Kimseyi görmek ya da konuşmak veya düşünmek hatta kıpırdamak istemiyorsun... Burada oturup, sadece beklemek bekleyecek bir şeyin kalmayana kadar beklemek istiyorsun. Devam etmeye hevesin yok. Var olmamanın sanatını öğreniyorsun. #unhommequidort
Ingmar Bergman'ın fotoğraflardan oluşturduğu kısa bir belgesel. Annesi Karin başta olmak üzere ailesinin fotoğraflarını kullanmıştır. Fotoğraflar siyah beyazdır. 1984 yapım. Bu çok kişisel belgeseli izlemenizin size hiçbir katkısı olacağını düşünmüyorum. Fikriniz olsun diye izlemişken bahsettim.
Benim anladığım bir yandan filmi anlatırken bir yandan da anlamamamız için ugraşan bir adam Cristopher Nolan :)) öncelikle kardeşi Jonathan Nolan'ın Memento Mori adlı hikayesinden yola çıkarak yazmış filmi. Hafızasını kaybeden bir adam yaşamını bu şekilde devam ettirebilmek için çeşitli…devamıBenim anladığım bir yandan filmi anlatırken bir yandan da anlamamamız için ugraşan bir adam Cristopher Nolan :)) öncelikle kardeşi Jonathan Nolan'ın Memento Mori adlı hikayesinden yola çıkarak yazmış filmi. Hafızasını kaybeden bir adam yaşamını bu şekilde devam ettirebilmek için çeşitli notlar, defter tutar ve vücuduna kendisinin okuyabileceği şekilde dövmeler yaptırır. Gerçekle hayalin çok karmakarışık olduğu, neyin doğru olduğunu, ne olduğunu çok saptayamadığımız, gerçekle olmayanı ayıklamaya çalıştığımız, zaman akışının ise karışık bir şekilde verildiği film, senaryoda olay örgüsünün belki de başkahramanı biziz, film içindeki sorgulamamız ve anlam çabamızla birlikte sende dahil oluyorsun filme, yalnızca izleyici olarak varolduğumuz bir film olduğunu düşünmüyorum. Amnezi, bu adamın unutkanlık hastalığı ortaya çıkıyor hafıza kaybı yaşıyor, ne olduğunu bizde bilmiyoruz, yaşadıklarıyla anlamaya çalışıyoruz Leonard Shelby'i . Mesleğini tam anlayamadığım bu adam mesleği gereği tanıdığı Sammy Jankis'i hafıza kaybı yaşadıktan sonra kendi yaşamıyla özdeştirir, çünkü bu adamın yaşadığı bir hafıza kaybı, hastalık vardır. Madalyonun diğer tarafına baktığımızda Shelby'nin karısı tecavüze uğrayıp ölmüştür, onda kalan bu hafıza kaybı ise o gece karısına tecavüz edenler tarafından kendine yapılmıştır ve Leonard Shelby hayatını bu amaç uğruna yaşamaya karar verir, polis soruşturmalarından bir şey çıkmamıştır, kendisi bunun faillerini bulup karısının intikamını almak ister. Gerçekle yalanlarda bu şekilde birbirine karışır. Shelby'nin aslında kafasındaki gerçekliklere hiç inanmaması gerektiği, yine de bunu geçirdiği hafıza kaybından dolayı bilerek yaptığı, kendine bir yaşama amacı güttüğü söylenebilir ki aslında varsaydığı -bizi de inandırdığı- gerçekler hiç de öyle değildir. Gerçekle olmayanın birbirine geçtiği gerçeğin ise filmin tamamını izledikten sonra bir bütün olarak kafanıza oturttuğunuzda anlayacağınız bir film. Filmin kolay anlaşılamaması, kendini anlatamaması sizde negatif düşünce ve yorumlar oluşturabilir. Yalnız bir filmi bir kez izler anlarsın bir filmin de dehasını anlayabilmek için birkaç kez izlemek gerekir, bu film öyle filmlerden ki Nolan'ın filmleri hep bu ayarda oluyor. İzlediklerimden yola çıkarak söylüyorum. Evet herkesin tercih edeceği bir film kategorisine girmiyor. Açıksanız yalnızca film izlemek ve keyif almak yerine daha çok filmi anlamak adına bir zihinsel mücadeleye girmeye buyrun derim. İyi seyirler 🌸🌸 Nolan Nolan 😏
Abartıldığı gibi müthiş bir film olduğunu düşünmüyorum. Fazla etkileyici, güzel olduğu söylendi, yorumlarda da aynı düşünceleri görüyorum. Yalnız benim için izlemeseydim de olurdu tadında bir film.
İnsan doğası, sınırlı: Sevinç, üzüntü, acıya belli bir dereceye kadar katlanabiliyor ve bunun üstüne çıkınca mahvoluyor. Burada sorun birinin zayıf ya da güçlü olması değil, ister psikolojik, ister fiziksel olsun, duyduğu üzüntünün miktarına tahammül edebilmesi ya da edememesi. Bana göre,…devamıİnsan doğası, sınırlı: Sevinç, üzüntü, acıya belli bir dereceye kadar katlanabiliyor ve bunun üstüne çıkınca mahvoluyor. Burada sorun birinin zayıf ya da güçlü olması değil, ister psikolojik, ister fiziksel olsun, duyduğu üzüntünün miktarına tahammül edebilmesi ya da edememesi. Bana göre, yüksek ateşten ölen birine korkak demek ne kadar uygunsuzsa, yaşamına son veren biri korkaktır demek de o kadar tuhaf.
- Genç Werther'in Acıları, GOETHE
** ÇOK GÜZELDİ ** Yeni izledim, hemen paylaşmak istedim. Herkesin hoşuna gider mi, hayır sanmıyorum. Kimilerine sıkıcı gelebilir. Rüyalarında yaşayan birisinin, uyanma çabasını görüyoruz. Bu rüyalar boyunca felsefi diyaloglar, konuşmalar geçiyor. Kişi rüyada olduğunun farkında, her uyandığında farklı bir rüyaya…devamı** ÇOK GÜZELDİ **
Yeni izledim, hemen paylaşmak istedim. Herkesin hoşuna gider mi, hayır sanmıyorum. Kimilerine sıkıcı gelebilir. Rüyalarında yaşayan birisinin, uyanma çabasını görüyoruz. Bu rüyalar boyunca felsefi diyaloglar, konuşmalar geçiyor. Kişi rüyada olduğunun farkında, her uyandığında farklı bir rüyaya uyanıyor ve bir türlü uyanık duruma geçemiyor. Rüya ve gerçek arasındaki bağlantıyı sorgulatıyor film, onun yanında filmi değerli kılan diyaloglar çok hoş, görsellik açısından tekniğin adını bilmiyorum ama görüntü olarakta güzeldi hatta film konusuyla bu görüntü kurgusunu çok uygun buldum. Konu açısından hoşuna gitmiycek insanlar olabilir, film sıkıcı da gelebilir. Ama felseyeye ilginiz varsa, düşünmek sorgulamak yaşam biçiminizi oluşturuyorsa memnun kalacağınıza eminim.
Sevicek olanlar için İyi Seyirler 🌸
"Hayat mücadelesi", elbette gerçeğin kendisidir. Ancak istisnai bir durum olarak hayatın genel yönü, açlık ve endişe değildir. Bilâkis, refah, lüks ve hatta saçma boyutlara varan savurganlıktır. Böyle bir yerde, eğer ille de bir mücadelenin varlığından söz edeceksek, o ancak, güç…devamı"Hayat mücadelesi", elbette gerçeğin kendisidir. Ancak istisnai bir durum olarak hayatın genel yönü, açlık ve endişe değildir. Bilâkis, refah, lüks ve hatta saçma boyutlara varan savurganlıktır. Böyle bir yerde, eğer ille de bir mücadelenin varlığından söz edeceksek, o ancak, güç mücadelesidir.
- Putların Alacakaranlığında / Nietzsche