Ece Akyüz (@eceeakyuz)

"Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı. Karanlık bir gecenin geç vaktinde kalkıyorum. Herkes her geceki uykusunu uyuyor.…devamı

eceeakyuz 3 years ago

Bo Burnham: Inside

Bo Burnham

7 Gönderi

Spoiler içeriyor Bo Burnman'ın Make Happy performansını izleyince çok keyif almıştım. O kadar insanları tanıyor ki şaşıp kalmıştım. Gerçekten güçlü ve iyi analiz yeteneğine sahip bir performans sanatçısı. Bir sürü insanın önüne çıkıp kendini bu kadar iyi ifade etmesi, söylemek istediklerini yeri…devamıBo Burnman'ın Make Happy performansını izleyince çok keyif almıştım. O kadar insanları tanıyor ki şaşıp kalmıştım. Gerçekten güçlü ve iyi analiz yeteneğine sahip bir performans sanatçısı. Bir sürü insanın önüne çıkıp kendini bu kadar iyi ifade etmesi, söylemek istediklerini yeri geldiğinde açık açık söylemesi yeri geldiğinde ironik bir şekilde söylemesi gerçekten etkiledi beni. Etkileyici bir o kadar da komik birisi bana göre. Herkese hitap edemeyecek tarzda da kendisi. Bence Make Happy gösterisi en iyi gösterisi.Bu gösterisinde çok farklı duygular hissettirdi bana bu yüzden buna yorum yapmak istedim. Pandemide tek odada kendi başına yazıp yönettiği gösterisinde kendimi pandemi boyunca izlediğim içerikler arasında bi Melikşah'ın Az-tt serisinde bi de bunda böyle hissettim. O imrendiğim yeri geldiğinde kıskandım insanların da aslında benim gibi herkes gibi insan olduğunu aynı duyguları aynı yıkılışlarımızın veya yükselişlerimizin olduğunu tekrardan hatırladım ve gördüm. Pandeminin başında bu projeye adım atıyor. Sürecin bu kadar uzun ve sancılı olmayacağını düşünerek. Aynı pandemi başında herkes bu surecin bize iyi geleceğini kendimizi geliştirmemiz için verilen bir zaman olduğunu ve bunu boşa harcamamız gerektiklerini söylediklerinde içimize dolan o motivasyon gibi. Her şeyi ama her şeyi yapmak istemiştik(Genelleme yapıyorum istisnalar vardır linçlemeyin) Filmler, diziler, kitaplar, sporlar, hobiler... Kendimizi geliştirmek istediğimiz her ne varsa. Zamanla bunları o kadar çabuk tükettik ki yapacak bir şey bulamadık ve yıkıldık. O da aynı bu şekil yıkılıyor. Gösterisindeki bölümlerin bazılarına aylarını yıllarını veriyor. Bazılarını komple kaldırıyor hiçe sayıyor bazılarında panik atak geçiriyor ve tamamlayamıyor. Bütün bunları açık açık gösteriyor. Bu kadar kendini bize açışını çok ama çok sevdim. Canı gönülden ilgisini çeken herkese tavsiye ederim. İzlemek isterseniz ilk Make Happy'e bakabilirsiniz. İzlerken bunu ortalara doğru hafiften sıkılmıştım. Tam o sıkkınlıkta sanki hissetmiş gibi şarkıya başladı ve sıkıldınız mı diye sormuştu. Bir süre sonra da hayır cevabı duymak istemiyorum tarzı bir şey demişti. Demiştim ya seyirciye çok hakim birisi. Belki de bu aralardaki durağan akışı da bilerek yapmıştır.

eceeakyuz 3 years ago

Fatma

Özer Feyzioğlu

118 Gönderi

Spoiler içeriyor Daha yeni bitirdim. Offff ismi bile çok orijinal olan dizimize çok ama çok söylenecek şey var. Nereden başlayacağımı bilemiyorum.... Öncelikle Burcu Biricik'e bir antipatim olsa da burada baya iyi bir oyunculuk sergilemiş. Yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim. Hayranlıkla izledim. Ayrıca sıfır…devamıDaha yeni bitirdim. Offff ismi bile çok orijinal olan dizimize çok ama çok söylenecek şey var. Nereden başlayacağımı bilemiyorum.... Öncelikle Burcu Biricik'e bir antipatim olsa da burada baya iyi bir oyunculuk sergilemiş. Yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim. Hayranlıkla izledim. Ayrıca sıfır makyajla da güzellik algısını yıkmaya çalışmış. Maalesef bir iki kişi hariç diğer oyuncular o kadar güçlü değildi. Bazıları hatta çok gözüme battı. Bir iki anlamlı replikten başka da beğendiğim bir yönü olmadı. Gelelim sevmediğim yerlere. Kadınlara yapılan fiziksel ve psikolojik şiddetinin hat safhada olduğu televizyon dizilerinden pek bir farkı olduğunu düşünmüyorum. Şiddetin âlâsı var üstelik burada. Dizi boyunca en çok tekrar eden kelimelerden biri "KADIN BAŞINA" oldu. Kadın başına şunu yapamazsın bunu yapamazsın.( üstelik bir kadın baska bir kadına diyordu.Durumun vahimliği buradan anlaşılıyor). Yanında erkek yok mu o zaman olmaz hiçbir şey. Türk yapımlarında artık erkeğe bağlı böyle karakterler görmekten bıktım usandım. Fatma'nın başına da tüm bunlar onu bir başına bırakmış sözde erkeği yüzünden gelmiyor mu zaten. Bu sadece Fatma içinde geçerli değil. Kardeşi sırf zengin birisini bulup evlendi diye kendini kurtulmuş sayıyor. Nerede güçlü kadınlarımız? Neden onları konu alan dizilerimiz hiç yok? Hep bi ezilmemiz lazım demi. Olmazsa olmazımız. Oldukça klişelerle ve mantık hatalarıyla doluydu. Seri katil temalı dizi yapılıyorsa her şeye dikkat edilmeliydi.Kadın cinayet işliyor kameralara yakalanıyor ve o kıyafetle(aynı trençkot ve baş örtüsü) 3, 4 gün ortalıkta dolaşıyor. Hatta polis merkezine bile gidiyor ama ne hikmetse hiçbir polisin hiç kimsenin dikkatini çekmiyor. Tek bir kişi o görüntüden anlıyor o da küçük bir çocuk. Anlıyorum alt mesaj kadının görünmez oluşu ama bu kadar da görünmez olunmaz ya. Biraz daha gerçekçi olunmasını isterdim. Bu dizi konu olarak Şahsiyet ve Bir Başkadır'ın karışımı olmuş. Ne yazık ki kalite olarak onların uzaktan yakından yanından geçemez.

eceeakyuz 3 years ago

Ulysse

Agnes Varda

1 Gönderi

Spoiler içeriyor Bir fotoğraf karesinin hikayesi. Fotoğrafta 3 canlı var. Bir çıplak adam, bir çocuk bir de ölü bir keçi. Belgesel ismini fotoğraftaki çocuktan alıyor. Ulysse. Varda'nın ilk evladı. Öz çocuğu değil ama bir şekilde eserlerinde bulunan çocuklarını kendi evladı gibi görüyor.…devamıBir fotoğraf karesinin hikayesi. Fotoğrafta 3 canlı var. Bir çıplak adam, bir çocuk bir de ölü bir keçi. Belgesel ismini fotoğraftaki çocuktan alıyor. Ulysse. Varda'nın ilk evladı. Öz çocuğu değil ama bir şekilde eserlerinde bulunan çocuklarını kendi evladı gibi görüyor. Ulysse'de ilk olduğu için bunu hem fotoğrafla hem de belgeselle duyurarak unutmamak istemiş. Belgeselde yıllar sonra fotoğrafta bulunan adama ve Ulysse'ye gidiyor.Fotoğrafı hatırlayıp hatırlamadıklarını, çağrışımlarını soruyor. Sorular ve cevaplarsa oldukça iyii. Çıplak adama yıllar sonra gittiğinde yine çıplak olarak kamera karşına çıkma detayını sevdim. Zamanın değiştirdiklerini fiziki olarak gözümüze gözümüze sokuyor. Bir başka sevdiğim yer ise sokaktaki çocuklara fotoğrafı ve Ulysse'nin küçükken yaptığı fotoğrafa benzer resmini gösteriyorlar 5-6 yaşındaki çocuklar resimden ziyade fotoğrafı daha iyi buluyorlar onu tercih ediyorlar. Ne kadar garip ya. Küçücük çocuklar çizim yerine daha içten ve gerçek diye fotoğrafı tercih ediyor. Bunlar nasıl çocukk!? <> Fotoğraf bence bakıp geçilecek bir fotoğraf değil. Sizi bir süre ona bakmaya zorluyor. İlk bakınca ne adam ne de çocuk dikkatinizi çekiyor. Ölü bir keçi tüm dikkatleri üzerine topluyor. Varda keçi üzerine pek durmamış. Sıradan bir keçi olarak görüp geçmiş. En üzerinde durması gereken figürün üzerinde durmamış. Gözler Ulysse'de olsun istemiş. Siz ne görmek istiyorsanız onu görürsünüz diyor Varda. Ben kendimi bir kenara bırakıp Varda gibi görmeye çalıştım. Bence yaşamın 3 ayrı bölümünü tek karede toplamış. Çocuk dünyadaki ilk zamanlarımızı, adam yaşamımızı ve ölü bir keçisi hayatın sonunu, boşluğunu temsil ediyor. Bir görüntü ve daha fazlası...3 figür. 3 ayrı kare. 3 ayrı insanlık çağı. Doğum-Yaşam- Ölüm. Derin, metaforik ve kısa bir şeyler arıyorsanız izlemenizi tavsiye ederim. "+Kıyafetleri hatırlıyorsun ama kim olduğunu hatırlamıyorsun. - Hatırlamak istemiyorum. Hatırlamıyorsak başımız dertte demektir. Öyle konuşuyorum işte. Bildiğimden değil. Ancak 10.000 yaşına geldim anlamaya çalışıyorum. + Ben de anlamaya yeni başladım. 50.000 yaşındayım." "Ey zaman, uçuşunu durdur."

eceeakyuz 4 years ago

Kung-Fu Ustası!

Agnes Varda

1 Gönderi

Aşık olduğum platform olan Mubi'den güzeller güzeli, mor saçlı, tatlış mı tatlış bir yönetmen keşfettim.Agnès Varda. Kendisi hem fotoğrafçı hem de yönetmen. Belgesellerini filmlerinden daha çok sevsem de şu an pek buralarda bilinmeyen filmine yorum yazmak istedim. Agnès Varda'yı izlemek…devamı

eceeakyuz 4 years ago

Et

Gaspar Noe

7 Gönderi

Spoiler içeriyor Şu zamana kadar izlediğim en iyi kısa film olabilir. Noe abicim seni sevip sevmemek konusunda kararsızım. İyisin hoşsun da garipsin be abicim. Bu garipliği de seviyor gibiyim... Öncelikle uyarayım çok vahşet görüntüler var bunlar oldukça sizi rahatsız edebilir. Mesela doğum…devamıŞu zamana kadar izlediğim en iyi kısa film olabilir. Noe abicim seni sevip sevmemek konusunda kararsızım. İyisin hoşsun da garipsin be abicim. Bu garipliği de seviyor gibiyim... Öncelikle uyarayım çok vahşet görüntüler var bunlar oldukça sizi rahatsız edebilir. Mesela doğum anını tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Bir atı kesip gözünüzün önünde doğruyor. Kızını ergen bir kız olmasına rağmen büyük bir arzuyla yıkıyor. Böyle ve türevleri sahneler var. KAN...Filmin adı kan olsaydı daha iyi olabilirdi. Kasap abimiz atı kesiyor doğruyor her yer kan. Karısı doğum yapıyor her yer kan. Kasap abimizin kızı regl oluyor her yer kan. Kasap abimiz kızına asıldı diye bir işcinin ağzına bıçak sokuyor yine her yer kan. KAN, KAN, KAN Kasap abimizin çok ismi geçti biraz ondan bahsetmeliyim. Çok ama çok değişik bir karakterdi. Bana da kızıyla ensest bir ilişki yaşıyormuş gibi geldi. Adam hapishaneye gidiyor gay bir mahkumla ilişki yaşıyor. Dışarı çıkıyor mazoşist bir ablamızla ilişki yaşıyor. Yani olduğu konuma ve insanlara göre şekil alabiliyor. Kızına da böyle bir evlat sevgisinden daha fazla şeyler hissediyormuş gibi geldi. Filmde bir ara kasap abimiz kendini kızının her zaman üzerine bindirdiği oyuncak atla bağdaştırdı. Noe abimiz bence buradan bir ensest ilişkinin ışıklarını yaktı. Filmin isminin Carne olmasının nedenini bu ensest ilişkiye bağlıyorum. Filmin başında Carne'nin rengi iyi fiyatı makul bir et olduğu söyleniyor. Kızı da aynı şekil bana kolay ulaşabileceği bir et bir beden olarak gözüktü. Annesi zaten bırakıp gitti babaya kaldı... Bilemiyorum belki ben bağımsız şeyleri böyle ilişkilendiyorum ama film bittiğinde aklımda sadece bu düşünce vardı. Şarkıların filmin içeriğiyle ve durumuyla uzaktan yakından alakası olmayışını bile sevdim yaa. Tii amooooo özellikle. "Her kadın istediğini elde eder. Onun memesini emecek ve sonra da onu koruyacak bir bebek istiyor. Böylece hayatlarının bir anlamı olduğunu hissediyorlar........dünya egoisttir. 9 saniyelik bir orgazm için 60 sene terlemek zorunda bırakılır insan."

eceeakyuz 4 years ago

The Photographer of Mauthausen

Mar Targarona

12 Gönderi

Spoiler içeriyor Netflix beni şaşırtıyorsun...Schindler'in Listesi ve Piyanist tarzında mükemmel bir film. Neden bu kadar bilinmiyor acaba? Netflix gibi büyük bir platformda kaliteli bir filmin patlaması lazımdı. Gerçekten tuhaf. Yayınladığı zaman Elite gibi saçma bir dizinin yeni sezonu geldiyse tabi araya kaynamış…devamıNetflix beni şaşırtıyorsun...Schindler'in Listesi ve Piyanist tarzında mükemmel bir film. Neden bu kadar bilinmiyor acaba? Netflix gibi büyük bir platformda kaliteli bir filmin patlaması lazımdı. Gerçekten tuhaf. Yayınladığı zaman Elite gibi saçma bir dizinin yeni sezonu geldiyse tabi araya kaynamış olabilir. Film ikinci dünya savaşında Mauthausen toplama kampında esir olan fotoğrafçının ve arkadaşlarının hikayesini anlatıyor. Temelinde fotoğraflar var. Gerçekleri sabote eden içler acısı fotoğraflar...Bu fotoğrafları dış dünyaya duyurmaya çalışıyor bu fotoğrafçımız ve arkadaşları. Filmde birçok sahnede derinden etkilendim. Çok çarpıcı anlamlı yerler vardı. En en etkilendiğim sahne idam sahnesiydi. Adam öldükten sonra herkesin sırayla ona(kameraya) baktığı sahnede çok ama çok değişik duygular hissettim. Sahne bir türlü bitmedi. Bitsin artık dedim ama bitmedi. Her bir bakış altında ezildim. Uzun ve etkileyiciydi. Bir de bu sahne de ip mevzusu var. İpin kopması bana da abartı gelmişti. Ne gerek vardı şimdi buna dedim. Yorumlara bakıp öğrendiğime göre gerçekte ip iki kez kopmuş, fakat yönetmen iki kez ipin kopması seyirciye gerçek dışı gelebilir diye ipin sadece bir kez kopmasını istemiş. Sonu güzel bir şekilde bitti zaten gerçek bir hikaye olduğundan yani normalde de bu şekilde sonlandığından bu şekil bitti ama bir dramla bitmesini isterdim galiba. Normalde kötü sonraları sevmem ama burada aynı Çizgi Pijamalı Çocuk gibi trajik bir son istedim. Filmi izledikten sonra bi küçük analizlere baktım.Karakterler çok ağır karakterlerdi illaki bir psikolojik analiz denk gelir diye düşündüm ve geldi de. Buradaki bir karakteri önceden paylaştığım Stanford Hapise Deneyi filmindeki gardiyan-mahkum ilişkisi ile karşılaştırdıklarını gördüm. Film izlerken dikkat etmemiştim ama esirler arasında kendisi de esir olmasına rağmen yetkili kişilerin onu özelleştirilmesi yani bir yerden güç alması üzerine kendi gibi insanları ezen bir karakter vardı. Güzel denk geldi. :) Stanford'u izleyen veya izlemek isteyen tayfaya ve Nazi temalı filmler seven tayfaya gönül rahatlığıyla tavsiye ederimm. Küçük dip not: İzleyip geri dönüş yapanlar Piyanist ve Schindler'in listesi kadar yüksek ve kaliteli olmadığını dile getirdiler. Biraz o konuda abartmış olabilirim kabul. Bu baba filmlerle yarışacak değil tabi. Yine de birçok filmden kaliteli olduğunu düşünüyorum. Bunu da dikkate alıp izleyip izlememeye karar verebilirsiniz;)

eceeakyuz 4 years ago

Güzel Günler Göreceğiz

Hasan Tolga Pulat

6 Gönderi

Altın portakal ödüllü film. Kasvetli ve insanın içini soğutan türden bir Türk filmi. Genele bakarsak sevilmemiş. Bazıları bu sevmemeyi aşmış ve o kadar acımasızca eleştirmiş ki ödülü alan yönetmen bundan dolayı ödül aldığına pişman olmuş. O derecee. Bence haksızlık etmişler.…devamı

eceeakyuz 4 years ago

10 Bin Adım

Duygu Güzelmeriç

38 Gönderi

Ücretsiz uygulama Gain'den bir bölümü sadece 10 dk olan güzel bir kısa dizi. 2 eski sevgili sağlık için günlük 10 bin adım atmaya çalışıyor. Bu serüvende gerek başına gelenlerle gerek aralarındaki konuşmalarla eğlenceli bir dizi olmuş. İzlerken kendinizi dışarıya atmak…devamı

eceeakyuz 4 years ago

Taksim Hold'em

Michael Onder

9 Gönderi

Spoiler içeriyor Raf'ın bana kattığı, kıyıda köşede unutulmuş yerli yapım fimlerimizden biri. Film bana bir filmden ziyade bir tiyatro havası verdi. Belki bu tek mekanda geçtiğinden dolayıdır bilmiyorum. Oldukça güzel bir konuyu, gezi parkı olaylarını konu alıyor. Türk toplumunun önemli bir kırılma…devamıRaf'ın bana kattığı, kıyıda köşede unutulmuş yerli yapım fimlerimizden biri. Film bana bir filmden ziyade bir tiyatro havası verdi. Belki bu tek mekanda geçtiğinden dolayıdır bilmiyorum. Oldukça güzel bir konuyu, gezi parkı olaylarını konu alıyor. Türk toplumunun önemli bir kırılma dönemi olan bu dönemi felsefi ve sosyolojik olarak değerlendirmişler. Her bir karakter o dönemdeki gibi farklı farklı. Farklı olması bence güzel olmuş böylece tarafsız bir şekilde ele alınmış. Karakterleri biraz incelemek isterim. Altan klavye delikanlılığı yapıp pratikte bir şey yapmıyor. Insanları harekete geçiriyor ama kendisi bir köşede bir şey yapmadan duruyor. [Bu arada filmden sonra evin adresini Altan'ın twitinden bulabilirsiniz. Bu detay önemli :) ] Rafi ise az çok fikri olup buna körü körüne inanıp Altan gibilerinin gazına gelip kendini heba eden insanlardan. Malesef Rafi gibiler çok... Kaan tam bir şerefsiz. En aklımda kalan Kaan'la ilgili, eşi çocuğunu olabildiğince cinsiyetsiz büyütmeye çalışırken onun 3 yaşındaki oğluna doğum günü hediyesi oyuncak silah alıp biraz erkek olduğunu öğrensin diyip daha o yaştaki çocuğa böyle bir algı yaratmaya çalışmasıydı. Odun karakterini bence burda ne kadar anlatsam boş. Bana göre alışılmışın dışında karakterdi. Pokerin örtüsünü bile büyük bir titizlikle ütülemesi ne kadar önemsediğini belli ediyor. Düşüncelerini ve düşüncelerini ifade etme şeklini sevdim. En son sahnede komşusuna kızmasına rağmen kendisinin apartmanda büyük bir keyifle purosunu içmesi artık savunduğu düşüncelerin anlamsızlaştığını bize çok güzel gösterdi. Filmden sevdiğim,çarpıcı ve vurucu replikler ◽Bir otobüs dolusu deli frenleri patlamış uçuruma doğru yuvarlanıyor ama herkesin derdi direksiyonda kimin olduğu. ◽Güçlüyü güçlü kılan, ona sesini çıkarmayandır. ◽+Körlerin ülkesinde tek gözü gören kral olmuş derler. - Türkiyede o tek gözü olan adamın gözünü alır g.tüne sokarlar sonra da ne görüyorsun diye sorarlar. ◽Elinde ne olduğu değil nasıl oynadığın önemli.