Cinsel terapide uzmanlaşan ve kadın danışanlara yardımcı olacağını düşünürken tam tersine bir sürü erkek danışana yardımcı olan bir kadın terapistin danışanlarından öğrendiklerini anlattığı vaka örnekleri ve yazarın kişisel görüşlerini içeren, dili akıcı, sade bir kitap. İsmi nedeniyle kütüphaneden alırken bile…devamıCinsel terapide uzmanlaşan ve kadın danışanlara yardımcı olacağını düşünürken tam tersine bir sürü erkek danışana yardımcı olan bir kadın terapistin danışanlarından öğrendiklerini anlattığı vaka örnekleri ve yazarın kişisel görüşlerini içeren, dili akıcı, sade bir kitap. İsmi nedeniyle kütüphaneden alırken bile yargılandığımı hissettim ancak önyargısızca bence okunması katkı sağlayacak cinsellikle ilgili önyargıları kırabilir.
Yazarın kendi aşk hayatından bahsetmesi akıcılık katsa da saçmaydı ve bazı yerlerde bakış açısını fazla romantik buldum. Terapistin danışana ilgi duymasını eleştirenler olmuş ancak asıl ilgi duyduğunda değil (danışman olabildiğince objektif olmaya çalıştığı sürece) bunu fark edip yönlendirme yapmasaydı problem olurdu. Danışmada buna aktarım denir. Yani danışanın ya da danışmanın karşısındakine günlük hayatta karşılaşmış olsalardı tepki vereceği şekilde tepki vermesidir. İnsanın derinliklerine inilen bir ortamda insan makine olmadığı için nadir de olsa böyle durumlara düşülebiliyor.
Kitapta ilgimi çeken noktalar oldu:
Kadınlar depresyon, güzellik vb. çatışmalarda yardım ararken cinsel arzular söz konusu olduğunda bunun normal olduğunu varsayarlar. Erkeklerde ise tam tersi cinsellik söz konusu olduğunda yardım almaya daha eğilimliler.
Zamparalık olarak gördüğümüz şey aslında kendini sevmediği için kendi ile kalamamak ve kendisini tavladığı kız sayısı ile tanımlamaktan kaynaklanabilir. Bir erkek aslında bir çok yönden hayatı iyi olmasına rağmen iyi bir sevgilisi olmasına rağmen mükemmelliyetçilik nedeniyle kendisinin kız tavlayabilme konusunda da iyi olduğunu görmek için numara topluyor da olabilir.
Erkekler eşlerinin kilo alması aslında görüntüyü bozduğundan değil. Eşinin artık kendisine dikkat etmeye değmeyecek kadar değer vermediğini düşündüklerinde. Erkek kendisinin çekici bulunmadığını, arzulanmadığını düşünür.
Erkeklerdeki performans kaygısı ve kırılganlık kendisine verdiği değerin azlığını gösterir. Çünkü partnerinin isteğine o kadar odaklıdır ki zevk almaktan ziyade zevk vermeye çalışır. Bu da sertleşme gibi sorunlara yol açar. Cinsel enerji insanın kendindedir. Bunu bulmaya çalışmalı ve bundan faydalanmalıdır. Kişi kendi neyden zevk alıyor bunu sorabilmelidir. Çünkü eşinin ne istediğine aşırı odaklanıp kendinden vazgeçmek enerjinin kaynağı olan kişinin kendisinde isteksizliğe neden oluyor. Bu da cinsel problemleri beraberinde getiriyor.
Erkeklere cinsellik ve sevginin ayrı tutulması öğretiliyor. Ancak sevgi ve cinsellik bir aradadır. Geçmişteki deneyimlerinden ötürü reddedilme ve aşağılanma korkusu duygularıyla hareket edip kadınların hepsini "o****" olarak görüyorlar. Bu duyguları telafi etmek için de kadınları cinsel açıdan küçük görerek ve yöneterek telafi ediyorlar. Aslında erkekler seks konusunda seçici olmadıklarında veya sadece seks olarak baktıklarında genelde kadınlara "sürtük" sözcüğünü yakıştırıyorlar. O an seksin kadın için de anlamsız olması onlara kendilerini değersiz hissettiriyor. Çünkü anlam bulmak istiyorlar. Arada insani bir bağ arıyorlar.
"Sevgililer birlikteliklerinde öyle bir tuzağa düşüyorlar, kendilerini o birlikteliğe öyle bir kaptırıyorlar ki, birbirlerini bir seks objesi yerine aile objesi olarak görüyorlar. Bu da birbirlerini cinsel açıdan çekici bulmalarını engelliyor."
(Freud-ensest tabusu kavramı)
Hepsinin dışında bir tanesi vardı. Aşkın anlamsız olduğunu çünkü her şeyin biyolojik olduğunu söylemişti. Ancak bence o danışan şunu unutuyor hormonlar da biyolojiktir ve hayatta kalmak için gerçek dışı şeylere değil bu hormonlara ihtiyaç duyarız. Çoğu zaman ise bunun farkında olmadan hayat akıp gider. Bu hormonları beslemek için de aşk dediğimiz "sevgi+erotizm" e ihtiyaç duyarız.
Psk. Danışman için: Danışanın danışmanı cinsel obje olarak görmesi de bir "aktarım"dır. Danışman üzerinde iktidar kurmak için danışan danışmanı cinselleştirebilir onu sözlerle rahatsız edebilir ve bu terapiye taşınacak bir davranış olarak görülebilir.