Tolstoy'un 1850'lerin başında yazdığı bu ilk kitabını Mazlum Beyhan'ın Rusça aslından yaptığı çeviriyle sunuyoruz. Tolstoy, hayatının son yıllarında bir sohbet sırasında "Çocukluk'u yazdığım sıralarda, hayatın bu evresinin muhteşem şirrini benden önce hiç kimsenin hissetmediğini ve dile getirmedğini düşünürdüm." demişti. 24…devamıTolstoy'un 1850'lerin başında yazdığı bu ilk kitabını Mazlum Beyhan'ın Rusça aslından yaptığı çeviriyle sunuyoruz. Tolstoy, hayatının son yıllarında bir sohbet sırasında "Çocukluk'u yazdığım sıralarda, hayatın bu evresinin muhteşem şirrini benden önce hiç kimsenin hissetmediğini ve dile getirmedğini düşünürdüm." demişti. 24 ile 28 yaşları arasında, asker olarak Kafkaslar ve Kırım'da bulunduğu sırada üç ayrı cilt olarak yazdığı bu ilk eserinde, hem yarı otobiyografik kahramanı İrtenyev'in, hem de bir yazar olarak bizzat Tolstoy'un nasıl büyüdüğünü görüyoruz. "Bir duygunun kendine has niteliğini ve tadını dile getirmede şimdiye kadar Tolstoy'u geçebilen hiçbir yazar olmamıştır."-Isaiah Berlin-"Tolstoy'u okuyan herkes, bunun diğer büyük romancıları okumaya benzemeyen, bambaşka bir deneyim olduğunu bilir"
Bazen kaybolduğumu hissediyorum. İnancım sarsılıyor. Doğruluğundan emin olduğum düşüncelerin hayat karşısında paramparça olduğunu görmek çok yıpratıcı. Karanlığın ortasında buluyorum kendimi. Doğru neydi, yanlış neredeydi, hakikat hangisiydi, bilemiyorum.
Derler ya,insan asla doymak bilmez diye,yüzünü verseniz ille de astarını ister diye.Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir,oysa insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri,onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu.