Khaled Hosseini'nin daha önce Uçurtma Avcısı kitabını okumuştum. Bazı kitapları okuduktan sonra klasik söylenen 'etkisinden bir süre çıkamadım' tarzı romanların babasıdır. Eğer iki kitaba da daha başlamadıysanız önce Uçurtma Avcısı sonra bu kitabı okursanız daha iyi olur, çünkü bir yerde…devamıKhaled Hosseini'nin daha önce Uçurtma Avcısı kitabını okumuştum. Bazı kitapları okuduktan sonra klasik söylenen 'etkisinden bir süre çıkamadım' tarzı romanların babasıdır. Eğer iki kitaba da daha başlamadıysanız önce Uçurtma Avcısı sonra bu kitabı okursanız daha iyi olur, çünkü bir yerde kesişen bir hikayeye tanık oluyorsunuz.
Kitabın genel olarak konusu, iki kadının hayatları ve o acı dolu hayatın kesişimini ele alıyor. Tıpkı ilk kitabı gibi bu da su gibi okunan, hızla diğer sayfaya geçme isteği uyandıran, dram yüklü bir kitap. Ama gerçekten kötü bir dönemden geçiyorsanız tavsiye etmem. Psikolojinizi etkileyebilir.
1997-2000 yılları aslında bize hiç de uzak değil, yine bizden çok uzak olmayan bir coğrafya da, kültürde o yıllardaki yıkım müthiş şekilde ele alınmış. Kitabı okurken sanki film izliyormuşsunuz gibi geliyor. Savaşın her türlü yıkımını konu alan kitap Meryem'in zorla kendinden yaşça büyük biriyle evlendirilmesiyle başlıyor. Leyla'nın saf, temiz aşkı ve üzücü şekilde kesişen bir yaşam.
Kadınların doğu coğrfayasındaki yerini görmek, oldukça yaralayıcı. Aynı zamanda Afganistan'ın içler acısı halini anlatıyor, yıllardır bitmek bilmeyen savaş ve dünya devlerinin büyüklük şovuna girdiği bir meydan. Genç yaşta evlendirilen, tecavüz edilen, ölen insanlar..
Tıpkı Uçurtma Avcısı'nda olduğu gibi bu kitabın sonunda da ne tepki vereceğinizi bilemiyorsunuz. Bir yandan ağlarken diğer yandan bomboş duvara bakmaktan başka bir şey gelmiyor elinizden. Kadını, savaşı, kasveti, aşkı anlatan, hissettiren bir roman.
Mutlaka okuyun.
Karantina zamanı izlediğim bir diziydi. Virüs hayatımıza yeni girmişken bu tarz dizileri izleme isteğim gelmişti. Yağmurla yayılan ve neredeyse tüm İskandinav nüfusunu kırıp geçiren bir virüsü konu alıyor. Aynı zamanda Rasmus ve Simone adında iki kardeşin hikayesi işleniyor. Dizi zaten…devamıKarantina zamanı izlediğim bir diziydi. Virüs hayatımıza yeni girmişken bu tarz dizileri izleme isteğim gelmişti.
Yağmurla yayılan ve neredeyse tüm İskandinav nüfusunu kırıp geçiren bir virüsü konu alıyor. Aynı zamanda Rasmus ve Simone adında iki kardeşin hikayesi işleniyor. Dizi zaten çok iddialı değil yani izlediğiniz en iyi dizi falan olmaz ama gerek konunun işlenişi gerek arada geçen komik diyaloglarla izleme isteği uyandırıyor.
Bir grup insanın hayatta kalma hikayesi ve hayatta kalmak için ihtiyaçları olan sudan kaçışları. Ben dizide en çok o ironiyi sevmiştim sanırım.
Güzel, merak ettiren ve aynı zamanda içinde bulunduğumuz durumdaki virüse her ne kadar benzemese de bazı yaşadığımız psikolojik durumlar açısından bağlantı kurulabilecek bir dizi. Özellikle boş zamanınız çoksa, dizi arıyorsanız tavsiye edilir.
Okurken her cümlesinden etkilendiğim, gerçek bir hayat hikayesi olmasıyla yaramı daha da derinleştiren mükemmel ötesi kitap. Serinin geri kalan diğer kitaplarının da okunmasını şiddetle tavsiye ederim. Genel olarak konusundan bahsetmek gerekirse babasını kaybeden karakterimizin annesi tarafından büyükannesi ve dedesinin yanına…devamıOkurken her cümlesinden etkilendiğim, gerçek bir hayat hikayesi olmasıyla yaramı daha da derinleştiren mükemmel ötesi kitap. Serinin geri kalan diğer kitaplarının da okunmasını şiddetle tavsiye ederim.
Genel olarak konusundan bahsetmek gerekirse babasını kaybeden karakterimizin annesi tarafından büyükannesi ve dedesinin yanına bırakılması ve orda ninesinden dini hikayeler dinlerken dedesinden ve diğer aile üyelerinden şiddete maruz kalması anlatılıyor. Otobiyografik bir roman.
Okurekn aynı zamanda dönemin Rusya'sını da kitapta görmek mümkün. Bir yandan dönemin kasvetli havası bir yandan ailenin yaşadığı kötülükler silsilesi Maksim Gorki'nin kalemiyle buluşunca bambaşka bir şey ortaya çıkmış. Üç kitabın üçünde de nerdeyse her cümlenin altını çizmek istediğim bir kitaptı. Bir alıntıyla da bitirelim öyleyse.
"Yangını gözyaşlarıyla söndüremezsin ama su taşkınlarına karışan gözyaşları taşkını daha da güçlendirebilir."
Az önce Türkiye versiyonunun geleceğini öğrenip üzüldüğüm dizi. Gerçi Erdal Beşikçioğlu eminim iyi şekilde üstesinden gelir ama yine de TR versiyonuna hazır değilim. Dizi kaliteli ve genel olarak sonucunu bir an önce öğrenmek isteyeceğiniz türdendi. Her ne kadar Adam rolündeki…devamıAz önce Türkiye versiyonunun geleceğini öğrenip üzüldüğüm dizi. Gerçi Erdal Beşikçioğlu eminim iyi şekilde üstesinden gelir ama yine de TR versiyonuna hazır değilim. Dizi kaliteli ve genel olarak sonucunu bir an önce öğrenmek isteyeceğiniz türdendi. Her ne kadar Adam rolündeki çocuğa aşırı sinir olsam da hakimimiz için izledik tabii. Sadece diziyi daha kısa da tutabilirlermiş aslında yanlış hatırlamıyorsam 8 bölümdü ama aradaki bazı bölümler biraz sıkıcıydı yani 6 bölümde de bitirebilirlermiş. Bir babanın oğlu için ne kadar ileri gidebileceğini anlatan, mini dizi.
Gerçek bir hayat hikayesi olması diziyi çarpıcı yapan unsurlardan. Oyunculuklar çok iyi, ilk iki bölümdeki çocuk oyuncular özellikle mükemmel oynamış. İnsanlığın asırlardır kanayan yarası olan ırkçlığa parmak basan dizilerden. Mahkeme sahnesi, çıktıktan sonra çalınmış hayatlarının farkına vardıkları sahneler mükemmel. Diziyi…devamıGerçek bir hayat hikayesi olması diziyi çarpıcı yapan unsurlardan. Oyunculuklar çok iyi, ilk iki bölümdeki çocuk oyuncular özellikle mükemmel oynamış. İnsanlığın asırlardır kanayan yarası olan ırkçlığa parmak basan dizilerden. Mahkeme sahnesi, çıktıktan sonra çalınmış hayatlarının farkına vardıkları sahneler mükemmel. Diziyi izlerken bu insanlara yapanları sindiremiyorsunuz. Üzücü bir o kadar da çarpıcı bir dizi.
Spoiler içeriyor
Bir kitabın insanı bu kadar ağlatması halis mi? Uzun bir süre etkisinden çıkmayacağınız bir kitap. O kadar akıcı yazılmış ki hemen diğer sayfaya geçmek, sonunu öğrenmek istiyorsunuz. Kitap boyu boğazınızda koca bir yumruk sıkışıp kalıyor. Hasan'a ne kadar üzüldüysem Emir'e…devamıBir kitabın insanı bu kadar ağlatması halis mi? Uzun bir süre etkisinden çıkmayacağınız bir kitap. O kadar akıcı yazılmış ki hemen diğer sayfaya geçmek, sonunu öğrenmek istiyorsunuz. Kitap boyu boğazınızda koca bir yumruk sıkışıp kalıyor. Hasan'a ne kadar üzüldüysem Emir'e de o kadar kızdım. İki yakın arkadaşın, kardeşin hikayesi. Mükemmel bir dille anlatılmış. Emirle Hasan bombaların hedefi olurken, savaşın kan donduran acımasızlığı da içinize oturuyor. Özellikle Emir'in yıllar sonra Afganistan'a geldiğinde bambaşka bir ülkeyle karşılaşması, yıllar önce Hasanla beraber yaptıkları bir çok şeyin ülkenin kaderiyle beraber yok olması içler acısı. Bir süre kitabın etkisinde kalıp, kitap okuyamamıştım. Etkileyici, akıcı bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim.
Diziyi izlerken bambaşka bir kültürle tanışıyorsunuz. Amerika gibi bir ülkede bu kadar içine kapanık yaşayan, telefonu görünce şaşıran bir kültürden bahsediyoruz. Bölüm sayısının kısa olması çok tadında olmuş. Her bölümde her sahnede daha da şaşırıyorsunuz. Göl sahnesinde çocuk kıza gölün…devamıDiziyi izlerken bambaşka bir kültürle tanışıyorsunuz. Amerika gibi bir ülkede bu kadar içine kapanık yaşayan, telefonu görünce şaşıran bir kültürden bahsediyoruz. Bölüm sayısının kısa olması çok tadında olmuş. Her bölümde her sahnede daha da şaşırıyorsunuz.
Göl sahnesinde çocuk kıza gölün ve çevresinin tarihini anlatırken yahudiler burda ölmüş, yahudilerinin katliam kararı bu evde çıkmış dedikten sonra kızın şaşkın şaşkın çocuğun yüzüne bakıp sizde burda yüzüyor musunuz dediği sahne etkileyiciydi. Bir yandan dizi izlerken bir yandan hiç bilmediğim bir kültürle tanışmış oldum.
Spoiler içeriyor
Durum hikayesi tadında. İki kişi çevresinde ilerlerse de filmin inanılmaz bir başarısı var. Özellikle çekimler, sanki onlarla beraber yürüyormuşsunuz hissi veriyor. Tıpkı Piyanist filmindeki gibi çok konuşma yok ama savaşın verdiği o yıkım gerek görüntü gerek oyunculukla iyi yansıtılmış. Bir…devamıDurum hikayesi tadında. İki kişi çevresinde ilerlerse de filmin inanılmaz bir başarısı var. Özellikle çekimler, sanki onlarla beraber yürüyormuşsunuz hissi veriyor. Tıpkı Piyanist filmindeki gibi çok konuşma yok ama savaşın verdiği o yıkım gerek görüntü gerek oyunculukla iyi yansıtılmış.
Bir sahnede nehirde zar zor kıyıya varıp, cesetlere tutuna tutuna bir yandan ağlayıp bir yandan karaya çıkmaya çalışması, karaya varınca secdeye kapanıp ağlaması çok etkileyiciydi. Yine askerlerin arasında bir yandan bombalar patlarken koştuğu sahne de yine aynı şekilde. Sürekli bir olay etrafında dönmese de başarılı bulduğum bir filmdi.
Spoiler içeriyor
Bu kadar ödüle layık görülmesine fazlasıyla şaşırdığım film. Evet, genel olarak o aileyle benzer çatışmaları herkes yaşamıştır ama şöyle etkileyici böyle etkileyici bir film değil bence. Hatta durağan ilerliyor bir hayli. Gençlik dizisi tadında. Ama sonda kızın ailesi ona ismiyle…devamıBu kadar ödüle layık görülmesine fazlasıyla şaşırdığım film. Evet, genel olarak o aileyle benzer çatışmaları herkes yaşamıştır ama şöyle etkileyici böyle etkileyici bir film değil bence. Hatta durağan ilerliyor bir hayli. Gençlik dizisi tadında.
Ama sonda kızın ailesi ona ismiyle seslendiğinde yabancılamaması sahnesi, hoştu. Onun dışında çok etkileyici olduğunu söyleyemem.