"Yaşlıları gölgesi altında oturamayacaklarını bildikleri halde ağaç dikiyorsa o toplum harika bir şekilde gelişir derler. İyi insanlar başkaları için iyi şeyler yapar." 14 Ağustos tarihinde bu alıntıyı notlarıma yazmışım ama gönderi olarak atmayı unutmuşum... Tony çok güzel bir adam, eşini…devamı"Yaşlıları gölgesi altında oturamayacaklarını bildikleri halde ağaç dikiyorsa o toplum harika bir şekilde gelişir derler. İyi insanlar başkaları için iyi şeyler yapar."
14 Ağustos tarihinde bu alıntıyı notlarıma yazmışım ama gönderi olarak atmayı unutmuşum...
Tony çok güzel bir adam, eşini kanserden kaybediyor ve kalan hayatına yaşayan ölü olarak devam ettiriyor. Konusu bu mu? Eh, evet. Bunu değiştirmeye çalışıyor ama bu kadar basit, sığ anlatmak istemiyorum. Hatta direkt anlatmak istemiyorum. Tony sarılmayı sevmiyorsun biliyorum ama sana sadece sarılmak istiyorum.
Bir elimin altında birikmiş konularım, bir elimin altında bu dizi... 10-15 gün sonra sınavlarım başlıyor ama ben matematik çözmek yerine - favorim olacağından emin olduğum- bu diziyi izliyorum. Eskisi kadar günlük gönderi atamamak beni çok üzüyor :'( En kısa zamanda…devamıBir elimin altında birikmiş konularım, bir elimin altında bu dizi... 10-15 gün sonra sınavlarım başlıyor ama ben matematik çözmek yerine - favorim olacağından emin olduğum- bu diziyi izliyorum.
Eskisi kadar günlük gönderi atamamak beni çok üzüyor :'( En kısa zamanda sağlam bir dönüş yapmayı planlıyoruuum. Haaaydi bakalım sağlıcakla, aşkla, neşeyle kalın!♡
Konusunu hemen anlıyorsunuz zaten 4 dakika. Ancak sonunda biraz şaşırmadım değil. Çok fazla tatlı bir kısa film. Dakikalar içinde bana kocaman şeyler anlattı. Gülümsetti, içimi ısıttı. İzleyiverin.
"Kelimelerim seni korkutmasın; ölmüş olan biri artık hiç bir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez." Ben aşkın bu boyutunu tehlikeli bulurum. Kadının aşkı bana çok fazla gelse de büyük bir merakla okudum. Bu denli tutkuyla…devamı"Kelimelerim seni korkutmasın; ölmüş olan biri artık hiç bir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez."
Ben aşkın bu boyutunu tehlikeli bulurum. Kadının aşkı bana çok fazla gelse de büyük bir merakla okudum. Bu denli tutkuyla bağlanmış hatta tapmış olması tuhaf olduğu kadar okunası da. Hiç bir şeye kitaptaki kadar inançlı ve bağlı olmadığımdan bu aşkı saçma bulmak gibi bir hadsizlikte bulunamam. Saygımı sonuna kadar hakediyor. Kitabın sonundaki Ahmet Cemal yorumuna da ayrıca bayıldığımı söylemeliyim.
O kadar iyi eleştirileri var ki komedinin ne olduğunu bize hatırlatıyor. İyi bir komedi filmi sadece güldürmekle yetinmez, düşündürür de. Kemal Sunal'ın olduğu her filmde bunu net bir şekilde görüyoruz. Keyfin mi yok? Antidepresan niyetine bir tane Kemal Sunal izle,…devamıO kadar iyi eleştirileri var ki komedinin ne olduğunu bize hatırlatıyor. İyi bir komedi filmi sadece güldürmekle yetinmez, düşündürür de. Kemal Sunal'ın olduğu her filmde bunu net bir şekilde görüyoruz. Keyfin mi yok? Antidepresan niyetine bir tane Kemal Sunal izle, hiç bir şeyin kalmaz.
Filmde ismi Niyazi iken neden filmin ismini Atla Gel Şaban koyarlar ki
"Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir." Tek gecede soluksuz bitirdim,filmi izlemek için sabırsızlanıyorum. İyi bir öğretmene denk gelenler bilir ki bizler üzerindeki etkileri kutsal sayılacak kadar değerlidir. Keating ya da…devamı"Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir."
Tek gecede soluksuz bitirdim,filmi izlemek için sabırsızlanıyorum. İyi bir öğretmene denk gelenler bilir ki bizler üzerindeki etkileri kutsal sayılacak kadar değerlidir. Keating ya da başka bir tabirle Kaptan, bize tam olarak bunu gösteriyor. Hayatları boyunca, disiplin adı altında kalıp yaşamlarına dair hiç bir kararı kendileri vermemiş ve aileleri, okulları ne dediyse onu yapmış olan öğrencilere yeni bir edebiyat öğretmeni gelir. Öğrencilerin "bakış açısını" değiştiren ve onlara güç veren bu hikayenin sonu nasıl bitecek? Okuyup görebilirsiniz...
*Kitabı size sattım mı bilmiyorum ama umarım satmışımdır. Kitap satma mevzusunu sevdirdiği için burdan eski edebiyat öğretmenim Faruk Hoca'ma teşekkürlerimi sunuyorum.*
Ah Raif Efendi ah, size "Sezen Aksu-Biliyorsun" parçasını armağan ediyorum. Tek kelimeyle su gibi akıp gidiyor, betimlemeleri bolca olmasına rağmen sıkılmadan, merakla okudum. Bir 20 30 sayfa okuyayım diyip bırakamadım. "Biraz daha okuyayım, acaba ne olacak" diye diye iki gecede…devamıAh Raif Efendi ah, size "Sezen Aksu-Biliyorsun" parçasını armağan ediyorum.
Tek kelimeyle su gibi akıp gidiyor, betimlemeleri bolca olmasına rağmen sıkılmadan, merakla okudum. Bir 20 30 sayfa okuyayım diyip bırakamadım. "Biraz daha okuyayım, acaba ne olacak" diye diye iki gecede bitirdim.
Aklımda bıçak gibi kalan bir nokta ise Maria'nın soğuk yılbaşı gecesi ağır şekilde üşütmesi ve yıllaaaaar sonra da Raif Efendi'nin defalarca soğuk havalarda yürüyüp hastalanması... Belki de farketmeden Maria'yı hissetmeyi istedi ve bunu yaptı. Böyle olduğunu ummamla beraber eserin abartıldığı düşünmüyorum. Hatta bence biraz daha konuşulsun ki daha fazla insanın kalbine dokunsun, diyor kaçıyorum.
"Ben hayatımın peşinden gittim. Şimdi olsa yine giderim. Şarkı söylemek istedim ve söyledim. Sonu bu olsa dahi, hiç pişman değilim. Alın o iffetinizi başınıza çalın." İzlemek için ertelediğim yüzlerce filmden sadece biriydi ve youtube'da şarkı dinlerken "gel ya da git"…devamı"Ben hayatımın peşinden gittim. Şimdi olsa yine giderim. Şarkı söylemek istedim ve söyledim. Sonu bu olsa dahi, hiç pişman değilim. Alın o iffetinizi başınıza çalın."
İzlemek için ertelediğim yüzlerce filmden sadece biriydi ve youtube'da şarkı dinlerken "gel ya da git" şarkısına denk gelmiştim. O kadar içten bir hisse kapıldım ki hemen izledim. İzleyeli 3 4 gün oluyor ve tüm şarkıları hala aklımda - şu an da dinliyorum şş- Sanıyorum ki ilk defa yerli müzikal bir film izledim ve hayran kaldım.
2. bölümü yeni bitirdim ve şunu söylemem lazım ki muazzam. Kimsenin ne yaşadığını bilemeyiz sözünün dizisi. Dizi Gülseren Budayıcıoğlu'un kitabından uyarlamaymış. Doğduğun Ev Kaderindir ve Kırmızı Oda da aynı kişinin kaleminden çıkmış. Son zamanlarda adını iyi duyuran ve Türk Dizilerine…devamı2. bölümü yeni bitirdim ve şunu söylemem lazım ki muazzam. Kimsenin ne yaşadığını bilemeyiz sözünün dizisi. Dizi Gülseren Budayıcıoğlu'un kitabından uyarlamaymış. Doğduğun Ev Kaderindir ve Kırmızı Oda da aynı kişinin kaleminden çıkmış. Son zamanlarda adını iyi duyuran ve Türk Dizilerine bakışı değiştiren dizilerdir bunlar. Maalesef içlerinden sadece bunu izledim, Kırmızı Oda'ya başlamak için sabırsızlanıyorum. Birbirinin aynısı olan holding aşk dizilerindense bunları görmek beni sevindirdi. Değişim sanatla başlar, umuyorum ki silkeleniriz...