Bir Şiir: Ahmet Telli, Belki Yine Gelirim "Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum okuduğum bütün kitaplar paramparça çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent."
"Güzel hikayeler biriktirin. Vakti gelir lazım olur." "İnsan geçtiği yerlerde iz bırakmalı değil mi? Sabun bile konulduğu yerde iz bırakıyorsa insan nasıl bırakmasın." "İçine bak İbrahim. Etrafında ne gördüysen içinle birleştir. Sular selinden akar. Unutma." "Sevgi bir perdedir. Kimi ne…devamı"Güzel hikayeler biriktirin. Vakti gelir lazım olur."
"İnsan geçtiği yerlerde iz bırakmalı değil mi? Sabun bile konulduğu yerde iz bırakıyorsa insan nasıl bırakmasın."
"İçine bak İbrahim. Etrafında ne gördüysen içinle birleştir. Sular selinden akar. Unutma."
"Sevgi bir perdedir. Kimi ne tül, kimi ne kalın. Sen ananı o kadar çok sevmişsin ki duyguların gözüne perde yapmış, görememişsin babanı."
"İnsan nereye giderse gitsin içine uzak olmasın. İnsan içine uzak olmasın, her yer yakınlaşır."
"Baba gitme, baba yanımda yat. Ben sensiz uyumak istemiyorum."
"Bir çocuk vurulursa, bu içimizde bir şeyleri öldürür. Ne olduğunu bilmem. Bir yetişkin bir çocuğa ateş ederse bu içimizden bir şeyleri öldürür. Bir şeyler ölür ve onun yerine başka bir şey dünyaya gelir." "Yere uzanmış ölümü bekliyoruz çünkü bize hayat…devamı"Bir çocuk vurulursa, bu içimizde bir şeyleri öldürür. Ne olduğunu bilmem. Bir yetişkin bir çocuğa ateş ederse bu içimizden bir şeyleri öldürür. Bir şeyler ölür ve onun yerine başka bir şey dünyaya gelir."
"Yere uzanmış ölümü bekliyoruz çünkü bize hayat yok."
"Benim için kabul edilemez olan; azınlığın refahını, çoğunluğun sefaletine bu derecede bağlı olması."
"Bırakın da yaşayayım."
"Yoksulum. Şimdi size yoksulluğu tanımlayım. Yoksulluk benim için: zorunda olsam da okula gidememektir. İhtiyacım olsa da yemek yiyememek, uyuyamamaktır. Eşim ve çocuklarımın acı çekmesidir. Beni ve ailemi bu durumdan kurtaracak kadar zeki değilim. Gerçekten fakir hissediyorum. Bedensel ve zihinsel olarak. Evet şuan da beni işiten zengin insalar, zenginliğiniz hakkında bana ne söyleyeceksiniz?"
"Aşk başlangıç ve sondur. Aşk geldiğimiz ve varacağımız yer ve ikisi arasındaki yaşadıklarımızdır. Aşk her şeydir."
"Zaman geçtikçe görüyorsunuz ki birlikte çalıştığınız ya da arkadaşı olduğunuz ya da bir şekilde ilişkiniz olan insanlara annelik babalık yapıyorsunuz. Bu yüzden gerçekten aileniz yoksa bile aslında aileniz var."
"Ona bazı şeyler anlatırım. Ona sık sık derim ki: Tanrım o aileye neden engelli bir çocuk verdin? İyi yaşıyorlar ve mutlular. Onlara neden bu ağır yükü yükledin? Tanrı yanıtlar: Onları seçtim. Böylelikle benim varlığımı o çocuğa anlatırlar, her yerde var olduğumu, yapraklarda ve rüzgarlarda."
"Dünyayı sadece insan sevgisi kurtarabilir."
"Size söylemek istediğim iki şey var. Kim olduğunuzu unutmayın ve her zaman gülümseyin. Gülümseme herkesin anlayabileceği tek dildir."
"Bir ruh sağlığı çalışanı olarak mutluluğun fetiş bir kavram haline getirilmesi, özellikle son yıllarda artan bu mutluluk düşkünlüğü fazlasıyla ilgimi çekiyor. Tabii ki herkes mutlu olmak ister. Ama yaşam amacımız sadece mutlu olmak mı? Aslına bakarsanız sanıldığının aksine terapi süreçleri…devamı"Bir ruh sağlığı çalışanı olarak mutluluğun fetiş bir kavram haline getirilmesi, özellikle son yıllarda artan bu mutluluk düşkünlüğü fazlasıyla ilgimi çekiyor. Tabii ki herkes mutlu olmak ister. Ama yaşam amacımız sadece mutlu olmak mı? Aslına bakarsanız sanıldığının aksine terapi süreçleri de böyle bir amaca hizmet etmez. Mutlu bir insan olmanın yollarını arıyorsanız bunun adresi psikoterapi koltuğu olmasa gerek.
Ben psikoterapi sürecini , hep ruhsal bir gardırop düzenlemeye benzetirim. Kişinin gardırobu bazen öyle bir dağılmıştır ki, giysilerin yarısı çekmecelerde, yarısı askılarda, yarısı ortalık yere saçılmıştır. Kirli giysilerle temizler karışmıştır. Çorap kutusunda gömlekleri vardır, gömlek askısında çorapları, iç çamaşırları yünlü kazakların içine girivermiştir. Kişi psikoterapi sürecine girince çekmecelerde, askılarda kalan diğer giysileri de dağıtır odaya. Daha sonra terapistinin eşliğinde her bir giysisine tek tek dokunur, inceler. İşe yaramayanlarla vedalaşıp onları çöpe atar, başkasına verilecekleri verir. Temiz olmayanları bulup kirli sepetine koyar, ütüsüzleri çıkarıp eğer isterse ütüler. Tüm giysilerini ait olduğunu düşündüğü yerlere koyar. Varlığından bile haberdar olmadığı giysileriyle karşılaşır. Var olan ama hiç kullanmadığı kıyafetlerini fark eder. Zamanında zorla aldırılan giysilerini görür. Yırtıklarını fark eder. Dikmek istediklerini diker, yama istediklerini yamalar. Hangilerinden kurtulmak istediğini, hangilerini tekrardan gardırobuna koyacağına, hangilerini yıkaması gerektiğini yavaş yavaş, kendisi karar verir. Ve kişi tüm bu düzenleme evrelerinden bambaşka şeyler öğrenir, bambaşka şeyler katar kendisine. Amaç gardırobu toplamak değil, gardırobu kişinin istediği gibi yeniden düzenlemesine yardımcı olmaktır. Bunu yaparken herhangi bir duygu veya sonuç odaklılık dayatılmaz ona. Psikoterapi, kişinin karşılaştığı tüm duyguları düzenleyebilme mekanizmasını bir ölçüde onarmaya yarayabilir."
•"Hayatımın akışını düşündüğümde aldatılmış ve tuzağa düşürülmüş gibi hissediyorum, sanki biri bana ilahi bir şaka yapmış, sanki hayatımı yanlış bir melodiyle dans ederek geçirmişim gibi." •"Evlilik hapishane değil, daha yüksek bir şeyin tohumlarının edildiği bir bahçe olmalı." •"Gerçek bir psikolog…devamı•"Hayatımın akışını düşündüğümde aldatılmış ve tuzağa düşürülmüş gibi hissediyorum, sanki biri bana ilahi bir şaka yapmış, sanki hayatımı yanlış bir melodiyle dans ederek geçirmişim gibi."
•"Evlilik hapishane değil, daha yüksek bir şeyin tohumlarının edildiği bir bahçe olmalı."
•"Gerçek bir psikolog bir ressam gibi paletini sevmeli."
•"Hiçbir şey her şeydir! Güçlenmek için köklerini önce hiçliğin derinlerine salmalı ve en yalnız halinle, yalnızlığınla baş başa kalmayı öğrenmelisin."
•"Çocukluğumdan beri yaşamın, birbirine benzeyen iki boşluk arasında, doğumdan sonraki karanlıkla ölümden sonraki karanlık arasında bir kıvılcım olduğuna inanmışımdır."
Selamlar, biraz önce bitirdiğim film üzerinden sizlerle konuşmak istiyorum. Filmimiz psikolojik gerilim, gizem,bilim-kurgu, kıyamet ve siber türe ait içerikler barındırıyor. Film bir çok metafor ve simgeler içeriyor. Film boyunca açık cevaplar bulmak oldukça zor. Birçok şey bende cevapsız kaldı. O…devamıSelamlar, biraz önce bitirdiğim film üzerinden sizlerle konuşmak istiyorum.
Filmimiz psikolojik gerilim, gizem,bilim-kurgu, kıyamet ve siber türe ait içerikler barındırıyor. Film bir çok metafor ve simgeler içeriyor. Film boyunca açık cevaplar bulmak oldukça zor. Birçok şey bende cevapsız kaldı. O kadar çok detay barındırıyor ki takip etmekte zorluk yaşadım desem yanlış olmaz. Günümüzde yaşadığımız birçok gerçek olayı da simgeleştirerek sahnelerde yer vermişti ve birçok mesaj barındırıyordu. Sonu beni tatmin etmese de izlerken keyif aldığım ve izlenilmesi gereken bir film olarak düşünüyorum. İzlemek isteyenlere şimdiden keyifli seyirler ✨
David Le Breton bu kitapta acı kavramını ilmek ilmek işlemiş. Ortaya koyduğu eserde bütün kelimeler, cümleler adeta kusuruz bir dans göstergesi hazırlamış gibiydi. Acının en ince ayrıntılarına kadar inmişti. Sadece tarihi unsurla değil bilim perspektifinden de oldukça yararlanmış olan yazar…devamıDavid Le Breton bu kitapta acı kavramını ilmek ilmek işlemiş. Ortaya koyduğu eserde bütün kelimeler, cümleler adeta kusuruz bir dans göstergesi hazırlamış gibiydi. Acının en ince ayrıntılarına kadar inmişti. Sadece tarihi unsurla değil bilim perspektifinden de oldukça yararlanmış olan yazar verilerden, anketlerden ve birçok araştırmadan yararlanarak örneklemiştir. Acıyı bir olgu biçimde ele almış; dinler ve kültürlerin acı boyutundaki etkilerini de çok detaylı aktarmış. Acının türleri, bağlamları, boyutları, nitelikleri gibi çeşitli bölümlerle okuyuculara çok detaylı bilgiler vermiş. Bu kitapta herkes herhangi bir konuda çektiği acının nasıl bir acı olduğunu kesinlikle bulacaktır.Her cümlenin altı çizilecek kadar güzel bir kitap. Bittiğinde, keşke biraz daha devam etse diyebileceğimiz türden. O yüzden herkese tavsiye ederim. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar🙃
Bir felsefe profesörü baba düşünün oğluna öğüt vermek için kitap yazan. Üzerine düşününce insanı gerçekten çok özel hissettiren bir şey. Sahafta gezerken kitap seçme konusunda oldukça kararsız kalmıştım. Farklı bir şeyler de okumak istiyordum. Sahafta çalışan abinin bu kitabı övmesiyle…devamıBir felsefe profesörü baba düşünün oğluna öğüt vermek için kitap yazan. Üzerine düşününce insanı gerçekten çok özel hissettiren bir şey.
Sahafta gezerken kitap seçme konusunda oldukça kararsız kalmıştım. Farklı bir şeyler de okumak istiyordum. Sahafta çalışan abinin bu kitabı övmesiyle kitabı almış bulundum. Kitaba gelirsem yazar özgürlükten, ahlaktan, bilinçli yaşamdan bahsederken oldukça akıcı bir dil kullanıyor. Düşüncelerini alıntılarla destekliyor. Her bölümden ders çıkarmamı ve üzerinde düşünmemi sağladı. Oldukça beğendiğim bir kitap oldu. Keyifle okuyacağınıza eminim ☺
Merhabalar, sinema topluluğuyla izlediğim ilk film ve benim için o yüzden değerli. Düzenli olarak toplulukla beraber film izlemeye gitmeye çalışacağım. Bana çok güzel şeyler kattı. Hemen filme geliyorum. Film Gürcistan - Estonya ortak yapım sinema filmidir. Filmin ana teması savaş…devamıMerhabalar, sinema topluluğuyla izlediğim ilk film ve benim için o yüzden değerli. Düzenli olarak toplulukla beraber film izlemeye gitmeye çalışacağım. Bana çok güzel şeyler kattı. Hemen filme geliyorum. Film Gürcistan - Estonya ortak yapım sinema filmidir. Filmin ana teması savaş gibi görünse de tam olarak öyle değildir. Ana teması savaşın her şeyi yok ettiği, geri planda duranların dahi hayatını alt üst ettiğini konu edinir. Savaşın başlamasıyla köyü herkes terk eder ve sadece iki kişi burda yaşamına devam eder. Bu iki kişi mandalina bahçesindeki hasatla ilgilenirler. Bu iki kişiden Marcus mandalinaları satıp Estonya'ya dönme hayali kurar. Bu süreç zarfında Çeçen ve Gürcü askerlerin çatışması olur. Diğer karakter İvo çatışma sırasında yaralanan Çeçen askeri evine getirir. Gürcü ölen askerleri de ormana gömme kararı alır. Gömme işlemi sırasında Gürcü askerlerden birinin yaşadığını fark eder ve onu da evine getirir. Hikaye de tam burda başlar. Savaşın iki tarafı da aynı evde yaşamaya başlar. Sıradan bir tema gibi gözükse de aslında öyle değildir. Savaşın ne kadar yıkıcı olduğunu güzellikleri de beraberinde götürdüğünü simgeler. Film yorumuma gelirsek beni ekrana kilitlemeyi başardı. Projeksiyon, sahne efektleri, filmdeki şarkılar özenle seçilmiş ve bütünlük yaratmayı başarmıştı. Oldukça çarpıcı sahneler vardı. Yani genel olarak filmi çok beğendim ve tavsiye ediyorum. İzleyenler veya sonradan izlemiş olanlarla film hakkında konuşabilirim. Şimdiden izleyecek olanlara da keyifli seyirler :)
"Yeter... insanın kendisiyle alay etmesi çok sefilce bir şey. Bu, muhtemelen örselenmiş olan gururumdan kaynaklanıyor. Aslında insanların hakkımda bunları söylemesini hiç istemediğimden, herkesten önce çuvaldızı ben kendime batırıyorum. İşte bu korkaklığın ta kendisi."