(@) - Raf

The Last Duel'i ilk Emrah Safa Gürkan'dan duymuştum. Tarihi gerçeklikleri yansıtan başarılı bir film olduğunu söyleyince izleyeyim dedim. İzlediğimede pişman olmadım doğrusu. Film 1300'lerin Fransa'sında geçiyor. Konu karısına tecavüz edilen bir şövalyenin kraldan bu tecavüzcüyle bir düello talep etmesi üzerini…devamıThe Last Duel'i ilk Emrah Safa Gürkan'dan duymuştum. Tarihi gerçeklikleri yansıtan başarılı bir film olduğunu söyleyince izleyeyim dedim. İzlediğimede pişman olmadım doğrusu. Film 1300'lerin Fransa'sında geçiyor. Konu karısına tecavüz edilen bir şövalyenin kraldan bu tecavüzcüyle bir düello talep etmesi üzerini kurulu. Filmin farklı yaptığı şey bizim yaşanan olayları sırasıyla önce şövalyenin sonra tecavüzcünün en son da şövalyenin karısının gözünden görmemiz. Filmi üç farklı gözden izlemek karakterlerin olaylara bakış açısını görmek açısından zevkliydi. Ama bazen aynı sahneler çok tekrarlandığı için yer yer sıkıldım da. Filmle ilgili imdb'de okuduğumda ilgimi çeken bazı trivia'ları paylaşmak istiyorum sizinle. "Başlangıçta, projenin aynı zamanda senaryosunu da yazan Matt Damon ve Ben Affleck, filmdeki iki başrolü oynayacaklardı. Ancak Adam Driver, başrol yerine yardımcı bir role geçen Affleck'ten devraldı. Değişikliğin nedeni, Affleck'in başrolü olduğu Adrian Lyne'nin Deep Water (2022) yapımıyla The Last Duel çekimleri arasında bir program çakışmasını önlemekti." "Matt Damon, kendisinin ve Ben Affleck'in senaryonun kadın bakış açılarını yazmalarına yardımcı olması için Nicole Holofcener'ı işe aldıklarını söyledi." "Matt Damon ve Ben Affleck'in Good Will Hunting'den (1997) beri birlikte yazdığı ilk film bu filmdir. Ayrıca bu, Matt Damon'ın yazdığı, Gus Van Sant tarafından yönetilmeyen ilk filmidir." "Filmdeki son düellosunun koreografisi iki ay ve çekilmesi iki hafta sürdü." "Paris'te çekim yapılmadı. Hepsi dijital olarak yeniden oluşturuldu." Filmle ilgili son bi şey söyleme gerekirse iyi bir tarih filmi yapmak hem çok para gerektirdiği hem de farklı bir dönemin dünyasını kurmak çok zor olduğu için başarılı bir tarih filmi çok az çıkıyor karşımıza. The Last Duel'da o nadir filmlerden birisi. Büyük bütçeli ve özen gösterilerek yapılmış başarılı bir tarih filmi izlemek isteyen herkese öneririm

burkoz1 2 years ago

Suç ve Ceza

Dostoyevski

206 Gönderi

Suç ve Ceza'yı sanırım 7-8 yıl önce okumaya başlamıştım. Yüz- yüz ellinci sayfalara geldiğimde kitabın anlattığı dünyaya giremeyip okumayı bırakmıştım. Kitabı bitirmek bugüne kısmetmiş demek ki. Kitabı okurken ilk iki yüz sayfada yine zorlandım. Ama iki yüz sayfa sonrası kitap…devamı

burkoz1 2 years ago

Ayak İşleri

Caner Özyurtlu

56 Gönderi

Ayak işleri Caner Özyurlu'nun yönettiği senaryosunu Volkan Öge'yle beraber yazdığı Gain' de yayınlanan bi durum komedisi. Dizinin konusu Vedat ve Evren adlı iki ortağın Sermet adlı iş adamının pis işlerine yani ayak işlerine baktığı olaylardan oluşuyor. Evren felsefe bölümünde okuyan…devamı

burkoz1 2 years ago

Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi

Devrim Yalçın

24 Gönderi

Normalde sezon bitince yazmak istiyodum ama 7. bölümü izledikten sonra şimdi yazmak istiyorum. Çünkü dizi muazzam ilerliyor. Özellikle 7. bölüm eski sezonlarla beraber izlediğim en iyi iki-üç bölümden biri olabilir. Bölümde Behzat'ın, gidip gelen kafası sayesinde eski cinayet vakası ile…devamı

burkoz1 2 years ago

The Last of Us

Neil Druckmann

118 Gönderi

Daha konuşmak için erken tabi ama dizi daha ilk bölümden çok iyi bi iş olduğunu ortaya koyuyor. Bi yapım HBO yapımıysa zaten bu bile diziyi izlemek için seyirciye teminat niteliğinede bence. Bu bölümü izledikten sonra keşke Witcher'ı da HBO çekseydi…devamı

burkoz1 2 years ago

Friends

Marta Kauffman

332 Gönderi

Spoiler içeriyor Genelde Firends'e ısanamayanların şöyle bir ortak noktası var: İlk sezonun bir kısmını izleyip sıkılıp bırakıyorlar. Arkadaşlar eğer ilk sezonu sabredip izlerseniz dizi zaten ikinci sezondan sonra sarmaya başlıyor. Bu dediklerimi destekler nitelikte vikipedi'den bir alıntı yapacağım: Dizinin ilk sezonu yayınlandığında…devamıGenelde Firends'e ısanamayanların şöyle bir ortak noktası var: İlk sezonun bir kısmını izleyip sıkılıp bırakıyorlar. Arkadaşlar eğer ilk sezonu sabredip izlerseniz dizi zaten ikinci sezondan sonra sarmaya başlıyor. Bu dediklerimi destekler nitelikte vikipedi'den bir alıntı yapacağım: Dizinin ilk sezonu yayınlandığında Metacritic'ten 100 üzerinden 59 puan almıştı. The Plain Dealer'dan Tom Feran dizi hakkında "Seinfeld tarzında takılan fakat daha kararsız ve başarısız" diye yazarken Houston Chronicle'dan Ann Hodges da "Yeni Seinfeld özentisi fakat asla Seinfeld kadar eğlenceli olamayacak." demişti. Ama ikinci sezondan sonra yorumlar daha olumlu olmaya başladı ve Friends dönemin en popüler sitcomlarından biri oldu. Şu an ise televizyon tarihinin en iyi programları arasında sayılmakta. Eleştirmenler senaryonun her zaman iyi yazılmasını ve ana kadro arasındaki uyumu övdü. Newsday'den Noel Holston pilot bölüm için 1994'te "pek de iyi olmayan bir Seinfeld özentisi" demiş daha sonra ise bölümü tekrar izleyip ve bu eleştirisini yanlış bulduğunu hatta senaristlerden özür dilemesi gerektiğini hissetiğini söylemişti. Salon.com'dan Heather Havrilesky dizinin ikinci sezonda zirve yaptığını düşünmektedir. Havrilesky karaktere özel şakaların ve durumların "size her bölümde birkaç kez kahkaha attırdığını" ve kaliteli senaryonun "orijinal ve yenilikçi" olduğunu belirtir. Yani birinci sezonun ortasında bırakan arkadaşlara tavsiyem dizinin ilk sezonunu izleyip ikinci sezona geçmeleri. Emin olun diziyi bitirdiğinizde 6 sıkı dostunuzdan ayrılıyor gibi hissedeceksiniz. Dizide en sevdiğim karakter kesinlikle Chandler Bing'ti. onu tek bir replikle tanımlamm gerekirse o da "İ'm Chandler, i make jokes When i'm uncomfortoboe" Chandler'ın o kendine has müthiş esprileri, karşı cinsle olan iletişimindeki gerginliği tam bir loser olması müthişti. Joey ile arasındaki dostlukta bence dizideki en sıkı dostluktu. dizinin birçok izleyeni Ross Rachel çiftine bayılır ama benim favori çiftim kesinlikle Monica ve Chandler'dı. Bence birbirlerinin eksik yanlarını müthiş tamamlayıp muhteşem bir çift oldular. Bana göre dizide eksik kalan tek şey Joey ile Phoebe'nin dizinin sonunda beraber olmamasıydı. Phoebe ile Mike'ın beraber olması bence pek diziye uygun değildi. Mike zaten her sahnede dekor gibi duruyordu. Birde dizi boyunca Phoebe ile Joey'in beraber olacağına dair bazı ipuçları verildi. İmdb trivia'larında okuduğum kadarıyla senaristlerin böyle bir niyetleri varmış ama sonradan vazgeçmişler. Keşke vazgeçmeselermiş.

burkoz1 2 years ago

Masumiyet

Zeki Demirkubuz

91 Gönderi

Baya bir olmuştu Masumiyet'i izleyeli. Bugün bir kez daha izledim. Zeki Demirkubuz'un ikinci filmi Masumiyet. Naçizane fikirlerimi söylemek istiyorum filmle ilgili. Filmi çok kısa özetlemem gerekirse 10 yıl hapis yattıktan sonra hapiste kalmak istemesine rağmen hapisten çıkrılan bir adamın ve…devamıBaya bir olmuştu Masumiyet'i izleyeli. Bugün bir kez daha izledim. Zeki Demirkubuz'un ikinci filmi Masumiyet. Naçizane fikirlerimi söylemek istiyorum filmle ilgili. Filmi çok kısa özetlemem gerekirse 10 yıl hapis yattıktan sonra hapiste kalmak istemesine rağmen hapisten çıkrılan bir adamın ve onun etrafındakilerin hikayesini izliyoruz. Zeki Demirkubuz bu filmde ilk filmi C Blok'ta çoğu sahnede yaptığı sıkıntılı sahne geçişlerini düzeltmiş. Hem iyi diyaloglar yazmış hem de anlatmak istediği hikayeyi çok iyi anlatmış. film bu bakımdan eli yüzü düzgün, gayet başarılı bir yapım olmuş. Haluk Bilginer ile Derya Alabora acayip bir performans göstermiş. Güven Kıraç'ın öyle çok yükseldiği bir sahne yoktu ama o da hiç sırıtmadı. Zaten Bekir ve Uğur gibi iki deli ana karakterin olduğu yerde Yusuf gibi sakin bi karakterin olması dengeleyici bir unsur olmuş. Neredeyse filmden daha meşhur olan efsane tirat sahnesine gelecek olursak ben bu filmi ilk izlediğimden bir süre önce Kader filmini izlemiştim. İşte o tirat başladıktan bir iki dakika sonra anlayabildim bu filmin Kader filminin devam hikayesini anlattığını. O ana kadar farkedememiştim bunu. Tirat sahnesi bittikten sonra Haluk Bilginer'e hayran kalmakla birlikte hayatımda bir fırt sigara içmeyen ben yemin ederim kederden gidip marketten sigara alacaktım . Zaten tiratın aşırı iyi olması tiratta anlatılan hikayenin sonradan filminin yapılmasından belli. Bu sahneyi ikinci kez izlediğimde yine Haluk Bilginer'e hayran kalmakla birlikte bu sefer Zeki Demirkubuz'un tirattaki sözleri şiir gibi çok güzel yazdığını da farkettim. Haluk Bilginer'in bu muhteşem performansında bununda büyük payı var. Sonuç alarak Masumiyet'i herkese tavsiye ederim. Hikayeyi beğenip beğenmeyeceğinizi bilemem. Biraz subjektif bir konu bu. Ama hikayeyi beğenmeseniz bile en kötü Derya Alabora ve Haluk Bilginer gibi iki dev ismin muhteşem performansını ve filmdeki efsane tirat sahnesini izlersiniz.

burkoz1 2 years ago

Rise of Empires: Ottoman

Emre Sahin

108 Gönderi

Dizinin ikinci sezonunu yeni bitirdim. İlk sezonu izleyeli çok zaman olduğu için ikinci sezonla iligili bir iki kelam etmek istiyorum. İkinci sezon Fatih ile Vlad'ın savaşını anlatıyor. Güzel olmuş bu konuyu seçmeleri. Çünkü gerek Drakula'nın çok popüler bi tarihi karakter…devamıDizinin ikinci sezonunu yeni bitirdim. İlk sezonu izleyeli çok zaman olduğu için ikinci sezonla iligili bir iki kelam etmek istiyorum. İkinci sezon Fatih ile Vlad'ın savaşını anlatıyor. Güzel olmuş bu konuyu seçmeleri. Çünkü gerek Drakula'nın çok popüler bi tarihi karakter olması gerek Fatih ile Vlad'ın Osmanlı sarayında beraber büyümesi( Bu bilginin gerçekliği ne kadar doğru emin değilim. Çünkü geçenlerde beraber büyümediklerine dair bazı şeyler de okudum) Bu sebeplerden Fatih ile Vlad'ın savaşı ilgi çekici bi konu. Dizinin prodüksiyonu iyiydi bence. Savaş sahnelerinde olmamış bi şey gözüme çarpmadı. Oyunculara gelecek olursak Fatih'i oynayan Cem Yiğit Üzümoğlu fena bi iş çıkarmamış. Yeniçerileri coşturacak konuşmalar yaptığı sahnelerde role gayet iyi bürünmüş. Drakula için de no-name bir isim seçmişler. Biraz daha popüler usta bi oyuncu seçselerdi daha da iyi olmaz mıydı diye düşündüm. Drakula deliliğiyle nam salmış bi tarihi figür olduğu için çok acayip bi performans gösterilmeye müsait bi karakter. Büyük performanslar için büyük aktörler gerekiyor. Yapımcı malesef tercihini böyle kullanmamış. Tuba Büyüküstün'ü gelecek olursak bildiğimiz Tuba Büyüküstün işte. Ben Tuba Büyüküstün, müthiş bi performans sergilemiş dediğim bi yapım hatırlamıyorum . Ha kötü müydü performansı çok kötü de değildi. Hikayeye gelecek olursak tabiki eksik ve fazla yönleri vardı. Mesela dizi deki harem sahnelerin hepsi diziye bi faydası olmayan boş sahneler. Hiçbiri olmasa da olurmuş. Tuba Büyüküstün'ün karakterinin de gerekliliğini anlayamadım. Hikayeye ne katkısı var dedim çoğu zaman. Diziyle ilgili bi olmamışlık hissi var genel olarak içimde. Çünkü dizi desem tam bi dizi değil, belgesel desem o da değil. İkisinden de biraz biraz, ama ikiside tam değil. Belki de ben bu türe çok ısınamadım. Sorun bende de olabilir. Dizinin objektif olmadığına dair bazı şeyler okudum. O yorumlara kesinlikle katılımıyorum. Bence tv'de çıkan tarihi dizilere göre çok daha objektif Rise of Empires Ottoman. Bazı arkadaşların tarihi yapımlarda objektiflik anlayışının, yapımın her dakikasında tarihi değerlerimizin övülmesi olduğunu düşünüyorum. Böyle objektiflik mi olur Allah aşkına? Objektif olmak için iki tarafınında kaynaklarinı inceleyip doğru bi sentez yapıp elinden geldiğince en doğru biligileri kullanmak gerekir. Rise of Empires Ottoman belgesel dizi karışımı bi yapım olduğu için bunu yapmaya çalışmış. Ne kadar başarılı yaptığı tarih bilimcilerin takdirinde. Son olarak Rise of Empires Ottoman'ı tarih seven arkadaşlara öneririm. Aşırı sevmesem de kötü bir iş değil kesinlikle. Tarihi yapımlara ilgi duyan arkadaşlar sevecektir.

burkoz1 2 years ago

Yazgı

Zeki Demirkubuz

51 Gönderi

Serdar Orçin'in canlandırdığı Musa karakteri hayatımda gördüğüm en umursamaz en iradesiz karakterdi. Adamın film boyunca düşünüp karar verip yapmaya çalıştığı tek şey seksti sanırım. Onu da içgüdüleriyle yaptı . Zeynep Tokuş'un oyunculuğuna iyi veya kötü diyemem. Tam orta karar bir…devamı

burkoz1 2 years ago

Zafer Yolları

Stanley Kubrick

18 Gönderi

Beğendiğim bi film oldu Zafer Yolları. Albay rolünü oynayan Kirk Douglas müthiş bi performans göstermiş. Özellikle filmin sonundaki sahneye de bayıldım. Savaşın aslında ne kadar gereksiz olduğunu, insanların ortak duygularının, anlamadıkları başka bir dilde olan bir şarkıyla bile ne kadar…devamı