Spor teması dolayısıyla açıp, seyretmeye koyulmuştum ama ilerledikçe şimdilerde tazecik olan eğitimci damarlarım ipleri eline geçirdi tabii. Özellikle filmin bitimine 30 dakika 53 saniye kaldığında gördüğüm manzara damarlarımı daha da kabartınca - bunu bazen pembe bulsam da:) - gelip, seyredin…devamıSpor teması dolayısıyla açıp, seyretmeye koyulmuştum ama ilerledikçe şimdilerde tazecik olan eğitimci damarlarım ipleri eline geçirdi tabii. Özellikle filmin bitimine 30 dakika 53 saniye kaldığında gördüğüm manzara damarlarımı daha da kabartınca - bunu bazen pembe bulsam da:) - gelip, seyredin ya mutlaka zevk alırsınız demek istedim. Şimdi duygularım kabardığı için bu pencereyi vurguladık ama bununla beraber iyi bir spor, motivasyon ve eleştiri filmidir gibi övgüleri de hak eden, seyir zevki de gayet yüksek olan, aynı zamanda gerçeklik de barındıran bir film olduğunu da düşünmekteyim.
Ek: Müzikler efsane.
N'aptınız gece gece?
Anlatabilecek yeterliliğe sahip miyim, düşündürür hatta düşünmenin sonucu bence o yeterliliğe sahip olmadığımdır o yüzden anlatmayayım. Sadece rafa ekleyip çıkacakken bir gördüm ki izlenmesi o kadar da çok değilmiş, "Nasıl olur lan!" diyip şaşkınlığa uğrayınca bir miktar…devamıN'aptınız gece gece?
Anlatabilecek yeterliliğe sahip miyim, düşündürür hatta düşünmenin sonucu bence o yeterliliğe sahip olmadığımdır o yüzden anlatmayayım. Sadece rafa ekleyip çıkacakken bir gördüm ki izlenmesi o kadar da çok değilmiş, "Nasıl olur lan!" diyip şaşkınlığa uğrayınca bir miktar gelip, "Yahu neden kendinize böyle hediyeler verip, kendinizi kendinize değerli hissettirmemişsiniz sevgili insanlar?" diye sormak istedim. Belki de benim gibi bir şeyleri bekletmekte nirvanadasınızdır. Bilemeyiz. Umarım öyledir eğer öyleyse ek olarak "Daha da fazla bekletmeyin!" diyim bari.
Sabahları kahvaltı ederken kahvaltılarımı sürekli bir yerlerden fışkıran kanlarla şenlendiren, canımmmmm kpss s s s s s s... direnişimin molalarında beni beynimin ızdırabından alıp ona kendisini kırlarda coşan çocuklar kadar iyi ve rahat hissetme imkanı veren, bazen de akşam yemeklerinden…devamıSabahları kahvaltı ederken kahvaltılarımı sürekli bir yerlerden fışkıran kanlarla şenlendiren, canımmmmm kpss s s s s s s... direnişimin molalarında beni beynimin ızdırabından alıp ona kendisini kırlarda coşan çocuklar kadar iyi ve rahat hissetme imkanı veren, bazen de akşam yemeklerinden sonra anakonda gibi köşeye çekilip yediklerimi sindirme ihtiyacı duyan midemin bana kazandırdığı zamanları oldukça heyecanlı zamanlara dönüştüren ve ne zamandır orada burada şurada görüp durduğum en sonunda açıyom diyip bir hışımla açıp seyretmeye koyulduğum ve de neticesinde oldukça memnun kaldığım ama baya oldukça memnun kaldığım mis bir yapımdır. Siz de sizin hayat temponuzla birlikte başka şeylere şey olmasına tanıklık etmek isterseniz, seyrediniz.
İyi seyirler:)
Hector, hector...
BARABAR - Yarının Suyu ‼️
Az önce arkadaşım attı da fark ettim. 2 gün önce çıkmış ahali. Var gidin, dinleyin! Kars'ta bir sürü kuş türüne ev sahipliği yapmış ve 2019'da tamamen kurumuş olan Kuyucuk Gölü'nün sesi olmaya karar vermişler, ne…devamıBARABAR - Yarının Suyu ‼️
Az önce arkadaşım attı da fark ettim. 2 gün önce çıkmış ahali. Var gidin, dinleyin! Kars'ta bir sürü kuş türüne ev sahipliği yapmış ve 2019'da tamamen kurumuş olan Kuyucuk Gölü'nün sesi olmaya karar vermişler, ne de iyi etmişler. Şarkı her dinlendiğinde Finish Türkiye bizim adımıza göle 57 litre su bağışlıyormuş, "Çok iyi değil mi?" diye sormak istemiyorum bile! 2020 yılında göle can suyunu vermişler ve göl şu an kritik eşiği aşmış hatta kuşlar geri dönmüşler bile:) Tabii hala destek bekleniyor. O yüzden yine diyorum, "Var gidin, dinleyin, izleyin"
Sevgiler:)
Arkadaş, olamaz böyle bir şey. Olamaz...
Buyurun size iyiliğini kelimelere dökemeyeceğim bir anime daha. Fazlasına da gerek yok zaten iyi seyirler:)
Not: 1.sezon, 2.sezona göre biraz az kalabiliyor. Hatta yüksek ihtimalle diğer sezonlara göre de az kalacak. Bunu belirtmek isterim.…devamıArkadaş, olamaz böyle bir şey. Olamaz...
Buyurun size iyiliğini kelimelere dökemeyeceğim bir anime daha. Fazlasına da gerek yok zaten iyi seyirler:)
Not: 1.sezon, 2.sezona göre biraz az kalabiliyor. Hatta yüksek ihtimalle diğer sezonlara göre de az kalacak. Bunu belirtmek isterim. Yani hemen yükselmediniz diye ilk sezondan bırakma gibi bir gaflete düşmeyiniz. Buradan da sanki ilk sezon iyi değilmiş gibi bir algıya da düşmeyiniz. Bu kıyas sadece diğer sezona yönelik! Yoksa benim için ilk sezondan kelimelere dökülemeyecek bir anime oldu zaten.
Daha da önemli bir not: Bence seyrederken yanınıza bebeklerin şu diş çıkardıkları dönemlerde kullandıkları şeylerden var ya,
- adını bilmiyorum - onlardan alınız ya da ona benzer şeylerden alınız çünkü maçlarda dişlerinize fena yükleneceksiniz.😬
10.bölümde falanım ama çıldırıyorum.
Spor ve de bu sporun basketbol olması dolayısıyla daha da çıldırıyorum:D Ve sanki daha da çıldıracakmışım gibi bir his var içimde:D Bir bölüm seyredip uyuyacaktım, hala seyrediyorum🙄 Yok arkadaş! Yanlış zamanda çattık. Neyse ilginiz varsa, seyredinnnnnnnnnnnnnnnnnnn.…devamı10.bölümde falanım ama çıldırıyorum.
Spor ve de bu sporun basketbol olması dolayısıyla daha da çıldırıyorum:D Ve sanki daha da çıldıracakmışım gibi bir his var içimde:D Bir bölüm seyredip uyuyacaktım, hala seyrediyorum🙄 Yok arkadaş! Yanlış zamanda çattık. Neyse ilginiz varsa, seyredinnnnnnnnnnnnnnnnnnn.
İyi seyirler:)
The Gleaners And I, yani "Toplayıcılar ve Ben". Bu güzel kadının gözünü görebildiğim ve belgeselini sonunda seyredebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Neticede izlemeden de göçüp gitmiş olabilirdik. Kendileri göçüp gitti, rahmet olsun...
Agnes Varda, seni kamyonları yakalama oyununla ve kadranları…devamıThe Gleaners And I, yani "Toplayıcılar ve Ben". Bu güzel kadının gözünü görebildiğim ve belgeselini sonunda seyredebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Neticede izlemeden de göçüp gitmiş olabilirdik. Kendileri göçüp gitti, rahmet olsun...
Agnes Varda, seni kamyonları yakalama oyununla ve kadranları olmayan bir saati sevişinle bile çok sevdim. Değindiğin konular cabası... Gelelim belgesele. Hayatın tatsız gerçeklerinden olan bir konuya değiniyor bu sevgili kadın ve bunu görerek, oldukça da hissetmeye çalışarak unutmamaya, aynı zamanda bize de göstermeye çalışıyor. Çok sevdiğim şair bir şey der: "Hayattaki anlam, şahit olmakta. Hatta neye, ne zaman şahit olduğunda ve bunun da ötesinde bu şahit olduklarını unutmamakta geziyor." Kelimeler birebir bu şekilde olmasa da temelde söylemek istediği şey tam da budur. Bunun da belgesel amaçlarından biri olduğunu düşünüyorum. Ayrıca sağlam bir düşünce diye de düşünüyorum. Hatta buna bir de icraat ekleyebildik mi, tadından yenmez diye de düşünmüyor değilim. Sadece bu gerçeklik için değil genel anlamda ortada sıkıntı olan bir konu, bir olay, bir gerçeklik mevcutsa buna farkındalık sağlayıp unutmamanın yanına kesinlikle icraat eklenmeli, eklemeliyiz. Bir şekilde - ne tür bir icraat olur bilemeyeceğim, çünkü bu farklılaşacaktır - "Tamam, şimdi daha iyi hissediyorum." dedirtecek bir icraat. Neyse bizim şimdiki gerçekliğimiz, rençperlik, toplayıcılık. Aslında kelimenin sözlük anlamı, çiftçi/ırgatmış ama buna toplayıcı da denilebiliyormuş. Yöre yöre değişen ve hala bazı bölgelerde oldukça çok kullanılan bir kelimeymiş. Çöplerden, pazar sonlarından, tarlalar sürüldükten sonra geriye kalanlardan yenilebilecek ya da kullanılabilecek şeyleri toplayan kişiler için kullanılan bir kelime. İnsanların bunu neden yaptıkları da değişik sebeplerle ele alınıyor belgeselde ve bazen bazı nedenlerin gerçekliği oldukça can sıkıcı oluyor. Bu kişilerin - Raf'taki açıklamada da okuduğum gibi - toplum dışına itilmiş olmalarını görmek daha da can sıkıcı oluyor, neden böyle olduğunu kafaya takmak gerekirken. Sonra ben onları dışa iten o kafaların nasıl işlediğini düşünmekten daha deli bir hal alıyorum, bu da ayrı sıkıcı oluyor... Yönetmenimiz de bir sürü insanın nasıl bu şekilde bir yaşam sürdüklerini, tıpkı roman okuyormuşuz edasında kameralarına aktarıyor. Yani ben seyrederken böyle hissettim. Fazla betimle, fazla ayrıntı gibi duran anlar bana romanların o uzun anlatımlarını çağrıştırdı. Ama tamamen kendine özgü olan bu yansıtma şekli, bence etkiliydi. Bakışı oldukça sevdim. Belgeseli de çünkü üzerinde oldukça düşünülebilecek anlar bırakıyor bence. Herkesin de seyredip, düşünmesini isterim. İnsanların o şartlarda dahi yeteri kadar tüketip hatta üstüne üretme ve hatta yararlı olmaya çalışma çabaları... Tüm süre boyunca insanların - bazen ben de dahil olmak üzere - ne kadar fazla tüketici konumda olduklarını görmüş oldum ve üstelik asla üretmeden hatta kimilerinde üretme çabası bile olmadan. Sonra Varda'nın belgeseli çekerken hislerini, düşüncelerini dile getirdiği zamanlar oluyordu ve bence bunlarda oldukça etkiliydi. Yani, benim de kendisiyle yeni tanıştığım bu kadın, bence çok farklı bir soluk. Kendilerini ne kadar severseniz bilemeyeceğim ama bakışına mutlaka bakmalısınız diye düşünüyorum. Ayrıca bahsedilen bazı nedenler üzerine düşünmek, belgesele bakmasak bile olmalı bir hareket! Son olarak, belgeselde geçen bir şahsın söylediği bir sözü bırakarak iyi geceler diliyorum.
"Aşırı tüketici bu toplum tarafından tümüyle mahvolacak herkes."