Damarlarımda senin kanın akarken söyle nasıl unutayım? kendi iyiliği için, sevdiğinden bağırdığını her söylediğinde kızına, öfke ile iyiliği karıştırmayı öğretiyorsun ona mantıklı gelse de başta, büyüyüp serpildikçe canını yakan adamlara güveniyor kızın çünkü onlar tıpkı sen kız çocukları bir ilişki…devamıDamarlarımda senin kanın akarken söyle nasıl unutayım?
kendi iyiliği için, sevdiğinden bağırdığını her söylediğinde kızına, öfke ile iyiliği karıştırmayı öğretiyorsun ona mantıklı gelse de başta, büyüyüp serpildikçe canını yakan adamlara güveniyor kızın çünkü onlar tıpkı sen
kız çocukları bir ilişki için
babalarına yalvarmak zorunda olmamalı
şu hayatta benim de bir yerim olduğuna inanmaya çalışmak, sağlak doğduğum halde sol elle yazmaya kalkışmak gibi
ne kadar uğraşsam da aklım ermiyor nasıl verir insan tüm ruhunu kanını canını bir başkasına hiç karşılık beklemeden
ben senin neyinim diye sordu ellerim dizlerinde usulca fısıldadım sen bütün umutlarımın insan suretine bürünmüş halisin
kendimi sevmekle öğreniyorum onu sevmeyi
ilk aşkım değildin belki ama diğer bütün aşklarımı hükümsüz kılandın
tuz ile şekeri karıştırma eğer seninle olmak istiyorsa olur bu kadar basit
cezbediyordu güzelliğin uzaktan
yaklaşınca battı dikenlerin
her şeyden çok kendimden kurtarmak isterdim seni
aşk denen şey terbiye eder dudaklarını öyle bir kıvama getirir ki ağzında kalan tek sözdür artık onun adı
seni sevmekten vazgeçtiğimden değildi gidişim gittim çünkü kaldıkça azalıyordu
kendime olan sevgim
seni istemeleri için uğraşmamalısın seni kendileri istemeliler
boşuna beklentilerle gelme uğraşma benden tatil olmaz sana
şaheserlerle dolu bir müzeyim ben gözlerin kapalı geçtin önümden
tutunmaya değer olan sana tutunup bırakmayacak olandır
kalbin kırıldıysa ve bırakıp gittiyse seni ona yetip yetmediğini sorgulama aslında
öyle çok yettin ki taşıyamaz oldu seni
içindeki tehlikeyi güven diye yutturdu aşk
oldukları gibi görmüyorsun insanları olabilecekleri gibi görüyorsun
gitmek zorundaydım yorulmuştum bir yanımı hep eksik hissettirmene izin vermekten
öptüğüm sen değildin yanlış anlama aklımda o vardı senin dudakların müsaitti sadece
ben çalan müziktim ama senin kulağın kesikti
sen hatayı çekip gitmekle değil geri dönmekle yaptın işine geldiğinde senin olurum işine gelmeyince gidersin sandın
ikimiz de mutlu değiliz ama gönlümüz yok ayrılmaya birbirimizi kırıp duruyoruz işte ve aşk diyoruz adına
insanlar gider ama terk edişleri kalır daima
kal diye fısıldadım sen kapıyı arkandan kapatırken
seni unuttum, eminim. öyle ki bazı sabahlar yüzümde bir tebessümle uyanıyorum, ellerimi kavuşturup seni içimden söküp atan hayata teşekkür ediyorum. şükürler olsun tanrım, diye haykırıyorum. şükürler olsun ki gittin. eğer kalsaydın bugünkü gibi hüküm süremezdim.
derken.
bazı geceler, bir anda çıkıp gelsen ne yapardım diye hayal ediyorum. şu saniye odaya girsen, bugüne dek yaptığın bütün kötülükleri nasıl da en yakın camdan fırlatıp atardım ve bütün sevgim yeniden kabarırdı. en başta zaten hiç gitmemiş gibi gözlerime dolardı yeniden. sanki bu kadar uzun süre sessiz kalırken aslında gelişini avaz avaz kutlamanın hazırlığını yapar gibi. birileri açıklasın. nasıl oluyor da gittiğinde bile gitmiyor aşk. nasıl oluyor da senden geçeli çok olsa bile böyle çaresizce dönüp sana çıkıyor yolum.
insafsızlık karşısında iyi kalabilmek incelik ister
seni sevdiğini söylemesi başka şey gerçekten sevmesi başka