(@) - Raf

eskici 6 months ago

Seçeneksiz Karanlık bir sesi vardı Sigaradan daha da boğucuydu gözleri Kederli bir gülüşü vardı Gece ve gündüz kadar ayırt ediciydi Titrek elleriyle bir umut taşırdı Yollara döker geri de toplamazdı İlmik ilmik ördüğü hayallerini Kışın sert gecelerine saklardı Birde ipin…devamı

eskici 8 months ago

Sikimsonik bir gece Gecenin içinden yükselen bir ses var Tam bir şey söyleyecek gibi olurken susuyorlar Ben bir heyecanla bekliyorum İçi bomboş hatıralarda kaybolmuş gibiyim Ne zaman düşünmeden konuşacağım İçim, için için yanarken geceyi küllerinden doğuracak mı Bir kez olsun…devamı

eskici 8 months ago

"İnsan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlar. 25 yaşında dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. Ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür." - Andrey Tarkovski

eskici 8 months ago

Bıçak Sırtı

Billy Bob Thornton

6 Gönderi

Can sıkıcı bir film. İyi ve kötü insanların ayrımını böyle keskin bir şekilde göstermeleri çok ama çok can sıkıcı. Gerçekten bu dünyayı keşke çocuklar yönetse. O kadar saf o kadar masum o kadar anlayışlı davranıyorlar ki biz yetişkinlere taş çıkartır…devamı

eskici 8 months ago

Yüzümden oku umudu Yazdıklarınla dolu Hayalin dudaklarımın arasında Kirpiklerine düşsün yolum Ne zaman baksam gökyüzüne Yüzün beliriyor bulutlarda Göz kırpıyor sanki güneş bir doğup bir battıkça Ay her akşam olduğu gibi umudu taşıyor Gelecek sabahların adını sen koymuşlar Gülüşlerinden ilham…devamı

eskici 9 months ago

Gizli Yüz

Ömer Kavur

8 Gönderi

Ömer Kavruk için bu ülkenin David Lynch'i diyebiliriz. Film aşırı metaforlar, imgelemeler ve kapalı anlamlar içeriyor. Her zaman söylediğim gibi filmin anlattığı şeyi birebir anlamanıza gerek yok. Siz izlerken bir şeyler hissedip bir şeyler bulabiliyorsanız film zaten başarılı olmuş demektir.…devamı

eskici 9 months ago

Orada Olmayan Adam

Ethan Coen, Joel Coen

15 Gönderi

Uzun zamandır beklettiğim ve beklediğime değer bir filmdi açıkçası. Sakın kafayla hazmederek düşünerek izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Basit rutin bir hayatın içinde sıkışıp kalmış amaçsız bir berberin hayatın içinde bir amaç bir neden aramasını konu ediniyor. İllaki hayatınızın…devamıUzun zamandır beklettiğim ve beklediğime değer bir filmdi açıkçası. Sakın kafayla hazmederek düşünerek izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Basit rutin bir hayatın içinde sıkışıp kalmış amaçsız bir berberin hayatın içinde bir amaç bir neden aramasını konu ediniyor. İllaki hayatınızın bazı dönemlerinde iğrenç bir döngünün içine girdiğiniz anlar olmuştur. Sabah uyanıp işe veya okula gitmek sonra geri eve gelmek aynı insanlarla aynı muhabbetleri yapmak sonra yıllardır aynı olan arkadaşlarınızla yine aynı yerlere gidip yine aynı muhabbetleri yapmak ve yalnız kaldığınızda ölene kadar bu böyle mi devam edecek düşüncesiyle kafayı yemek... Bir şeylerin değişmesi lazım diyerek bir şeyler yapmalıyız abi diyerek başlayan cümleler, fikirler.. ve o fikirlerin muhabbetin ortasında içtiğiniz sigaranın dumanı gibi yok olup gittiğini görmeniz.. daha sonrasında yapılacak her değişim çabasının yok olup gideceğini bilmeniz... gerçekten iğrenç bir ruh hali.. Bütün bunları hepsi neden peki bu değişimin amacı ne ? Aslında sorunun içinde cevabı mevcut. Siz bir amaç bir yasam kaynağı arıyorsunuz. Ulan ben yaşıyorum, ben şunları şunları yapıyorum, ben sinemayı seviyorum şiirler yazıyorum bir blogum var, raf diye bir uygulamada fikirlerimi ve yorumlarımı paylaşıyorum, insanlarla etkileşime geçiyorum, ben hayatın içinde varım, var oluş savaşı vermiyorum, ben var oldum ve olmaya devam ediyorum demek istiyorsunuz ama işin açıkçası bunlar sadece sizin yaşayan bir ölü olmadığınızı düşünmeniz için kurduğunuz bir savunma mekanizması. Var oluş ağacının bir dalından uzayıp gidiyorsunuz o dal kırıldığı zaman bunların hiçbirinin bir anlamı olmadığını anlayacaksınız. Karakterimiz bu mekanizmanın kırılması için karşısına bazı fırsatlar geldiğini ve bu fırsatları değerlendirmeye çalışarak bir amaç bir var oluş formu oluşturmaya çalışıyor ama aslında hiçbiri gerçek değil sadece anlamsız bir çaba çünkü o da bizler gibi ne istediğini bilmeyen, yaşayan bir ölü...

eskici 9 months ago

Sürücü

Nicolas Winding Refn

54 Gönderi

Aşırı etkileyici bir film değildi. 7.8 mi yok arkadaşlar lütfen bu filmin tek varlığı sessiz bir adamın sevdigi insanlar uğruna savasmasi zaten bir amacı olmadığı için oyle rastgele yaşayan biri olduğundan kendine bir amaç edinmiş ve ilk defa mutlu huzurlu…devamıAşırı etkileyici bir film değildi. 7.8 mi yok arkadaşlar lütfen bu filmin tek varlığı sessiz bir adamın sevdigi insanlar uğruna savasmasi zaten bir amacı olmadığı için oyle rastgele yaşayan biri olduğundan kendine bir amaç edinmiş ve ilk defa mutlu huzurlu hissetmiş birinin vicdan rahatlatma ve hayata tutunma çabasını konu ediniyor. Ya bu olaylar rastgele başka birinin başına gelse bunları yapar mıydı bu adam yine ? Zannetmiyorum onun varlığına direk etki etmiş bir durumun içinde olduğu için yapıyor bunları kisaca adam kendini tek var eden ve kendisinin gerçekten var olduğunu tek hissettiği bir ortam buluyor ve bunun kaybolmamasi içinde o insanlara yardım ediyor. Bu kadar basit. Çok bencilce ve çıkarcı bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Hiçbir duyguyu yansitmadi adam zaten gram duygu yansitmadi filmde olaylar bir an saçmaladı o para kimin parası ne oluyor hangi işe bulaştı bu herifler kim Shannon bu adamın arkadaşı değil miydi ona neden hiç danışmadı falan yani ben izlerken çok fazla etkilenmedim. Sağlam diyalog yok sağlam aksiyon yok sağlam bir felsefe yok sağlam bir kurgu veya hikaye yok. Sanki bir adamın hayatından bir kesit almışız ve o adamın hayatında olan ufak bir olayı üçüncü bir kişinin ağzından dinliyor gibisiniz. O üçüncü kişiye hatta sorarsınız ya "abi peki o adamlar kim" o da kulaktan dolduğu kadar anlatır ve size "aga orasını bende bilmiyorum" der. Heh tam olarak böyle bir hikayeydi birinin ağzından çıkmış yarım yamalak işlenen bir hikaye. Filmin bu kadar yükselmesinin sebebi tabi ki Ryan Gosling oyunculuğu yani duygusuz moron bir adam nasıl olur hakkını vermiş birde tabi ki Kavinsky - Nightcall şarkısı bu şarkıyı silin filmden kliplerden zaten 2 puan gidecek. Ayrıca abi adam hasta şiddet manyağı bir hasta yani adam normalde değil hiç beklemediğiniz yerlerde beklemediğiniz tepkiler veriyor yani psikopat falan ama neden böyle olduğunun da bir alt yapısı yok filmde. Neyse en fazla 6.8 veririm fazlası çıkmaz izlenir mi evet izlenir ama aldığı puanı beklemeyin. İyi seyirler...

eskici 9 months ago

Martin Eden

Pietro Marcello

20 Gönderi

Evet hak veriyorum tabi ki kitabı çok çok daha iyiydi ama arkadaşlar lütfen bir filme, bu kadar çok felsefe ve idea barındıran bir kitabı ne kadar sığdırabilirsiniz ki biraz haksızlık ettiğimizi düşünüyorum kitaptan uyarlama filmlere. Bence film biraz kopuk ilerlese…devamıEvet hak veriyorum tabi ki kitabı çok çok daha iyiydi ama arkadaşlar lütfen bir filme, bu kadar çok felsefe ve idea barındıran bir kitabı ne kadar sığdırabilirsiniz ki biraz haksızlık ettiğimizi düşünüyorum kitaptan uyarlama filmlere. Bence film biraz kopuk ilerlese de Martinin bize yaşantısını fikirlerini verebildi. Eksik kaldığı nokta filmin Martinin farkındalığı ve bu farkındalığın getirdiği fikirlerinin hayatına yansımamasıydı. Çok fazla Martinin fikirleri ve tutkuları uğruna yaşantısını tam bir dava gibi yaşadığını hissettirmedi. Sadece yazar olma tutkusu ile sürekli yazan sürekli çabalayan bir insanı gördük halbuki kitapta olduğu gibi Martinin bir davası var bir bireycilik savunması var. Komünist rüzgarların estiği dönemde olaylara bambaşka bakan komünizm rejimin de aslında kölelerin krallığı olduğunu aslında hiçbir şeyin değişmediğini sadece kölelerden bir patron çıkarıp adına sözde eşitlikçi bir toplum diyerek millete yutturuldugunu söyleyen biriyken bu tutku bu ideanin verdiği değişimler filmde gözle görülecek kadar azdı. Taaaa ki filmin sonunda tamamen hissizleşmiş, arzu nedir unutan tutku nedir anlamını bilmeyen ve hayatı artık yitiren yorgun bir adam olduğunda bu davanın gerçek savunucusu olan Martini görüyoruz. Martin hayatın anlamsız olsada, yazmayı hala bırakmayan biri. Sebebi, onun yazmaktan başka hiçbir şeyi yok. Tek varlığı yazmak ve yazdıklarının bir önemi kalmıyor çünkü görüyor ki dünya aynı dünya burjuvazi yapı aynı insanlar cahil ve amaçsız bir şekilde kapital veya liberal sistemde çürüyor. Aslında bir nevi Martin bir hayal kırıklığı yaşıyor hayata karşı. Yazdıkça yazan adam yazdıkça kararıyor çünkü gerçeği görüyor ve gerçekler insanın canını yakar. Sanki bir boşluğun içinde çırpınır gibi sanki suda boğulan bir balık gibi.... Ben beğendim açıkçası yani eksileri de var artıları da ama en azından kitabını okumaya zahmet etmemiş insanlara kolay yoldan başka bir bakış açısı sunmuş olabileceğine inanıyorum. İyi seyirler...

eskici 9 months ago

Cinayet Günlüğü

Bong Joon Ho

48 Gönderi

Evet sonunda bu filmi izleyebildim çok gecikti ama geç olsun güç olmasın. 8.1 değil ama rahat 7.5 olan bir film aradaki farklar maalesef küçük olsada 8 olarak gördüğüm bazı filmlere kıyasla buna sekiz veresim gelmiyor (Örn: Manchester by the sea)…devamıEvet sonunda bu filmi izleyebildim çok gecikti ama geç olsun güç olmasın. 8.1 değil ama rahat 7.5 olan bir film aradaki farklar maalesef küçük olsada 8 olarak gördüğüm bazı filmlere kıyasla buna sekiz veresim gelmiyor (Örn: Manchester by the sea) Filme gelecek olursak, seri cinayeti çözmeye çalışan 2 dedektifin hikayesini anlatıyor ve gerçek bir olaya dayanıyor bu filmi ekstra etkileyici yapıyor ama beni en çok etkileyen şey yaşanan durum karşısında gerçekleşen çaresizlik, bu çaresizliğin sonucunda ortaya çıkan başarısızlık ve bu başarısızlığın yaşattığı hayal kırıklıkları... Yaşanan bu duygu geçişleri sonucunda dedektiflik yapan iki arkadaşın inanılmaz durum karşısında ki değişimlerini görüyoruz biri çok kolay bir şekilde cinayeti çözeceğini düşünerek başarısızlığa düştükçe olgunlaşan biri de cinayetlerin ciddi ve profesyonel olduğunu düşünüp ve tüm hayatını buna entegre eden ancak yaşanan olaylar sonucunda olgunluğunu kaybeden, karakterini tamamen 180 derece değiştiren bir kişi... Etkileyici olduğu kadar düşündürücü bir film... bir kişiyi suçlamanın ve suclamanizin haklı çıkmasının sizde yaratacağı hazzın dışında tam tersi bu haksızlığın sizde yaratacağı değişimleri de kontrol altına almak gerekiyor. Haklıyken bundan zevk alacağınıza doğruyu görmenin olgunluğunu yaşamanız gerekir. Aynı şekilde haksızken de hatalarınızı görmenin tam fırsatı diyerek düşünmeniz gerekir. Kurgu ve olay ilerleyişi sürekli sizi diri tutuyor gerçek bir olaya dayanması sizi daha da ekrana kitliyor. Filmin tek kötü yanı komedi unsuru diye klasik korelilerin şapşal hareketleri abartılmış ve gerçekten bilerek yapılan salakça sahneler ortaya çıkmış ama yönetmen bunu belki de dedektiflerin sürekli yaptıkları hatalar karşısında kendilerini salak hissetmelerinin tıpkı bizleri sürekli katil şu veya bu diyerek tahminler yapmamızı ve sonunda kendimizi o salak dedektifler gibi hissetmemizi istemiş olabilir. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film sizin içinde güç olmasın bir an önce izleyin...