Çok daha derin bir şekilde yalnızlığı işlemesi beklentisiyle filmi izledim ama hüsrana uğradım. Belki de benim için pek uygun olmadı bu film bilemem. Eski bir film olması tabii artı bir puan alıyor direkt olarak . izlenmesi gereken bir film değil.
Değişen toplumu, bir devrin kapanışını yaşlı,iyi yürekli bir kadının gözünden bizlere anlatıyor. Türk sinemasında bu tarz felsefi filmler görmeye hiç alışkın değilim. Bu yönden çok şaşırttı. Kesinlikle izlenilmeye değer. Ölüm , yaşlılık aile , değer temalarını çok güzel işlemiş. Üzücüydü.…devamıDeğişen toplumu, bir devrin kapanışını yaşlı,iyi yürekli bir kadının gözünden bizlere anlatıyor. Türk sinemasında bu tarz felsefi filmler görmeye hiç alışkın değilim. Bu yönden çok şaşırttı. Kesinlikle izlenilmeye değer. Ölüm , yaşlılık aile , değer temalarını çok güzel işlemiş. Üzücüydü. Herhalde ben de yaşlanınca kedimle kalırım bir. Film de biraz da kendi yaşlılığımı gördüm.
İnanılmaz iyi bir gerilim filmiydi. Bir gerilim filminden bekleyebileceğim her şeyi karşıladı. İzlemenizi tavsiye ederim. Çıkarılabilecek ders olarak aileniz sizi gerçekten düşünen ve seven bir aile ise onlara güvenin ve erkeklere güvenmeyin. İyi seyirlerr
Çocuk kitabı olarak bildiğim için beklentim çok düşüktü ama bu kadar güzel bir kurgu karşısında hayran kaldım.Korkunç derece meraklı bir amca ile yeğeninin dünyanın merkezine seyahate kalkışmalarıyla başlarına gelen oldukça garip olayları anlatıyor. Her bir olay hayal gücümüm daha da…devamıÇocuk kitabı olarak bildiğim için beklentim çok düşüktü ama bu kadar güzel bir kurgu karşısında hayran kaldım.Korkunç derece meraklı bir amca ile yeğeninin dünyanın merkezine seyahate kalkışmalarıyla başlarına gelen oldukça garip olayları anlatıyor. Her bir olay hayal gücümüm daha da güçlenmesine yardımcı oldu. Bir an tekrar çocuk olup yazılanlara inanasım geldi. Gerçi hala çok merak ediyorum acaba hala yerin altında neslinib tükendiğini zannettiğimiz canlılar yaşıyor mudur? , dev insanlar tüm bu medeniyetten habersiz mamutlara çobanlık ediyor mudur ?
Ben fazlasıyla beğendim. Ağır kitaplardan sonra çok iyi geldi. Şimdiden güzel okumalar
Spoiler içeriyor
Albert Camus'nun yaşadığı coğrafya'yı , kırkları ve o zamanın siyasi kodlarını öğrenmek için izlemiştim. Daha çok tarih filmi izlemek gibi oldu benim için. İlk başlar çok yavaş ilerliyor gibi ilerlese de sonrasında akıcı geçti benim için . O zamanın replikleri…devamıAlbert Camus'nun yaşadığı coğrafya'yı , kırkları ve o zamanın siyasi kodlarını öğrenmek için izlemiştim. Daha çok tarih filmi izlemek gibi oldu benim için. İlk başlar çok yavaş ilerliyor gibi ilerlese de sonrasında akıcı geçti benim için . O zamanın replikleri de çekim şekilleri de oyunculuklar da bir ayrı oluyor tabii ki . Çok eski ve güzel bir filmi izlemek hoş hissettirdi. Filmin konusuna gelecek olursak savaşın ortasında bir aşk üçgenini sanatsal bir şekilde anlatıyor film. Kadın karakterin tutumunu elbette doğru bulmadım. Bir erkeğin aldatmayı çok önemsememesi de Fransız toplumuna özgü sanırım. Kitaplarda , filmlerde bu tarz ilişkiler görülüyor Fransızlarda . İlginç geliyor. Benim favorim Rick'ti. Aynı zamanda film insanların içinde bulundukları durumda yaptıkları seçimlerin onları ne kadar zorladığı ve bunun sonuçları üzerinde de duruyor. Bu da psikolojik açıdan iyi. Genel anlamıyla kaliteli ve güzel bir filmdi diyebilirim.İzlemenizi tavsiye ederim.
Hayatın son demlerinde de ilk yetişkinlik çağlarında da aynı dünya görüşünü benimseyebilir mi insan ;Sadık kalabilir mi düşüncelerine, uygulayabilir mi onları kağıda yazacağı gibi kolay şekilde? Daha yirmi ikisinde dünyayı bu kadar sakin bu kadar basit şekilde gözlemleyip kendi "Saçma…devamıHayatın son demlerinde de ilk yetişkinlik çağlarında da aynı dünya görüşünü benimseyebilir mi insan ;Sadık kalabilir mi düşüncelerine, uygulayabilir mi onları kağıda yazacağı gibi kolay şekilde?
Daha yirmi ikisinde dünyayı bu kadar sakin bu kadar basit şekilde gözlemleyip kendi "Saçma Feslefe'sini" oluşturabilmeyi başarabilmiş bir insan. Henüz bu yaşlarda umutsuzluğu kabullenip hayata bu şekilde göğüs gereceğini yazmış sayfalara. Kendisi ileriki yaşlarda kitabı hakkında konuşurken "acemice" yazdığını söylese de mütevazı kişiliğiyle, biz okurlar olarak hiç acemi olamayacak kadar derinlikle işlenmiş konuları ( ölüm, yaşlılık, yaşam, yoksulluk..) birkaç sayfada anlatabilecek kadar iyi bir yazar.
⬛ Her şey değişecek, yarın. Birdenbire anlar ki yarın da böyle olacaktır, öbür gün de, tüm öteki günler de. Ve bu çaresiz buluş ezer onu. İşte böyle düşünce öldürür insanı. Bunlara katlanamadığı için öldürür insan kendini ya da, gençse, tümceler kurar.
⬛ Ve ben, bu gece, yaşamın belirli bir saydamlığı karşısında hiçbir şeyin önemi kalmadığı için kişinin ölmek isteyebilmesini anlıyorum.
Camus için intihar çoğu insanın çok basit şekilde açıklayıp korkak insanların hayata dayanamamasından yaptığı bir eylem değildir. İntihar etmez çünkü intihar etmeyi de hayat kadar saçma görür. İntihar etmek yerine tüm bu saçmalıklarla beraber yaşamaya çalışır. Çoğu insana bunu anlatmaya çalışsam da hep intiharın yalnızca tek nedenli olabileceğini söylediler. Bu yönden Albert Camus ile daha bir yakın hissettim kendimi.
Bazen hiç bir şeye değmeyeceği ve yaşamaya da gerek olmadığı düşüncesi kafamda bir tahta oturuyor ve uzun süre kalkmayabiliyor . Böyle durumlarda Albert Camus 'nun imdadıma yetişebileceğini görüyorum. Onunla beraber gercekten ne olursa olsun yaşanmaya değer olduğunu öğrenirim belki de...
Kitabın daha çok ölüm kısmına takılmamın nedeni de bu olsa gerek. Herkes kendinden bir şeyler bulur ya ben de intihar ve ölüm temasını çok ön planda gördüm. Henüz 20 yaşıma bastım ve gerçekten bu hayatla ne yapacağım hakkında bir fikrim yok umalım ki bu iki yılda Camus kadar olmasa da derin bir altyapı oluştururum hayatım ve kendim için.
Her kitabı benim için değerli ve önemli olucak.
Okuyun , okutun efendim .
İçimdeki vebayı bana tekrardan hatırlatan ve hala orada beni onunla mücadele etmeye davet eden bir kitaptı. Hepimizin içinde bencilliğimiz , korkaklığımız , hayatı bir yandan boşuna görürken bir yandan ölüm karşısında ki güçsüzlüğümüz , insan nefretimiz , kendimize nefretimiz ,…devamıİçimdeki vebayı bana tekrardan hatırlatan ve hala orada beni onunla mücadele etmeye davet eden bir kitaptı. Hepimizin içinde bencilliğimiz , korkaklığımız , hayatı bir yandan boşuna görürken bir yandan ölüm karşısında ki güçsüzlüğümüz , insan nefretimiz , kendimize nefretimiz , masum olmayan mutluluklarımız , şüphelerimiz , yalnızca kendi yankısından cevap bulacak çığlıklarımız...
Albert Camus yine kendi kemikleşmiş kimliğini sayfalara , sözcüklere sindirmiş. Hayatın tüm bu zorluğu, boşunalığı süratle devam ederken umudu asla kaybetmemek gerektiğini anlatmış. O çok önemsediğimiz canımızın ne kadar değersizleşebileceğini ve biz bu dünyadan varlığımızla yok olmuşken hayatın nasıl da her zamanki gibi akıp gittiğini, hiç var olmamışız gibi yaşamın , insanların bizi nasıl da kolay unuttuğunu anlatmış. Aynı zamanda genelde acılarımızı tek başımıza yaşıyorken bir topluluk olarak acı çekmenin nasıl olduğunu da göstermiş bizlere. Kitabın ana teması veba olarak görülse de asıl konu insanlığın hikayesi, insanlığın trajedisi...
Seçimlerimiz yüzünden asla geri dönülemeyecek güzel günlerin hiçbir zaman tekrarlanamayacağını ve onların yalnızca bir anı olarak kaldığını filmi bitirdikten sonra yüzümüze çarpıyor. Etkileyici bir filmdi izlemenizi tavsiye ederim.
Filmde eksik olan bir şeyler var gibiydi o yüzden pek güzel bir film olduğunu düşünmedim. İyi yanından bakacak olursak oyunculuklar iyiydi ve sıkılmadan izlenebiliyordu. Hassas kişiler için bazı sahneler mide bulandırıcı olabilir. Gerilim düzeyi de iyiydi.
İzlediğim en iyi diziydi. Bittiğinde çok üzülmüştüm. İlk kez bir diziye bu kadar bağlanmıştım. Her bir karakteri ayrı ayrı çok seviyorum. İzleyin izlettirin