Aşırı spesifik bir olay ve çok klişe olduğundan sebep beğenmedim. Tom hanks oynuyor bile olsa izlenmesini önermem ama tom hanks'in oyunculuğu nereden öğrendiğini anladım. Bu arada bir adada 4 yıl kalsam bile bir topa yüz çizip onunla konuşmam.
Oyunculuk, hikayenin gerçek hayata uygunluğu, öğütler o kadar iyiydi ki nutkum tutuldu. Bu yapıma şaheser denilebilir. Özellikle otto'nun araba kullanmayı öğretişi varya mükemmeldi. Tom hanks resmen bütün insanlığın sesi olmuşcasına gerçekleri haykırıyor. İnanılmaz, inanılmaz ötesi bir yapım. Bu arada isveç…devamıOyunculuk, hikayenin gerçek hayata uygunluğu, öğütler o kadar iyiydi ki nutkum tutuldu. Bu yapıma şaheser denilebilir. Özellikle otto'nun araba kullanmayı öğretişi varya mükemmeldi. Tom hanks resmen bütün insanlığın sesi olmuşcasına gerçekleri haykırıyor. İnanılmaz, inanılmaz ötesi bir yapım. Bu arada isveç için oscar adayı filmin günümüzde tekrar çekilmesiymiş. Hikayeyi beğenince herhalde tom hanks ben oynıyayım demiş.
Filmin ana konusu, insanlar birlikte güçlü aynı bizim köy gibi. Benim köyüm zamanında birleşip bir halı fabrikası kurmuş sonra türkiye pazarına açılmış ve köylüler firma ile alakasını kesmiş ve firma kapanmış. Firmanın ismi Birko koyunlu. Niğde organize sanayi bölgesini oluşturan en temel yapıtaşı. Sanmayın ki halı teknolojik değil öyle bir teknoloji var ki onda programlamanın atası olan jakar mekanizması ile yapılır. Jakar, mekanik bir desen programlama sistemidir. Hatta bilgisayarın programlamanın babası olarak bilinen alan turing dokumacı bir annenin oğlu. Gerçi bizim köyün fabrikasının kapanmasının asıl sebebi halının satılmaması çünkü avrupalı veya amerikalının halıya rağbeti düşük çünkü onlar evlerine ayakkabı ile giriyorlar. Bizim halkımızda fakir. Halıyı herhalde japonlar sevebilir. Halıda sevdiğim şey her türlü deseni yapmak mümkün o kadar şey mümkün ki portre bile çizebilirsin halıyla. Bu kadar şey söyledikten sonra bari ana fikiride yazayım. Animelerle alakalı halı dizaynı yapıp yurt dışına ihraç yapılabilir. Bu şekilde halı sektörü rahatlayabilir. Halı öyle bir teknoloji ki japonlar bile elimizi ayağımızı öper. Benim anlamadığım şey japonlar niye üretmiyor. Bu soruyu chat gpt'ye sordum.
Cevabı: Japon kültüründe halılar genellikle zemin döşemesi olarak tercih edilmez çünkü geleneksel olarak Japon evleri tatami adı verilen yer döşemesiyle kaplanır. Tatami, ahşap çerçeve üzerine yerleştirilen ve genellikle pirinç samanı ve ketenden yapılan dokuma bir taban üzerine yerleştirilen bir tür yer minderidir. Bu nedenle, halılar Japon evlerinde yaygın olarak kullanılan bir zemin döşeme malzemesi değildir. Ayrıca, halıların temizliği ve bakımıyla ilgili pratik zorluklar da bir etken olabilir.
Tatamide spor salonlarındaki yapbozların ismiymiş. Bence halılar rağbet görür. Tasarım yapılırsa yok bile satar. Bence japon pazarını bir zorlasınlar. Gerçi bunun için tufting'te yapıyorlar.
Geleneksel tatamin farklı birşeymiş sade bir dokuma. Japonlarında herşeyi sade herhalde animeden felan haz etmezler belki onların kültürüne bitkilerine uygun desenlendirme yapılabilir. Belkide halı onlar için fazla gösterişlidir.
Yine sordum
Cevap: Japon kültüründe sadelik, minimalizm ve doğallık önemli değerlerdir. Bu tercih, Zen Budizmi'nin etkisiyle ve Japon estetiğinin bir parçası olarak ortaya çıkar. Sadeliğin tercih edilmesinin birkaç nedeni vardır:
Zen felsefesi: Zen Budizmi, basitliği, doğallığı ve anın tadını çıkarmayı vurgular. Bu felsefe, gereksiz karmaşıklıklardan kaçınmayı ve zihni basitleştirmeyi teşvik eder.
Doğal güzellik: Japonlar, doğal malzemelerin güzelliğini ve estetiğini takdir ederler. Ahşap, taş ve kağıt gibi doğal malzemeler sıkça kullanılır.
Fonksiyonellik: Japon tasarımında fonksiyonellik ön plandadır. Eşyaların kullanımı kolay olmalı ve gereksiz ayrıntılardan kaçınılmalıdır.
Alan farkındalığı: Japonlar, yaşam alanlarında genişlik ve ferahlık hissi yaratmaya önem verirler. Bu nedenle, gereksiz eşyaların ve dekorasyonun azaltılması yaygındır.
Bu nedenlerden dolayı, Japonlar genellikle sadelik ve minimalist bir yaşam tarzını tercih ederler.
Japonlara eşya satılmazmış.
Yabancılara temizlik öğretmekten başka seçenek yok.
Bu film eğlenceli bir filmdi neden imdb puanı bu kadar düşük anlamadım en azından 6.8-7 felan hak ederdi. Belki yabancılara göre onların oyunculuk anlayışı zayıf gelmiş olabilir ve saçma çünkü biz dublaj izliyoruz ve amerikan filmleri olağanüstüdür ve gerçektir anlayışı…devamıBu film eğlenceli bir filmdi neden imdb puanı bu kadar düşük anlamadım en azından 6.8-7 felan hak ederdi. Belki yabancılara göre onların oyunculuk anlayışı zayıf gelmiş olabilir ve saçma çünkü biz dublaj izliyoruz ve amerikan filmleri olağanüstüdür ve gerçektir anlayışı ile göz atıyoruz. Belkide türkçe yapılsa ve türkler oynasa bu konu bize saçmalığın daliskası gibi gelecek ve kimse yüzüne dahi bakmayacak. Resimdende görüldüğü üzere bir tür doğa olayı olan kasırga felaketi yaşanıyor yani eğlenceli.
Oyunculuk açısından çok iyi. Gerçekçi bir yapım yani analiz ederek izlerseniz gerçek hayat hakkında yorum yapabilirsiniz ama seyretmeye değmez yalnızca vakit kaybı olur çünkü birşey öğrenemezsiniz. Benim en çok canımı sıkan yerler merve dizdarın konuştuğu yerler oldu. Ne dırdırcı karı…devamıOyunculuk açısından çok iyi. Gerçekçi bir yapım yani analiz ederek izlerseniz gerçek hayat hakkında yorum yapabilirsiniz ama seyretmeye değmez yalnızca vakit kaybı olur çünkü birşey öğrenemezsiniz. Benim en çok canımı sıkan yerler merve dizdarın konuştuğu yerler oldu. Ne dırdırcı karı dedim. Hayatta zaten çekiyoruz filmdede çekmeyelim bari. Kadın cinayetlerinden felan konu açıp hayata ne katkın felan var diye soru soruyorya gıcık oluyorum. Hayata katkı önemlide konuyu oraya değindirince diyorumki bu tam salak. Sanki adam savcı-avukat anasını satim. Hem hukuk işleri karışık kim ne derse desin durum belirsiz ve insanlar kendi penceresinden bakarak anlatır (kendisini acındırır, yalan yanlış konuşur). İnsanları bu kadar siklemeyin.
Hayao miyizakiden beklediğim bir performans mıydı? Olabilir ama daha iyi bir hikaye beklerdim. Nasıl daha iyi? Daha anlamlı. Miyazakinin iyi filmlerinden birisi değil. Saçma gelmesinin sebebi japon mitolojisiyle alakalı olabilir.
O kadar iyi gidiyorki 1 hafta beklemek zor geliyor. İnsan davranışlarının kurgusu ve görsellik çok iyi yapılmış. Kurgusu saçma değil. Birşey izlemek için aranıyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.
Devam durumu, beni heyecanladıran kısım tam bir hüsran oldu çünkü çok klasik ve…devamıO kadar iyi gidiyorki 1 hafta beklemek zor geliyor. İnsan davranışlarının kurgusu ve görsellik çok iyi yapılmış. Kurgusu saçma değil. Birşey izlemek için aranıyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.
Devam durumu, beni heyecanladıran kısım tam bir hüsran oldu çünkü çok klasik ve basit kaldı hatta çizimleri ve perspektifi beklediğimden kötü oldu. Tam bir hayal kırıklığı. İzlemeyin izletmeyin. Tavsiye etmiyorum.
Emeksiz başarı, kimse için adil değildir ve başkalarına saygı ve örnek alma başarının anahtarıdır. Uğraşan herkesi takdir edin ve anlayın. Kimseyi boş görmeyin. Görürseniz siz kendinizi küçültürsünüz ve sonunda yok olur gidersiniz. Ne kendinizi büyültün ne de küçültün.
Umutsuzluğa düşmeyin asla çünkü umutsuzluk, hüzün insanın beynindeki damarları tıkar, beyninize kan ulaşmaz ve ruhsuz bir kişilik ortaya koyar, kendinizi yok sayarsınız. Geleceğe her zaman umutla bakın ve düşünün.
İnstagramda gördüğüm bir sahne üzerine yazacağım. Öncelikle mühendisliğin tanımını bilmemiz gerekiyor. Mühendis, daha iyisini daha ucuza üretmeye yönelik çalışan kişiye denir. İnstagramda gördüğüm sahnede bakkalcı eline avrupa malı kalemi alıyor ve kırmıyor, türk malı kalemi alıyor ve kırıyor. Ve diyorki…devamıİnstagramda gördüğüm bir sahne üzerine yazacağım. Öncelikle mühendisliğin tanımını bilmemiz gerekiyor. Mühendis, daha iyisini daha ucuza üretmeye yönelik çalışan kişiye denir. İnstagramda gördüğüm sahnede bakkalcı eline avrupa malı kalemi alıyor ve kırmıyor, türk malı kalemi alıyor ve kırıyor. Ve diyorki biz istesekte yapamayız. Resmen boş yapıyor çünkü mühendis bakış açısından bakarsan dışı traşlanan kalemin sağlam olması mı önemlidir yoksa ihtiyacı karşılaması ve ucuz olması mı? Bence mühendislik olarak türk kalemi üstünde daha fazla çalışılmış gerçi o kalemi yapan makine ile avrupa malı kalemi yapan makine aynıdır. Muhtemelen ithaldir ve türk kaleminin dışı atık talaşlardan yapılıyor olabilir. Şimdi günümüze baktığımızda herkes recycle'cı. Neyse çok saçma bir benzetme olduğu için bu sahne beni sinir etti. Cahil olan bakkalcının kendisi.
Çok kötü bir film ama gerçek hayat hikayesi diyor. Suçsuz yere hapise giren bir adam var ve suçluları savunan bir dernek var. Resmen laikliğin özeti. Türkiye gibi yani. Avrupada türkiyeden çok farklı değilmiş yani. 1977 ispanyası türkiye 20 yıl geridedir…devamıÇok kötü bir film ama gerçek hayat hikayesi diyor. Suçsuz yere hapise giren bir adam var ve suçluları savunan bir dernek var. Resmen laikliğin özeti. Türkiye gibi yani. Avrupada türkiyeden çok farklı değilmiş yani. 1977 ispanyası türkiye 20 yıl geridedir diyordum 30 yıl gerideyiz anlaşılan. 20 yıl 30 yıl gerideyiz demekten haz almıyorum hatta diyenlere gıcık kapıyorum gerçi şu anda ispanyada hukuk nasıl işliyor bilmiyorum. Hukuğun ismi laikli mi şeriat mı umrumda değil yeterki adalet olsun. Suçlulara özgürlük verilmesin, suçluların lehine hukuk inşaa edilmesin (mağdur 5 dayak yediyse suçluda en az 5 dayak yemeli gibi ancak laik özgürlükçü bir ülkede bu tam tersi oluyor. Suçlu en az 5 tane yiyeceğine 1 tane yiyiyor.) ve suçsuzlar yatmasın (nefsi müdafaa yani kadir şeker olayı gibi). Üstüne üstlük mağdurun şikayetçi olmama ve merhamet etme gibi opsiyonlarıda var. İnsan doğasına göre insanlar adalet bulamayınca kendileri yerine getirmeye meğilli oluyor. Buda suç işlenme miktarını arttırıyor. Bu arada ben filmde gardiyanları destekliyordum açık ara.