Her sahnesine ayrı özenilmiş çok güzel bir diziydi. Çekim tekniklerine bayıldım. Konu desek ilgi çekici, oyunculuk konusunda üç başrol de çok iyiydi. Yıllarca tavsiye edilecek diziler arasına girdi. Size de tavsiye ederim. 🌺
Sezai Karakoç, bu kitabında bizlere "İslam devleti nasıl olunur?" u anlatmış. Tüm açılardan bakmaya çalışmış ve sınırları belirgin şekilde çizmiş. Anlatımı da gayet açık. Özellikle ilkel insan metafiziği ve batılı insan metafiziğini karşılaştırdığı bölüm beynimde bir ışık yaktı. Diriliş nedir…devamıSezai Karakoç, bu kitabında bizlere "İslam devleti nasıl olunur?" u anlatmış. Tüm açılardan bakmaya çalışmış ve sınırları belirgin şekilde çizmiş. Anlatımı da gayet açık. Özellikle ilkel insan metafiziği ve batılı insan metafiziğini karşılaştırdığı bölüm beynimde bir ışık yaktı. Diriliş nedir bunu da çok güzel açıklamış. Bu kısacık kitabı sizde de ışıklar yakması için okuyabilirsiniz.
"Bu bir zihniyet savaşıdır. Karayla akın savaşıdır."
"Davamız ve dava için kavgamız hakikat davası, hakikat savaşıdır."
Romantic Doctor, Teacher Kim Küçük bir kasabada daha çok acil travma hastalarına bakan bir hastane ve çevresinde gelişen olayları konu alan bir dizi. Düzen içinde tutunmaya çalışan da diyebiliriz. Dr. House tarzı bir hocamız var bu dizide de. Bilge ve…devamıRomantic Doctor, Teacher Kim
Küçük bir kasabada daha çok acil travma hastalarına bakan bir hastane ve çevresinde gelişen olayları konu alan bir dizi. Düzen içinde tutunmaya çalışan da diyebiliriz. Dr. House tarzı bir hocamız var bu dizide de. Bilge ve adımları hep doğru olan, yakın çevresi tarafından çok sevilen. Aynı zamanda çekemeyenleri de olan.
Yıllar önce ilk sezonunu izlediğim dizinin bu sene yeni sezonu çıkmış ve yeni bitirdim. Sezonlar birbirinden bağımsız diyebiliriz. Kemik takım aynı baş hocaları, hemşireler, anestezist vs. sadece başrol doktorlar değişmiş. Onlarla birlikte yeni vakaları izliyorsunuz. Yönetim çatışmaları aynı devam ama benim çok ilgilendiğim bir kısım değil orası. Yine de bu düzen içinde ekibin omurgalı duruş sergilemesi gerçekten güzel. Ameliyat sahnelerini izlemeyi özlemişim bu sezonla biraz özlem giderdim diyebilirim. Bu sahnelerde çok başarılı olduklarını düşünüyorum sanki dersteymişsiniz gibi hissettiriyor.
Ben ikinci sezonunu daha çok beğendim ve yorumumu ona göre yaptım ilk sezonu çok hatırlamıyorum. Ama birinci sezonda güzeldi. Bu dizilere yorum yapan çok olmadığı için fikir olsun diye yazdım. Merak edenlere güzel bir öneri olsun.
Spoiler içeriyor
Güney Koreli bir kadın yamaç paraşütü ile Kuzey Kore'ye düşerse ne olur? Sorusunun alternatif cevabı niteliğinde bir dizi. Tabii ki bizim Kuzey Kore algımıza göre anında kadını vururlar. Fakat öyle olmuyor. İyi ki de öyle olmuyor ve biz çok güzel…devamıGüney Koreli bir kadın yamaç paraşütü ile Kuzey Kore'ye düşerse ne olur? Sorusunun alternatif cevabı niteliğinde bir dizi.
Tabii ki bizim Kuzey Kore algımıza göre anında kadını vururlar. Fakat öyle olmuyor. İyi ki de öyle olmuyor ve biz çok güzel anlara tanık oluyoruz. Dizi aynı milletin bölündükten sonra ortaya çıkan dağlar kadar farkını gözler önüne seriyor. Ama en çok o kısımlarda eğleniyorsunuz. Birbirlerinin yaşam şartlarına, giyimlerine, geleneklerine o kadar uzaklar ki bunları keşfetme sahneleri çok komik. Hikâyede çok güzel dostluklara ve çok güzel bir aşka şahit oluyoruz. Sonlara doğru biraz duygusallaşıp size her duyguyu yaşatıyor.
Şu replikle noktalayalım; "Dünyada istediğim her yere gidebilirim. Antartika'ya gidebilirim, Afrikaya da ama buraya gelemiyorum."
Hipertimezi hastalığını belki biliyorsunuzdur. Bilmeyenler için kısaca kişilerin üstün otobiyografik hafızaya sahip olma hali. Dünyada çok az insanda görülen bir hastalık. Hastalar çocukluğundan itibaren yaşadıkları anıları unutmuyorlar. Tüm ayrıntılarıyla hatırlıyorlar. O anda hissettikleri duyguları bile aynı şekilde hissedebiliyorlar. İyi bir…devamıHipertimezi hastalığını belki biliyorsunuzdur. Bilmeyenler için kısaca kişilerin üstün otobiyografik hafızaya sahip olma hali. Dünyada çok az insanda görülen bir hastalık. Hastalar çocukluğundan itibaren yaşadıkları anıları unutmuyorlar. Tüm ayrıntılarıyla hatırlıyorlar. O anda hissettikleri duyguları bile aynı şekilde hissedebiliyorlar. İyi bir şey gibi gözükse de dünyanın en zor şeylerinden biri olabilir.
Ve bu durum bazı belgesel ve dizilere konu olmuş. Bu dizimiz de onlardan birisi. Başrol karakterimiz hipertimezi hastası. Babasına alzheimer teşhisi konmadan bir cinayet üzerine atılıyor. Adam olay gününe dair hiçbir şey hatırlayamadığı için hapse giriyor. Başrolümüz hastalığının da getirdiği yeteneklerle avukat olup babasının suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bu süreç zarfında da çekmediği çile kalmıyor.
Bu hastalık karaktere bir şeyler kattığı gibi çok şeyler de götürüyor. Dizi tam bir dram dizisi. Sevmeyenlere önerilmez. Diziyi izleyeli çok zaman oldu ama hâla o son aklımdan çıkmıyor. Bu çocuk neler çekti böyle.. Dram sevenlere tavsiyedir.
Spoiler içeriyor
Çılgın bilim adamımız Walter, onun kendisi kadar zeki oğlu Peter ve yetenekli FBI ajanımız Olivia Dunham bazı paranormal olayları çözmek için Fringe ekibinde buluşurlar.. Dizi bilim kurgu alanında en iyilerden biri diyebilirim. Bilimsel açıdan gerçeğe çok yakın birçok konu işlenmiş.…devamıÇılgın bilim adamımız Walter, onun kendisi kadar zeki oğlu Peter ve yetenekli FBI ajanımız Olivia Dunham bazı paranormal olayları çözmek için Fringe ekibinde buluşurlar..
Dizi bilim kurgu alanında en iyilerden biri diyebilirim. Bilimsel açıdan gerçeğe çok yakın birçok konu işlenmiş. Tabi fantastik gelen bazı kısımları var ama orasıda kurgu tarafını karşılıyor. Bilimsel deneyler, dna çalışmaları, zihin kontrolü, teknolojik deneyler, paralel evren.. Adından da anlaşılacağı üzere "Fringe Science" (Sınırbilim) üzerine çalışmalar çok etkileyici şekilde işlenmiş.
Jenerikten önce gösterilen sahnelerde bir olay olduktan sonra kafamda "yok artık bu kadar da abartmayın" diyorum. Jenerikten sonraki süreç boyunca o olayı bilimsel olarak öyle bir anlatıyorlarki her şeye inanasım geliyor.
Başlangıçta her bölüm farklı olay işleniyormuş gibi gözüksede aslında temelde olan ana konuya bağlandığını görüyoruz. Özellikle Walter karakterinin gelişimi insanı etkiliyor. Walter-Peter ilişkisine bayılıyorum. Baba-oğuldan çok farklı bir yerdeler.
Dizide çok güzel ince ayrıntılar da var örneğin, laboratuvarda ki inek Gene her görmemde gülerim. Walterın cesetlerin içinde çalışırken midesizce sürekli bir şeyler yemesi.. Tabi bunlar izlerken zevk veren şeyler şuan anlatmanın çok lüzumu yok. :)
Değinmek istediğim bir nokta da "gözcüler" olarak isimlendirilen proje bir insan ırkı. Duygudan yoksun zeka seviyesi maksimumu zorlayan. İnsan ırkı diyorum ama geldikleri son noktayla robottan farksız olduklarını görüyoruz. İnsanı, insan yapan duygularıymış dedirtiyor.
Son olarak Walter bir çocuğun elinden tutup geldi ve her şey başladı. Tekrar bir çocuğun elinden tutup gitti ve her şey bitti..
|"Sanki birileri deneyler yapıyor ve bütün dünya onların laboratuvarı."|
Güney Kore yapımı Netfilx dizisi. Bir uçak kazası sonrası olayın arka tarafında ki siyasi meseleleri konu alan bir dizi. Siyasetin içinde çıkarları uğruna sürekli saf değiştiren insanlar.. Güç sahibi olmak için her şey mübahtır anlayışında olan siyasiler.. Dizinin içinde bir…devamıGüney Kore yapımı Netfilx dizisi. Bir uçak kazası sonrası olayın arka tarafında ki siyasi meseleleri konu alan bir dizi. Siyasetin içinde çıkarları uğruna sürekli saf değiştiren insanlar.. Güç sahibi olmak için her şey mübahtır anlayışında olan siyasiler..
Dizinin içinde bir sürü takım elbiseli adam var ve ilk başlarda kimin kim olduğu konusunda biraz zorlandım. Ama başrolleri farklı dizilerinde izlediğim için sardı. Siyasilerin olduğu kısımlar biraz sıkabilir ama diğer kısımların aksiyonu yerindeydi.
Sahnelerin birazı Kore'de birazı Fas'da çekilmiş görsel açıdan beğendim.
Son bir dipnot inşallah ikinci sezon gelir çünkü sonu boş bitti ne iyiler kazandı ne kötüler cezalandırıldı. Ama seven sevdiğine yine kıyamadı..
İskender Pala'nın kaleminden roman tadında bir siyer.. Yazarın anlatımı çok akıcı ve içine çeken cinsten. Bülbülle bir yolculuğa çıkıp Peygamberimizin hayatını öğreniyorsunuz. Teorik bilgiler içeren kitaplardan sıkılabiliyoruz fakat bu kitap roman okuyup sonunda bir sürü bilgi edinmenizi sağlıyor. İlgisini çekenlerin…devamıİskender Pala'nın kaleminden roman tadında bir siyer.. Yazarın anlatımı çok akıcı ve içine çeken cinsten. Bülbülle bir yolculuğa çıkıp Peygamberimizin hayatını öğreniyorsunuz. Teorik bilgiler içeren kitaplardan sıkılabiliyoruz fakat bu kitap roman okuyup sonunda bir sürü bilgi edinmenizi sağlıyor. İlgisini çekenlerin okumasını öneririm.
"Ben bülbülüm. Eğer bugün bahçenizde bir yerlerde size kırk birinci şarkıyı söylüyorsam, bilin ki yine gülümü anlatıyorumdur."
Birçok insanın en sevdiği kitaplar arasında yer alan bu kitap sanırım içindeki şehvetli aşk yüzünden insanları etkiliyor. Bana göre kadının yaşadığı tamamen saplantı. Ve nedense kadınların kendilerini satılık mal gibi erkeklere adamasına anlam veremiyorum. Ne yazık ki gerçek hayatta da…devamıBirçok insanın en sevdiği kitaplar arasında yer alan bu kitap sanırım içindeki şehvetli aşk yüzünden insanları etkiliyor. Bana göre kadının yaşadığı tamamen saplantı. Ve nedense kadınların kendilerini satılık mal gibi erkeklere adamasına anlam veremiyorum. Ne yazık ki gerçek hayatta da örnekleri var. Güçlü kadın profillerine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Leonardo Dicaprio'nun en sevdiğim filmlerinden birisi. Film izleyince bitmiyor. Son saniyesinden sonra beyninizde filmi çözümlemeye devam ediyorsunuz. Daha başından kendini ele veren filmlerden asla değil. En sevdiğim tabiriyle "beyin yakıyor". Bilinçaltını katmanlarıyla anlatan ve çekim kalitesiyle yukarıya taşıyan bir yapıt.