"Hakkari'de Bir Mevsim" bu güne kadar izlediğim en iyi restorasyona sahip filmdi. 1983 yılında Berlin Film Festivali'nde dört ödül kazanmış olan film, türk sinemasının ve Yeşilçam'ın klişelerinden uzak bu anlamda da oldukça özgün bir filmdi. Özelikle sinematografi açısından film gerçekten…devamı"Hakkari'de Bir Mevsim" bu güne kadar izlediğim en iyi restorasyona sahip filmdi. 1983 yılında Berlin Film Festivali'nde dört ödül kazanmış olan film, türk sinemasının ve Yeşilçam'ın klişelerinden uzak bu anlamda da oldukça özgün bir filmdi. Özelikle sinematografi açısından film gerçekten şahaneydi, görüntü restorasyon ile birlikte muhteşemdi. Bu anlamda çok doyurucu olsa da metin ve hikaye anlatımı açısından filmi potansiyelinin çok altında buldum. Belki farklı bir anlatı/içerik/metin ile şaheser diyebileceğimiz bir eser olabilirdi. Filmi aşağı çeken bir diğer husus ise seslendirme/dublaj/aksan idi. Her şeye rağmen Mubi'nin yayınladığı bu restorasyonlu haliyle izlediğime memnun olduğum bir filmdi. Filmin konusu ise en özet haliyle şöyle; Hakkari'nin ücra bir köyüne bir mevsimliğine (kış) görevlendirilmiş/sürülmüş şehirli öğretmenimizin gözünden köy hayatının imkanları ve rutiniyle beraber bir takım içsel mülahazalar.
Film, sanatsal ve şiirsel sinemanın baş yapıtlarından biri bence. Abbas Kiyarustemi'nin de izlediğim en iyi filmi oldu. Nuri Bilge Ceylan'da olduğu gibi sadeliğin ve sıradan olandaki sıradışılığın çok iyi bir ifadesiydi film. Ve elbette filmi izlemeye değer kılan o müthiş…devamıFilm, sanatsal ve şiirsel sinemanın baş yapıtlarından biri bence. Abbas Kiyarustemi'nin de izlediğim en iyi filmi oldu. Nuri Bilge Ceylan'da olduğu gibi sadeliğin ve sıradan olandaki sıradışılığın çok iyi bir ifadesiydi film. Ve elbette filmi izlemeye değer kılan o müthiş sinematografi ve görüntü.. Bütün bunlarla beraber önemli bir not da düşmeliyim; film ararken filmi başta telefonda bir uygulamada açmıştım ve görüntü kalitesi (renk, doygunluk, çözünürlük) telefondayken gerçekten hiç bir cezbedicilik ve umut barındırmıyorken uygulamayı ve filmi televizyonda açtığımda gerçekten bambaşka bir dünyanın kapısı aralanmış oldu. Böyle bir filmi değerli kılan şey zaten en başta sinematografi ve görüntüydü. Eğer filmi başka bir ekranda izlemiş olsaydım, o kalitede beş on dakikadan fazla izleyemezdim sanırım. Oysa bu film şuana kadar izlediğim en güzel filmlerden biri oldu benim için. Dolayısıyla filmi izlediğimiz ekranlar ve görüntü kalitesi dediğimiz şey, film izleme deneyimimizi başlı başına belirleyen bir unsur oluyor. İyi bir ekranda izlemeyeceksek, bazı filmleri bence hiç izlemesek çok daha iyi olur. Hem filme hem de vaktimize yazık olur diğer türlü. Bu da öyle bir filmdi işte. Yeni bitirmiş olmama rağmen yeniden izleme ihtiyacı hissediyorum şimdiden.
Hayat filmi benim için biraz hayaller hayatlar geyiği gibi oldu. Zeki Demirkubuz ve yıllar sonra yeni filmi diyince epey bir heyecanlanmış ve beklentiyi epey yükseltmiştim ama beklentimin epey altında kaldı film. Genel olarak bir filmi benim için iyi kılan birçok…devamıHayat filmi benim için biraz hayaller hayatlar geyiği gibi oldu. Zeki Demirkubuz ve yıllar sonra yeni filmi diyince epey bir heyecanlanmış ve beklentiyi epey yükseltmiştim ama beklentimin epey altında kaldı film. Genel olarak bir filmi benim için iyi kılan birçok hususta yetersizdi film. Sinematografi, görüntü, kurgu, hikaye; bir bütün olarak Hayat bana yer yer bir Kanal 7 filmi izliyormuşum gibi bir hissiyat uyandırdı. Ama hakkını yememek adına internete düştüğünde bir daha izleyip nihai kararımı öyle vereceğim.
Uzun zamandır ekran başında film izlemeye alışmış olduğum için filmi sinemada izlemek biraz farklı ve yabancı bir hissiyat uyandırdı. Askerde olduğum için gecikmeli olarak gidip izleyebildiğim filmde beğendiğim ve muallakta kaldığım hususlar oldu. Öncelikle film sinematografi ve görüntü açısından beni…devamıUzun zamandır ekran başında film izlemeye alışmış olduğum için filmi sinemada izlemek biraz farklı ve yabancı bir hissiyat uyandırdı. Askerde olduğum için gecikmeli olarak gidip izleyebildiğim filmde beğendiğim ve muallakta kaldığım hususlar oldu. Öncelikle film sinematografi ve görüntü açısından beni doyurdukça doyurdu, Nuri Bilge'nin diğer filmlerinde olduğu gibi. Ve yine sıradan ve alışıla gelmişteki olağanüstülüğü güzel bir şekilde yansıtmıştı yönetmen. Bununla birlikte hikaye ve kurgu bence biraz zayıftı. Özelikle Samet ve Sevim arasındaki ilişki ve bu ilişkideki muallaklıklar biraz rahatsız ediciydi. Samet, Kenan ve Nuray arasındaki ilişki, Nuray'ın politik duruşu ve kadın olarak kendini aradığı noktalar da hoşuma gitti diyemem. Tabi bunlar doğrudan filme ilişkin değil karakterlere dair şahsi hissiyatlarım/düşüncelerim. Bu bütün içerisinde başta dediğim gibi hikaye beni çok sarmasa da Nuri Bilge'yi Nuri Bilge yapan ve onu sevmemi sağlayan unsurlar bu filmde de kendini gösteriyor. Hiç sıkılmadan gözümü kırpmadan izlediğim bir film oldu.
Ahh be "Lee" hüngür hüngür, bağıra bağıra ağlayabilseydin bi keşke.. Baş rolün tepkisizliği, tükenmişliği dramayı geçiremedi bana bir türlü. Müzik seçimleri, sinematografisi çok başarılı olmasına rağmen bir türlü içine çekemiyor sizi film.
"Yalnızca “çabalamaya değmez” demektir kendini öldürmek. Yaşamak, hiçbir zaman kolay değildir kuşkusuz. Birincisi; alışkanlık olan birçok nedenlerden dolayı yaşamın buyurduklarını yapar dururuz, isteyerek ölmek, bu alışkanlığın gülünçlüğünün, yaşamak için hiçbir derin neden bulunmadığının,her gün yinelenen bu çırpınmanın anlamsızlığının, acı çekmenin…devamı"Yalnızca “çabalamaya değmez” demektir kendini öldürmek. Yaşamak, hiçbir zaman kolay değildir kuşkusuz. Birincisi; alışkanlık olan birçok nedenlerden dolayı yaşamın buyurduklarını yapar dururuz, isteyerek ölmek, bu alışkanlığın gülünçlüğünün, yaşamak için hiçbir derin neden bulunmadığının,her gün yinelenen bu çırpınmanın anlamsızlığının, acı çekmenin yararsızlığının içgüdüyle de olsa benimsenmiş olmasını gerektirir."
Babylon maalesef hikayesini ne iyi bir mizahla ne de tam bir ciddiyetle anlatabilmiş bir film. İkisinin arasında; pornografik düzeyde müstehcenlik içermekle beraber, orta/orta altı kalmış bir film olmuş. Oysa harika bir iş çıkartabilecek bir konu ve kadrosu varken bu açıdan…devamıBabylon maalesef hikayesini ne iyi bir mizahla ne de tam bir ciddiyetle anlatabilmiş bir film. İkisinin arasında; pornografik düzeyde müstehcenlik içermekle beraber, orta/orta altı kalmış bir film olmuş. Oysa harika bir iş çıkartabilecek bir konu ve kadrosu varken bu açıdan epey bir hayalkırıklığı. Bununla beraber film müzikleri gerçekten harika, müthiş bir müzikal şölen var. Zaten filmde genel bir şölen/festival havası da her zaman hakim.
Film sessiz sinemadan sesli sinemaya geçiş dönemini ve Hollywood'un gelişimini konu edinirken, bir yandan da sektörün arka yüzünü işliyor.
Güzel manzaraları ve başarılı bir sinematografisi olan filmin maalesef arzu edildiği kadar derinlikli bir hikayesi yok. O yüzden ortalama bir film diyebileceğim bu Fransız yapımına, manzara ve sinematografisi için 6.5 ya da 7 diyebilirim.