"Sadece sizi sürgün edenlerle, haklarınızı çalıp mallarınızla kendini zenginleştirenlerle savaşın". Türkçe dublajında bu sahnenin kesildiğini okumuştum.(Konu ile ilgili ne desem boş.) Müslüman olmayan birini bile içine çeken bir eser.Ramazan ayının olmazsa olmazlarından olduğu için muhtemelen izlemişsinizdir,izlemediyseniz tavsiye ederim.Müziklerinin kaliteli olduğunu…devamı "Sadece sizi sürgün edenlerle, haklarınızı çalıp mallarınızla kendini zenginleştirenlerle savaşın".
Türkçe dublajında bu sahnenin kesildiğini okumuştum.(Konu ile ilgili ne desem boş.)
Müslüman olmayan birini bile içine çeken bir eser.Ramazan ayının olmazsa olmazlarından olduğu için muhtemelen izlemişsinizdir,izlemediyseniz tavsiye ederim.Müziklerinin kaliteli olduğunu da belirtmek istedim.
"Tüm güzel öyküler abartıyı hak eder." Benim için hayal kırıklığı olsa da (bu filmin kötü olmasından değil benim Yüzüklerin Efendisi'nden sonra beklentiyi arşa çıkartmamdan kaynaklanıyor.Filmi beklerken sabahları kalkıp çentik atıyordum.10 yıl önce Yüzüklerin Efendisi'ni çeken ekibin yapabilecekleri hayal gücümü zorluyordu.Bu…devamı"Tüm güzel öyküler abartıyı hak eder."
Benim için hayal kırıklığı olsa da (bu filmin kötü olmasından değil benim Yüzüklerin Efendisi'nden sonra beklentiyi arşa çıkartmamdan kaynaklanıyor.Filmi beklerken sabahları kalkıp çentik atıyordum.10 yıl önce Yüzüklerin Efendisi'ni çeken ekibin yapabilecekleri hayal gücümü zorluyordu.Bu durum zaten hayal kırıklığına uğrayacağımı neredeyse garantiliyordu.Buna yönetmenin tek film çekmek istemesine rağmen,tek filmin masrafları karşılamakta zorlanacağı düşünülerek gideri fazla arttırmadan,geliri üçe katlama fikrinin daha cazip gelmesi,bunun sonucunda kitapta olmayan saçma olayların filme dahil olarak kalitenin düşmesi de eklenince...Neyse devam ederek yaramı daha da deşmeyeyim.) bu durumdan bağımsız baktığımızda;
Oldukça güzel bir öykü ve övgüyü hak ediyor.
Not:Yüzüklerin Efendisi'nden önce izlemiş olsam en sevdiğim seri olurdu.
İçinde karpuzcu Raşit ağabeyin kayınbiraderi geçen bir repliğin beni bu kadar üzeceğini tahmin edemezdim,hayat sürprizlerle dolu.Repliği okumaya üşenirseniz ki muhtemelen üşenirsiniz.Bu yüzden Sadri Alışık'tan sahneyi izlemenizi tavsiye ederim,Ceyhun Yılmaz'a da şans verebilirsiniz. "Sevgimizin bir tanesiydin Müjgan. Saçları sırtına kadar sırma…devamıİçinde karpuzcu Raşit ağabeyin kayınbiraderi geçen bir repliğin beni bu kadar üzeceğini tahmin edemezdim,hayat sürprizlerle dolu.Repliği okumaya üşenirseniz ki muhtemelen üşenirsiniz.Bu yüzden Sadri Alışık'tan sahneyi izlemenizi tavsiye ederim,Ceyhun Yılmaz'a da şans verebilirsiniz.
"Sevgimizin bir tanesiydin Müjgan.
Saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür,
elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
Ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
Öyle bir sevdim ki Müjgan’ı,
dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim,
evleniriz gibi geldi bana.
Evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar,
fakir soframız kurulur gibi geldi.
Sahil bahçesinde gazoz içerekten
gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
Sonrada çarşılara giderdik.
Eşya beğenirdik elden düşme;
aynalı konsolumuz
topuzlu karyolamız bile olacaktı.
Müjgan’ın her an her bir daim yanında olacaktım
ama olmadı gitti.
Nereye mi ?
Paraya gitti abicim paraya.
Nasıl da sevmiştim yıllarca ben seni.
Her akşam bekledim yollarını.
Elbet bir gün biz yuva kurarız derken,
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle.
Zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım.
Param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın
Nikah resimlerimizi de çektirdiydik.
Sonra karpuzcu Raşit ağabeyin
kayınbiraderine borç ederekten
nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık.
Ama Müjgan takmadı bunu
takamadı uçuverdi elimden.
Meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine.
Müjgan’ın gelinliğini hususi diktirmişler,
benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar yani
öyle sevindim ki.
Mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim her gece.
Sonra mı ne oldu?
Müjgan gibi bende
birbirimize ettiğimiz sözleri,
ettiğimiz yeminleri unuttum.
Bir daha mahalleye gelmedi Müjgan, gelemedi.
“Bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş.” dediler.
“Senede birkaç ay zaten Avrupa’daymış.” dediler.
“Zaman şifalı bir ilaçtır unutursun.” dediler,
Unuttum ben de unuttum,
hiç aklıma gelmedi.
Hatırlamıyorum Müjgan’ı
hatırlamıyorum şimdi.
Bu şiiri de ben yazmadım zaten
Unuttum abi, bende unuttum.
Hatırlamıyorum şimdi
Müjgan’ın gözleri ne renkti."