka plan samimiyet. Aslında komik olmayan ama durum içinde mizahi bir hava kazanan esprileri, arkadaşların karşılıklı diyalogsuz gülümsemeleri, çevrenin karakter yapılanmasında etkisinin örneklendirilmesi ve yaşananlara rağmen hayata küsmeyip devam edebilen karakterleri ile sevdiğim bir yapım oldu. Karakterlerin zıtlıklarından dolayı yaşanacak çatışmaların hoş bir ilişkiye dönüşmesini beklerken(alışmışız klişelere) yavaş yavaş yakınlaşan ve süreç boyunca reddi değil keşfi amaçlayan, böylece derin bir bağ kuran arkadaşları izlemek zevkliydi. Ama filmin en hoş tarafı aralarındaki ilişkiden ziyade kişilerin, kurgusallığın getirisi olan ve epey suni duran özelliklerden uzak oluşuydu. Örneğin Driss bir hırsız ve ilkel denecek kadar kaba(açıkçası Driss'i pek sevdiğim söylenemez) ama aynı zamanda iyi kalpli biri. Film seyirciyi katıksız iyinin ve kötünün olmadığı bir dünyaya, gerçek insanların dünyasına davet ediyor. Derin derin düşünmeden, akışına bırakılarak izlendiğinde izleyiciyi mutlu ve biraz da buruk hissettirebilir.(Ama siz yine de tek tür film izlemesiyle övününce daha havalı göründüğünü zanneden aslında ise tekdüze ve sıkıcı bir zevke sahip olduğunu ifade etmekten öteye geçemeyen insanlarla birlikte izlemeyin.) Film boyunca kullanılan hoş parçalardan bazıları🎶 Fly - Ludovico Einaudi September - Earth,Wind&Fire Nocturne Op.9 No.1 - Frédéric Chopin L'Origine Nascosta - Ludovico Einaudi Feeling good - Nina Simone

bunbulama 1 year ago

Handan, hamamdan geçtik, Gün ışığındaki hissemize razıydık; Saadetinden geçtik, Ümidine razıydık; Hiçbirini bulamadık; Kendimize hüzünler icadettik, Avunamadık; Yoksa biz... Biz bu dünyadan değil miydik? Giderayak-Orhan Veli

bunbulama 1 year ago

Uzaqdan ölümün səsi gəlir Mənsə ona tərəf qaçmaqda Ulduzlar, Ay qaranlıq saçır Mən elə hey yalan danışmaqda Tapdanmış bütün müqəddəslər Ədalət ölümü sevən yazarda Dinmədi, bitməz bu həsrət Od tutub yanacaq məzarda Yorğunam durgunluğumdan Kar oldum yalnızlığımdan Lal oldum susqunluğumdan…devamı

bunbulama 1 year ago

Ranking of Kings

Sosuke Toka

3 Gönderi

"Prens Bojji neden böyle iyi kalpli olduğunuzu şimdi anlıyorum. Siz her zaman size sarılacak birilerine sahiptiniz."

bunbulama 1 year ago

Bloodhounds

Joo-hwan Kim

51 Gönderi

Spoiler içeriyor "Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem Bütün zalim olanları sen affetsen ben affetmem"(Gun Woo kardeşimizin kavga öncesi motivasyon şarkısı) Hiç griye yer bırakmayan bir iyi-kötü karşılaşması; kötüler 'aman evlerden ırak' dedirtirken, iyiler -özellikle Gun Woo- kişilik özellikleri ulusa eşit…devamı"Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem Bütün zalim olanları sen affetsen ben affetmem"(Gun Woo kardeşimizin kavga öncesi motivasyon şarkısı) Hiç griye yer bırakmayan bir iyi-kötü karşılaşması; kötüler 'aman evlerden ırak' dedirtirken, iyiler -özellikle Gun Woo- kişilik özellikleri ulusa eşit bir şekilde dağıtılsa refah ortamı oluşturacak kadar müspet karakterliler. 8 bölüm boyunca seyirciye bu zıtlıktan doğan çatışmalar sunuluyor ki her bölüm heyecanlı bir şekilde ilerliyor. Çünkü neredeyse her bölüm kavga sahnesi çekmişler. Bir kişiye karşı bir 'ordu'nun savaştığı film sahnelerinde sık sık rastlanan sıra bekleme mevzusunu(artık saygıdan mıdır senaryo icabı mı bilinmez başrole çete üyeleri sırayla saldırır ve çok şaşırtıcı bir şekilde sonunda tüm çete bir kişiye yenilir ya😩) bir miktar aşmışlar, üstüne bir de tek bir sahne dışında hiç ateşli silah kullanmamaları eklenince ortaya izlemesi zevkli kavga sahneleri çıkmış. Ama bir yerden sonra karakterler ölümsüzmüş gibi her bölüm kan akıtıp bir sonrakine capcanlı geri dönünce sabrım taşmaya başladı, meğerse bu tabanca ve benzerlerinin kore dizilerinde bu kadar geri planda kalmasının sebebi ülkenin kişisel silahlanma karşısında yasalarının çok sert olmasıymış. Dolayısıyla çetelerin bu tarz ateşli silahlara ulaşımı kısıtlı veya dizi/filmlere bu şekilde yansıtmak istiyorlar. Aslında dizi burada isteyerek veya istemeden güzel bir konuya parmak basıyor. Şöyle ki çeteler ateşli silah kullanmıyorlar ama bunun yerine günlük hayatta kullandığımız envaiçeşit eşyayı silah olarak kullanıyorlar. Yani önemli olan silah değil silahı kullanan, yasalar ne kadar katı olursa olsun şiddete meyillilik ortadan kaldırılmağı sürece boşuna çaba sarf etmiş oluruz ki dizideki tefeciler de bunun bir örneği.Dizinin ilk yarısında bu düşünceler bana finale kadar hayran kalarak izleyeceğim diye hissettirirken ikinci yarıda ev baskını sahnesinin gelişigüzelliği, kaza süsü verilen suikast sahneleri ve finalin 'iyiler hep kazanır' başlığına uygun olmak adına gerçeklikten uzak oluşu ile yanıldığımı anladım. Kısacası masalsı finali ve mantık sorgulatan birkaç sahnesi dışında izlemesi heyecan verici bir dizi.

bunbulama 1 year ago

Konuşursam Gözyaşlarım beni boğacak Biliyorum, duyuyorum Görüyorum Konuşamıyorum.. İlhan İrem- Konuşamıyorum

bunbulama 1 year ago

The VelociPastor

Brendan Steere

2 Gönderi

Bu filmi hangi kafayla çekmişler veya kafasız mı çekmişler ya da kafayı çekip de mi filmi çekmişler anlamadım. Enteresan bir deneyim