beta'nın anka albümü çıktı, kaç kere dinledikten sonra üzerine bi' şeyler yazarım bilmiyorum ama bi' şeyler yazarım, notlar bırakırım zannediyorum onun sözlerinden. beta yahut beta berk bayındır nam-ı diğer 3b benim için bi' ustaydı ve en genç, bana en yakın…devamıbeta'nın anka albümü çıktı, kaç kere dinledikten sonra üzerine bi' şeyler yazarım bilmiyorum ama bi' şeyler yazarım, notlar bırakırım zannediyorum onun sözlerinden. beta yahut beta berk bayındır nam-ı diğer 3b benim için bi' ustaydı ve en genç, bana en yakın gelen ustamdı; kafamdaki en neşeli seslerden biriydi, allah rahmet eylesin, nur içinde uyu usta. tanrıdan dileğim senin mirasına sahip çıkabilmemiz ve cennet'te seninle karşılaşabilmek.
beta'yı pek tanımayanlara da tavsiyem en azından birkaç parça dinlemeleri albümden çünkü çok kıymetli parçalara imza atmış berk ağabey, server uraz ve epidemik de onun küllerini güzel bi' kavanoza toplamış, o kavanozu açtığınızda bi' anka kanatlanıp fırlayabilir gözleriniz önünde. benim en sevdiklerim deniz gürzumar ve bora akkaş'la (eski mahlasıyla doğa bora ki en son beta'nın 2012'deki kulak kabartma tozu'ndaki tutarsız parçasında duymuştuk zannediyorum kendisini.) beraber olan kendinden vazgeçmek, contra ve kamufle'yle olan hâlimiz duman, tepki ile beraber olan buna değer, patron ve deniz gürzumar'la beraber olan bizim yolumuz artı tabii ki server uraz'la beraber olan yanımda. 11 parçalık albümden tavsiye olarak 5 tane parça söyledim, farkındayım ama bunlardan birini eleyebileceğimi zannetmiyorum.
son olarak bir iki şey daha söylemem gerekirse tepki kesinlikle her zaman yaptığından daha mahsus, daha kıymetli bi' iş yapmış; isimler çok güzel seçilmiş, eldeki malzemeler çok iyi kullanılmış hem de server uraz, deniz gürzumar, bora akkaş gibi dost seslerle hakikaten hoş ve beta'nın hikâyesine yakışır parçalar çıkmış (en azından benim söylediğim parçalar için vaziyetin böyle olduğunu düşünmüyorum. eline sağlık server uraz, eline sağlık epidemik ekibi!
cennet'te de havalı bi' kul ol da biz de seni görelim berk ağabey.
.
contra:
"aslında söylemek isterim samimi bi' şeyler"
deniz gürzumar:
"kalbimizden eksiltemez kimse bizim eski okulu"
|olympos bebeğim!
şiir defteri 3: "zâhidâ gel aşka uy âr eyleme tevhîdini aşkın inkâr eyleme zerk ü hubbün evlerin eyle virân gönlünü ol mülke mi'mâr eyleme mâsivâ rengin gönülden sil gider bir gönülde hubbü tekrâr eyleme aşk değişdür tesbîh ü seccâdeyi bundan…devamışiir defteri 3:
"zâhidâ gel aşka uy âr eyleme
tevhîdini aşkın inkâr eyleme
zerk ü hubbün evlerin eyle virân
gönlünü ol mülke mi'mâr eyleme
mâsivâ rengin gönülden sil gider
bir gönülde hubbü tekrâr eyleme
aşk değişdür tesbîh ü seccâdeyi
bundan özge dahi bâzâr eyleme
derd-i yâr ile yüreğin yara kıl
derdi artur derde timâr eyleme
sırr-ı aşkı bilmez illa aşk girü
sana aşk besdir dahi yâr eyleme
eşrefoğlu rûmî aşka yâr isen
dilde aşkdan özge ezkar eyleme"
şair: eşrefoğlu rûmî
.
"bir gönülde hubbü tekrâr eyleme" ne demek?
"aşk değişdür tesbîh ü seccâdeyi" ne demek?
"zerk ü hubbün evlerin eyle viran" ne demek?
kelimelerden çok kelimelerin mısralardaki yerleri karıştırdı kafamı, şiirin birçok kısmı hoşuma gitse de (ilk beyit aklıma gelir sürekli) anlamadığım yeri de çok.
.
.
bir numara, istanbul
on bir şevval bin dört yüz kırk beş
16: hiza/ gazapizm (2020) "ben sesimden fark edi'cem yaşlandığımı ya da her şarkıyı veda niyetiyle yazdığımdan" az önce fark ettim bütün parçalarımı veda niyetiyle yazmam gerektiğini, bi' imza olması gerektiğini her eserimin; vakti geldiğinde gecikmek istemiyorum kesinlikle ve vakti geç…devamı16: hiza/ gazapizm (2020)
"ben sesimden fark edi'cem yaşlandığımı
ya da her şarkıyı veda niyetiyle yazdığımdan"
az önce fark ettim bütün parçalarımı veda niyetiyle yazmam gerektiğini, bi' imza olması gerektiğini her eserimin; vakti geldiğinde gecikmek istemiyorum kesinlikle ve vakti geç gelsin gibi bi' arzum da yok rabbim, her şey sana bağlı.
belki biraz geciktim, biraz da güç oldu ama teşekkürler anıl ağabey.
.
"kazanmak kirlidir; kaybedelim, insan kalırız"
.
.
bir numara, rumelihisarı, istanbul
on şevval bin dört yüz kırk beş cuma
şiir defteri 2: "söylediğin şarkı duyulmamıştır hiç ayaklarıyla dolaşan adam toprakta o kadar güzelsin ki kendin de bilmiyorsun ölüm düşüncesini koparıp almalı senden asıl vurulan benim, sen boşuna ölüyorsun." kaydismi: yaşayacak adam şair: ece ayhan . "artık ölü bi' şair…devamışiir defteri 2:
"söylediğin şarkı duyulmamıştır hiç
ayaklarıyla dolaşan adam toprakta
o kadar güzelsin ki
kendin de bilmiyorsun
ölüm düşüncesini koparıp almalı senden
asıl vurulan benim, sen boşuna ölüyorsun."
kaydismi: yaşayacak adam
şair: ece ayhan
.
"artık ölü bi' şair tanımı biliyorsun
vurulan benim yerdeniz, sen boşuna ölüyorsun"
saian'ın berhava albümünün yerdeniz parçasında yorumlarda gördüm ve üzerine düşünmek istedim, burada kalsın da görmek istediğim zaman kolayca bulabileyim istedim. yorum sahibi şiirin yky'den çıkan "adım ece ayhan çağlar..." kitabında yer aldığını belirtmişti.
sizin de düşündükleriniz olursa ve paylaşmak isterseniz çaya beklerim. sağlıcakla ☕
.
.
bir numara
on şevval bin dört yüz kırk beş
15: kayıp gölgeler/ kayra (kısaçalar)• cm 01-02: râgıb: intihar mektubum buna benzer bi' şey olurdu sanki. . . şehre dokuz şevval bin dört yüz kırk beş
14: ritüel/ raziel nisroc (2010) (kısaçalar)• "rap cartel'le umudunu baştan kaybetti." bunun üzerine düşünmem gerek biraz. bu mısradan siz ne anlıyorsunuz? . . yirmi dört ramazan bin dört yüz kırk beş bir numara, duatepe, istanbul
13: sayanora/ kompliman (2020) (kısaçalar)• fazla melankolik, fazla amatör ve basit gelebilir birçok insana. hatta bazısına "varoş" gelebilir ama bu o bazısının sorunu. kısacası bu albüm yakın zamanda türkçe ritmik şiir dinlemeye başladıysanız tavsiye edeceğim bi' şey değil. lakin benim…devamı13: sayanora/ kompliman (2020) (kısaçalar)•
fazla melankolik, fazla amatör ve basit gelebilir birçok insana. hatta bazısına "varoş" gelebilir ama bu o bazısının sorunu. kısacası bu albüm yakın zamanda türkçe ritmik şiir dinlemeye başladıysanız tavsiye edeceğim bi' şey değil. lakin benim için "hoş" bir albüm. türkçe ritmik şiiri uzun zamandır biliyorsanız belki sizin için de "hoş" bir albüm olur hem kısa, bir şans verebilirsiniz efem.
bu albümü albüme ismini veren sayanora parçası sebebiyle dinledim ki parçanın yorumlarında şu diyalog geçmişti kompliman'la aramızda:
mont: "sayanoura değil sayanora şeklinde söyleniyor efendim o ifade."
kompliman: "ben böyle söylüyorum efendim 👍"
mont: "ibare japonca efendim, asıl söylenişiyle söylenmediğinde garip duruyor ama ülkenin %99'unun japonca'ya veya japonlara dair hakikatli pek bi' fikri olmadığı için pek büyük bi' müşkül yok. zaten onun haricinde güzel olmuş gibi şarkı, ellerinize sağlık."
kompliman: "teşekkür ederim efendim. ben de japonca dizilerden duyduğum kadarıyla hoşuma gittiği ve anlamlı olduğu için kullanma hevesinde bulundum. kelimenin son hecesini uzatma sebebim müzikal literatürde melodik flow olarak geçiyor. müzikle uyumlu olması için söyleme şeklimi çeşitlendiriyorum yani. yoksa normal diyalog içersinde insanlar türkçe’yi de şarkı söyler gibi konuşmuyorlar. iyi geceler 🙂"
mont: "zaten efendim, bi' şeyi yeni fark ettim, ikimiz de zaten türk telaffuzunun üzerine konuşuyormuşuz. normalde "sayonara" veya "sayounara" diyor japonlar ve çok daha donuk bi' ibare, ama bizim seslendirdiğimiz şekil daha duygulu ve melodik. oldukça doğru bir tercihte bulunmuşsunuz, ben baştan hatalıymışım.🌷"
kompliman: "🙏🙏"
kısacası hımmmmm gibi zevzeklikten yılmamış, boş bir eleştiriyle meşgul etmiştim bi' ritmik şairi ama en azından hoş karşıladı kendisi. sonra mı, sonra ilk başta eleştirdiğim bu parça çok hoşuma gitti ve defalarca dinledim ki hâlâ dinlerken hoşuma gidiyor, albümün çoğu da pendik'te ömer çam'ın arkasındaki yokuşta (ömer çam pendik esenyalı ile tuzla şifa sınırındayken) sert esen rüzgâra karşı şiir yazarken hissettiğim hislere benzer bi' his tattırdı ki bu kâfi.
kulaklığımın bir tarafı çalışmadığından sebep muhtemelen tam hissini alamadım az evvel, akşamleyin tekrardan dinleyip albümün hakkını vermiş olurum inşallah.
sağlıcakla efendim, inşallah buralarda tekrar görüşmek üzere, dinlemeye karar verirseniz de keyifli dinlemeler 🌰
.
¹•sayanora: çok samimi geliyor kulağa ve galiba kompliman'dan dinlediğim en tesirli parça. parçanın ismi, anlattıkları, albüm çok farklı şeyler canlandırmıştı bende zamanında. hımmmmm da bu parçayla alakalı bi' şeyler yazmıştı sanki ama nerede, ne zaman falan hatırlamıyorum. ayrıca bu parçanın bazı yerlerinde (ve günaydın'da) hatırıma sokrat'ın, cumali efrah'ın falan beraber takıldığı devirdeki o ekibin parçaları ve sokrat'ın ta 2015 civarına kadarki parçalarındaki tını geldi.
no. 1: "şarkılarımı odana dinletiyo’sun"
kompliman: "şarkıları anlayarak dinlemedi kimse yazık"
²•günaydın: kompliman yeraltı geliyor bana hep; bi' şeyleri anlatma şekli, kullandığı okuyuş şekilleri, altyapılar falan bana birçok zaman 2010 civarından 2017'ye kadar yaygın olan ve "yeraltı" diyebileceğimiz adamların yaptığı tarzı hatırlatıyor. ama müziğinde denemek istediği, bana geçirmek istediği bi' şeyler varsa bunlar hep yarım oluyor. bu parçadaki bazı okuyuşlar da patron'u hatırlattı ki fikrimce kompliman'a da çok yakışmış o okuyuşlar. yalnız parçadaki umum* tarz albümdeki umumi tarzı yansıtır nitelikteydi fikrimce.
"yine de kendi yazdığım bu bestelerde yaşardım"
kendisi seremoni efendisi(mc) olmadan önce de prodüktördü, bazı ritmik şairlere altyapı sağlıyordu.
³•kâbus: parçanın birçok yerinde server uraz'ı hatırladım. e2oterik ve server uraz'ın ilk parçaları hatırıma geldi.
⁴•izah: parça çok amatör geldi ama kulaklığımın kalitesizliğinden kaynaklanıyor olabilir bu geliş. kompliman'ın birçok parçada farklı okuyuşları denemesi hoş ama konuk aldığı sanatçılarla alakalı daha uzun düşünmesi de hoş neticeler doğurabilir.
⁵•neden olmuyor: çok klasik, melankolik şablon bir parça denebilir lakin seviyorum galiba böyle şeyleri. hususan böyle altyapılar fena sarıyor beni; sanki ben bugünü veya dünü yakıyorum ağzımda, parça da içinde yakıyor beni ki in ne demişti 8 yıl evvel:
"hecelerimin kömürü olmalısın kalemim
gece gece, gece hece yakmalıyım bugünü ağzımda"
.
.
*genel.
.
son tanzim:
yirmi dört ramazan bin dört yüz kırk beş
bir numara, duatepe, istanbul