Çetin Öner hakkında; 1943'de doğdu. A.İ.T.İ.A Banka İşletmesi Bölümünü bitirdi. 1963'de Ankara Sanat Tiyatrosu' na girdi.40'ı aşkın oyunda görev aldı. Milliyet Gazetesi Sanat Dergisi Ankara Temsilciliğini yaptı,Olay ve Barış gazetelerinde tiyatro eleştirileri yazdı. 1973'de AST'den ayrılarak TRT'de yapımcı olarak göreve…devamıÇetin Öner hakkında;
1943'de doğdu. A.İ.T.İ.A Banka İşletmesi Bölümünü bitirdi. 1963'de Ankara Sanat Tiyatrosu' na girdi.40'ı aşkın oyunda görev aldı. Milliyet Gazetesi Sanat Dergisi Ankara Temsilciliğini yaptı,Olay ve Barış gazetelerinde tiyatro eleştirileri yazdı. 1973'de AST'den ayrılarak TRT'de yapımcı olarak göreve başladı. TRT'nin ilk televizyon dizisi olan Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ı yönetti. Birçok tv oyununda oyunculuk yaptı. 1972'de Yeni A dergisinde ilk öyküsü Keklik; 1975'de yayımlandı: Gülibik. Kitap 1978'de Almanca'ya çevrilerek bu ülkede değişik yayınevlerince 5 kez basıldı. Ulusal ve uluslararası birçok ödül kazanan Çetin Öner'in altı çocuk kitabı ve bir romanı var.
"Kasabaya , pazara gidiyorum , sana tahtadan at alayım mı?" dedi baba. "Bana tahtadan at alacağına etten eşek al! diye cevap verdi çocuk. Çetin Öner/Gülibik 🐔
Victor Hugo hakkında; Hugo'nun ilk romanı Notre-Dame de Paris (Notre Dame'ın Kamburu) 1831'de basıldığından büyük başarı kazandı ve çabucak Avrupa'daki diğer dillere çevrildi. Eserin etkilerinden biri de Paris şehrini utandırarak romanı okuyan binlerce turistin görmeye geldiği uzun süredir ihmal edilen…devamıVictor Hugo hakkında;
Hugo'nun ilk romanı Notre-Dame de Paris (Notre Dame'ın Kamburu) 1831'de basıldığından büyük başarı kazandı ve çabucak Avrupa'daki diğer dillere çevrildi. Eserin etkilerinden biri de Paris şehrini utandırarak romanı okuyan binlerce turistin görmeye geldiği uzun süredir ihmal edilen Notre Dame Katedrali'nin restore edilmesi oldu. Roman ayrıca Rönesans öncesi yapıların da bakıma girmesi konusunda etki etti.
Hugo 1830'ların başında toplumsal sefalet ve adaletsizlik hakkında büyük bir eser üzerine çalışmaya başladı. Ama Sefiller'i tamamlamak tam 17 yıl sürdü ve roman nihayet 1862'de yayınlandı. Hugo romanının kalitesinin kesinlikle farkındaydı ve yayın hakkını da en yüksek teklife verdi. Belçikalı yayınevi Lacroix and Verboeckhoven o zaman için nadir görülen bir pazarlama kampanyasına girişti. Eser hakkındaki basın bültenleri yayından tam altı ay önce sunuldu. Başlangıç olarak romanın ilk bölümü ("Fantine") büyük şehirlerde piyasaya sürüldü. Teslim edilen kitaplar bir saat içinde tükendi ve Fransız halkında büyük etki yarattı.
Romana yapılan eleştiriler oldukça düşmancaydı. Hippolyte Taine samimiyetsiz bulmuştu, Barbey d'Aurevilly bayağı olduğundan şikayet ediyordu, Gustav Flaubert'e göre de kitapta ne gerçek vardı ne de cesamet, Goncourtlar yapaylıktan dem vuruyordu, Charles Baudelaire gazetede olumlu eleştiriler yazmasına rağmen şahsi olarak "tatsız ve beceriksizce" bulduğunu söylüyordu. Yine de Sefiller vurguladığı sorunların Fransa Ulusal Meclisi'nin gündemine girmesini sağlayacak kadar popüler oldu. Dünya çapında tanınan bir roman oldu ve zaman içinde birçok kere sinemaya, tiyatroya ve sahne gösterilerine uyarlandı.
Tarihin en kısa mektuplaşmasının Hugo ve yayıncısı Hurst and Blackett arasında geçtiği söylenir. Sefiller yayınlandığında Hugo tatildeydi. Kitabın aldığı reaksiyonu merak ederek yayıncısına sadece "?" yazarak bir telegraf gönderdi. Yayıncısı da ona sadece "!" yazarak romanın ne kadar başarılı olduğunu belirtti.
Hugo 1866'da yayınlanan bir sonraki romanı Deniz İşçileri 'nde toplumsal/siyasi sorunlardan bahsetmeye ara verdi. Buna rağmen kitap (belki de önceki romanı Sefiller'in başarısı nedeniyle) ilgiyle karşılandı. Sürgünde 15 yılını geçirdiği Guernsey adasına adadığı bu eserde, insanın denizle mücadelesini ve denizin derinliklerinde saklanan Kalamar hayvanının Paris'te alışılmadık bir şekilde moda olunuşunu anlatıyordu. Kalamar yemekleri ve sergilerinden kalamar şapkaları ve partilerine değin Parisliler o zamanlarda pek çok yönden efsanevi olduğu düşünülen bu nadir deniz yaratığının etkisi altına girmişti. Kitabın etkisiyle Guernsey Fransızca'da kalamar anlamında kullanılır oldu.
1869'da basılan bir sonraki romanı Gülen Adam'da (L'Homme Qui Rit) tekrar siyasi ve toplumsal sorunlara döndü. Aristokrasinin eleştirel bir portresinin çizildiği roman önceki eserleri kadar başarılı olamadı ve Hugo kendisini gerçekçi ve natüralist romanlarının ünü kendininkileri aşan Gustave Flaubert ve Emile Zola ile arasındaki farkın açılmaya başlaması konusunda eleştirmeye başladı.
Son romanı Doksan Üç (Quatre-vingt-treize) 1874'te yayınlandı ve Hugo'nun daha önce uzak durduğu bir konu olan Fransız Devrimi'nde meydana gelen Terör Dönemi'ni ele alıyordu. Kitap yayınlandığı zaman Hugo'nun itibarının zedelese de şimdilerde daha fazla bilinen eserleri kadar değerli olduğu düşünülür.
"Toplumsal sorunlar sınırları aşıyor. İnsan türünün tüm dünyayı kaplayan o geniş yaraları dünya haritasındaki mavi ya da kırmızı çizgilerle durmuyor. Uygarlığın şu anki iç karartıcı ortamında, sefil; insan anlamına geliyor; her ülkede eziyet çekiyor, her dilde inliyor. Erkeğin cahil ve…devamı"Toplumsal sorunlar sınırları aşıyor. İnsan türünün tüm dünyayı kaplayan o geniş yaraları dünya haritasındaki mavi ya da kırmızı çizgilerle durmuyor. Uygarlığın şu anki iç karartıcı ortamında, sefil; insan anlamına geliyor; her ülkede eziyet çekiyor, her dilde inliyor. Erkeğin cahil ve umutsuz olduğu, kadının ekmek için bedenini sattığı, çocuğun kendini eğitecek bir kitabın, kendini ısıtacak bir ailenin yokluğunda acı çektiği her yerde Sefiller kitabı kapıyı çalıp şöyle diyor: Sizin için geldim sayfalarımı çevirin."
(Victor Hugo)
Okundu, okunur, okunuyor, okunacak.
Çağının sınırlarını aşan yazar .
Yazarın akıcı üslubu, günlük hayattan ilham aldığı yazılarından ötürü hikayeleri akıcı ve çabuk bitiyor. Mustafa Kutlu' nun bu ve diğer eserlerinin içeriği de gayet güzel 👍 Okunması gereken bir yazar. ⭐9/10
Her bölümü izlenebilen, küçük-büyük kimsenin sıkılmayacağı çizgi filmdir Sürekli Dizi (regular show). Cartoon Network'ün en iyi çizgi filmidir (%100).👌 Bitmiş olması çok üzücü 🥲🥲🥲