Ulan ne güzel pazar şöyle bi orman yapsam takılsam desem ağaç yok. Bu iç anadoluya yerlesme kararı veren atanın coğrafyasının anasının astarını silkeleyim
Ölüm severim ölümle alakalı yapımları daha çok severim. Siyah urpertici urpertici olmayadabilir biseyler ölrn insanlardan cikiyor ölen insan aslinda ölmüyor yeniden diriliyor. Hükümet bunların peşine düşüyor yakaladiga işkence ediyor deney yapiyor ana karekterde kaçiyor
"Gitgide çürüyorum, hissediyorum. Bir yanım kurtuluşu fısıldıyor, diğer yanım uçurumun kenarına bir adım daha at diyor. Aynada kendime bakıyorum, gözlerim ölü balığın gözleri ama kime ait bilmiyorum. Sokakta yürüyen insanlara bakıyorum. Sonra içim bulanıyor. Onlardan biri olmak istiyorum, sonra o…devamı"Gitgide çürüyorum, hissediyorum. Bir yanım kurtuluşu fısıldıyor, diğer yanım uçurumun kenarına bir adım daha at diyor. Aynada kendime bakıyorum, gözlerim ölü balığın gözleri ama kime ait bilmiyorum.
Sokakta yürüyen insanlara bakıyorum. Sonra içim bulanıyor. Onlardan biri olmak istiyorum, sonra o isteği kendi ellerimle boğuyorum. Çocuk sesleri beynimi kemiriyor, neşeleri içimi öfkeyle dolduruyor. Parkta oynamak istemiyorum. İstememeliyim.
Bir serçenin kanadını sardığımda içimde bir şey parlıyor, sonra aynı ellerle boynunu kırıyorum ve hiçbir şey hissetmiyorum. Ağlamıyorum. Ağlamam gerektiğini biliyorum. Gülmüyorum ama içimde bir kahkaha yankılanıyor.
Bir şey içimi kemiriyor ama ne olduğunu bilmiyorum. Çizginin neresindeyim? Çizgi var mıydı? Tanrı, eğer beni duyuyorsan, bu soruya cevap verme. Çünkü duymak galiba bilmiyorum varsanda yok olmayı diliyorum ."
"Gitgide vahşileşiyorum, dindiremedim öfkemin sebebini biliyorum. Parkta oynayan çocuğa neden imreniyorum, aynı zamanda tiksiniyorum. Bir his var, ben onu var olduğumdan beri bilemiyorum. Bir böceğin ölmesine bile saatlerce ağlarım eğer yaşamasını sağlarsam havalara uçarım Ama onları kendi ellerimle, gözlerinin içine…devamı"Gitgide vahşileşiyorum, dindiremedim öfkemin sebebini biliyorum. Parkta oynayan çocuğa neden imreniyorum, aynı zamanda tiksiniyorum. Bir his var, ben onu var olduğumdan beri bilemiyorum. Bir böceğin ölmesine bile saatlerce ağlarım eğer yaşamasını sağlarsam havalara uçarım Ama onları kendi ellerimle, gözlerinin içine bakarak boğarım, gülerim. Aynı anda kan kaybedip kan enjekte ediyorum. Gözlerim yanıyor, hüzünlü değilim. Suratım böyle şekil aldı, kendime bazen ben de inanamıyorum. Çizginin neresindeyim? Tanrı, eğer varsan, beni yok etmeni diliyorum."
Fen dersinde hoca soba örneğini verdi: İçine is ve kül dolunca önce evin içine tüter, sonra yanmaz. Var olduğundan beri içi yanan bir soba gibi işlevsiz kalana kadar kömür sokulan söndükçe yakılan soba gibi.