Spoiler içeriyor
#Sineraf günün filmi.... Villeneuve, uzun zamandir izlemek istediğim çağdaş sinemanın ses getiren yönetmenlerinden. Filmi izlerken bir yandan yazdım. İlk olarak teknik açıdan ne isim verildiğini bilmiyorum lakin son derece sarı bir film ve beni oldukça rahatsız etti bu görsel efektleri.…devamı#Sineraf günün filmi....
Villeneuve, uzun zamandir izlemek istediğim çağdaş sinemanın ses getiren yönetmenlerinden.
Filmi izlerken bir yandan yazdım.
İlk olarak teknik açıdan ne isim verildiğini bilmiyorum lakin son derece sarı bir film ve beni oldukça rahatsız etti bu görsel efektleri. Belki de bu sarının bunaltıcılığı, kasveti beni etkiledi. Müzikler ve görsel efektler gerilim unsurunu oluşturuyor. Ağır ilerleyen bir filme göre oldukça merak uyandırıcı, hiçbir sahnesinde atlayamadım yahut sıkılmadım.
Tarih profesörü Adam'ın bakış açısından yoğunlukla ilerliyor. Varlığı silik, "zevk" alamayan, pısırık, toplumdan kopuk olduğunu düşündüğüm bir karakter. Anthony, saplantılı, baskın. Film boyunca Adam'ın bastırdığı güdüleri gerçekleştirmeye çalıştığını izliyoruz. Bağlanan Adam, Anthony'e dönüşüyor. Aldatıyor ve oldukça sinirli. Adam, Anthony'e karşı silik yani derste anlattığı diktatör mevzusunda Anthony, onun diktatörü oluyor. Diyolog çok fazla yok ancak oyuncular oldukça başarılı. Karakterin duygusunu çok iyi yansıtabiliyor.
Örümcek imgesi filmde kullanılmış, yönetmen ilk sahnede bize bu mesajı veriyor. Oturdum tek tek örümcek mitolojilerine baktım..
Anthony'in karısının 6 aylik hamile oluşu ve Anthony'nin 6 aydır ajansa uğramayaşı aklıma çift karakterliliği getirdi. Acaba dedim??? Burada çözüldü.
Otel sahnesinde oyuncunun mimikler inanılmaz yalnız ikisi başka kimsenin olmadığı bir otel odasında birarada. Ta ma men psikolojik bir film oluşunu burada oturttum kafamda. Zaten yönetmenin bence kurguda hatası gözümüze sokuşuydu bu psikolojisini karakterin.
Göğüs izlerinden doğum tarihlerine... Her şey aynı.
Bir adam iki karakter...
Anthony'nin karısının tarih profesörü Adam'ı ilk görünce nasıl dehşete düştüğünü görmüştük... kadının hamileliği üzerinde de filmde oldukça çok durulmuş.
Bu çift karakteri biraraya getiren hamilelik olsa gerek.
Adam, annesiyle görüştüğünde annesi üçüncü sınıf oyunculuk hayallerini bırakmalısın derken de izleyiciye çift karakterliliği buram buram hissettirmiş, hatta açıkça söylemiştir.
"Karımla yattın mı?" sahnesinde bu iki karakterin çok farkli kişilikler olduğu gözümüze sokulmuş resmen. Gözleri hep yerde ve ezik, silik Adam'a karşı baskın, hükmeden bir Anthony görüyoruz. Adam, içerisindeki bu varoluşsal problemi baskılayarak, farkli bir benlik algısına kapılarak mi yaratti Anthony'i?
Anthony'in ve Adam'ın karısı... hastalığın bilincinde. İki karakteri çözümleyebiliyor.
"Okul nasıl geçti?"
Anthony'i burada bilinçaltına atmaya başladığını görüyoruz Adam'ın.
"Çok üzgünüm."
"Kalmanı istiyorum."
Ve kaza anı. Inanilmaz etkileyici bir andı.
En son karısı Helen'i örümcek olarak görüşü...Baskin karakteri bilinçaltina atan Adam'ın gözündeki acizliği gördüm. Filmin başına gidelim, örümcek eziliyordu ve izleyen Anthony'iydi...
Bu tarz çok film var ancak Villeneuve kendine has bir tarz yaratmış. Saramago'nun derin olay örgüsünden esinlenerek güçlü kurgulanmış karakterler başarılı oyuncularla buluşturulmuş.