elina (@elina)

elina 5 months ago

Spoiler içeriyor Stigma(damgalama) dersi aldığım bir hoca ödev olarak verdiğinde filmle tanıştım. Eski bir yapım olduğu için gündeme gelmediğini düşünüyorum çünkü eşcinseller hakkında bir sürü film varken bu filmin anlam ve içerik açısından daha ön planda olmalı bence zaten başrolde Tom Hanks…devamıStigma(damgalama) dersi aldığım bir hoca ödev olarak verdiğinde filmle tanıştım. Eski bir yapım olduğu için gündeme gelmediğini düşünüyorum çünkü eşcinseller hakkında bir sürü film varken bu filmin anlam ve içerik açısından daha ön planda olmalı bence zaten başrolde Tom Hanks gibi başarılı bir oyuncu oynuyor. Filmden bahsetmem gerekirse Andrew Beckett Philadelphia'daki en büyük şirket hukuku firmasında kıdemli bir avukattır. Ortağı Miguel Álvarez ile birlikte yaşamasına rağmen Beckett, hukuk firmasındaki eşcinselliği veya AIDS hastası olduğu gerçeği hakkında açık değildir. Firmanın en yeni ve en önemli davasına atandığı gün, firmanın ortaklarından biri Beckett'in alnında küçük bir lezyon ( yara) fark eder. Kısa bir süre sonra Beckett, lezyonlarını gizlemenin bir yolunu bulmak için birkaç gün işe gitmez. Evdeyken, atandığı dava için şikayeti tamamlar ve ardından ofisine getirir ve yardımcılarına ertesi gün şikayeti mahkemeye sunmaları talimatını bırakır; bu da davanın zamanaşımı süresinin sona ermesini işaret eder. Beckett evde bağırsak spazmları geçirir ve hastaneye kaldırılır. Sabahın ilerleyen saatlerinde, hala acil servisteyken, firmadan şikayeti isteyen telaşlı bir telefon alır, çünkü kağıt kopya bulunamamıştır ve bilgisayarın sabit diskinde kopya yoktur. Ancak, şikayet sonunda keşfedilir ve son anda mahkemeye sunulur. Ertesi gün, Beckett daha önce kendisinden "dostları" olarak bahseden, ancak şimdi yanlış yerleştirilmiş belge ışığında mesleki yeteneklerini sorgulayan firmanın ortakları tarafından işten çıkarılır. Beckett, birisinin firmaya onu kovmak için bir bahane vermek amacıyla evraklarını kasıtlı olarak sakladığına ve işten çıkarılmanın aslında AIDS teşhisinin bir sonucu olduğuna inanır. Daha önce bir davada birlikte olduğu kişisel yaralanma avukatı Joe Miller da dahil olmak üzere birkaç avukattan davasını almasını ister. Homofobik olduğunu kabul eden ve Beckett'in AIDS'i hakkında çok az şey bilen Miller, başlangıçta davayı almayı reddeder ve Beckett'in elini sıkarak AIDS'e yakalanıp yakalanmayacağını öğrenmek için hemen doktorunu ziyaret eder. Doktor HIV açıklar. Kendisini temsil etmeye istekli bir avukat bulamayan Beckett, kendi avukatı gibi davranmak zorunda kalır. Bir hukuk kütüphanesinde bir davayı araştırırken Miller, yakındaki bir masada Beckett'ı görür. Bir kütüphaneci, Beckett için AIDS ayrımcılığı hakkında bir kitap bulduğunu duyurduktan sonra, kütüphanedeki diğerleri önce bakmaya ve sonra uzaklaşmaya başlar ve kütüphaneci Beckett'ın özel bir odaya çekilmesini önerir. Davranışlarından iğrenen Miller, Beckett'ın yanına gider ve topladığı materyali inceler. Davayı almaya karar verdiği açıktır. Miller'dan bir çağrı alan firmanın başkanı Charles Wheeler davanın işine ve itibarına verebileceği zarar konusunda endişelenir,Her ne kadar bir ortak Beckett ile mahkeme dışında anlaşmaya ikna etmeye çalışsa da başarısız olur. Dava mahkemeye gittiğinde, Wheeler kürsüye çıkar ve Beckett'in yetersiz olduğunu ve durumunu bilerek gizlemeye çalıştığını iddia eder. Savunma, Beckett'in hastalığını fuhuş yoluyla davet ettiğini ve bu nedenle bir kurban olmadığını tekrar tekrar öne sürer. Tanıklık sırasında, Beckett'in lezyonunu fark eden ortağın daha önce kan naklinden sonra AIDS'e yakalanan bir kadınla çalıştığı ve bu nedenle lezyonun AIDS ile ilgili olduğunu anlayacağı ortaya çıkar. Lezyonların görünür olacağını kanıtlamak için Miller, Beckett'ten tanık kürsüsündeyken gömleğinin düğmelerini açmasını ister ve lezyonlarının gerçekten görünür olduğunu ve bu şekilde tanınabilir olduğunu ortaya koyar. Çapraz sorgu sırasında Beckett, başlangıçta hukuk meslektaşlarına eşcinsel olduğunu söylemeyi planladığını ancak bir spor kulübünün saunasında homofobik şakalar yaptıklarını duyduktan sonra fikrini değiştirdiğini itiraf eder. Ancak, mahkeme dışında anlaşmayı öneren partner, Beckett'in AIDS olduğundan uzun süredir şüphelendiğini ancak hiçbir şey söylemediğini ve eylemsizliğinden pişman olduğunu itiraf ettiğinde, o ve Miller bir avantaj elde eder. Beckett, Wheeler'ın tanıklığı sırasında yere yığılır. Hastanede yatışı sırasında, jüri onun lehine oy kullanır ve ona geri ödeme, acı ve ıstırap için tazminat ve yaklaşık 4,5 milyon dolar tutarında cezai tazminat ödenmesine karar verir. Miller, karardan sonra Beckett'i hastanede ziyaret eder ve Beckett'in yüzüne dokunacak kadar korkusunu yener. Beckett'in ailesi odadan çıktıktan sonra, Miguel'in ölmeye hazır olduğunu söyler. Hemen ardından gelen kısa bir sahnede Miller, Beckett'in öldüğü haberini alır. Film, cenaze töreninin ardından Beckett'in evinde düzenlenen bir resepsiyonla sona erer. Burada Miller'lar da dahil olmak üzere birçok yas tutan kişi, Beckett'in sağlıklı bir çocukken çekilmiş ev filmlerini izler.Ancak sağlık kulübünün saunasında homofobik şakala yaptıklarını duyduktan sonra fikrini değiştirdi. Nasıl enfekte olduğu gerçeği sorulduğunda, pornografik bir sinema salonunda başka bir adamla anonim seks yaptığını doğruladı. Ancak, mahkeme dışında anlaşmayı öneren partner, Beckett'in AIDS olduğundan uzun süredir şüphelendiğini ancak hiçbir şey söylemediğini ve eylemsizliğinden pişman olduğunu itiraf ettiğinde, o ve Miller bir avantaj elde eder. Beckett, Wheeler'ın tanıklığı sırasında yere yığılır. Hastanede yatışı sırasında, jüri onun lehine oy kullanarak ona geri ödeme, acı ve ıstırap için tazminat ve yaklaşık 4,5 milyon dolar tutarında cezai tazminat ödenmesine karar verir. Miller, karardan sonra Beckett'i hastanede ziyaret eder ve Beckett'in yüzüne dokunacak kadar korkusunu yener. Beckett'in ailesi odadan çıktıktan sonra, Miguel'e ölmeye hazır olduğunu söyler. Hemen ardından gelen kısa bir sahne, Miller'ın Beckett'in öldüğü haberini aldığını gösterir. Film, cenaze töreninin ardından Beckett'in evinde düzenlenen bir resepsiyonla sona eriyor. Burada Miller'lar da dahil olmak üzere birçok katılımcı, Beckett'in sağlıklı bir çocukken çekilmiş ev videolarını izliyor. Günlük hayatta en basit öksüren bir insanı bile garipseyip uzaklaşma isteği duyabiliyor insan ama burdaki öksüren sizde olabilirsiniz. İnsanları cinsel yönelimleriyle suçlamak hiç birimize bir şey katmaz veya bir hastalığı olan bir insanı dışlamak ama aksine onunla sağlıklı bir iletişim kurarsak kimseye zarar gelmez biraz empati yaparak o insanı anlamak aslında hiç de zor değil aslında. Kendim şuan okuduğum bölüm ve aldığım dersler neticesinde insanları daha iyi gözlemle fırsatım oldu kaç yıl önce çekilmiş bir film ama haklının kazandığı bir son . Günümüzde bile bu tip vakalarla karşılaşabiliyoruz çoğu bulaşıcı hastalığın tedavisi veya ilacı var aslında kimsenin kimseye zararı yok. Ama insanlar sadece bakışlarıyla bile çok şey anlatabiliyor. Anayasa ve mahkemeye gelirsen gerçekten adaletin işlediği bir sistem var filmde ne olursa olsun hakimin her iki tarafı dinlediği herkesin delillerini sunduğu asla hakimin taraflı olmadığı bir ortam var. En önemlisi ise bence başroldeki adamın ne olursa olsun hasta bile olsa halk ayaklanıp onu dışlasa bile davasından asla vezgeçmeyişi son raddeye kadar dayanamaya çalışması bile aslında gerçekten psikolojik olarak buna ihtiyacı olduğunun kanıtı. Her ne olursa olsun etrafınızdaki en küçük kusur olarak gördüğünüz şeyleri yargılamamanız bir gün dizinde kusurunuz olabilir ve geçmişte kusurlu bulduğunuz insanları sizi en iyi anlayan insanlar olabilir . Hayatta asla bana olmaz gibi birşey söylemek imkansız bu yüzden ne olursa olsun karşınızdaki insanı sevmeseniz bile saygı duyun. Biraz uzun oldu ama bence bu filmin böyle bir yorumu hak ettiğini düşünüyorum:)

elina 3 years ago

Kesişme: İyi ki Varsın Eren

Özer Feyzioğlu

67 Gönderi

Spoiler içeriyor Film gerçekten mükemmeldi.Kendim bir Rizeli olarak o yöreyi o kadar iyi anlatmışlar ki çok benimseyerek izledim.Hepimiz için yeri çok ayrı olan Eren Bülbül ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik'in hikayesi... Filmde o kadar güzel ayrıntılar var ki bütün film boyunca…devamı

elina 3 years ago

Güneşli

Hyeong-Cheol Kang

2 Gönderi

DENİZ DERİNDİR DURULMAZ DOSTLUK EBEDİDİR UNUTULMAZ.Seksenli senelerde lise hayatlarını anlatan bir grup genç kızın hikayesi. Hepsinin ayrı bir hikayesi var ve birbirlerine bağlı destek olan müthiş bir grup. Birlikte oldukları zaman her problemin üstesinden geleceklerine inanırlar ve böyle de yaparlar…devamı

elina 3 years ago

Hayatın Kıyısında

Brett Haley

56 Gönderi

YAŞAMAYI,ÖLMEK İSTEYEN BİR ÇOCUKTAN ÖĞRENEN BİR KIZIN HİKAYESİ... Violet Markey yaşadığı kasabadan ve ablasının ölümünün yarattığı dayanılmaz acıdan kaçmak için mezuniyetine kalan günleri sayarak geleceği dört gözle beklemektedir.Hayatın hiç bir anlamı kaldığını düşünerek yaşamaya çalışır. Theodore Finch sık sık kendini…devamıYAŞAMAYI,ÖLMEK İSTEYEN BİR ÇOCUKTAN ÖĞRENEN BİR KIZIN HİKAYESİ... Violet Markey yaşadığı kasabadan ve ablasının ölümünün yarattığı dayanılmaz acıdan kaçmak için mezuniyetine kalan günleri sayarak geleceği dört gözle beklemektedir.Hayatın hiç bir anlamı kaldığını düşünerek yaşamaya çalışır. Theodore Finch sık sık kendini öldürebileceği yöntemler düşünür ancak her seferinde, küçücük bir güzellik bile ona engel olur.Her seferinde ölümü büyüleyici bulur. Finch ve Violet okullarındaki çan kulesinin tepesinde karşılaştıklarında kimin kimi kurtardığı belirsizdir. Bu tuhaf ikili, bir proje ödevinde eşleştiklerinde yol onları nereye götürürse; tıpkı hayat gibi büyük, küçük, tuhaf, güzel, çirkin, şaşırtıcı yerlere giderler. Kısa süre sonra, Finch yalnızca Violet'layken kendi olabildiğini; tuhaf, eğlenceli, hayatı doyasıya yaşayabilen ve ucubelikten uzak bir gence dönüştüğünü keşfeder. Violet da yalnızca Finch'leyken günlerin hesabını tutmadan yaşayabilmektedir. Ancak Violet'ın dünyası büyürken Finch'inki küçülmektedir… Yaşam,umut,keder,karanlık,aydınlık hayatta görüp görebileceğimiz her türlü duygu ve his hepsinin bir arada oldu mükemmel bir film.Ayrıca Jennifer Niven olayı o kadar güzel kaleme almış ki mükemmel bir kitaptan mükemmel bir film çıkmış.Çoğu insan hayatında değerli birini kaybettiği zaman boşluğa düşer ve bu boşluk bazen kendiliğinden oluşabilir.Yaşasığımız çevre,okul,iş hayatı,arkadaşlarımız,ailemiz hepsi aslında hayatımızda büyük bir etkiye sahiptir.Küçük bir sevgi yoksunluğun da bile o boşluk bizi içine çeker ve kendimiz yalnız hissederiz.O boşluk yaşadığımız ne varsa anılarımızı bile içine çekerek yok edebilecek güçtedir.Bu etki bizi bedenen ve zihnen yok eder.Ama siz ne olursa olsun hayattan ümidinizi kesmeden her ne olursa olsun yaşamak için mücadele etmelisiniz."Hâlâ burada ve yaşıyor olduğuma şükrettim. Aksi takdirde bu anı kaçıracaktım. Bazen uyanık olmak ne güzel şeydir. “Bugün de olmaz,”diye mırıldandım. “Çünkü bana gülümsedi.”Yapacak,yazacak,düşünecek çok şey var . "Arabamda kullanılmayı bekleyen bir harita ve etrafımızda görülmeyi bekleyen bir sürü yer var. Belki kimsenin gidip görmeyeceği, güzelliğini takdir etmeyeceği veya önemsiz gördüğü yerler. Ama belki en önemsiz yer bile bir anlam taşıyordur. Taşımasa bile belki bize anlamlı gelir." LİVİNG İN NİCE,JUST KNOW HOW TO SMİLE :))

elina 3 years ago

Mary ve Max

Adam Elliot

105 Gönderi

Spoiler içeriyor "İnsanlar sürekli mantıksız davranıyorlardı.Hindistan'da çocuklar açken yemekler neden atılıyor?Madem oksijene ihtiyaçları var neden yağmur ormanlarını kesiyorlar? Ve asla zamanında gelmedikleri halde otobüs zaman çizergelerini niye yaparlar?En sevdiğim fizikçinin söylediği söze aynen katılıyorum.Sadece iki şey sonsuzdur.'Evren ve insanoğlunun aptallığı."Hak ettiği değeri…devamı"İnsanlar sürekli mantıksız davranıyorlardı.Hindistan'da çocuklar açken yemekler neden atılıyor?Madem oksijene ihtiyaçları var neden yağmur ormanlarını kesiyorlar? Ve asla zamanında gelmedikleri halde otobüs zaman çizergelerini niye yaparlar?En sevdiğim fizikçinin söylediği söze aynen katılıyorum.Sadece iki şey sonsuzdur.'Evren ve insanoğlunun aptallığı."Hak ettiği değeri aldığını düşünmüyorum.Özellikle tamamen yaşanmış bir olayın yer yer güldüren, yer yer hüzünlendiren ama genellikle düşündüren hikayesinin Adam Elliot’ın kendinden ne kadar çok şey kattığı düşünüldüğünde.Animasyon alanına sınıf atlatan, animasyonları çocuklar için olmaktan çıkaran filmlerden biri.Yalnızlıktan muzdarip; Mary isimli 8 yaşında bir kız çocuğu ile, 44 yaşında Asperger sendromlu Max’in, yani iki mektup arkadaşının hikayesi.Daktiloya bırakılan bir küçük not, biraz umut, ama bolca gözyaşının hikayesi… Her iki karakter de o kadar gerçek ki, o kadar hayatın içinden yazılmış ki, Max’in dökemediği gözyaşlarını Mary onun için döküyor.Mary,Max sayesinden intihar etmekten vazgeçiyor.Max'te onun yazdığı mektupları duvara asıp onlara bakarken ölüyor.Ve boğazıma sadece şu sözler düğüm oluyor."Sen benim en iyi arkadaşımsın. Sen benim tek arkadaşımsın.”Yaş farkına rağmen birbirlerini asla görmemrlerine rağmen arkadaş olmayı başarabilen ili dostun hikâyesi."Seni affetmemin sebebi kusursuz olmayışın. Hataların var, benim de öyle. Bütün insanların hataları var. Hatta şu apartmanımın dışındaki çöp atan adamın bile. Gençken, kendimden başka herhangi birisi olmak isterdim. Dr. Bernard Hazelhof’a göre, eğer bir ıssız adada olsaymışım o zaman kendime ve çevremdekilere alışmak zorunda kalırmışım. Sadece ben ve hindistan cevizleri olurmuş. Demişti ki, kendim bütün kusurlarımla kabul etmeliymişim. Bu kusurlarımızı kendimizi seçemeyiz. Onlar bizim birer parçamız ve onlarla beraber yaşamak zorundayız. Diğer taraftansa arkadaşlarımızı seçebiliyoruz ve sen seçtiğim için çok memnunum. Ayrıca Dr. Bernard Hazelhof demişti ki herkesin hayatı uzun bir yürüyüş yoluna benzer. Bazıları düzenli taşlarla döşenmiştir. Diğerleri, yani benimki gibilerse çatlaklarla, muz kabuklarıyla ve sigara izmaritleriyle doludur. Senin hayat yolun da bana benziyor ancak muhtemelen benimki kadar bozuk olmayacaktır. Umarım ki, bir gün yollarımız kesişir ve bir kutu şekerli yoğurdu paylaşabiliriz. Sen benim en iyi arkadaşımsın. Sen benim tek arkadaşımsın.”Filmdeki replikler mükemmel ve insanı bir an bile olsun düşünmeye hayatı,kendini sorgulamasını sağlayan bir hikaye...

elina 3 years ago

55 Adım

Bille August

1 Gönderi

Spoiler içeriyor Öncelikle filmin hak ettiği değeri almamasını gerçekten üzüldüm.Bence herkesin mutlaka izlemesi gereken bir film.Helena Bonham Carter gerçekten hakkını vererek oynamış.Filmin gerçekten yaşanmış bir olayı anlatması da çok etkileyici.Eleanor Riese, San Francisco'daki bir hastanenin psikiyatri bölümünde tedavi görmektedir.Aslında deli olmadığını kanıtlamak…devamı

elina 3 years ago

Hıçkırık

Siddharth Malhotra

102 Gönderi

Spoiler içeriyor Hayali öğretmenlik olan tourette sendromlu bir kadının küçüklükten beri yaşadığı zorlukları ve ne olursa olsun vazgeçmediğini anlatıyor.Film bizlere hastalık da dahil hiçbir şeyin hayallerimize kavuşmamıza engel olamayacağını anlatıyor.Ona verilen sınıf en kötü sınıf olarak bilinse de aslında ayrımcalık yüzünden kötü…devamıHayali öğretmenlik olan tourette sendromlu bir kadının küçüklükten beri yaşadığı zorlukları ve ne olursa olsun vazgeçmediğini anlatıyor.Film bizlere hastalık da dahil hiçbir şeyin hayallerimize kavuşmamıza engel olamayacağını anlatıyor.Ona verilen sınıf en kötü sınıf olarak bilinse de aslında ayrımcalık yüzünden kötü bir sınıf olarak gözükmektedir oysaki hayatlarının onlara kattığı çok şey vardır . Öğretmenleri bunu fark eder ve onların gizli yeteneklerini ortaya çıkararak iyi bir gelecek sahibi olmalarını ister.Onlar için kendince yöntemler geliştirir ve onlara iyi bir gelecek sunmak ister.Elinden geleni yapıp onları sınavlara hazırlar kendilerine güvenmelerini ve asla hayat şartları ne olursa olsun pes etmemelerini öğretir.Ümitsizlik ve başaramamak korkusunu yenmek zor olsa da azimli bir öğretmenin üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yoktur .Eğer inanç varsa başarı da vardır.Öğrencilerin içlerinde kilitledikleri korkuları rüzgâra çeviren ve onlara uçmayı öğreten , ‘neden’ ve ‘neden olmasın?” arasındaki farkı gösteren öğretmendir. Eğitimde de , hayatta da her zaman ikinci bir şans vardır, öğretmenlerin asıl görevinin de öğrencilere bir şans daha vermek, ve onlara yol göstermek olduğunu da anlatıyor bize. Denizde kaybolmuş gemilere yol gösteren kutup yıldızı gibi öğrencilerinin ufkunu açarak onların gözünde kutup yıldızı olmayı başarmış bir öğretmen.Bizim ülkemizde de böyle bir eğitim sistemi olsaydı gerçekten kötü öğrenci yoktur sözü tam yerinde olurdu. Ama şu zamanda öğretmenlerin çoğu kötü öğrencileri dışlamakta ve sadece iyi olan öğrencilere değer vermekte oysaki her öğrenci aynıdır sadece tek fark nasıl öğretildiğidir.Herkes her şeyi bilmek zorunda değildir eğer siz öğretirseniz öğrenir. Öğretmen olup öğretmek kolaydır ama işin zor kısmı öğrenci olup öğrenmetir.Öğretmenlerde her öğrenci gibi o sıralardan geçmektedir ve kendine yapılması istemediği bir şeyi kendi öğrencisine yapması hiç adil değildir.

elina 3 years ago

The Platform

Galder Gaztelu-Urrutia

456 Gönderi

TOK,ACIN HALİNDEN ANLAMAZ.Her mahkum açlıkla savaş halinde hepsi üst katları da alt katları da deneyimlemesine rağmen üst kata geçince aç gözlülük yaparak hakkından fazlasını yemesi alt katları deneyimlemesine rağmen alt kattakileri düşünmemesi filmin en dikkat çekici unsurlarondan biri.Burdan çıkarılan derste…devamı

elina 3 years ago

Anne with an E

Moira Walley-Beckett

401 Gönderi

FARKLI OLMAK KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİLDİR.SADECE ALIŞIK OLMADIĞINIZDIR.Dizi de tüm sorunlara, yaşanan kötü şeylere, engellere rağmen sevilmeyi bekleyen, yeryüzündeki varlığını kabul ettirmek isteyen ve bu uğurda büyük bir savaş veren güzel kalpli,düşünceli,aynı zamanda çok akıllı bir kızı anlatıyor.Bence herkes birbirinden…devamı

elina 3 years ago

Gurur ve Önyargı

Jane Austen

70 Gönderi

Kitap mükemmel herkesin okumasını tavsiye ederim kitabı okuduktan sonra mutlaka filminide öneririm.Darcy ve Elizabeth mükemmel karakterler yazar Elizabeth'e kendinde çok şey katmış.Darcy dıştan soğuk biri ama içerden sıcak mükemmel bir insan. Yazarın yaşadığı dönemi ayna gibi yansıtmış.Gurur, bence çok yaygın…devamı