Avrupa seferine çıkışlarının onyedinci günüydü.Ondan önceki günlerde olduğu gibi, Büyük Han o gün de apayrı duygular içinde, coşkular içindeydi.Dışarıdan bu hâli hiç belli olmuyordu.Büyük adamlara yakışır şekilde ağırbaşlı, ciddi idi.Herkesten uzakta, dinlenmeye çekilen bir şahin idi sanki.Ama içinden coşuyor, seviniyor,…devamıAvrupa seferine çıkışlarının onyedinci günüydü.Ondan önceki günlerde olduğu gibi, Büyük Han o gün de apayrı duygular içinde, coşkular içindeydi.Dışarıdan bu hâli hiç belli olmuyordu.Büyük adamlara yakışır şekilde ağırbaşlı, ciddi idi.Herkesten uzakta, dinlenmeye çekilen bir şahin idi sanki.Ama içinden coşuyor, seviniyor, şarkılar söyleyip şiirler yazıyordu:
Gökyüzü bulutlarla dolu yine
Han çadırım sağlam, korunaklı.
Geceleri rahat uyumamı sağlayan
Bozkurtlarım etrafımda pervane.
Han tahtıma beni siz çıkardınız,
İşte yine seferdeyim, ortasındayım yolun,
Sağ olun bozkurtlarım, sağ olun!
Karda, kışta, gişelerde, boralarda,
İlikleri donduran soğuklarda,
İçim rahat, yüreğim dingin...
Korku bilmez bozkurtlarım yanımda yine
Otağımın çevresinde pervane.
Her gece uyanıktınız, hep vardınız
Han tahtıma beni siz çıkardınız.
Kargaşacı, kışkırtıcı düşmanın kıpırtısını,
Kayın sadakların şakırtısını duyar duymaz,
Şimşek gibi bir hızla atıldınız savaşa,
Ay ışığında uçar gibi at sürdünüz,
Sizi yöneten kağanınızı alıp ortanıza
Avınızı sürüp götürdünüz...
Hey benim tahtımın keskin dişli bekçileri!
Beni hiç terketmeyen boz yeleli kurtlarım hey!
Yine sizinleyim.. hep vardınız,
Han tahtıma beni siz çıkardınız.
İşte yine seferdeyiz, Batı’yı fethe gidiyorum,
Bu fetih yolunda, bugün, burada size,
Bir kerre daha yürekten ‘Sağ Ol!’ diyorum.