Aşağıdaki üç sözün geçtiği filmi bilen var mı? * Ve yine de ki: “Değişmeyen gerçek geldi, sahte ve tutarsız olan yıkılıp gitti; zaten sahte ve tutarsız olan er geç yıkılıp gitmek zorundadır!” İsra suresi 81. * "Yalnızdım Seni düşündüm Seni…devamıAşağıdaki üç sözün geçtiği filmi bilen var mı?
* Ve yine de ki: “Değişmeyen gerçek geldi, sahte ve tutarsız olan yıkılıp gitti; zaten sahte ve tutarsız olan er geç yıkılıp gitmek zorundadır!”
İsra suresi 81.
* "Yalnızdım
Seni düşündüm
Seni düşündüm
Yalnızım"
Anonim
* "Çok alametler belirdi, vakit tamamdır.
Haram, helal oldu helal haramdır.
Kendi kendimizle yarışmaktayız gülüm.
Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı Ya da dünyamıza inecek ölüm."
N.H.RAN
1963 Kıbrısta yaşananları anlatmak için Platon un mağara alegorisinden esinlenen Derviş Zaim bu konuyu gölge oyunu olan Hacivat Karagöz ile yansıtıyor, izlerken fark edemedim sonradan öğrendiğime göre bir sahnede gölge oyununda mağarayı Kıbrıs haritası olarak göstermiş buda ince bir detay.…devamı1963 Kıbrısta yaşananları anlatmak için Platon un mağara alegorisinden esinlenen Derviş Zaim bu konuyu gölge oyunu olan Hacivat Karagöz ile yansıtıyor, izlerken fark edemedim sonradan öğrendiğime göre bir sahnede gölge oyununda mağarayı Kıbrıs haritası olarak göstermiş buda ince bir detay.
Acaba bazı sahneler daha iyi anlaşılması için Hacivat Karagöz karakterlerini bilmek gerekir mi bilmiyorum. İzlediğim sitede rumca sahneler için altyazı yoktu olsa daha iyiydi ama oyuncuların hal hareket mimikleri ne demek istediklerini anlatıyordu. Süre olarak biraz uzun geldi. Bu film özelinde bir dönem Rumlar Türkler kapı komşusu olmuşlar, eş dost olmuşlar, ama emperyalizmin bu gibi birliktelikleri ayırmayı çok iyi beceriyor.
Derviş Zaim, geleneksel sanatlarla olan irtibatını bu kez hat sanatıyla devam ettiriyor. İhcam, hat sanatında yazıyı el kaldırmadan yazma anlamına gelmektedir.Yönetmen tuz gölünü kağıt, kamerayı da kalem olarak kullanarak çekim açılarıyla hat sanatını yansıtmaya çalışmış. Tek mekanda çekilmesi ve 3…devamıDerviş Zaim, geleneksel sanatlarla olan irtibatını bu kez hat sanatıyla devam ettiriyor.
İhcam, hat sanatında yazıyı el kaldırmadan yazma anlamına gelmektedir.Yönetmen tuz gölünü kağıt, kamerayı da kalem olarak kullanarak çekim açılarıyla hat sanatını yansıtmaya çalışmış.
Tek mekanda çekilmesi ve 3 farklı zamanı konu alması filme ayrı bir özgünlük kazandırıyor. Kısa ama derin birinci bölümde Selçuklu dönemlerinde Hattat Malik Ustanın tuza arapça "Allah onları affetsin" yazmak istemesi ancak nun harfinin noktasını koyamadan mürekkebinin bitmesi ve çırağına bir kuran verip mürekkep almaya yollamasını, ikinci bölümde yakın dönemlerde Ahmet isimli birinin bu kuranla yollarının kesişmesini ve Ahmetin dolaylı olarak suça karışmasını ve üçüncü bölümde Ahmetin vicdan azabından kendini affettirme arayışını anlatıyor.
Filmin oyuncularından Nihat İleri bu filmi çok güzel özetlemiş "tarihi, masalsı, yol filmi" Derviş Zaim in filmlerinde geleneksel değerlerimizin modern sanatla harmanlandığını görüyoruz. Sinemada minyatür,hat,ebru,tezhip gibi sanatlarımızı konu alan nevi şahsına münhasır bir yönetmen. Kamera çekim şekliyle, müzikleriyle mistik bir…devamıFilmin oyuncularından Nihat İleri bu filmi çok güzel özetlemiş "tarihi, masalsı, yol filmi"
Derviş Zaim in filmlerinde geleneksel değerlerimizin modern sanatla harmanlandığını görüyoruz. Sinemada minyatür,hat,ebru,tezhip gibi sanatlarımızı konu alan nevi şahsına münhasır bir yönetmen. Kamera çekim şekliyle, müzikleriyle mistik bir havayla sanki bir rüyadaymışsınız gibi hissettiriyor.
Bu filmde 17.yy Osmanlısınde bir nakkaşın isyancının suretini resmetmek için çıktığı yolda yaşadıkları anlatılıyor, minyatürle ve aynalarla sahne geçişleri çok güzel ama
bazı sahnelerde kamera açılarını ters veya yan tutuyor bunun sebebini bilen varsa yazabilir mi?
Bu film bilim kurgu türünde gerçekleşebilecek en gerçekçi film olarak değerlendirilmiş ki 1997 de genetik mühendisliğinin geleceği ile ilgili tahminlerini kısmen bugünlerde görüyoruz diyebiliriz, Gelecekte bir zamanda normal olarak doğan insanların fiziksel özellikleri,ileride karşılaşabileceği hastalıkların bilinmesi, bir yandanda tüp bebek…devamıBu film bilim kurgu türünde gerçekleşebilecek en gerçekçi film olarak değerlendirilmiş ki 1997 de genetik mühendisliğinin geleceği ile ilgili tahminlerini kısmen bugünlerde görüyoruz diyebiliriz,
Gelecekte bir zamanda normal olarak doğan insanların fiziksel özellikleri,ileride karşılaşabileceği hastalıkların bilinmesi, bir yandanda tüp bebek gibi tedavi yöntemi ile kusursuza yakın hastalanmayan insan yapımı projesi vardır ve bir ailenin ilk erkek çocuğu normal doğumlu (Vincet) ikinci erkek çocuğuda tüp bebek yöntemi(Anton)ile oluyor, böyle bi dünyada zamanla tabiki sınıfsal bir ayrım meydana geliyor normal insanlar belirli işler yapıp belirli seviyeye kadar geliyorlar aynı zamanda toplumda hor görülüyor, tüp bebek yöntemi olanlar ise üstün insan gibi yaşamlarına devam ediyorlar, Filmde abi kardeş Vincent ve Anton nun mücadelesini, Vincent in Jerome isimli kusursuz olan ama ayaklarını kaybeden biri ile olan anlaşmalasının yaşantısını izliyoruz.
Filmin müziğini de beğendim bi hüzünlendirdi beni, son olarak bir şey fark ettim film Ethan Hawke,Uma Thurman, Jude Law üçününde izlediğim 2.filmleri olması(kill bill ve Sherlock u serilerini tek düşündüğümde) keşke daha önce izleseydim.
Film ilk başta dizi olarak planlanıp pilot bölüm çekilmiş ancak beğenilmeyince başka bir yapımcı yayın haklarını satın alıp pilot bölüme eklemeler yaparak film haline getirmiş. İzlediğim ilk David Lynch filmi, aslında bir yanılgı yaşadım izlemeden önce David Lynch i David…devamıFilm ilk başta dizi olarak planlanıp pilot bölüm çekilmiş ancak beğenilmeyince başka bir yapımcı yayın haklarını satın alıp pilot bölüme eklemeler yaparak film haline getirmiş.
İzlediğim ilk David Lynch filmi, aslında bir yanılgı yaşadım izlemeden önce David Lynch i David Fincher ile karıştırdım.
Filmdeki belirsizlik karışıklık yüzünden başrol kadının nerede rüya gördüğü nerede gerçeği yaşadığı yoksa psikolojik bir hastalığı mı birşey anlamadım ama gizem ve merak duygusunu sürekli tuttuğu için izlettirdi.
Filmin müziklerini beğendim özellikle tiyatro salonunda kadının söylediği İspanyolca şarkıyı Türkçesine bakıp tekrar dinledim.
Kızıl Goncalarda UluAziz ve Şirin in Cüneyte "109 63" demesini Stranger Things Eleven gibi bi şeye benzettim, dizi daha fazla saçmalamadan güzel final yapsın
Sünni bir ailede yaşayan Mehmet isimli gencin zamanla yaşadıklarından dolayı ışıd gibi radikal bir örgüte eleman olmasını ve oradaki durumları fark etmesini anlatıyor. Anlatılmak isteneni basit ve yüzeysel olarak işlemiş. Filmi iki bölüme ayrıbiliriz ilk bölüm Mehmeti, ailesini,hayatlarını anlattığı ve…devamıSünni bir ailede yaşayan Mehmet isimli gencin zamanla yaşadıklarından dolayı ışıd gibi radikal bir örgüte eleman olmasını ve oradaki durumları fark etmesini anlatıyor.
Anlatılmak isteneni basit ve yüzeysel olarak işlemiş.
Filmi iki bölüme ayrıbiliriz ilk bölüm Mehmeti, ailesini,hayatlarını anlattığı ve ikinci bölüm Mehmetin örgüte katılması
Mehmet kendini şafi mezhebinde görüyor ve filmde müslümanların günlük yaşamlarındaki bazı konulara kısaca yer veriliyor mesela
-içki satılan markette çalışılır mı
-pavyon gibi mekanların dini günlerde kapalı olması
-gebe hayvan kesilirse mundar olur mu
-cuma namazı farz mı gibi bunların dışında yönetmen görmemizi istediği bazı sahnelerde vav harfi, Aziz Nesin Marko paşa, suriye savaşı gibi dikkat çekiyor.
*Mehmetin abisini sokak röportajı yapan Sadece Vatandaş sunucusu sandım 😄
-Filmin giriş sahnesi ve bazı yerlerinde görüntüde kasma var gibi çekilmiş ne amaçla yapıldığını anlatamadım bana New York un karmaşıklığını hissettirmek için yaptıklarını düşündürdü ve bu durum izlerken beni biraz rahatsız etti. -Mutfak alanının sıkışık ve kalabalık bir yer olması,…devamı-Filmin giriş sahnesi ve bazı yerlerinde görüntüde kasma var gibi çekilmiş ne amaçla yapıldığını anlatamadım bana New York un karmaşıklığını hissettirmek için yaptıklarını düşündürdü ve bu durum izlerken beni biraz rahatsız etti.
-Mutfak alanının sıkışık ve kalabalık bir yer olması, servis için sürekli acele ve telaş durumları izlerken stres ve gerginliğe sebep oldu.
-Bir küfürleşme sahnesi vardı orayı fazla uzattıklarını düşünüyorum.
-Filmin siyah-beyaz çekilmesi göçmen mutfak işçilerinin renkli bir hayatlarının olmadığını anlatmış gibi
-Muftakta çalışanların çoğu Latin Amerika ve göçmenlerden oluşuyor zaten günlük hayatta Amerikalılar tarafından 2. sınıf muamelesi görüyorlar buna rağmen mutfak çalışanlarıda kendi içinde birbirlerine öyle davranıyor ırkçılık yapıyorlar.
-(Yukarıda) restorandaki zenginlerin önlerine gelen yemeklerin hazırlanmasında ve hazırlayanların kim oldukları, nasıl hayatları olduklarından haberleri olmaması, (Altta) mutfakta fakir göçmen işçilerin, şefleri, i.k. ve müdürleri arasındaki kavgalı gürültülü entrikalı vb iş ilişkileri
* filmin belkide en önemli yerinin anlamadım çalışanlar molada hayallerini söylüyordu birisi Napolide geçen içinde uzaylıların olduğu bir hikaye anlattı bu hikaye filmin sonu ile bağlantılı o sahneyi tekrar izleyeceğim.