Bir hikayenin 2 başrolü olur. Sevgi, nefret, dosluk, intikam, fedakarlık gibi birçok konusu olabilir. Konusunu ne yazıkki başroller seçemez bu konular kader ipliğindeki düğümlerdir en fazla ipliğin rengini ve düğümden sonraki örgünün uzunluğunu seçebilir, başroller hikaye kaç sayfa olacak, kaç…devamıBir hikayenin 2 başrolü olur. Sevgi, nefret, dosluk, intikam, fedakarlık gibi birçok konusu olabilir. Konusunu ne yazıkki başroller seçemez bu konular kader ipliğindeki düğümlerdir en fazla ipliğin rengini ve düğümden sonraki örgünün uzunluğunu seçebilir, başroller hikaye kaç sayfa olacak, kaç sayfası mutlu bitecek, kaç sayfasında umut var kaçında yeis bunun gibi durumları seçebilir. Hikayeler genelde bir veda ya da bir aydınlanmayla biter. Bu veda bir ayrılık olabilir başka bir konuyla aynı başrollerle yeni bir hikaye başlatabilir ya da kitabın son sayfasına yazılmıştır bu veda mesela ölüm gibi kimse ölmese de hikayeyi bitirebilir. Bu aydınlanma, sıradan sanılan hikayenin gerçek manasını anlamak olabilir tıpkı lisedeki sıra arkadaşınızın ruhunu anlamak gibi, sıradan bir oda arkadaşınızın kalbini görmek ve geleceğe kadim bir dost olarak taşımak gibi yeni bir konuyla yeni bir hikaye başlatabilir, bu aydınlanma çok özel sandığınız o hikayi yeterince iyi okumadığınızı anlamak olabilir tıpkı ailenizden çok sevdiğiniz arkadaşlarınızın gözünde kendinizi sıradan biri olarak görmek gibi özel sandığınız hikayenizi bitirebilir.Öyle ya da böyle genelde hikayeler biter, her şey güzel gitse bile en sonunda ölümle biter. Umarım güzel hikayelerinizi siz ölseniz bile yaşatacak kişiler yaşıyorsunuzdur. Kötü hikayeleriniz de umarım ölümle bitmez umarım aydınlanıp zamanı gelince kurtulursunuz o lanetlerden. Hikayeler genelde biter dedim çünkü vedalar ve aydınlanmalar birer noktadır umarım hiçbir hikayenizin son sayfasında üç nokta olmaz. Kitabın değil de hikayenizin son sayfasında dedim çünkü o hikayenin yazıldığı kitabın daha boş sayfaları vardır yani aslında bitememişlerdir... Çok konuştum yine, bir yerde durmak lazım dinlediğiniz için teşekkürler.
Ölümle burun buruna bir kız tanımıştım. Şikayetçiydi halinden -herzaman-. Yine de yaşamayı bilir bir hali vardı bu yüzden acımadım ona hiçbir zaman aksine bana oldukça mükemmel gelmişti. Burnu da güzeldi aslında, ölümün daha güzel olduğunu iddia edip durdu bütün gün.…devamıÖlümle burun buruna bir kız tanımıştım. Şikayetçiydi halinden -herzaman-. Yine de yaşamayı bilir bir hali vardı bu yüzden acımadım ona hiçbir zaman aksine bana oldukça mükemmel gelmişti. Burnu da güzeldi aslında, ölümün daha güzel olduğunu iddia edip durdu bütün gün. İkna olmadım değil ama olamazdım. Ben de olmadım. Taksimde o akşam onu uğurlamadan önce hayalini kurduğu fakat gidemediği lisenin önünde bir adam intihar etmek için çatıdaydı ve ona acıyan gözlerle baktığını gördüm. Şaşırmıştım çünkü onu anladığını söylüyordu üstelik kendisine birileri acıyacak olursa bütün nezaketini kaybetmeye hazırken onu anladığını söylüyordu. Her neyse güzel kısa ve eksik bir hikayeydi metroya binip gitti.
Anlıyor musunuz, anlıyor musunuz sayın bayım, bir insanın artık gidebileceği hiçbir yerinin kalmaması ne demektir, anlıyor musunuz? Çünkü her insanın gidebileceği hiç değilse bir yerin olması gerekmez mi?
Bir gece yağmuruna tutuldum sabahına her şey sırılsıklam Anlamsız bir tebessüm kapladı yüzümü alacaydı hava da Bir şimşek bir gürültü bir kıyamet korkmalıydım aslında Şikayet etmedim ve gözlerim kançanağı