Oysa ben duygularımın üzerinde böyle bir iz taşımıyorum. ... Bence yaşam çok kısa. Günlerimizi kin gütmekle, bize yapılan kötülüklerin çetelesini tutmakla geçirirsek çok yazık! Bu dünyada hepimizin, her birimizin bir sürü kusuru olduğu su götürmez. Ama, bir gün gelecek, umarım…devamıOysa ben duygularımın üzerinde böyle bir iz taşımıyorum.
... Bence yaşam çok kısa. Günlerimizi kin gütmekle, bize yapılan kötülüklerin çetelesini tutmakla geçirirsek çok yazık! Bu dünyada hepimizin, her
birimizin bir sürü kusuru olduğu su götürmez. Ama, bir gün gelecek, umarım yakında bir gün, bu kusurları ölümlü bedenlerimizde bırakıp sıyrılacağız. Bu et yüküyle birlikte bütün günahlarımız, bayağılıklarımız üzerimizden düşecek. Geriye ruhun kıvılcımı kalacak yalnız... Elle tutulmayan yaşam özü; Tanrı'dan koptuğu zamanki kadar saf, gene geldiği yere dönecek. Belki de insandan daha yüksek bir varlığa ruh verecek bu kez.
Jane Eyre - Charlotte Bronte
Düşündüm. Yoksulluk yetişkinler için çekici bir şey değilse çocuklar için hiç değildir; çünkü, "yoksulluk," deyince çocuklar çalışkan, temiz, dürüst, efendi kişileri düşünmez. Bu sözcük onların aklına partal kılıklar, açlık, soğuk kaba kaba davranışlar, bayağılıklar kötülükler getirir, Benim için de yoksulluk…devamıDüşündüm. Yoksulluk yetişkinler için çekici bir şey değilse çocuklar için hiç değildir; çünkü, "yoksulluk," deyince çocuklar çalışkan, temiz, dürüst, efendi kişileri düşünmez. Bu sözcük onların aklına partal kılıklar, açlık, soğuk kaba kaba davranışlar, bayağılıklar kötülükler getirir, Benim için de yoksulluk demek aşağılık demekti.
... gördüğüm yoksul kadınları düşündüm. Onlar gibi konuşup yaşamak, bilgisiz kalmak! Yok, yok; özgürlüğümü böyle pahalıya satın alacak kadar kahraman değildim.
Mutlulukla tatmin farklı şeylerdi; tatmin, hissedemeyen insanların mutluluğuydu. Rahatlığı getirebilirdi ama ruhu getiremezdi, sağduyuyu getirebilirdi ama coşkuyu getiremezdi. Nötralizör - Dost Körpe
Demek ki ölümün karşısında herkes hâlâ çocuktu ve kökenleri milyonlarca yıl öncesine dayanan insanoğlu bu konuda henüz büyüyebilmiş değildi. Nötralizör, Dost Körpe
Darlık ve sıkıntı dönemlerinde, insanların sırtlarındaki yükün ağırlaştığı günlerde işlenen suçların sayısında artış görüldüğü çok doğrudur. Söz konusu sayının bazen buğday fiyatıyla doğru orantılı olarak arttığını istatistikler açıklamaktadır. Ama bu, ekonomik durumun suça yol açtığını kanıtlamaz. Daha çok bunu, ekonomik…devamıDarlık ve sıkıntı dönemlerinde, insanların sırtlarındaki yükün ağırlaştığı günlerde işlenen suçların sayısında artış görüldüğü çok doğrudur. Söz konusu sayının bazen buğday fiyatıyla doğru orantılı olarak arttığını istatistikler açıklamaktadır. Ama bu, ekonomik durumun suça yol açtığını kanıtlamaz. Daha çok bunu, ekonomik güçlüklerin pek çok insanın davranışına dar sınırlamalar getirdiğini, özellikle işbirliğine yönelik davranışlarda sınırlamaların kendini hissettirdiğini gösteren bir belirti saymak gerekir. Söz konusu dar sınırlar bir kez kendini açığa vurduğunda, insanlar artık toplum için bir şey yapamayacak duruma gelir. İşbirliğine eğilimin en son kalıntısını da elden çıkarır, kaçıp suça sığınırlar. Beri yandan pek çok gözlemimizden biliyoruz ki olumlu koşullarda suça yönelmeyen bir hayli insan vardır; ama beklenmedik güçlükler karşısında onların da konusu sınıra varmış demektir. Hepimizin önünde bekleyen, suça yönelik kişilerin çözmeyi başaramadığı yaşam sorunları üzerinde düşünmek bize çok şey öğretecek, yaşamda yalnızca toplumsal sorunların var olduğunu ve ancak başkalarıyla bir paylaşım duygusu içinde bunların üstesinden gelinebileceğini bize gösterecektir.
Yaşamın Anlam ve Amacı - Alfred Adler
Aileden KAYNAKLANAN ETKİLER Bir çocuk doğduğu andan başlayarak annesiyle bağlantı içinde yaşar. Tüm devinimlerinin amacı bu bağlantiyi ayakta tutmaya yöneliktir. Aylar boyu, anne, çocuğun yaşamında alabildiğine önemli bir rol oynar, çocuğun hayatta kalması tümüyle anneye bağlıdır. Çocuğun ruhunda toplumsallık yeteneğinin…devamıAileden KAYNAKLANAN ETKİLER
Bir çocuk doğduğu andan başlayarak annesiyle bağlantı içinde yaşar. Tüm devinimlerinin amacı bu bağlantiyi ayakta tutmaya yöneliktir. Aylar boyu, anne, çocuğun yaşamında alabildiğine önemli bir rol oynar, çocuğun hayatta kalması tümüyle anneye bağlıdır. Çocuğun ruhunda toplumsallık yeteneğinin ilk tohumları bu evrede yeşerir. Anne çocuğun kendisinden başka biriyle ilk kez ilişki kurmasını, kendisinden başka birine karşı ilk kez ilgi duymasını bu evrede sağlar. Anne, toplumsal yaşamla çocuk arasındaki ilk köprüyü oluşturur. Annesiyle ya da anne işlevini üstlenen bir başkasıyla hiçbir bağlantı kuramayan bir çocuğun mahvolup gitmesi kaçınılmazdır.
Anneyle çocuk arasındaki ilişki öylesine içten, öylesine geniş kapsamlıdır ki ilerideki yıllarda çocuktaki herhangi bir özelliği kesinlikle kalıtıma bağlamanın asla üstesinden gelemeyiz. Kalıtımla geçmiş olabileceğini sandığımız her eğilim, çocuğa anne tarafından benimsetilmiş, anne tarafından talim ettirilmiş, anne tarafından biçimlendirilip yine anne tarafından sürekli aşılarak geride bırakılmıştır. Annenin bu konudaki beceri ya da beceriksizliği, çocuğun tüm varlığında saklı yatan olanakları etkiler. "Beceri" sözcüğüyle anlatmak istediğimiz, annenin çocukla el ele vererek onu toplumsal işbirliğine yatkın biri yapma yeteneğinden başka bir şey değildir. Bu yetenek, saptanacak kimi kurallarla anneye öğretilemez. Her geçen gün yeni durumlar çıkarır annenin karşısına. Bir annenin, çocuğunun gereksinimlerini görüp kavradığını kanıtlayacağı binlerce değişik durum vardır.
Yaşamın Anlam ve Amacı - Alfred Adler
Yaşamın anlamına ilişkin.. "Yaşam demek, insanlara ilgi göstermek, bütünün bir parçası olmak, elden geldiğince insanlığın esenliğine katkıda bulunmaktır." ''Her insan önemli biri sayılmak için uğraşır; ama bizim bütün önemimizin başkaları için yaptığımız yararlı işlerden oluştuğunu görmemek yanılgidan başka bir şey…devamıYaşamın anlamına ilişkin..
"Yaşam demek, insanlara ilgi göstermek, bütünün bir parçası olmak, elden geldiğince insanlığın esenliğine katkıda bulunmaktır."
''Her insan önemli biri sayılmak için uğraşır; ama bizim bütün önemimizin başkaları için yaptığımız yararlı işlerden oluştuğunu görmemek yanılgidan başka bir şey değildir.''
''Gerek içinde yaşadığı toplum, gerek daha sonraki toplumlar bir insanın yaşamını kendileri için önemli buluyorsa, ancak o zaman dâhi kişiden söz açabiliriz.''
"Başlangıç diye bir şey yoktur," dedi Burton. "Son da. Bence insan, hatırlayamadığı bir geçmişten, göremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru körü körüne ve korkulu bir çatışma içinde. Ve insan, biri dışında bütün düşmanları engelleriyle karşılayıp bunları alt etmiştir. Ama kendisini…devamı"Başlangıç diye bir şey yoktur," dedi Burton. "Son da. Bence insan, hatırlayamadığı bir geçmişten, göremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru körü körüne ve korkulu bir çatışma içinde. Ve insan, biri dışında bütün düşmanları engelleriyle karşılayıp bunları alt etmiştir. Ama kendisini yenemedi.
Bitmeyen Kavga - John Steinbeck