(@) - Raf

"Mutluluk, başkaları için yaşamaktır." "Kim mutluysa, o haklıdır." Moskova'dan ayrılarak bir Kazak köyünde yaşayan ve böylece hayatta yeni şeyler keşfeden Olenin'in hikayesi anlatılıyor. Olenin'in yaptığı, gençliğinde Tolstoy'un denediği şey olduğu için roman kendi hayatından da esinleniyor. Öyküde Olenin ile birlikte…devamı

herbokolog 1 year ago

Yeraltından Notlar

Dostoyevski

195 Gönderi

Dostoyevski'nin okuduğum her romanında mutlaka kendimden bir şeyler buluyorum. Yazarı bu kadar çok sevmemin sebeplerinden biri de bu. Kitaplarını okurken onunla aramda öyle derin bir bağ kuruyorum ki şu ana kadar okuduğum hiç bir yazarda bu bağı hissedemedim. Beni kendimi…devamıDostoyevski'nin okuduğum her romanında mutlaka kendimden bir şeyler buluyorum. Yazarı bu kadar çok sevmemin sebeplerinden biri de bu. Kitaplarını okurken onunla aramda öyle derin bir bağ kuruyorum ki şu ana kadar okuduğum hiç bir yazarda bu bağı hissedemedim. Beni kendimi anlatabileceğimden çok daha mükemmel bir şekilde anlatıyor. Bu yüzden de her bir sayfasını büyülenmiş bir şekilde okuyorum, her bir satırını zihnime kazımaya çalışıyorum. Dostoyevski'yi sevmemin bir diğer nedeni de yazdıklarının gerçekten ölümsüz olması. 150 yıl önceki duyguları, alışkanlıkları ve insanları öyle yazıyor ki günümüzün insanında da yazdıklarını bulabiliyorsunuz. Kitabı 3-4 yıl sonra tekrardan okumak istiyorum. Çünkü, biliyorsunuz, bazı kitaplar vardır hayatımızın farklı dönemlerinde okuyup farklı duygular hissedebilir, farklı anlamlar çıkarabiliriz. Yeraltından Notlar da yine böyle bir kitap ve bence her insanın hayatında en az iki defa okuması gerekiyor. Aslında kitabı nasıl yorumlayacağımı bilmiyorum çünkü bu esere layık bir yorum yapabileceğimden emin değilim. Bu yüzden sizi kitapta geçen ve satırların altını çizmekten nefret eden beni bile içimde, elime kalem alıp kitabı didik didik etme isteği uyandıran alıntılarla baş başa bırakıyorum. 🍁"Şimdi de kendi kendime şu lüzumsuz suali soruyorum: Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet, hangisi daha iyi?" 🍁"Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa, "İlle de yıkacağım!" diye yırtınmam elbette; ama önümde yıkmaya gücümün yetmediği bir taş duvar bulunmasına da razı olmam." 🍁"Bakın, yağmur yağarken saray yerine bir tavuk kümesi görsem, ıslanmamak için belki kümese girerim. Fakat kümes beni yağmurdan korudu diye, şükran borcumu ödemek için kümese saray gözüyle bakamam. Bana gülecek, hatta böyle bir durumda sarayla kümes arasında fark olmadığını söyleyeceksiniz. Evet, hayatta tek gayemiz ıslanmamak olsaydı, dediğiniz doğruydu diye cevap veririm ben de." 🍁“Genel bir insan” denilebilecek, nasıl olduğu belli olmayan bir şey olmaya çalışıyoruz.” 🍁“Ben gerçekten kötü bir insan değilim. Ne aksi bir adamım ne de uysal biriyim. Ne namuslu ne alçak ne de onurlu biriyim. Ne bir kahramanım ne de bir korkak. Ben, hiçbir şey olamadım.”

herbokolog 1 year ago

Veronalı İki Soylu Delikanlı

William Shakespeare

2 Gönderi

Sylvia'yı görmezsem, ışık ışık olabilir mi? Sylvia yanımda olmazsa, ne işe yarar neşe? ... Geceleri Sylvia'nın yanında olmadıkça, Müzik yoktur bülbül şakımasında, Gündüzleri Sylvia'yı seyretmedikçe Görülecek hiçbir gün yoktur bana. O benim varoluşumdur; ben, ben olamam, Onun saf etkisi altında…devamıSylvia'yı görmezsem, ışık ışık olabilir mi? Sylvia yanımda olmazsa, ne işe yarar neşe? ... Geceleri Sylvia'nın yanında olmadıkça, Müzik yoktur bülbül şakımasında, Gündüzleri Sylvia'yı seyretmedikçe Görülecek hiçbir gün yoktur bana. O benim varoluşumdur; ben, ben olamam, Onun saf etkisi altında beslenmedikçe, aydınlanmadıkça, Onun tarafından ağırlanmadıkça yaşayamam. Tüm Shakespeare eserlerini okumaya niyet etmiş olarak bu kitaba başladım. Shakespeare'in ilk oyunu olan Veronalı İki Soylu Delikanlı, Valentine ve Proteus adlarında iki yakın dostun aşk sebebiyle birbirlerinden ayrıldığı gülünç bir aşk hikayesidir. Acemice yazılmış olmasına rağmen kitabın erkek-erkek ve kadın-erkek ilişkilerini çok iyi yansıttığını düşünüyorum. Shakespeare'ın ilk kitaplarından biri olmasından dolayı onun o şiirselliğinden biraz uzaktı, hatta sonunun acemiliği yüzümde bir gülümseme oluşturdu. Her şeyin bir anda nihayete ermesini, bir anda bir iki cümleyle pişmanlıkların yaşanıp, düşmanların affedilip, küslerin barışıp, aşıkların bir araya gelmesini, her şeyin paldır küldür bağlanmasını pek sevemedim. 3,5/5 Sizler de yararlanabilesiniz diye kronolojik olarak Shakespeare okuma sırasını paylaşıyorum. •Veronalı İki Soylu Delikanlı •Hırçın Kız •Aşk ve Anlatı Şiirleri •II. Richard •Kral IV. Henry-1 •Kral IV. Henry-2 •Kral V. Henry •Kral VI. Henry-1 •Kral VI. Henry-2 •Kral VI. Henry-3 •III. Richard •Kral VIII. Henry •Titus Andronicus •Yanlışlıklar Komedyası •Aşkın Emeği Boşuna •Romeo ve Juliet •Bir Yaz Gecesi Rüyası •Kral John'un Ölümü •Venedik Taciri •Windsor'un Şen Kadınları •Kuru Gürültü •Julius Caesar •Size Nasıl Geliyorsa •Hamlet •On İkinci Gece •Troilus ve Cressida •Soneler •Kısasa Kısas •Othello •Kral Lear •Atinalı Timon •Macbeth •Antonius ve Kleopatra •Yeter ki Sonu İyi Bitsin •Pericles •Coriolanus'un Trajedisi •Kış Masalı •Cymbeline •Fırtına •İki Soylu Akraba •Cardenio

herbokolog 1 year ago

Yenilmezler

Joss Whedon

59 Gönderi

Marvel filmlerini izlerken hep daha önce neden izlemedim diye pişmanlık duyarım. Nedenini bilmiyorum ama biraz ön yargılıydım. Avengers'ı izleyince kendime daha çok kızdım. O kadar güzeldi ki normalde uzun süre film izleyemeyen ben zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile. Genel olarak…devamıMarvel filmlerini izlerken hep daha önce neden izlemedim diye pişmanlık duyarım. Nedenini bilmiyorum ama biraz ön yargılıydım. Avengers'ı izleyince kendime daha çok kızdım. O kadar güzeldi ki normalde uzun süre film izleyemeyen ben zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile. Genel olarak Marvel filmleriyle ilgili en sevdiğim şeylerden biri korku duygusu. Bir anda her şey olabilir ve işler tersine dönebilir. Bunun nedeni de harika senaryo ve oyunculuklar. Kahramanlar çok zor durumlarda kalıyor ve bu olaylardan nasıl kurtulacaklarını merak ettiğim için heyecanla izlemeye devam ediyorum. Sevdiğim başka bir şey de karakterlerin birbirleriyle çok iyi çalışması ve çok iyi ele alınması. Film, her bir kahramanın bireysel yeteneklerini, onların zorlanacağı çeşitli durumlara sokarak sergileme konusunda mükemmel. Aynı zamanda hiç bir kahramanı diğerlerinden çok daha güçlü göstermiyor. Hepsinin ayrı becerileri var ve tüm bu beceriler birleşince ortaya çok iyi bir ekip çıkıyor. Kaptan Amerika, süper asker serumuna rağmen, fiziksel olarak takımın daha güçlüleriyle rekabet edemiyor ancak mükemmel dövüş becerilerine sahip, kırılmayan bir kalkanı var ve asker içgüdüleriyle hareket edip tüm ekibe liderlik etmekte çok iyi. Iron Man tartışmasız en güçlü saldırı silahına sahip ama yalnızca elbisesini giydiğinde bu gücü kullanabiliyor. Bir yandan da cesur ve kendini başkaları için tehlikeye atmaya hazır. Nükleer bombayla uzaya açılan geçide girmesi, Loki'nin karşısına kıyafeti olmadan çıkması, herkesin yarı tanrı olarak gördüğü Thor'a bir saniye bile düşünmeden saldırması... Hulk en güçlü savunmaya sahip ve en dayanıklı olan karakter ama aynı zamanda çok öngörülemez. Elinden her türlü kaza çıkabilir. Filmin başında kendine hakim olamayıp ekibinde bulunan Natasha Romanoff'a saldırır. Thor, doğal olarak en güçlü karakter. Çekiciyle şimşeği kontrol etme yeteneğine sahip ve çekicini bir silah olarak kullanıyor. Ama aynı zamanda kibirli, karar vermede düşüncesiz ve kolay kandırılabilir biri. Sevdiklerine çok bağlı ve bu yüzden başı belaya giriyor. Loki ile Stark binasının çatısında dövüştükleri sahnede bile hala kardeşiyle düşmanlığı bırakmak ve birlik olup Chitaurilere karşı savaşmak istiyor. Hawkeye, Kaptan America veya Black Widow ile aynı seviyede olmamasına rağmen iyi bir dövüşçü. Herhangi bir fiziksel avantajı yok ama oklarını ve yayını ölümcül şekillerde kullanabiliyor ve çok fazla hasara neden oluyor. Her ne kadar Loki tarafından hipnotize edilmiş de olsa koca Helicarrier'e zekasıyla ve becerileriyle saldırır. Ayrıca çok meşhur olan "I got him," sahnesi de kesinlikle ikonik bir andı. Black Widow'un fiziksel geliştirmeleri yok ama dövüş becerileri, Kaptan Amerika ile karşılaştırıldığında bile takımın en iyisi. El silahları konusunda çok becerikli olması, işine duygularının karışmasına izin vermemesi onu mükemmel bir gizli ajan yapıyor. Filmde sevmediğim çok bir şey yok. Sadece Thor'un daha fazla ön planda yer almasını isterdim. Loki onun kardeşi olduğu halde Thor'a çok az yer verilmiş. En azından bence Loki'yi yakalayan kişi o olmalıydı. Büyük ihtimalle herkes izlemiştir ve benim böyle heyecanlı olduğum zamanları yıllar önce yaşamışsınızdır ama yine de izlemeyen varsa diye ben de yorumlamak istedim. Belki sonraki Marvel filmlerini daha çok beğeneceğim ama kesinlikle izlediklerim arasındaki favorim bu film oldu. 9/10

herbokolog 1 year ago

Agent Carter

Stephen McFeely

14 Gönderi

Steve Rogers'ı kaybettikten sonra Ajan Peggy Carter'ın neler yaptığını merak ediyorsanız bu diziyi izlemelisiniz. Carter, savaştan sonra da işine devam eder ve Howard Star için çalışmaya başlar. Tabi bu süreçte birçok maceraya atılır. Dizinin olayların yaşandığı dönemi çok iyi yansıttığını…devamı

herbokolog 1 year ago

Şeytanın Çırağı

Şiro Hamao

28 Gönderi

Daha önce hiç Japon Edebiyatı okumadığım için bu yabancı kültürü tanımadan önce biraz önyargılıydım. Ama bu kitapla başlamak kesinlikle doğru bir tercihti. Her ne kadar ağır konular işlense de kitabın dili çok sade ve akıcıydı. Böylelikle bir oturuşta bitirebiliyorsunuz. Özellikle…devamıDaha önce hiç Japon Edebiyatı okumadığım için bu yabancı kültürü tanımadan önce biraz önyargılıydım. Ama bu kitapla başlamak kesinlikle doğru bir tercihti. Her ne kadar ağır konular işlense de kitabın dili çok sade ve akıcıydı. Böylelikle bir oturuşta bitirebiliyorsunuz. Özellikle ilk defa Japon Edebiyatı okuyacaklara tavsiyem bu kitaptan başlamalarıdır. Kitapta iki adet hikaye var. Birinci hikaye yargılanmayı bekleyen bir mahkum olan Eizō Shimamura'nın eski bir dostu olan Savcı Hachirō Tsuchida'ya yazdığı bir mektuptan oluşuyor. Mektupta bu ikili arasındaki ilişkiyi ve geçmişi öğreniyoruz. Eizō küçüklüğünde Tsuchida'nın onu ilginç yönleriyle etkilediğini anlatıyor. Onun deyimiyle Tsuchida şeytan, o da şeytanın çırağıdır. İkilinin yolları bir yerde ayrılıyor ama Eizō eski dostunun ona verdiği karanlık özellikleri keşfetmeye başlıyor. Sosyal hayatında ve özellikle de kadınlarla olan ilişkilerinde bu durumu fark ediyor ve bir yandan huzursuz olsa da bir yandan bundan acayip zevk alıyor. ••••••••••••••••••••SPOILER•••••••••••••••••••• Eizō'dan kitabın en başından beri özellikle karısına olan davranışları yüzünden nefret ettim. Her ne kadar Tsuchida'nın onu etkilediği ve bu hale getirdiği anlatılsa da ben Eizō'nun da zaten içinde böyle bir kişilik olduğunu düşünüyorum. Kitapta şöyle bir bölüm var. "Tsuchida-san, bunu hiç utanmadan söylüyorum. Ben küçük bir şeytandım. Fakat kendimi geliştirip daha büyük bir şeytan olabilmek için bir veya iki kadını feda etmenin yanlış bir tarafı yok, değil mi?" Burada anlıyoruz ki Eizō içinde zaten bir şeytan taşıyor ve Tsuchida'nın yaptığı tek şey bu şeytanı uyandırmaktı. •••••••••••••••••SPOİLER BİTTİ••••••••••••••••• 'Onları Öldürdü Mü?' hikayesi ise bir çiftin cinayetini bizlere anlatıyor. Bir iş adamı olan Seizō ve karısı Michiko bir gece villalarındaki yatak odalarında öldürülür. O sırada yatak odasında bulunan bir kişi daha vardır ve bu kişi de Michiko'nun bir arkadaşı olan Ōdera'dır. Ōdera elinde bir bıçak tutmaktadır ve üstü başı kan içindedir. Böylelikle cinayetin baş şüphelisi olmuştur. Tüm kanıtlar katilin Ōdera olduğunu göstermektedir ve üstelik kendisi de cinayeti işlediğini itiraf eder. Ama yine de avukatı olaylara inanmaz ve olayda bir bityeniği olduğunu düşünür. Hikaye, 'Acaba o mu öldürdü, öldürmediyse sebebi neydi,' gibi sorularla kendini okutmayı başarıyor. ••••••••••••••••••••SPOILER•••••••••••••••••••• Ōdera'nın cinayeti işleme sebebi bana çok saçma geldi. Duygularının çok kuvvetli olduğunu ve bir aşk uğruna bu şekilde kendisini işlemediği bir suç yüzünden idama götürmesi romantik falan değil aptallıktı. Hikayede sevdiğim tek kısım sanırım Ōdera'nın babasının ölümünün intikamını almak için adaletle ve kanunlarla savaşmasıydı. •••••••••••••••••SPOİLER BİTTİ••••••••••••••••• Birinci hikayeyi ikinciden çok daha fazla sevdiğimi söylemeliyim. Hatta ilk hikayeyi okuyunca ikinciye olan beklentim de doğal olarak arttı. Ama maalesef beklentimi karşılayamadı. Yine de ilk defa Japon Edebiyatı okuyacaklar için bu kitabın mükemmel bir başlangıç olacağını düşünüyorum.

herbokolog 1 year ago

Makinist

Brad Anderson

96 Gönderi

Christian Bale'in rolü için 28 kilo verdiği, her sahnede izleyicinin tüylerini diken diken eden, sinirlerini bozan bir film. Christian Bale öyle iyi bir aktör ki sıkıldığım yerlerde bile gözümü bir saniye ayıramadım. Filme bir gri-mavi rengi hakim. Sürekli seyirciyi rahatsız…devamıChristian Bale'in rolü için 28 kilo verdiği, her sahnede izleyicinin tüylerini diken diken eden, sinirlerini bozan bir film. Christian Bale öyle iyi bir aktör ki sıkıldığım yerlerde bile gözümü bir saniye ayıramadım. Filme bir gri-mavi rengi hakim. Sürekli seyirciyi rahatsız eden bir his var. Trevor Reznik bir makine işçisidir. Geçmişte yaşadığı bir travma ve vicdan azabı sebebiyle bir yıldır uyuyamamaktadır. Hem vücudunun bunu kaldıramaması hem de iş yerindeki çalışma şartları Reznik'i halüsinasyonlar görmeye iter. Neyin gerçek neyin hayal olduğunu anlayamayan karakter bir kafa karışıklığı içinde hayatını devam ettirmeye çalışır. İşte biz de Reznik'in bu kafa karışıklığını ve paranoyasını izliyoruz. Film boyunca hiç bir şey anlamıyorsunuz, beyninizde sadece bölük pörçük parçalar var ama bir yandan da meraktan çatlıyorsunuz. Sonuna geldiğinizde ise film iyi bir noktaya değinip güzel bir şekilde bağlıyor. Her şeyi anlamıyorsunuz tabii. Çünkü filmin tarzı bu. Bazı bölümleri filmden sonra kendi zihninizde oturtmanız gerek. Film bazı kişilere göre sıkıcı olsa da ben bu tarz yapımlara bayıldığım için büyük bir merakla izledim. Başı sonu belli olmayan bir filmdi. Beğenmeyenler bu yüzden de sevmemiş olabilir. Ama ben oturup izlediğim şey hakkında düşünmeyi ve olaylardaki bağlantıları yakalamayı çok seviyorum. Bu yüzden şimdiden benim için başyapıt kategorisinde yer aldı. Film bir çok detaya sahipti. Trevor'ın "Biraz daha zayıf olsaydın var olmazdın" sözünün dejavu olduğunu düşünmesi aslında hayal dünyasında ona bu sözü kimin söylediğini karıştırmasından kaynaklanıyor. Saatin tam 01.30'a geldiğinde hareket etmemesi aslında geçmişte yaşadığı kazanın bu saatte gerçekleşmesini anlatıyor. Trevor'ın araba çakmağına bastığı sahnede arkasına yaslanması ve çakmağın normalden çok daha uzun sürede atması tam o anda halüsinasyon görmeye başladığını anlatıyor. Çünkü geçmişte yaşadığı kaza tam da araba çakmağı yüzünden gerçekleşiyor. Her ne kadar izleyen kişiler çok fazla beğenmese de ben filmin bir başyapıt olduğunu düşünüyorum. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

herbokolog 1 year ago

Baba

Francis Ford Coppola

163 Gönderi

Spoiler içeriyor Öncelikle filmin estetiğinden bahsetmek istiyorum. Görüntüler o kadar güzel ki sanki her sahnesi ayrı bir tablo. Bir yandan karanlık ve güzel atmosferi izlerken bir yandan da olay örgüsünü izliyoruz. Film Don Corleone'nin kızının düğünüyle başlıyor. Daha ilk sahnelerden aile arasındaki…devamıÖncelikle filmin estetiğinden bahsetmek istiyorum. Görüntüler o kadar güzel ki sanki her sahnesi ayrı bir tablo. Bir yandan karanlık ve güzel atmosferi izlerken bir yandan da olay örgüsünü izliyoruz. Film Don Corleone'nin kızının düğünüyle başlıyor. Daha ilk sahnelerden aile arasındaki bağları görebiliyoruz. Aile fotoğrafı çekilirken Michael'ın sevgilisini de fotoğrafa dahil etmesi çok güzel bir sahneydi. Ama düğün bölümünün biraz uzadığını ve filmin başlangıcına göre sıkıcı olduğunu düşünüyorum. Film, Corleone ailesi ve Solozzo adında başka bir aile liderinin uyuşuturucu işi yüzünden yaşadığı anlaşmazlığı anlatıyor. Don Corleone ''uyuştucu'' pis iş diyerek kibarca teklifi reddediyor ama buna pek de memnun olmayan Solozzo, bizzat Carleone'ye bir suikast düzenleyerek işlerin kızışmasına neden oluyor. Filmin can alıcı noktası da burası. Normalde ailedeki işlerle pek alakası olmayan Michael'ın karakteristik değişimini izliyoruz. Michael, önce babasının intikamını almak için Solozzo'yu öldürüyor sonra da aile işlerinin başına geçiyor. Sanki aile işlerini uzaktan izleyen o masum çocuk gitmiş yerine sakin ama soğuk bir katil gelmiş. Micheal, aslında kardeşi Sonny'nin tam tersi. Sonny öfkesini kontrol edemeyen, mantıksız hareket eden biriyken Micheal ise mantıklı ve bir o kadar sakin. ''Godfather'' ne kadar bir suç filmi olsa da aslında baba ve oğul ilişkisinden hareket eden bir film. Buna verilebilecek en güzel örnek Don Vito ile Micheal'ın baş başa kaldığı sahne. Bu sahnede Carleone hep hayatı boyunca ailesi için çalıştığını, çalışmaktan da utanmayacağını ama bugüne kadar ailenin başına geçmesi için Micheal'ı düşünmediğini söylüyor. Benim için oldukça iyi bir filmdi ama herkese hitap etmeyebilir bunu anlayabilirim. Bu filmde asıl odaklanmanız gereken nokta mafya hayatı değil, ailenizden başkasına güvenemeyeceğiniz ve onlardan başka hiç kimseniz olmadığıdır. Yoksa kim neden ailesini bir suç örgütüne çevirsin ki? Filmde de görüyoruz ki babaya oğulları dışında neredeyse herkes ihanet etmiş. Son olarak Godfather'ı sevmeyip ondan hayatı boyunca nefret eden kesme bir mesajım var: Godfather'ı bir mafya filmi olarak değil, baba ve oğul filmi olarak izleyin çünkü siz ancak o zaman bu filmi sevebilirsiniz. İsterseniz mafya temasından haz alın isterseniz de nefret edin.

herbokolog 1 year ago

💠Mayıs Ayı Özetim💠 ❄️Filmler❄️ ▫️Marvel One-Shot: Agent Carter ▫️Kaptan Marvel ▫️Esaretin Bedeli ▫️Titanik 🌊Kitaplar🌊 ▫️Kuyucaklı Yusuf ▫️Karamazov Kardeşler ▫️Vampir ▫️Dorian Gray'in Portresi ▫️Kardeşini Doğurmak ▫️Kumadam 💧Mayıs ayı yılın en kötü aylarından biri olabilirdi. Son 3 haftası tamamen ders çalışmayla geçti.…devamı

herbokolog 1 year ago

İlk Yenilmez: Kaptan Amerika

Joe Johnston

76 Gönderi

Bu filmle marvel dünyasına girmiş bulunuyorum. Öncelikle acaba çıkış sırasına mı yoksa kronolojik sıraya göre mi izlesem diye düşünüp kronolojik sırayı daha mantıklı gördüm. Dünya'da izlemeyen bir ben kaldığıma göre artık başlamalıyım, dedim. Öncelikle daha önce bu evrene dair hiç…devamı