Geçen ısırisle oturuyoz roma askerinin kanı guzel oluyor diyor Nilde mangal yapiyoz ordan akhenaton ankara havasi oynuyor guzel ortamimiz var neyse nilin buz gibi suyundan bitane roma askeri cikardim kafasini kesip kanını akittik icti rahatladi
Falez sevdam ve Ölüm arzuma ithafen Ayaklarım uçurumun kıyısında. Aşağıda, sonsuz mavi… Deniz, aç bir yaratık gibi kıyıya çarpıyor, köpükleri kayalara sarılıyor, sonra tekrar çekiliyor. Gelgitler, nefes alıp veren dev bir canavar gibi. Bir an için kollarını açıp beni de…devamıFalez sevdam ve Ölüm arzuma ithafen
Ayaklarım uçurumun kıyısında. Aşağıda, sonsuz mavi… Deniz, aç bir yaratık gibi kıyıya çarpıyor, köpükleri kayalara sarılıyor, sonra tekrar çekiliyor. Gelgitler, nefes alıp veren dev bir canavar gibi. Bir an için kollarını açıp beni de içine çekebilecekmiş gibi hissediyorum.
Falezleri her zaman sevdim. Onların görkemli yalnızlığını, zamana karşı koyan sabrını… Belki de kendimi onlara benzettiğim için. Rüzgarla dans eden sert kayalar gibi, ben de yıllardır hayata tutunuyorum ama içim içten içe aşınıyor. Falezler gibi, ben de yıpranıyorum, ufalanıyorum, ama hâlâ buradayım.
Ama ya artık durmak istersem? Ya doğanın yavaş yavaş yaptığı işi hızlandırmak istersem? Suya bırakılan bir taş gibi, hiç iz bırakmadan kaybolmak mümkün mü?
Rüzgar saçlarımı savuruyor, deniz beni çağırıyor. Falezler fısıldıyor: ATLA
Parmaklarını suya daldırdı. Soğuk, kemiklerine kadar işledi. Ama bu üşüme bile onunla değildi artık. Ellerini açtı, sanki yıllardır taşıdığı ağırlıkları denize bırakır gibi. Gökyüzü iyice karardığında, o hâlâ oradaydı. Dalgalara doğru bir adım attı...