Biraz unutup tekrar izlemek istiyordum. İzlediğimiz, okuduğumuz şeylerin lezzetini tekrar hatırlamak istemek ne tuhaf. "Tamam, bu bana temas ediyor ve onu sağlıklı bir yoldan özleyip yeniden karşılaşmak istiyorum." demek gibi.
Her şeyden önce 3 saatlik bir biyografi filmi. Dolayısıyla izlemeden önce Oppenheimer'ın hayatı ve ilişkili olduğu insanlar hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor, en azından Evrim Ağacı'nın Oppenheimer videosunu izlerseniz sahneleri yakalamanız daha kolay olacaktır. İnanılmaz yoğun bir diyalog akışı var.…devamıHer şeyden önce 3 saatlik bir biyografi filmi. Dolayısıyla izlemeden önce Oppenheimer'ın hayatı ve ilişkili olduğu insanlar hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor, en azından Evrim Ağacı'nın Oppenheimer videosunu izlerseniz sahneleri yakalamanız daha kolay olacaktır. İnanılmaz yoğun bir diyalog akışı var. Kaçırmak, bazı yerleri anlayamamak çok normal ki Nolan bunu çoğu filminde kasıtlı olarak da yapıyor. Yine yönetmenin Imax imzası hakkında pek olumlu düşünmüyorum ama bununla ilgili yorumumu uzatmayacağım. :)
Filmde Oppenheimer bakış açısını renkli, onun bağlamı dışında gelişen olayları siyah beyaz izliyoruz ki bence bu imaxten daha güzel bir imza :) Reklam çalışmaları geldikçe söylenenin altında kalacağını seziyordum ki benim için öyle de oldu. Kuşkusuz verilen emek çok büyük, Oppenheimer'ın hayatı ilgi çekici. Benim izleme kriterim için bu ikisi yeterliydi. Izleyeceklere keyifli seyirler.
Yaşanmış bir hikayeye dayanması ne kadar üzücü. Bir yandan öfke bir yandan üzüntü yüreğinizde koca bir ağırlıkla izliyorsunuz. Din siyaseti, Türkiye'nin geleceğine yönelik korkular, bir türlü geçemediğimiz o eşikler... Huzursuz edici bir film. Bu yüzden iyi bir film.
"Fazla değişiklik yapılırsa, sonuç her zaman aynı olur." ❀ Bayan Oliver hamurdandı. "Siz de kadınları daima kocalarının öldürdüğüne inanırsınız." Poirot başını salladı. "Bu iş genellikle onların başının altından çıkar da ondan."
Gazali diyor ki: "Harp bitti. Maktuller harp meydanında yatıyor. Bütün çığlıkları, ızdırap ve kin çığlıkları sustu. Her beşeri kasırgayı takip eden sükût, bütün bu şeylerin ne kadar boş olduğunu ne iyi gösterir!"
-Bir yere sıkışıp kalsaydınız ve her gün aynı gün olsaydı ne yapardınız? + Bu hayatımı iyi özetliyor. Pandeminin daha çok hissettirdiği aynı günlerin içinde hapsolma yorgunluğuyla örtüşen bir film Groundhog Day. Nietzsche'nin bengi dönüş ve üst insan kavramlarına temellendirilmiş aynı…devamı-Bir yere sıkışıp kalsaydınız ve her gün aynı gün olsaydı ne yapardınız?
+ Bu hayatımı iyi özetliyor.
Pandeminin daha çok hissettirdiği aynı günlerin içinde hapsolma yorgunluğuyla örtüşen bir film Groundhog Day. Nietzsche'nin bengi dönüş ve üst insan kavramlarına temellendirilmiş aynı zamanda.
Söz konusu kavramlardaki meselelerden biri belli noktaları atlanmanın devamlı aynı noktaya dönüş ve aynı duvarları sürekli aşmak durumunu getirmesidir. Bu da tanrı engelini ortadan kaldırmakla entegredir. Böyle düşününce Phil'in "i am a god." repliği daha anlamlı gelir. Karakter döngüye uyum göstermek için kendiyle çatışmak zorundadır.
İyi seyirler!
8 ila 18 dk arasında değişen 7 bölümlük mini bir dizi. Beş az rastlanır tanılı hastanın grup terapi süreci bir cinayetin çözümlenmesi üzerinden ele alınmış. Grup süreçlerinde ve tanıların aktarımında eksikliklerin gözüme battığı oldu ama yerli yapım olarak oldukça iyi…devamı8 ila 18 dk arasında değişen 7 bölümlük mini bir dizi. Beş az rastlanır tanılı hastanın grup terapi süreci bir cinayetin çözümlenmesi üzerinden ele alınmış. Grup süreçlerinde ve tanıların aktarımında eksikliklerin gözüme battığı oldu ama yerli yapım olarak oldukça iyi bir noktada diyebilirim.
"Acaba birisini sevdiğini için mi yoksa hiç kimseyi sevemediği için mi bu kadar yanık, bu kadar derinden çalıyordu?.." -Değirmen "Yarın öldüğümüz zaman biri bize sorsa, 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..." -Kırlangıçlar "Ve…devamı"Acaba birisini sevdiğini için mi yoksa hiç kimseyi sevemediği için mi bu kadar yanık, bu kadar derinden çalıyordu?.."
-Değirmen
"Yarın öldüğümüz zaman biri bize sorsa, 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."
-Kırlangıçlar
"Ve hayat, yüzyıllardan beri devam ettiği gibi katı topraktan bir lokma bir şey sökmek için sessiz bir dövüş halinde ilerlemeye başladı. Ve dostluklar, hovardalıklar, kabadayılıklar, yalnız ekmek düşünenlerde yavaş yavaş yok olmaya başlayan bu hisler ve hareketler, bir hatıra bile olamayacak kadar kafalarda sislendi."
-Kanal
Jung öğretisinde ruhsal yapının işleyişine bakıldığında entropi dediğimiz bir ilkeye rastlarız, bu basitçe şu anlama gelir: yaşamın içinde olan zıtlıklar (iyi-kötü, doğru-yanlış gibi) kişiliğin içinde de vardır ve kişilik çeşitli bölümleri arasında zamanla bir denge sağlama çabasına girer. Hatta Jung…devamıJung öğretisinde ruhsal yapının işleyişine bakıldığında entropi dediğimiz bir ilkeye rastlarız, bu basitçe şu anlama gelir: yaşamın içinde olan zıtlıklar (iyi-kötü, doğru-yanlış gibi) kişiliğin içinde de vardır ve kişilik çeşitli bölümleri arasında zamanla bir denge sağlama çabasına girer. Hatta Jung yaşamın amacının da karşıtlıklar arasında denge kurmak olduğunu söyler. Eğer bu denge çocuklukta travmatik durumlarla engellenmeye maruz kalırsa sevginin nefrete dönüşmesi gibi yıkıcı durumlar gerçekleşebilir. Yine travma birincil bakım verenden ki bu çoğunlukla annedir, kaynaklıysa annenin güvensiz oluşu dış dünyanın da güvensiz olduğu anlamına gelir ve özellikle küçük yaşlardaysa beyin kendini koruyucu önemlere başvurur. Bu bazen andan uzaklaşmak olabilir, bazen sadece bastırmak olabilir ve bazen çok nadir de olsa çeşitli alterler üretmek şeklinde gerçekleşebilir.
Ancak ruhsal olarak yıkıcı kabul edilen her durumun baş etme şekli kişiye göre farklılık gösterir. Aynı travma farklı kişide farklı sonuçlar doğurabilir.
Ruh sağlığıyla ilgili kurgularda insanlara bu hastalıktan muzdarip kişilerin yanlış anlatılması ve toplumdan dışlanacak "yapılar" gibi gösterilmesi şahsi endişem olduğundan bunların gerçekliği sınırlı ve bazen de hiç yansıtmadığını tekrar ve tekrar hatırlatmak isterim.
İlgilenenler için eski kayıtlardan bir hasta görüşmesini buraya bırakıyorum: https://youtu.be/Lyr9DLs28FE