Bazen bir film, sadece konusu ya da oyunculuğuyla değil, onu izlemeye karar verme süreciyle de iz bıraktığı yerden anlam kazanır. “50 First Dates” filmi de benim için tam olarak böyle bir deneyimdi. Önce Hikayeden Adamlar’da Sercan’ın bu filmden bahsettiğini duydum,…devamıBazen bir film, sadece konusu ya da oyunculuğuyla değil, onu izlemeye karar verme süreciyle de iz bıraktığı yerden anlam kazanır. “50 First Dates” filmi de benim için tam olarak böyle bir deneyimdi. Önce Hikayeden Adamlar’da Sercan’ın bu filmden bahsettiğini duydum, ardından aynı gün Mehmet Celal Özyıldız hocamızın ders sırasında yaptığı Adam Sandler göndermesi ve bu filmi tavsiye etmesiyle izlemeye karar verdim🤭
Filmde hafıza kaybı yaşayan Lucy’nin her günü sıfırdan yaşaması ve Henry’nin sabırla her günü onun için yeniden inşa etmesi, bana eğitimde tekrarın, sabrın ve her bireyin özel olduğunu unutmadan yaklaşmanın önemini hatırlattı.
Siz de bir şans verebilirsiniz bence✨
“Birdenbire değişir hayat, insan birdenbire büyür. Birdenbire çocuk olmaktan çıkar, Depremler birdenbire olur, Sağanak birdenbire yağar. Birdenbire insanın içi mutlulukla dolar, sebepsiz yere.. En büyük nefretler birdenbire aşka dönüşür, İnsan birdenbire aşka düşer.”
Akademideki profesör hocamız “Kaderci toplumlarda ölümün önemi yoktur” diye bir cümle kurdu. Sizce gerçekten öyle mi? Depremi düşünün mesela, kaderleriyle mi vefat ettiler ya da birçok etken söz konusu muydu?
“Seneler sürer her günüm, Yalnız gitmekten yorgunum, Zannetme sana dargınım, Ben gene sana vurgunum! Başkalarına gülsem de Senden uzak kalsam da Sevmediğini bilsem de Ben gene sana vurgunum!” -Sabahattin Ali 🌼doğumgünümearmağanediyorum